Manama ve Tel Aviv, tam diplomatik ilişkilerin kıyısında

Bahreyn Dışişleri Bakanı Zeyani, Manama Havalimanı'nda ABD-İsrail heyetini karşıladı (BNA)
Bahreyn Dışişleri Bakanı Zeyani, Manama Havalimanı'nda ABD-İsrail heyetini karşıladı (BNA)
TT

Manama ve Tel Aviv, tam diplomatik ilişkilerin kıyısında

Bahreyn Dışişleri Bakanı Zeyani, Manama Havalimanı'nda ABD-İsrail heyetini karşıladı (BNA)
Bahreyn Dışişleri Bakanı Zeyani, Manama Havalimanı'nda ABD-İsrail heyetini karşıladı (BNA)

İsrail Ulusal Güvenlik Kurumu Başkanı Meir Ben Şabat liderliğindeki İsrailli bir heyet, Tel Aviv’den kalkıp Manama’da inen ticari bir uçak ile Bahreyn ziyaretinde bulundu. İki ülke arasındaki ilk sefer sayılan bu ziyaret ile beraber Bahreyn ile İsrail, tam diplomatik ilişkiler kurmak için Manama'da resmi olarak anlaşma imzaladı. Söz konusu heyete ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Uluslararası Müzakereler Özel Temsilcisi Avi Berkowitz de katıldı.
Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyani ve Manama'daki İsrailli temsilciler, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulması adına ortak bir bildiri imzaladı. Bahreyn'deki yetkililer ile ABD ve İsrail’den gelen ekonomi, siyaset ve medya alanındaki heyetler arasında kapsamlı toplantılar yapıldı. Aynı zamanda ortak iş birliği alanlarında birçok mutabakata varıldı.
Bahreyn, geçen ay anlaşma imzalayan Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ardından İsrail ile diplomatik ilişkiler kuran ikinci Körfez ülkesi ve Ürdün (1994) ile Mısır’ın (1979) ardından dördüncü Arap ülkesi sayılıyor. İsrail ve BAE arasında ilişkiler kurulması için 15 Eylül’de Washington’da bir anlaşma imzalanmıştı. İsrail, ABD Başkanı Donald Trump'ın himayesi ve katılımıyla Bahreyn ile barışa destek verdiğini bildirmişti.
Söz konusu ortak bildiriye göre anlaşma, karşılıklı büyükelçiliklerin kurulmasına ve hava seferlerinin başlatılmasına izin verecek. Havaalanında İsrailli heyetini taşıyan uçağın yakınlarında AFP’ye konuşan Bakan Zeyani, “Anlaşma; bölgede güvenlik, barış ve refahın sağlanması, hoşgörü ve birlikte yaşama değerlerinin teşvik edilmesi yönünde önemli bir tarihi adımdır” ifadelerine başvurdu. İsrail heyetinin başkanı ise “Bugün, barışın gerçeğe dönüştüğü harika bir gün. Bu ilişkiler, her iki tarafa da birden fazla düzeyde fayda sağlayacaktır” açıklamalarında bulundu.
Bu önemli ziyaretten duyduğu mutluluğu dile getiren ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ise ekonomi, ticaret, yatırım ve güvenlik açısından fırsatların çok büyük olması dolayısıyla ABD’nin iki ülke arasında iş birliğine varılmasını istediğini vurguladı.
Heyete liderlik eden İsrail Ulusal Güvenlik Kurumu Başkanı Meir Ben Şabat, cesur liderliği ve uzun vadeli vizyonu dolayısıyla Bahreyn Kralı'na teşekkürlerini sundu. Aynı zamanda ülkesinin iki tarafa birden birçok fayda sağlayacak derin ve geniş kapsamlı bir ilişki kurma arzusunu dile getirdi. İsrail'in Bahreyn ve komşu ülkelerle gerçek barışa el uzattığını, yakında herkesi İsrail'de ağırlamayı dört gözle beklediğini de ekledi.
BNA’nın haberine göre, Bahreyn Başbakan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Mubarek Âl Halife, ABD-İsrail ortak heyetini ofisinde ağırladı. Bahreyn Krallığı ile İsrail arasındaki barışa destek beyanının, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Âl Halife’nin barışa stratejik bir seçim olarak bağlılığını doğruladığını bildirdi. Bu strateji kapsamında Ortadoğu'daki uluslararası iş birliğini, istikrarı, barışı ve refahı artırmak için girişimlerin başlatıldığına değinen Başbakan Yardımcısı, bunun Filistin meselesine yönelik çabaların iki devletli çözüme, uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi’ne uygun olarak artırılması ve başarıya ulaşılmasını sağlanacağını vurguladı. Zirâ bölgede adil ve kapsamlı bir barışı sağlamanın en iyi yolunun bu girişim olduğunu da ifade etti.  Bahreyn Başbakan Yardımcısı, sözlerine şu ifadelerle devam etti:
