İkinci çeyrekte 5,3 milyon kişi seyahate çıktı

İkinci çeyrekte 5,3 milyon kişi seyahate çıktı
TT

İkinci çeyrekte 5,3 milyon kişi seyahate çıktı

İkinci çeyrekte 5,3 milyon kişi seyahate çıktı

Yılın ikinci çeyreğinde yurt içinde ikamet eden 5 milyon 334 bin kişi seyahate çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan ikinci çeyreğe ait Hanehalkı Yurtiçi Turizm verisini yayınladı. Buna göre, ikinci çeyrekte, yurt içinde ikamet eden 5 milyon 334 bin kişi seyahate çıktı. Seyahate çıkanların bir ve daha fazla geceleme kaydı ile ülke içinde yaptıkları toplam seyahat sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 69,1 azalarak 5 milyon 976 bin seyahat olarak gerçekleşti. Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 76 milyon 10 bin geceleme yaptı. Ortalama geceleme sayısı 12,7 gece oldu.

Seyahate çıkanlar, 3 milyar 536 milyon 968 bin TL harcadı
Yerli turistlerin, yurt içinde yaptıkları seyahat harcamaları 2020 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 67,1 azalarak 3 milyar 536 milyon 968 bin TL olarak gerçekleşti. Bu harcamaların yüzde 98,0'ını 3 milyar 465 milyon 400 bin TL ile kişisel harcamalar, yüzde 2,0'ını ise 71 milyon 568 bin TL ile paket tur harcamaları oluşturdu. Seyahat başına yapılan ortalama harcama ise 592 TL oldu.
Bu çeyrekte yapılan seyahat harcamalarının geçen yılın aynı çeyreğine göre değişim oranları incelendiğinde en fazla azalış yüzde 90,8 ile paket tur harcamalarında, yüzde 90,3 ile seyahat öncesi yapılan harcamalarda ve yüzde 84,5 ile konaklama harcamalarında oldu.

Yakınları ziyaret amacı ile yapılan seyahatler yüzde 73,9 ile ilk sırada yer aldı
Seyahate çıkış amaçlarında ikinci sırada yüzde 14,0 ile "gezi, eğlence, tatil", üçüncü sırada ise ile yüzde 5,5 ile "sağlık" yer aldı.

Seyahate çıkanlar en çok arkadaş veya akraba evinde kaldı
Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 59 milyon 481 bin geceleme sayısı ile en çok "arkadaş veya akraba evinde" kaldı. Konaklama türlerine göre geceleme sayısında ikinci sırada 11 milyon 638 bin geceleme ile "kendi evi" yer alırken, "otel" 1 milyon 195 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı.



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”