Nokia, Ay’ın yüzeyine şebeke kuracak

Nokia, Ay’ın yüzeyine şebeke kuracak
TT

Nokia, Ay’ın yüzeyine şebeke kuracak

Nokia, Ay’ın yüzeyine şebeke kuracak

ABD Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA)  Finlandiyalı Nokia şirketini, uzaydaki ilk hücresel iletişim şebekesini Ay'a kurmak için seçtiğini duyurdu. NASA'nın 2024 yılında Ay'a yeniden insan gönderme ve Artemis programı ile burada daha uzun sürekli keşif yapma çabalarının bir parçası olan şebeke kurulumunun insanoğlu Ay'a gitmeden önce tamamlanması amaçlanıyor.
Reuters haber ajansına göre Nokia’nın, 2022 yılı sonuna doğru Ay yüzeyindeki ilk kablosuz genişbantlı iletişim sistemini kurması bekleniyor.
Finlandiyalı şirket, şebekeye ait ekipmanın Ay'a ulaştırılması noktasında ABD’nin Teksas eyaletinde uzay araçları tasarlayan Intuitive Machines adlı özel bir şirketle ortaklık kurduklarını açıkladı. Nokia açıklamasında, ekipmanın Ay'a ulaştırılmasının ardından şebekenin kendi kendine yapılandırılacağını açıkladı.
Nokia, kuracakları şebekenin, aralarında hayati kumanda ve kontrol işlevleri, Ay gezginlerinin uzaktan kontrolü, gerçek zamanlı navigasyon ve yüksek çözünürlüklü video yayını gibi kritik öneme sahip birçok farklı veri iletme uygulamaları için iletişim imkanı sunacağını duyurdu.
Artemis Programı kapsamında NASA, 2024 yılına kadar astronotları Ay’a indirmeyi planlıyor. DPA’nın haberine göre, elde edilecek bilgilerin ardından bir sonraki adımla astronotların Mars’a gönderilmesi de yapılan planlar arasında.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news