“Hoşgörü, bir arada yaşama, farklı din ve kültürlere açıklık ülkesi olan Bahreyn Krallığı, barış sürecini bölge ülkeleri ve halkları yararına daha geniş ilişkilerin kurulduğu önemli bir adım olarak görüyor. Tarihsel deneyimler ışığında yapıcı ve verimli bir iş birliği kurmak, hem Orta Doğu hem de dünyada karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmenin, tüm düzeylerdeki arzu ve istekleri gerçekleştirmenin etkili yoludur.”
İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Haiat de ülkesinin heyetinin Bahreyn Krallığına olan ziyaretini tarihi olarak nitelendirdi. İsrail heyetinin Bahreyn’e yönelik ilk ticari uçuşla Bahreyn’e ilk gelişi olduğuna değinen Haiat, “Bu, yıllardır beklediğimiz tarihi bir gündü” açıklamalarında bulundu.
BNA’ya konuşan Haiat, bu ziyaretin diplomatik ve barışa yönelik ilişkilerin kurulması yönündeki ikili anlaşmaların yanında iki ülke arasında gelecekte gerçekleşecek barış konusundaki temel hususları ve altyapıyı ele alacak çalışma grupları oluşturmak amacıyla geldiğini açıkladı. Aynı zamanda, “Bence bugün olup bitenler Ortadoğu'da yeni bir gerçeklik oluşturuyor. Sağlanacak olan barış ne kadar iyi olursa, o kadar çok ülke buna dahil olur” ifadelerini kullandı.
Bahreyn ve BAE’nin İsrail ile imzaladığı anlaşmalara yenilerinin de katılması umudunu dile getiren Lior, ABD’nin bu yeni gerçeği sağlamadaki rolüne de övgüde bulunarak “ABD tarafı, iki ülkenin barışı sağlamasına, tüm bölgenin istikrar ve refaha ulaşmasına yardımcı olmak için çok şey yaptı” dedi.
Şabat ise, uçak Ben Gurion Havaalanı’ndan kalkmadan önce yaptığı açıklamada ziyarette finans, yatırım, ticaret, ekonomi, turizm, havacılık, telekomünikasyon, kültür, bilim, teknoloji, tarım gibi birçok konunun ele alınacağını söylemişti.
Başbakan Binyamin Netanyahu ise kabine oturumunda yaptığı açıklamada “Umarım yakında size daha fazla ülke adı verebilirim. 25 yıllık sıkı çalışmanın ardından barışa karşılık barış teklifinde bulunduk” ifadelerinde bulundu.
İsrailli heyet, bir gün sürecek Manama ziyaretinin ardından iş toplantılarına katılmak için Abu Dabi'yi ziyaret edecek.
Haaretz gazetesine konuşan İsrailli bir yetkili, İsrail ile Bahreyn'in barış anlaşmasına varma olasılığına şüphe ile yaklaşarak “Sonradan resmi bir barış anlaşması yapılır mı bilmem” dedi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir çalışan, dün imzalanan belgelerin diplomatik ilişkiler ve barışın tesisi yönünde ortak bir bildiri olduğunu belirtti. Resmi belgede ‘karşılıklı savaşa girmemekten’, ‘ortak değerlere başvurmaktan’ bahsettiğini de ekleyen yetkili; havacılık, ticaret, enerji, bilim, sağlık gibi alanlarda iş birliği anlaşmalarına imza atılmasının beklendiğini söyledi. Aynı zamanda resmi bir barış anlaşması gibi yasal bir etkisinin olmadığını ve BAE ile imzalanan anlaşma gibi Birleşmiş Milletler’e sunulmayacağını ekleyen İsrailli yetkili, “İmzalanmasının ardından iki ülke arasında tam diplomatik ilişkiler kurulacak” ifadelerine başvurdu.



Geleceğe Yatırım Girişimi, Riyad'ı ekonomiyi yönlendirecek bir ‘küresel laboratuvar’ olarak konumlandırıyor

Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) açılışında konuşma yaptı. (Şarku’l Avsat)
Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) açılışında konuşma yaptı. (Şarku’l Avsat)
TT

Geleceğe Yatırım Girişimi, Riyad'ı ekonomiyi yönlendirecek bir ‘küresel laboratuvar’ olarak konumlandırıyor

Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) açılışında konuşma yaptı. (Şarku’l Avsat)
Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı'nın (FII) açılışında konuşma yaptı. (Şarku’l Avsat)

Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı (FII), Suudi Arabistan'ın ev sahibi rolünün ötesine geçerek geleneksel ekonomik konferans kavramını yeniden tanımlayan bir merkez haline geldiği konusunda küresel bir konsensüsle sona erdi. Üç yoğun gün boyunca Riyad, binlerce lider, yatırımcı ve karar vericiyi ağırlamakla kalmadı, aynı zamanda dünyanın en etkili yatırımcılarını bir araya getiren küresel bir finans komuta merkezine dönüştü.

