İngiltere'de koronavirüs vaka sayısı 700 bini aştı

İngiltere'de koronavirüs vaka sayısı 700 bini aştı
TT

İngiltere'de koronavirüs vaka sayısı 700 bini aştı

İngiltere'de koronavirüs vaka sayısı 700 bini aştı

İngiltere'de korona virüs salgınında son 24 saatte 16 bin 171 yeni vakanın tespit edilmesi ile toplam vaka sayısı 705 bin 428'e yükseldi.
Korona virüs salgını Avrupa'da hızla yayılmaya devam ediyor. İngiltere Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, son 24 saatte 16 bin 171 yeni korona virüs vakasının tespit edildiği, toplam vaka sayısının ise 705 bin 428'e ulaştığı belirtildi. Ülkede Covid-19 nedeniyle son 24 saatte 150 kişi hayatını kaybederken, salgının başlamasından bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 43 bin 579'a yükseldi. Hükümet verilerine göre, İngiltere'de son 24 saat içinde tespit edilen günlük vaka sayısı bir gün öncesine göre 512 kişi artarken, hayatını kaybedenlerin sayısı ise düne göre 14 kişi arttı.
İngiltere hükümeti, Covid-19'un yayılmasını önleyebilmek amacıyla 12 Ekim tarihinde yeni yerel kısıtlamaların uygulanacağını duyurdu. Başbakan Boris Johnson'ın üç aşamalı olarak uygulanacağını belirttiği kısıtlamalarda Liverpool ve İngiltere'nin kuzeyindeki pek çok şehri kapsayan Lancashire bölgesi en yüksek düzeyde kısıtlamaların uygulandığı alanlar oldu.
Greater Manchester'ın en yüksek aşamaya girmesine itiraz eden Manchester Belediye Başkanı Andy Burnham ise, üçüncü kademeye geçilecekse hükümetin işletmelere mali destek yapmasını istediğini belirtti. Greater Manchester ile henüz bir anlaşmaya varmadığını söyleyen Başbakan Johnson, yerel kısıtlamalar konusunda vazgeçilmeyeceğini ve ulusal tecritten kaçındığını ifade etti.
İngiltere'de bu hafta başında duyurulan yeni yerel kısıtlamalar kademeli olarak uygulanırken, en yüksek kademe kısıtlamaların uygulandığı şehirlerde barlar ve restoranlar kapatıldı, farklı haneden olan bireylerin kapalı ve açık ortamlarda toplanmaları yasaklandı.
Öte yandan İngiltere, Avrupa'da İspanya ve Fransa'nın ardından 700 bin vaka sınırını aşan üçüncü ülke oldu.



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”