Rusya'dan, Ukrayna'nın, Karadeniz'de üs kurma girişimlerine tepki

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (Reuters-Arşiv)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (Reuters-Arşiv)
TT

Rusya'dan, Ukrayna'nın, Karadeniz'de üs kurma girişimlerine tepki

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (Reuters-Arşiv)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (Reuters-Arşiv)

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Karadeniz’de 2 askeri üs kurulması için çalışma başlatan Ukrayna’nın bu girişimini eleştirdi.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy sabah saatlerinde 25 Ekim’de ülkesinde yapılacak olan yerel seçimlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Aynı sırada bölgesel konuların yanı sıra savunma sanayine dönük açıklamalarda da bulunan Zelenskiy, Ukrayna ordusuna tarihinin en büyük bütçesinin bu yıl sağlandığını ve ülkesinin kendi güvenliği için Karadeniz’e 2 adet askeri üs kurulması için inşa çalışmalarına başladıklarını duyurdu.
Zelenskiy’in yaptığı açıklamaları kısa sürede Rusya tarafından yankı buldu. Karadeniz’de sürekli anlaşmazlık yaşayan Ukrayna ve Rusya arasında gerilimi daha da tırmandıracak girişime cevap veren Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Ukrayna’nın bu girişiminin Karadeniz’de istikrarı olumsuz yönde etkileyebileceğini söyledi. Peskov açıklamasında, “Eldeki tüm gerçekler hesaplandığında Karadeniz Bölgesi’nde istikrar atmosferi açısından olumsuz bir sonuçlar doğurabilir. Potansiyel olarak böyle bir tehlike var” dedi.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.