Tunus tüm eyaletlerinde sokağa çıkma yasağı başlattı

Turizm sektöründe çalışanlar dün, Başkent Tunus’ta salgından en çok etkilenen sektörlere destek sağlanması talebi ile gösteri yaptılar. (EPA)
Turizm sektöründe çalışanlar dün, Başkent Tunus’ta salgından en çok etkilenen sektörlere destek sağlanması talebi ile gösteri yaptılar. (EPA)
TT

Tunus tüm eyaletlerinde sokağa çıkma yasağı başlattı

Turizm sektöründe çalışanlar dün, Başkent Tunus’ta salgından en çok etkilenen sektörlere destek sağlanması talebi ile gösteri yaptılar. (EPA)
Turizm sektöründe çalışanlar dün, Başkent Tunus’ta salgından en çok etkilenen sektörlere destek sağlanması talebi ile gösteri yaptılar. (EPA)

Tunuslu yetkililer dün (Salı) akşam 20.00’den sabah 05.00’e kadar tüm eyaletlerde sokağa çıkma yasağı başlattı. Bu karar ülkedeki epidemiyolojik durumunun kötüleşmesi ve kayıtlara geçen toplam vaka sayısının 40 bini aşmasının ardından geldi.
Söz konusu karar, Tunus, Aryana, Bin Arus ve Manuba’nın yanı sıra Sousse ve Munastır da dahil olmak üzere eyalette uygulanan, sokağa çıkma yasağı ile virüsün yayılmasını kontrol altına almayı amaçlayan benzer bir kararın genişletilmesi kapsamında geliyor.
Tunus'ta yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen Hişam el-Meşişi, eyalet yöneticilerine, merkezi hükümete başvurmadan kendi bölgelerinde sokağa çıkma yasağı uygulama yetkisi verdi.
Meşişi, üst düzey hükümet yetkililerinin, gece sokağa çıkma yasağının uygulanıp uygulanmamasının ve sokağa çıkma yasağının zamanlamasının, bölgedeki salgın durumuna göre ilgili bölgesel komitelere başvurmalarının ardından duyurduklarını açıkladı.
Tunus Sağlık Bakanlığı, ülke çapında 17-18 Ekim tarihlerinde 2 bin 185 vakanın daha kaydedilmesi ile Şubat ayından bu yana kaydedilen toplam vaka sayısının 42 bin 727’ye yükseldiğini duyurdu. Belirtilen zaman aralığında 61 kişinin daha hayatını kaybetmesi ile toplam can kaybı 687’ye yükseldi. Ölüm oranının her 100 bin kişide yüzde 5,8 oranında olduğu tahmin edildi.
Ülkede 18 Ekim'de 77 kişinin daha hastaneye yatırılması ile hastanelerde tedavi görmekte olan hasta sayısı 978’e yükseldi. Ayrıca 173 kişinin yoğun bakımda tedavi gördüğü ve bu kişilerden 103’ünün solunum cihazına bağlı olduğu bilgisi verildi.
Bu sırada, Tunus Eğitim Bakanlığı okul çevrelerinde kaydedilen koronavirüs vakaları ile ilgili olarak, 513’ü öğrenci, 510 öğretmen, 101 idari çalışan ve 37 işçi olmak üzere toplam bin 161 vakanın kaydedildiğini duyurdu. Bakanlık hastalığa yakalandığından şüphelenilen kişi sayısının 3 bin 146’ya çıktığını, bu sebeple gelecek dönemde doğrulanan vaka sayısının yükselebileceğini açıkladı.
Tunus Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yeni ve Gelişen Hastalıklar Milli Gözlemevi Genel Müdürü Nassaf bin Aliyye, sağlık çevrelerindeki vaka sayısının yaklaşık 2 bin olduğunun tahmin edildiğini bunun sağlık sektörünün gerekli ekipmanla güçlendirilmesinin ve vaka sayılarının düşürülmesi için sağlık protokollerinin ciddi bir şekilde uygulanmasını gerektirdiğini belirtti.



Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
TT

Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.

Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.

Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:

* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.

* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.

hnjıo
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)

* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.

* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.

* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.

* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.

* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.

cvfbghjuk
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)

* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.

* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.

* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.

Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.