Yemen hükümetinden, İran’ın Yemen’e komutan atamasına kınama

Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik (Şarku’l Avsat)
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik (Şarku’l Avsat)
TT

Yemen hükümetinden, İran’ın Yemen’e komutan atamasına kınama

Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik (Şarku’l Avsat)
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik (Şarku’l Avsat)

Yemen hükümeti, İran rejiminin Hasan Erlo’yu Sana’ya büyükelçi olarak göndermesini kınadı.
Atılan bu adım, Yemen hükümetinin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne gönderdiği bir mektupta geldi. Açıklamada, İran rejiminin terörist unsurlarından birisini büyükelçisi olarak atamasının darbeci milislerin BM üyesi Yemen adına hareket etmesine olanak sağlayacağını belirtilerek, Yemen'e yönelik kötü niyetinin apaçık bir teyidini temsil ettiği kaydedildi.
Yemen hükümeti, İran rejimin diğer ülkelerle diplomatik ilişkilerine yönelik düşmanca muamele yoluyla uluslararası topluma meydan okumaya devam ettiğini, bu durumun İran destekli darbeci Husi milislerin Yemen ve Yemen halkına karşı saldırgan davranışlarının devamı niteliğinde olduğu bildirildi.
Açıklamada, bu eylemlerin "uluslararası topluma karşı aleni bir meydan okuma ve BM üye devletlerin haklarının özünü etkileyen tehlikeli emsaller oluşturduğu, uluslararası hukuk kurallarının yanı sıra İran'ın BM Şartı, BMGK tarafından kabul edilen 2216 sayılı karar ve Viyana Sözleşmeleri kapsamındaki uluslararası yükümlülüklerinin ihlalini oluşturduğu bildirildi.
Yemen hükümeti, İran rejiminin darbecilerin ve isyancıların devletin egemenliğini ihlal etmesine izin verdiğini, taşınmaz mallara el koyduğunu, hatta terörist isyancı grupları temsil amaçlı bir büyükelçi göndermeyi uygulayan bir sistem kurmaya çalıştıklarını bildirdi.
Açıklamada, uluslararası hukuk kurallarını savunmanın BM’ye üye tüm devletlerin üstlenmesi gereken görev olduğu vurgulanırken,  İran'ın davranışının uluslararası ilişkilerde tehlikeli bir emsal teşkil etmemesi adına uluslararası ilişkileri düzenleyen kuralların korunması için BMGK’dan talep de bulunuldu.
Diğer yandan Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Tahran'ın, Husilere silah satma niyetiyle ilgili son açıklamalarına ek olarak, Sanaa'ya İran askeri yöneticisi olarak Kasım Süleymani'den bir subay göndermesi, bir sonraki aşamanın parametrelerini ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
SABA haber ajansına konuşan Eryani, bu tırmanışın beş yıldır Yemenlilere öldürmeye ve istismar etmeye çalışan İran saldırganlığının bir uzantısı olduğuna dikkati çekerek, bölge güvenliği ve istikrarına karşı komplo kurulduğunu bildirdi.
Mevcut bilgilerin Hasan Erlo’nun bir dini rehber ve uçaksavar silahlar komutanı olduğunu aktaran Eryani, Tahran'ın kuzeyindeki bir kampta Lübnan Hizbullahı ile bağlantılı bir dizi terörist aktivist ve unsuru eğitmekten sorumlu olduğunun altını çizdi.



Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
TT

Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.

Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.

Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:

* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.

* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.

hnjıo
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)

* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.

* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.

* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.

* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.

* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.

cvfbghjuk
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)

* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.

* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.

* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.

Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.