Libyalı ‘eski’ yüzlerin geri dönüşü uzlaşı için bir adım mı yoksa kazançların hasadı mı?

Ebu Suheymin ve Kaddafi destekçileri ‘ülkenin geleceğinin çizilmesinde’ yer almak istiyorlar.

Nuri Ebu Suheymin
Nuri Ebu Suheymin
TT

Libyalı ‘eski’ yüzlerin geri dönüşü uzlaşı için bir adım mı yoksa kazançların hasadı mı?

Nuri Ebu Suheymin
Nuri Ebu Suheymin

Libyalı eski siyasi isimler ve güçler, gerek yeni siyasi oluşumlar kurarak, gerek halkın ülkede yaşam koşullarının kötüleşmesine olan öfkesini sömürerek, gerekse Libya krizi ile ilgili düzenlenen tüm etkinliklere ve toplantılara katılmanın yanı sıra medyada ve sosyal ağlarda boy göstererek Libya’nın mevcut siyaset sahnesinde kendilerine yer bulmaya çalışıyorlar. 
Gözlemciler bu girişimleri, ülkede başkanlık ve genel seçimlerin düzenlenmesinin önünü açmak için yeni bir icra otoritesi kurulmasına yönelik uluslararası çağrılarla ilişkilendiriyorlar. Burada, söz konusu kişilerin Libya siyaset sahnesine dönmeyi başarmalarıyla ve bir sonraki yönetimde yer edinme ihtimaliyle sınırlı olmayan birçok soru ortaya çıkıyor. Bu soruların başında ise “Libyalı ‘eski’ yüzlerin geri dönüşünün uzlaşı için bir adım mı yoksa kazançların meyvesi mi?” olduğu var.
Tobruk'taki Temsilciler Meclisi’nin üyelerinden Sabah Cuma el-Hac yaptığı açıklamada, Libya'ya yönelik dış müdahalenin, bu kişilerin önceki yönetimdeki pozisyonlarından daha düşük seviyeli pozisyonlarla sınırlı olsa bile iktidara dönme hayali kurma nedenlerinin başında geldiğini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan TM üyesi el-Hac, “Bu kişilerden bazılarına Türkiye'den yeşil ışık yakıldı. Katar'dan da mali destek aldılar. Bununla birlikte Müslüman Kardeşler (İhvan) veya benzeri ideolojik örgütlerden de kendilerine halkın desteğini alacakları sözü verildi” açıklamasında bulundu.
Daha da ileriye giden el-Hac, tüm bunların başlıca amacının ‘devletin tüm eklemlerini kontrol edebilecek, ülkeye ve iç işlerine müdahale eden talimatları uygulayabilecek siyasetçiler yaratmak’ olduğunu öne sürdü. Ancak bazılarının, kişisel çıkarlar elde etmek için kendilerini pazarlamak amacıyla ülkeler arasında seyahat etmek ve büyükelçilerle tanışmaktan başka hedefleri olmadığını da vurguladı.
Eski Meclis Başkanı Nuri Ebu Suheymin, yaklaşık beş yıl boyunca gözlerden uzak kaldıktan sonra ‘Ey Ülkem’ adlı siyasi bir hareket oluştuğunu duyurdu. Ebu Suheymin, Ey Ülkem Hareketi’nin ‘halkın tüm kesimlerine bir hizmet olduğunu’ belirterek ‘kapılarının katılmak veya hareketin programı hakkında daha fazla bilgi almak isteyen herkese açık’ olduğunu vurguladı.
Libya siyaset sahnesinde yer almış, görev yapmış fakat başarısız olmuş herkesin olay yerinden uzaklaşması ve yeni yüzlere fırsat vermesi gerektiğini belirten TM üyesi el-Hac sözlerinin devamında “Libya halkı bundan bıkmış durumda. Halk, coşkulu sloganlar atarak eski isimlerin yeniden siyaset sahnesine dönmeleri fikrinden de hüsrana uğradı” dedi.
Libya, son zamanlarda Muammer Kaddafi rejiminin destekçilerinin yoğunlaşan hareketliliğine tanık oluyor. Kaddafi’yi iktidara taşıyan Fetih Devrimi’nin 51’inci yıl dönümü kutlamaları için Libya'nın güney ve kuzeybatısındaki kentlerde Kaddafi ve oğlu Seyfulislam'ın posterlerinin yer aldığı güçlü mitingler düzenlendi. 41 yıllık Kaddafi rejiminin devrilmesinin ardından muhalifleri tarafından ‘ülkenin geleceğinin çizilmesine katılmaya yetkili olmamakla’ eleştirilen Kaddafi rejiminden eski yüzler, Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde İsviçre'nin Montrö kentindeki İnsani Diyalog Merkezi tarafından düzenlenen Libya-Libya diyaloguna katılabildiler.
Libya Devlet Yüksek Konseyi üyesi Muhammed Muazzib ise eski siyasetçilerin yönetime geri dönebilecekleri ancak her birinin destek ve popülerlik açısından farklı statülere sahip oldukları görüşünde. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Muazzib, “Ebu Suheymin, Libya İslami Mücadele Örgütü’nün bazı üyeleri ve Libya Büyük Müftüsü Sadık el-Giryani tarafından destekleniyor. Ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüklerine dair haberlerin ortaya çıkması nedeniyle son dönemde dışarıya odaklanarak durumu iyileştirmeye çalışsa da Libya içindeki ilişkileri sınırlı kaldı” diye konuştu.
Libya Büyük Müftüsü’nün oğlu ve Türkiye’den yayın yapan Tanasuh televizyon kanalının sahibi Suheyl el-Giryani, Ebu Suheymin’in Libya’daki mevcut krizi çözmeyi amaçlayan her türlü siyasi diyalogda temsilcisi olması için çağrıda bulunan ‘17 Şubat Devrimcileri’ adlı topluluk ile dayanışma içinde olduğunu söylemişti.
Libya Devlet Yüksek Konseyi eski Başkanı Abdurrahman Suveyhili de, ‘iktidar yarışına girmek için çok sayıda Batılı büyükelçiyle sayısız temaslarda ve toplantılarda bulunanlardan bazılarının bu hareketlilikten faydalanacağına’ inandığını belirtti.
Buna karşın Muazzib, geçmişte Kaddafi'ye karşı bir mücadele veren Suveyhili’nin olumlu bir popülariteye sahip olduğunu ancak başta Müslüman Kardeşler başta olmak üzere birçok düşmanının bulunduğunu söyledi. Muazzib, söz konusu düşmanların Libya'nın batısındaki uydu kanallarının çoğuna hakim olduklarını ve Misrata içinde de Suveyhili’yi hoş karşılamayabilecek akımlar bulunduğunu kaydetti.
Twitter hesabından açıklamalarda bulunan Suveyhili, bir önceki mesajında TM ile Libya Devlet Yüksek Konseyi arasında Fas’da gerçekleşen görüşmeleri, ‘üst düzey kurumların dağılımı sürecinde çirkin bir bölgesel kota sistemi benimsemek’ olarak nitelendirdi.
Diğer yandan Muazzib, Seyfulislam Kaddafi'nin başını çektiği akımın iki faktör tarafından zayıflatıldığı inancında. Bunlardan ilkinin Seyfulislam’ın yıllarca ortalarda görünmemesi, yani adamın hayatta olup olmadığının bilmemesi olduğunu söyleyen Muazzib ikincisinin ise babasının 2011'de devrimcilere savurduğu intikam tehditlerine katılmasının bıraktığı ‘acı hatıra’ olduğunu vurguladı.
 
