Libya sorunu hem savaşın eşiğinde hem barışın kıyısında

Bölgesel güçler, meselelerin askeri yoldan çözülemeyeceğini anladılar

Fas'ın Bouznika kentinde bir araya gelen Libyalı tarafların temsilcileri (AFP)
Fas'ın Bouznika kentinde bir araya gelen Libyalı tarafların temsilcileri (AFP)
TT

Libya sorunu hem savaşın eşiğinde hem barışın kıyısında

Fas'ın Bouznika kentinde bir araya gelen Libyalı tarafların temsilcileri (AFP)
Fas'ın Bouznika kentinde bir araya gelen Libyalı tarafların temsilcileri (AFP)

Nebil Fehmi (Mısır eski Dışişleri Bakanı)
Bundan birkaç ay önce Libya, ülkenin batısı ile doğusunu yöneten Libyalı taraflar arasında, bölgesel tarafların desteğini alan güneyli haydutların da karıştığı silahlı bir çatışmanın eşiğindeydi. Bir yandan da çıkarları ve hırsları olan çeşitli bölgesel güçler arasında doğrudan çatışmaların da dahil olmasıyla genişlemek üzere olan çatışmalar vardı.
Türkiye bir yandan, Mareşal Halife Hafter'in batı kanadındaki askeri kontrolünü ve nüfuzunu genişletme çabalarını engellemek için Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Başkanı Fayiz es-Serrac’ın yönelik doğrudan desteğini yoğunlaştırırken diğer yandan attığı adımlar, Mısır'ın ulusal güvenliği için Sirte ve Cufra’yı ‘kırmızı çizgisi’ olarak duyurmasına ve bu çizginin aşılması halinde Türkiye’nin kendisiyle karşı karşıya gelebileceğini belirtmesine neden olan bir noktaya ulaştı. Bu esnada, Türkiye Genelkurmay Başkanı'nın, Libya'da Türk askerinin bulunduğu Vatiyye Hava Üssü’nü ziyaretinin hemen ardından üssü hedef alan bir hava saldırısı gerçekleşti.
O tarihten itibaren birden bire, uluslararası ve bölgesel düzeylerde yoğun diplomatik faaliyetlere tanık olmaya başladık. Libyalı taraflar arasında görüşmelerin gerçekleşmesini sağlayacak uygun bir atmosfer yaratmak ve yabancı güçlerin müdahalesini sonlandırmak için yapılan Libya konulu Berlin 1 ve Berlin 2 konferanslarının yanı sıra Kahire'de Libya'nın doğusunu yöneten Tobruk Temsilciler Meclisi’nden (TM) bir heyeti, siyasi eylemde bulunmaya ve diğer tarafların baskısına karşı koymaya teşvik etmek için gerçekleşen görüşmeler gibi siyasi eylemleri takip ettik. Ardından Kızıldeniz'de alınacak güvenlik önlemleri ve siyasi diyaloglar hakkında görüşmeler gerçekleşti. Siyasi mekanizmaları müzakere etmek ve Libyalı tarafların geçiş döneminde eşit şekilde temsil edilmesine yönelik bir plan hazırlamak için İsviçre'nin Cenevre kenti yakınlarındaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi’nde BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) himayesinde toplantılar yapıldığına şahit olduk. Yine, Fas'ın Bouznika kentinde, bir sonraki aşamada Libya’nın üst düzey kurumlarının dağılımına ve genel seçimlerde dikkate alınacak ilkelere ilişkin Libya Devlet Yüksek Konseyi ve Tobruk Temsilciler Meclisi arasında yapılan müzakereleri gözlemledik.
Uluslararası ve bölgesel tarafların, savaşı askeri yoldan çözemeyeceklerini anlamalarının ardından büyük bir diplomatik ve siyasi girişim başladı. Bununla birlikte, ülkenin batısında ve doğusunda ortak bir siyasi fikir birliği olmadan çözüme ulaşılamayacağına dair inanç da arttı.
Özellikle Libya halkının karşı karşıya kaldıkları kötü hayat şartları ve ülkede yolsuzluğun yayılmasıyla ilgili halkın artan şikayetleriyle birlikte Libyalı diğer tarafların uluslararası ve bölgesel çatışmaların kurbanı olmalarını engelleyecek anlaşmalara varmak için diyalogdan başka seçenekleri yoktu.
Bu çerçevede ülkenin doğusunda Halife Hafter ile TM Başkanı Akile Salih arasında siyasi bir uzlaşmaya varıldığını gördük. Ülkenin batısında ise bazı önemli isimlerin görevlerini bırakma niyetinde olduklarına dair açıklamalarını duyduk. Diğerleri de UMH’nin müzakere tarafı olarak karşısına çıkmasına itiraz ettiği Hafter de dahil olmak üzere doğudaki tüm taraflarla müzakereye hazır olduklarını açıkladılar.