Konferans alanı, genellikle ekonomik geleceğin yönlendirildiği ve şekillendirildiği başkentlerde görülen bir sahnede, küresel servetin nasıl aktığı ve şekillendiğinin canlı ve nefes alan bir örneği haline geldi.

Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen konferansa 9 binden fazla küresel figürün katılmasıyla, sahne bu olağanüstü toplantının benzeri görülmemiş gücünü yansıtıyordu. Salonlar, resmi oturumlar için basit mekanlar olmanın ötesine geçerek, küresel ekonomiyi yeniden şekillendirmek ve özgürleştirmek için canlı bir ‘laboratuvara’ dönüştü.

Yan tartışmaların gücü

FII’nın gerçek değeri ana sahnelerle sınırlı kalmadı; aynı derecede önemli olan ve perde arkasında gerçekleşen yan tartışmalarda da kendini gösterdi. Birkaç dakikalık samimi ve derin diyaloglar, sektör devleri arasındaki şiddetli rekabetin engellerini ortadan kaldırdı. Bu eşsiz ‘bilgi birleşiminde’, aylarca süren karmaşık pazar araştırmaları ve analizleri, finans sektörünün devleri ile yatırımcılar arasında doğrudan soru-cevap şeklinde özetlendi.

Bu görüş alışverişleri, piyasa performansı, faiz oranı tahminleri, enflasyon, Fed'in bağımsızlığı ve Wall Street üzerindeki etkisi, karmaşık gümrük tarifelerinin etkisi gibi son derece önemli konuları kapsadı.

Yatırım kararlarının yeniden tanımlanmasında yapay zekanın rolüne yoğun bir şekilde odaklanıldı ve her bir varlık yöneticisine, devlerin konsensüsü ışığında stratejilerini değerlendirmeleri için ‘gerçek bir ayna’ sunuldu. FII’nın gücü de budur: ‘Bireysel vizyonları stratejik bir mutabakata dönüştürme yeteneği.’ Burada ifade edilen her görüşün devasa yatırım portföyleri üzerinde doğrudan etkisi vardır ve herkesin bölgesel ve küresel düzeyde sermaye akışlarının şekillenmesine aktif olarak katılmasını sağlar.

Suudi Arabistan: Yatırım için bir referans noktası

FII, karmaşık jeopolitik ve ekonomik zorlukların üstesinden gelmeyi başardı ve kendini, yatırımları dünyanın en iddialı ve kârlı fırsatlarına yönlendiren bir pusula olarak sundu. Bu girişimin en dikkat çekici başarısı, hızlı ve etkili yatırım kararları için ideal bir ortam yaratarak vaatleri anında anlaşmalara ve stratejik ortaklıklara dönüştürme konusundaki olağanüstü yeteneğidir.

Bu güçlü dönüşüm, finans devlerinin oybirliğiyle desteklediği Krallık'taki yoğun yatırım talebiyle teyit edilmektedir. Geleceğe Yatırım Girişimi Vakfı Başkanı Yasir er-Rumeyyan, bu başarıyı nesiller boyu sürecek fırsatların kapısını açan ‘ulusal vizyon için küresel bir referans noktası’ olarak nitelendirdi. Er-Rumeyyan, dönüşümü özetleyen etkileyici bir ifadeyle şöyle dedi: “Artık Suudi Arabistan kendini dünyaya sunmuyor; dünya Suudi Arabistan’a geliyor.” Bu sözleriyle, FII, Expo 2030 ve 2034 FIFA Dünya Kupası gibi büyük küresel etkinliklere ev sahipliği yapılmasını örnek gösterdi.

Teknolojik egemenliğe yatırım

Yapay zekâ, bu yılki FII'nın en öne çıkan ve stratejik odak noktasıydı. Bu, Suudi Arabistan'ın bir finans merkezi olmakla yetinmediğini, teknoloji ve inovasyon alanında küresel bir güç haline gelmek için güçlü adımlar attığını teyit ediyor. Tartışmalar, olasılıkları gözden geçirmekle sınırlı kalmadı; Suudi Arabistan’ın teknolojik egemenliğini sağlamak amacıyla yapılan devasa yatırım duyurularına dönüştü.