Muazzib, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Seçimler yapılırsa, şu anki halk desteğine göre bu isimlerin yeniden siyaset sahnesine çıkması pek olası değil. Siyaset sahnesinde boy göstermelerini sağlayacak başlıca unsur, kendilerine tüm kapıları açacak olan mali destektir. Bununla birlikte son dönemde siyaset sahnesine çıkan gençlik hareketinin, kendi aralarında bir aday üzerinde anlaşmakta yetersiz kalması da eski yüzlerin ekmeğine yağ sürüyor.”
‘23 Ağustos Hareketi'nin liderlerinden biri olan siyasi aktivist Muhanned el-Kufi, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Libyalılar, devrimden (Şubat Devrimi) bu yana geçmiş yıllarda herhangi bir üst düzey görevde bulunan bir isme dikkatlerini veremeyecek kadar kötü ekonomik koşullara tanık oldular” dedi. Seyfulislam'ın başını çektiği akımın, ‘mevcut yönetimin başarısızlığı çerçevesinde şansı olduğuna’ inanan Kufi “Ancak bu akım, belirli bir vizyona sahip olmaması ve çeşitli kurumlar arasında çok fazla rekabet olması nedeniyle bu şansa yatırım yapmayı başaramadı” ifadesini kullandı. Kufi, 23 Ağustos Hareketi’ne katılan gençlerin ve herkesin, kendilerini temsil eden isimleri bir araya getirmek için safları daha da sıkılaştırmaya çalışacaklarına işaret etti.
Diğer yandan Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) İçişleri Bakanı Fethi Başağa, geçtiğimiz günlerde Beni Velid kentinin ileri gelenleri, alimleri ve şeyhlerinden oluşan bir heyetle bir araya gelerek şehirlerinin ‘Libya'daki tüm şehirler ve bölgeler arasında kapsamlı bir uzlaşmaya varılmasında en büyük role sahip olacağına’ dair güvence verdi.



