Cephe hattındaki Hasankaya köyünde tek başına yaşıyor

Azerbaycan'ın cephe hattında bulunan Hasankaya köyünde tek başına yaşayan Efgan Hasanov, yaşadıklarını İHA'ya anlattı. (İHA)
Azerbaycan'ın cephe hattında bulunan Hasankaya köyünde tek başına yaşayan Efgan Hasanov, yaşadıklarını İHA'ya anlattı. (İHA)
TT

Cephe hattındaki Hasankaya köyünde tek başına yaşıyor

Azerbaycan'ın cephe hattında bulunan Hasankaya köyünde tek başına yaşayan Efgan Hasanov, yaşadıklarını İHA'ya anlattı. (İHA)
Azerbaycan'ın cephe hattında bulunan Hasankaya köyünde tek başına yaşayan Efgan Hasanov, yaşadıklarını İHA'ya anlattı. (İHA)

Azerbaycan’ın cephe hattında bulunan Hasankaya köyünde tek başına yaşayan Efgan Hasanov, yaşadıklarını İHA’ya anlattı.
Ermenistan ordusunun 27 Eylül’den itibaren Azerbaycan’ın sivil yerleşim birimlerine saldırması üzerine Azerbaycan işgal altında bulunan topraklarını kurtarmak için karşı saldırı başlatmıştı. O tarihten itibaren Hasankaya köyünde yaşayan siviller güvenlik gerekçesiyle evlerini terk etmişti. Neredeyse tamamen boşalan Hasankaya köyünü terk etmeyen tek kişi ise Efgan Hasanov. Risk bölgesinde yaşayan Hasanov İHA’ya konuştu.

“Ermeni kim ki, biz ondan korkalım”
Ermenistan ordusunun geçici insani ateşkese uymadığını belirten Efgan Hasanov, “Ailemi ve çocukları güvenli bir yere gönderdim. Kendim ise çatışmalar başladığından beri buradayım. Ermeni kim ki, biz ondan korkalım. İnsani ateşkesin 00.00’da başlamasına bakmayarak Ermenistan birlikleri saat 04.00’a kadar saldırılarına devam etti. İki tane mermi bizim mahalleye düştü. Ailemi şehre gönderdim, kendim ise buradayım. Çünkü, çocuklar küçük olduğu için korkuyorlar. Ateşkes olsun veya olmasın ben hep buradayım. 27 Eylül’den beri her gün buradayım. 1 saatlik yemek ve ekmek alıp geri geliyorum. Hiçbir şeyden korkmuyorum, Allah devletimizi, Cumhurbaşkanımızı korusun. Güçlü ordumuz var ordumuza güvenim tam. Burada kalıyorum” diye konuştu.
Çatışmaların başladığı 27 Eylül’den itibaren Terter’e bağlı Şıhakh ve Hasankaya köyleri her gün Ermenistan tarafından saldırıya uğruyor. Geçici ateşkesi değerlendiren köy sakinleri geçici de olsa evlerini ziyaret etti.
Azerbaycan ve Ermenistan, 18 Ekim'de yerel saatle 00.00’dan itibaren geçici insani ateşkesi kabul etti.
Bu karara rağmen Ermenistan ordusu cephenin farklı noktalarında yerel saatle 04.00’a kadar ateşkes ihlallerini sürdürdü.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.