Eğer Libya, bölgesel bir askeri çatışmanın eşiğinden yavaş yavaş çekilip siyaset ve diplomasi aktifleşirse bu önemli ve olumlu bir gelişme olacaktır. Fakat tehlikenin geçtiği ve siyasi bir çözüme ulaşılabileceği sonucuna varmak için henüz çok erken.  Evet, bölgesel güçler, yerel güçlere askeri destek vermelerine rağmen, meselelerin askeri olarak çözülemeyeceğini anladılar. Libyalı taraflar da siyasi çözümün, farklı bir siyasi bakış açısına sahip diğer taraflarla diyaloga girilmesi ve ulusal uzlaşılara varılması anlamına geldiğini fark ettiler.
Evet, BM Libya Özel Temsilcisi Vekili Stephanie Williams’ın Fas, Mısır ve Tunus'ta gerçekleşen siyasi toplantıları desteklemeye yönelik faaliyetleri de artıyor. Bununla birlikte ABD yönetiminin son aylarda Libya’ya yönelik ilgisinin arttığına tanık olurken Rusya'nın özellikle ülkenin doğusunda artan nüfuzundan ve hırsından da çekiniyoruz.
Evet, Rusya’nın Libya sahnesindeki rolünü pekiştirmek için bir takım hırsları ve arzuları var ve Libya’nın siyasi geleceğinin çizilmesine katkıda bulunmak için yüzlerce Libyalı ismin bir araya geleceği toplantılar için çağrıda bulunuyor. Libya sahnesinin diğer tarafında yer alan Türkiye ile Rusya arasında da bir uzlaşı söz konusu. Aralarındaki uzlaşı, sertlik ile yumuşaklık arasında değişkenlik gösterirken Rusya'nın Türkiye’ye yönelik bazen Libya’daki bazen de Suriye’deki tutumuna hizmet ediyor.
Evet, herkesin çözüme askeri yoldan ulaşılamayacağını anladığını gösteren bir iç ve dış siyasi hareketliliğe tanık oluyoruz. Geçiş dönemindeki görevlerin dağılımıyla ilgili daha önce karşı kendilerine çıkılan kişilerin de dahil olduğu çeşitli isimlerin, geçiş döneminin bitmesinin ardından kurulacak siyasi yönetimde yer alacaklarına dair senaryoların dikkate alınması gerektiğine dair bir inanç da oluşmuş durumda. Bazıları şu anda önemli görevlerdeler, fakat üst düzey kurumların başında değiller. Bununla birlikte eski rejimde görev almış bir takım isimlerin dışlanmaması çağrısında bulunanlar da ortaya çıktı.
Öte yandan siyasi çözüme doğru ilerleme umutları halen devam ediyor. Libya istikrarlı bir şekilde istikrarlı bir müzakere yoluna doğru ilerliyor olsa da askeri çatışmanın eşiğinden çekildiğini düşünmek için henüz çok erken. Halen Libya’nın, jeo-stratejik uluslarası bir soruna dönüşmesine ve iç siyasetinin çöküşüne izin veriliyor. Henüz ülkenin dümenini kontrol edebilecek, istikrarını sağlayabilecek, siyasi ve diplomatik yolları yönlendirebilecek uluslararası veya yerel siyasi bir liderlik bulunmuyor.
Rusya ile ABD arasındaki Kuzey Afrika’da yaşanan rekabetin gidişatı halen belirsizliğini koruyor. ABD’de 3 Kasım’daki başkanlık seçimlerinin ardından önümüzdeki yılın başlarında yeni yönetimin görevi devralması öncesinde ABD’nin Rusya’nın faaliyetlerine ne ölçüde karşı koyabileceğini belirlemek mümkün olmayacaktır.
Libya’da siyasal İslamcıların kabul edilebilir bir rolü olup olmadığı da net değil. Bu, sadece onları değil, başta Türkiye ve Mısır olmak üzere bir dizi Ortadoğu ülkesini de ilgilendiren bir konudur.
Ne var ki, Libya bu yılın ilk yarısında en şiddetli fırtınalara kapılmaktan ve zorluklardan kaçınmış olsa da siyasi çözümden ve güvenliğin tam olarak sağlamasından çok uzağız. Bu, ancak birçok uluslararası ve bölgesel gelişme arasında kurulacak bir denge ile sağlanacaktır. Bunlar, Ortadoğu'da Rusya ve ABD arasında bir denge kurulması, Rusya veya ABD aracılığıyla ya da uluslararası toplumun himayesinde Mısır ve Türkiye arasında uzlaşı ve işbirliği amacıyla değil, daha ziyade aralarındaki güveni yeniden inşa etmenin ilk adımı olarak çatışmalardan kaçınmak için diyalog başlatılması gibi gelişmelerdir.
Ayrıca Libyalı tarafların ve bölgedeki ılımlı devletlerin, siyasal İslamcıların siyasi çözümde belirleyici bir yüzdeye sahip olmalarını veya üst düzey kurumlarda göreve getirilmelerini kabul etmeyecekleri ve Libya'nın gelecekte bu akımı diğer bölgelere taşıyacak bir üs haline gelmesinden korktukları göz önüne alındığında Libyalı taraflar arasındaki diyaloglarında siyasal İslamcı eğilim için net sınırların belirlenmesi de gerekiyor.



Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.


Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.