Bu önemin bir göstergesi, 2030 yılına kadar Suudi Arabistan'da 400 bin adede kadar yapay zekâ çipi kullanılmasına yönelik stratejik planın açıklanmasıydı. Bu devasa yatırım, yapay zekâ devrimini yerel olarak desteklemek için gerekli bilgi işlem kapasitesini oluşturmayı amaçlıyor. Kamu Yatırım Fonu’nun (PIF) portföy şirketlerinden biri olan Humane ile ABD merkezli Qualcomm Technologies arasında, Suudi Arabistan'da gelişmiş bir yapay zekâ altyapısı kurmak için stratejik bir ortaklık kurulduğu duyuruldu. Sektörün stratejik önemini vurgulayan bir hamle ile petrol devi Aramco, PIF ile önemli bir hisse satın alma konusunda anlaşmaya vardı ve Aramco, gelecekteki faaliyetlerinde yapay zekanın büyük önemini vurguladı.

Bu derin odaklanma, liderlerin yapay zekâ altyapısının gerçekten ‘refahın anahtarı’ olduğunu ve iddialı vizyonları ekonomik gerçeklikle birleştirmenin tek yolu olduğunu kabul ettiklerini yansıtıyor. Bu eğilim, Suudi Arabistan’ın yapay zekanın tüm alanlarda muazzam bir paradigma değişikliği getireceğine olan inancını gösteriyor.

Sonuç olarak FII artık sadece yıllık bir etkinlik değil, dünyanın yatırım geleceğini şekillendirmek için aktif olarak katılmak isteyen herkes için bir forum haline gelmiştir.


Suudi Arabistan, 2025 yılının üçüncü çeyreğine ait genel bütçe performans raporunu yayınladı

Riyad'daki Kral Abdullah Finans Bölgesi (Şarku’l Avsat)
Riyad'daki Kral Abdullah Finans Bölgesi (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan, 2025 yılının üçüncü çeyreğine ait genel bütçe performans raporunu yayınladı

Riyad'daki Kral Abdullah Finans Bölgesi (Şarku’l Avsat)
Riyad'daki Kral Abdullah Finans Bölgesi (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Maliye Bakanlığı, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde devlet bütçesinin performansına ilişkin üç aylık raporunu yayınladı. Rapora göre, gelirler 269,8 milyar riyal (71,9 milyar dolar), harcamalar 358,4 milyar riyal (95,5 milyar dolar) ve tahmini açık 88,5 milyar riyal (23,6 milyar dolar) olarak gerçekleşti.

Rapora göre, bu yılın başından üçüncü çeyreğin sonuna kadar gelirler 835 milyar riyal (222,6 milyar dolar) olarak gerçekleşirken, harcamalar bir trilyon riyali (271 milyar dolar) aştı. Bütçe, yaklaşık 181,758 milyar riyal (48,4 milyar dolar) açık verdi.


Yatırım Günü... Riyad'da milyarlarca dolarlık anlaşmalar bekleniyor

Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’ndan (Şarku’l Avsat)
Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’ndan (Şarku’l Avsat)
TT

Yatırım Günü... Riyad'da milyarlarca dolarlık anlaşmalar bekleniyor

Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’ndan (Şarku’l Avsat)
Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’ndan (Şarku’l Avsat)

Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı’nın (FII) üçüncü ve son günü, ‘Yatırım Günü’ başlığıyla başladı. Bu özel gün, vizyonları gerçeğe dönüştürmek ve milyarlarca dolarlık küresel anlaşmaları sonuçlandırmak için bir platform görevi görüyor.

Yatırım Günü, önde gelen yatırım şirketlerinin stratejilerini ve hızla büyüyen projeleri gözden geçirme, en son gelecek teknolojilerini keşfetme ve küresel kurucuları ve yatırımcıları bir araya getiren yüksek değerli ağ oluşturma etkinliklerine katılma fırsatı sunuyor.

hy
Geleceğe Yatırım Girişimi Konferansı katılımcıları (Şarku’l Avsat)

FII, 27-30 Ekim tarihleri arasında Riyad'daki Kral Abdulaziz Uluslararası Konferans Merkezi'nde, ‘Refahın Anahtarı’ sloganı altında, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in himayesinde düzenlendi.

FII, 250 panel oturumu aracılığıyla 9 binden fazla katılımcı ve 650 seçkin konuşmacıyı bir araya getirdi. Bu da Riyad’ın, dünyanın dört bir yanından liderleri ve yenilikçileri buluşturan, vizyonları geleceğin yatırımlarını şekillendirecek pratik stratejilere dönüştüren önde gelen küresel bir merkez olarak konumunu güçlendirdi.