Libya, göçmen akışını durdurmak için barınma merkezlerini kapatma kararı aldı

Trablus’taki bir barınma merkezinden gelen ve tedavi gören bir göçmen. (Trablus Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi)
Trablus’taki bir barınma merkezinden gelen ve tedavi gören bir göçmen. (Trablus Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi)
TT

Libya, göçmen akışını durdurmak için barınma merkezlerini kapatma kararı aldı

Trablus’taki bir barınma merkezinden gelen ve tedavi gören bir göçmen. (Trablus Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi)
Trablus’taki bir barınma merkezinden gelen ve tedavi gören bir göçmen. (Trablus Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi)

Libya'nın başkenti Trablus'taki güvenlik birimleri, ülkenin batısındaki tüm kıyı kentlerinde düzensiz göçmenleri barındıran merkezleri, bu alanlar dışında alternatif merkezlerin kullanılması şartıyla kapatma kararı aldı.
Söz konusu karar, aralarında Yasadışı Göçmenlik İşleri İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Muhammed eş-Şeybani ve Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi Başkanı Albay Mebruk Abdulhafiz’in de bulunduğu Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı güvenlik teşkilatından liderlerin katıldığı toplantı sırasında geldi. Toplantıda, barınma merkezlerinin yapısının gözden geçirilmesi ve Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi’nin göç dalgası ile başa çıkmada karşılaştığı en önemli zorluklarla ilgili Daire Başkanı tarafından sunulan rapor görüşüldü.
Göç dalgasının akışını durdurmak amacıyla yapılan toplantı, göçmenlerin sınırlardan sızmasını kontrol etmek ve bu durumun yayılmasını sınırlandırmak için daha fazla güvenlik devriyesi bulundurulması ve Trabluslu yetkililerle herhangi bir anlaşması veya bağlantısı olmayan uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin gözden geçirilerek tüm bu operasyonlar için gerekli mali desteğin sağlanması kararı ile sona erdi. 
Libya insan hakları raporları ve uluslararası kuruluşlar, göçmenlerin çoğunluğunun başkentteki bazı barınma merkezlerinde işkenceye maruz kalmaya devam ettiğini kaydetti. Ülkede uzun süren savaşlar nedeniyle yaşanan güvenlik sorununun, kaçakçı çetelerinin göçmenleri gizlice Libya kıyılarına getirmeden önce topladığı gizli yerlerde yaşanan acıları iki katına çıkardığı belirtildi. Kaçakçılık olayları, özellikle denize açılan onlarca insanın tekrar barınma merkezlerine dönmesi ile sonuçlanıyor.
Göçmenlerin çektikleri acılar yalnızca barınma merkezlerinde yaşadıklarıyla sınırlı değil.  Aynı zamanda Libya’nın batısındaki şehirlerin sokaklarında yaşayan binlercesi de sıkıntı çekiyor. Bu durum birçoğunun zaman zaman Trablus'taki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) binası önünde protesto gösterileri düzenlemesine neden oluyor.
Başkentin Gorji bölgesindeki BMMYK karargahının önüne gittikten sonra kaldırımda doğum yapan Afrikalı bir göçmenin durumu Libya’da geniş çaplı yankıya neden olmuştu. Ulusal İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ahmed Abdulhakim Hamza, hamile kadının BMMYK binası önüne gelip yardım istediğini ancak reddedildiğini, Libyalı bir kadının yardımıyla yolun kenarındaki bir ağacın gölgesinde bebeğini doğurmak zorunda kaldığını belirtti. Sudanlı kadının bir Libyalının yardımı sayesinde sağlık durumunun kontrol edilmesi için bir tıp merkezine götürüldüğünü kaydeden Hamza, Sudanlı kadının kocası Bingazi'deyken kendisinin Trablus'ta yalnız yaşadığının öğrenildiği bilgisini paylaştı. Ancak BMMYK, kadınla temas halinde olduğunu ve kontrol edilmesi için erkek kardeşlerinden biriyle iletişime geçtiklerini kaydetti.
Trablus Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi, yiyecek sağlamanın yanı sıra sağlıklarını korumak için yaşadıkları odaları sterilize etmek de dahil olmak üzere sığınma evlerinde binlerce mülteciye güvenli bir yaşam sağlamaya yönelik tüm çabaların sürdüğünü duyurdu. BM raporları ise göçmenlerin yaygın olarak fiziksel tacize maruz kaldıklarını gösteriyor.
Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi, düzensiz göçmenlerin barındığı merkezlerin Libya'dan Avrupa kıyılarına kaçmaya çalışırken boğulmaktan kurtarılan veya bölgeye kaçarak gelen düzensiz göçmenleri almaya devam ettiği bilgisini verdi.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.