Washington’dan bir yetkili 2 ABD’li esirin serbest bırakılması için Şam’ı ziyaret etti

Şam’da hapsedildiğine inanılan gazeteci Austin Tice.
Şam’da hapsedildiğine inanılan gazeteci Austin Tice.
TT

Washington’dan bir yetkili 2 ABD’li esirin serbest bırakılması için Şam’ı ziyaret etti

Şam’da hapsedildiğine inanılan gazeteci Austin Tice.
Şam’da hapsedildiğine inanılan gazeteci Austin Tice.

ABD’li bir yetkili, Beyaz Saray’dan bir ismin bu yılın başlarında Suriye hükümeti ile iki ABD vatandaşının serbest bırakılması amacıyla gizli toplantılar düzenlemek üzere Şam’a gittiğini açıkladı. Şam yanlısı bir gazete de ABD’li iki yetkilinin ‘kaçırılanlar’ da dahil birçok meseleyi görüşmek üzere ülkeye geldiğini aktardı. Washington, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in bazı ABD vatandaşlarını alıkoyduğu inancını taşıyor.
İsminin verilmesini istemeyen yetkili, Şam’a ziyarette bulunan ismin ABD Başkanı Donald Trump'ın Yardımcı Asistanı ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Terörle Mücadele Direktörü Kash Patel olduğu bilgisini verdi. Wall Street Journal gazetesinin üst düzey yetkililere dayandırdığı habere göre bu durum, ABD’nin yurt dışında tutulan vatandaşlarının ülkelerine geri gönderilmesini önemli bir öncelik haline getirdiğini yansıtıyor.
Ancak ne Beyaz Saray ne de Dışişleri Bakanlığı’ndan henüz konuya ilişkin açıklama yapılmadı.
Gazete, Trump yönetiminden yetkililer ve müzakerelere yakın olan kaynaklar, 10 yıldan uzun süredir Suriye rejimi ile ABD hükümeti arasındaki ilk temasın bu yılın başında kurulduğunu ve Patel’in Şam’a ziyaret gerçekleştirdiğini belirtti.
Suriye’deki iç savaş yaklaşık 10 yıl önce, Esed’in 2011 yılında ailesinin yönetiminin sona ermesini talep eden protestoculara yönelik acımasız baskı uygulamaları başlatmasının ardından patlak verdi.
Wall Street Journal, Washington’dan yetkililerin 2012’de Suriye’de ortadan kaybolan ABD vatandaşı serbest gazeteci Austin Tice ve 2017’de Suriye rejiminin kontrol noktalarından birinde durdurulduktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Suriye kökenli ABD’li terapist Macid Kamalmaz’ın salıverilmesine olanak tanıyacak bir anlaşma yapılmasını umduklarını belirtti. Gazete, ABD’li yetkililerin Suriye hükümetinin elinde söz konusu iki kişi dışında en az 4 ABD’linin daha esir olduğuna inandığını haklarında çok az bilgi olduğunu aktardı. Aynı şekilde Trump’ın mart ayında Esed’e Tice hakkında ‘doğrudan diyalog’ çağrısı yapan özel bir mesaj gönderdiği de belirtildi.
Gazete, ayrıca geçen hafta da Lübnan Genel Güvenlik Direktörü Abbas İbrahim’in Beyaz Saray’da Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien ile ‘Suriye’de gözaltına alınan ABD’liler konusunu’ görüştüğünü aktardı.
Gazeteye göre kaynaklar, görüşmeler sonucu çok fazla yol kat edilemediğini söylerken Şam’ın defalarca Washington’ı güçlerini ülkeden çekmeye çağırdığını bildirdiler.
El-Vatan gazetesi de konuya yakın Suriyeli kaynaklara dayandırdığı haberinde Wall Street Journal gazetesinde yayınlananları doğrularken 19 Ekim gecesi geç saatlerde üst düzey ABD’li yetkililerin, kaçırılan ABD’liler meselesi ve Washington’ın Suriyi’ye yaptırımları da dahil olmak üzere çeşitli konuları ele almak üzere başkent Şam’a ziyarette bulunduğunu kaydetti.
Kaynaklar, Patel’in yanı sıra Trump’ın kaçırılan ABD’liler için özel elçisi Roger Carstens’in de geçen ağustos ayında Şam’ı ziyaret ettiğini ve Suriye Ulusal Güvenlik Şefi Ali Memluk ile Şam’daki ofisinde ‘bir dizi öneri ve talep içeren çeşitli meseleleri’ ele aldıklarını aktardılar. “Bu, ABD’li yetkililerin bu düzeydeki ilk ziyareti değil. Öncesinde, geçtiğimiz aylarda ve yıllarda Şam’a 3 benzer ziyaret gerçekleştirildi” dediler.
Edinilen bilgilere göre ABD’li yetkililer, ‘işgalci ABD güçlerinin Suriye’nin doğusundan geri çekilmesi’ meselesini ve bu çekilmenin arenadaki gerçek yankılarının ortaya çıkmasını görüşmeden önce Suriye’nin ‘Washington ile hiçbir müzakere ve iş birliği yapılmama’ ilkesine dayanan aynı tavrı nedeniyle şaşkınlık yaşadı. Aynı şekilde Şam, ABD’nin Suriye topraklarından geri çekilmeden önce Washington’ın kendisine yönelik yaptırımlarını görüşmeyi de kabul etmedi.