İsrail’in Han Yunus’a düzenlediği saldırıda 18 Filistinli öldü

İsrail'in daha önce Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırılarında yıkılan binaların enkazı, 7 Ocak 2025 (Reuters)
İsrail'in daha önce Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırılarında yıkılan binaların enkazı, 7 Ocak 2025 (Reuters)
TT

İsrail’in Han Yunus’a düzenlediği saldırıda 18 Filistinli öldü

İsrail'in daha önce Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırılarında yıkılan binaların enkazı, 7 Ocak 2025 (Reuters)
İsrail'in daha önce Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırılarında yıkılan binaların enkazı, 7 Ocak 2025 (Reuters)

Gazze Şeridi Sahra Hastaneleri Müdürü Mervan el-Hams dün Alman Haber Ajansı DPA 'ya yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde çadırları, evleri ve bir aracı hedef alan saldırılarında 9’u çocuk 18 Filistinlinin öldürüldüğünü söyledi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü’nden dün sabah saatlerinde yapılan açıklamada, İsrail’in Han Yunus'un batısında yerinden edilen kişilerin kaldığı bir çadıra insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği saldırıda 4 çocuğun öldürüldüğü ve 20 yaralının hastaneye nakledildiği belirtildi.

AFP'ye konuşan bir görgü tanığı, işgalci İsrail uçaklarının Han Yunus kentinin batısındaki Mevasi bölgesinde yerinden edilen insanların kaldığı çadırlara iki hava saldırısı düzenlediğini ve bunun çadırlarda yangın çıkmasına neden olduğunu söyledi. Görgü tanığı, saldırıda 4 çocuğun öldüğünü ve çok sayıda kişinin yaralandığını belirtti.

Sivil Savunma Müdürlüğü’nden yapılan bir başka açıklamada, işgalci İsrail’in Han Yunus'un güneyindeki Kizan Al-Neccar bölgesinde bir eve düzenlediği bombardımanda 3’ü çocuk olmak üzere 5 kişinin cesedine ulaşıldığı bildirildi.

Açıklamada ayrıca İsrail tarafından Han Yunus'un güneydoğusunda bir araca düzenlenen hava saldırısında 2, şehir merkezinde bir apartmanı hedef alan hava saldırısında 2 olmak üzere 4 kişinin öldürüldüğü duyuruldu.

Sivil Savunma Müdürlüğü açıklamasında, işgalci İsrail’in Gazze’de sivillere yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığı ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki konutları hedef aldığı belirtildi.

Gazze Şeridi'ndeki savaş, Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'in güneyine düzenlediği, daha önce eşi benzeri görülmemiş saldırının ardından patlak verdi. AFP'nin İsrail'in resmi verilerine dayanarak elde ettiği bilgiye göre saldırıda çoğu sivil bin 208 kişi öldü. Bu sayıya öldürülen ya da esaret altındayken ölen rehineler de dahil.

Buna karşın Gazze Şeridi’ndeki Hamas'a bağlı Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu sivil olmak üzere en az 45 bin 885 kişi İsrail tarafından öldürüldü.

İsrail, Hamas'ın yeniden toparlanmasını engellemek amacıyla Gazze Şeridi'nin kuzeyinde geniş çaplı hava ve kara hharekatı yürütüyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, pazartesi akşamı Gazze Şeridi’ndeki Cibaliya Mülteci Kampı’na yaptığı ziyaret sırasında “Durmayacağız. Hamas'ı, tüm rehineleri iade etmek zorunda olduklarını anlayacakları bir noktaya getireceğiz” açıklamasında bulundu.