Kaynaklar konuya dair şunları aktardılar:
“Washington’dan yetkililer, Austin Tice adlı ABD’li serbest gazeteci başta olmak üzere Suriye’deki (kaçırılan) ABD’liler meselesinde Şam’ın Washington ile iş birliğini kazanmaya çalıştılar. Ancak Şam bir başka meseleyi görüşmeden önce ABD güçlerinin geri çekilmesi talebine bağlılığını korudu.”  
El-Vatan gazetesinin haberinde ise şu ifadeler yer aldı:
 “Kendisi bir gazeteci değil, 2012 yılında kaçakçılık yoluyla Suriye topraklarına giren ABD istihbaratıyla sözleşmeli bir ajandır. O dönemde Suriye ordusunun kontrolünden çıkan birçok bölgeyi ziyaret ederek Suriye güçlerine karşı savaşmak için cihatçıları hazırlama göreviyle Doğu Guta bölgesine gitti. Ancak Guta’da gizemli koşullar altında ortadan kayboldu ve akıbeti henüz bilinmiyor. Veriler, ortadan kaybolmasının muhtemelen Doğu Guta’da son zamanlarda ortaya çıkan radikalizm yanlısı grupların mücadelesinden kaynaklandığını gösteriyor.”
Gazete, özellikle ABD lobilerinin, ABD başkanları, kararları ve genel politikaları üzerindeki etkisinin farkında olması dolayısıyla Şam’ın ‘ABD’lilere ve olası sonuçlara güvenmediği’ için Washington’dan yapılan ziyarete karşı dikkatli olduğunu yazdı.
El- Vatan, Devlet Başkanı Beşşar Esed’in ABD başkanlarının sadece icra direktörleri olduğu yönündeki sözlerine dikkat çekerken aynı şekilde Esed’in “ABD seçimlerinde genellikle başkanların değil icra direktörlerinin varlığını bekliyoruz. Çünkü bir konsey var ve bu konsey baskı grupları ve büyük şirketlerden oluşuyor” dediğini aktardı.
Wall Street Journal da geçen pazar akşamı Beyaz Saray’dan bir yetkilinin geçtiğimiz günlerde Şam’a gizli bir ziyarette bulunduğunu ve Suriye hükümetiyle bir toplantı gerçekleştirdiğini aktardı.
Washington’daki Suriyeli kaynaklar, Trump yönetimi ve Suriye rejimindeki yetkililer arasında devam eden temasların ABD’li rehinelerin serbest bırakılması amacıyla birleşik bir anlaşma yapılması için İran ile doğrudan koordinasyon içinde gerçekleştiğini doğruladı. Kaynaklar, Şam’ın bu yılın başlarında Suriye’ye ziyarette bulunan Beyaz Saray’daki terörizmle mücadeleden sorumlu üst düzey ABD’li yetkili Kash Patel’e ilettiği şartları hafiflettiğini söyledi.
Buna göre Patel, Washington'ın reddettiği ve Sezar (Caesar) Yasası ile getirilen yaptırımların kaldırılması veya en azından hafifletilmesi çağrısında bulunan Suriye’nin ‘şartlarıyla’ karşı karşıya geldi.
Aynı çevreler, Trump’ın, anlaşmanın tamamlanmasını kolaylaştırmak için Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile temasa geçmek istediğini ancak Esed’ın bu hususta talimat vermeyi kabul etmediğini aktardı.
Son zamanlarda basında çıkan haberlerde Washington’ın Suriye’ye giden yakıt yüklü gemilerin takibini sıkılaştırdığından ve bir geminin yükünü Suriye’de boşalttıktan sonra hedef alındığı belirtiliyor. Aktarılana göre tankerin adı, mürettebatı ile birlikte Terörizm ve Yasaklama Yönetmeliği’ne dahil edildi.
Söz konusu çevreler, Lübnan Genel Güvenlik Direktörü Abbas İbrahim’in Washington ziyaretinin de aslında ‘rehineleri takas etmek için bir öneri ulaştırma’ amacı taşıdığını aktardılar. Ancak bu kez bu durumun, müttefik İran ile koordinasyonu korumak ve bu aşamada konuya ilişkin olup bitenin arkasında görünmemesi için Şam’ın daha esnek bir şekilde uğraştığı İran şartları uyarınca olduğunu belirttiler..
Aynı çevreler, Trump’ın, zorlu seçim savaşı için ‘ekim sürprizleri’ kapsamında rehine anlaşmasını bu ay sonuçlandırabileceğine işaret ettiler. Şam’ın yaptırımlar nedeniyle yaşadığı boğucu ekonomik kriz ışığında rehineler meselesiyle ilgili devam eden müzakerelerde öncelikli olarak petrol yataklarının eski haline getirilmesine odaklandığını aktardılar. Aynı çevreler, Trump yönetimiyle şu an mevcut olan müzakere alanının Şam’ın ‘ABD güçlerinin Suriye’nin kuzeydoğusundan geri çekilme’ yönündeki talebine dair bir söz almakla sınırlı olabileceğinin altını çizdiler.



Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

İsrail medyası dün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 29 Eylül'de Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşeceğini bildirdi.

Netanyahu dün, Trump'ın, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasının ardından bu ayın sonlarında kendisiyle görüşeceğini duyurdu.

Netanyahu basın toplantısında, "Trump beni Beyaz Saray'a davet etti. BM'deki konuşmamın ardından onunla görüşeceğim" dedi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre Netanyahu, İsrail'in Gazze'deki savaş nedeniyle dünya sahnesinde giderek artan bir yalnızlıkla karşı karşıya kaldığı ve önümüzdeki yıllarda daha yalnız bir devlet olmak zorunda kalacağı yönündeki açıklamasıyla tepkilere yol açtıktan bir gün sonra basın toplantısı düzenledi ve piyasaların olumsuz tepkisini "yanlış anlama" olarak nitelendirdi.

Netanyahu, "İsrail ekonomisine tam güven duyuyorum" diyerek, "İsrail ekonomisi son iki yıldır süren savaşta tüm dünyayı şaşkına çevirdi" ifadelerini kullandı.


İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
TT

İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)

İspanyol polisi dün, Senegal'den Kanarya Adaları'na doğru yola çıkan ve varışta en az 50 kişinin kayıp olduğu bildirilen bir teknede göçmenleri öldürüp işkence ettikleri iddiasıyla 19 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

24 Ağustos'ta, Atlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları açıklarında harap bir tekneden göçmenler kurtarıldı. İspanyol polisine göre teknede 248 kişi bulunuyordu.

Reuters'ın haberine göre yetkililer yola çıktığı sırada teknede 300 kişinin bulunduğunu ve kayıpların çoğunun 11 günlük yolculuk sırasında denize atıldığını düşünüyor. Polis açıklamasına göre hayatta kalanlar soruşturmacılara, gözaltına alınanların çoğunun "onlarca kişiye saldırdığını, onları dövdüğünü ve çeşitli şekillerde darp ettiğini" söyledi.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi: "Bazı durumlarda göçmenleri diri diri denize attılar ve kazara suya düşenleri kurtarmayı reddettiler."

Polis, bazı cinayetlerin batıl inançlarla bağlantılı olduğunu ve mağdurların "büyücülük" yapmakla ve motor arızalarından, yiyecek kıtlığından ve fırtınalardan sorumlu olmakla suçlandığını belirtti. Diğerleri ise zorlu koşulları protesto ettikleri için öldürüldü.

Tutuklu yargılanan 19 şüphelinin tamamı yasadışı göç, cinayet, saldırı ve işkence suçlamalarıyla karşı karşıya.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre son yıllarda binlerce göçmen, Kuzey Afrika'dan İspanya'ya, özellikle de Afrika'nın kuzeybatı kıyısındaki İspanyol Kanarya Adaları'na deniz yoluyla göç etmeye çalışırken hayatını kaybetti.

İspanya, İtalya ve Yunanistan ile birlikte Avrupa'ya giden düzensiz göçmenler için üç ana giriş noktasından biridir.


Trump İngiltere'de: Eşi benzeri görülmemiş törenler ve milyar dolarlık anlaşmalar

Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
TT

Trump İngiltere'de: Eşi benzeri görülmemiş törenler ve milyar dolarlık anlaşmalar

Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)

Birleşik Krallık, dün Windsor Kalesi'nde ABD Başkanı Donald Trump'a iki günlük resmi ziyaretinin ilk gününde kraliyet karşılama töreni düzenledi.

Ziyaret, Kral Charles’ın genellikle ikinci döneminde olan ABD başkanlarını sarayda akşam yemeğine davet etmesi nedeniyle benzeri görülmemiş bir olaydı. Ayrıca, Birleşik Krallığa gerçekleşen resmi ziyaretlerin tarihindeki en büyük şeref kıtası da bu ziyaret sırasında görüldü.

Bu yaklaşım, teknoloji sektöründe milyar dolarlık anlaşmalar yoluyla Washington ile Londra arasındaki ‘özel ilişkiyi’ güçlendirmeyi amaçlayan Başbakan Keir Starmer hükümetinin çabalarıyla örtüşüyor. Trump, Birleşik Krallığa ikinci kez resmi ziyaretle kabul edilmenin kendisi için ‘büyük onur’ olduğunu ifade etmekten çekinmediğinden, Londra'nın stratejisi meyvesini veriyor gibi görünüyor.

Trump'ın bugün İngiliz liderin kırsaldaki inziva yeri Chequers'a gitmesi ve burada başbakan ve hükümet üyeleriyle bir araya gelerek Ukrayna'daki savaş ve gümrük vergileri başta olmak üzere çeşitli konuları görüşmesi bekleniyor.