Tunus muhalefeti Nahda'yı "medyayı kontrol etmeye çalışmakla" suçladı

Gazeteciler "şeffaflığı engellemek" ile tehdit eden yasayı protesto ediyor.

Tunuslu gazeteciler dün başkentin merkezinde protesto düzenlendiler. (AFP)
Tunuslu gazeteciler dün başkentin merkezinde protesto düzenlendiler. (AFP)
TT

Tunus muhalefeti Nahda'yı "medyayı kontrol etmeye çalışmakla" suçladı

Tunuslu gazeteciler dün başkentin merkezinde protesto düzenlendiler. (AFP)
Tunuslu gazeteciler dün başkentin merkezinde protesto düzenlendiler. (AFP)

Tunus’ta yeni basın yasasının yürürlüğe girmesinin ardından İslamcı Nahda Hareket önderliğindeki yeni Tunus hükümetini destekleyen çeşitli koalisyon güçleri arasında keskin anlaşmazlıklar meydana geldi.
Tunus Meclisi'nde 18 sandalyesi bulunan Onur Koalisyonu, Bağımsız Görsel ve İşitsel İletişim Yüksek Kurulu'nun (HAICA) yapısı ve yetkilerinde değişiklik içeren üç maddelik bir yasa tasarısı sunmuştu. Tasarı, Kurul'un yeni bir televizyon kanalı açılması konusunda ön onay verme yetkisinin kaldırılmasını kapsıyor.
Muhalefet; Nahda, Tunus’un Kalbi ve Onur Koalisyonu’dan oluşan hükümeti “medyayı kontrol etmeye çalışmak ve dar partizan çıkarlarına hizmet edecek şekilde uyarlamakla" suçladı.
Gerilim, İslami Haysiyet Komisyonu Başkanı Seyfeddin Mahluf’un basın temsilcileri önünde girişimini duyurması sonrasında yaşandı. Muhalefet partileri söz konusu önerinin meclis çatısı altında konuşulmasına karşı çıktı. Muhalefet üçlü parlamento ittifakını, yolsuzluk paralarını basına sokmaya çalışmakla suçladı.
Tunuslu Gazeteciler Ulusal Sendikası da medya özgürlüğünü savunmak için genel grev de dahil olmak üzere tüm mücadele adımlarına katılmaya hazır olduğunu duyurdu.
Gazeteciler Sendikası üyesi Emira Muhammed, parlamenterlere "yolsuz para lobilerinden ve dar parti gündemlerinden uzak, özgür ve adil bir medyaya inananları anavatana ve medya sektörüne karşı tarihsel sorumluluklarını almaya ve 116 sayılı kararnameyi revize etme girişimine karşı durmaya" çağırdı. İki taraf arasındaki siyasi çatışmanın yoğunluğuna eklenen, Hişam el-Meşişi hükümetinin görsel ve işitsel iletişim özgürlüğü ile Görsel-İşitsel İletişim Kurumunun (HAICA) organizasyonu ve yetkilerinin kontrolüne ilişkin bir hükümet projesini geri çekmesiydi.
Cumhurbaşkanı Kays Said, Onur Koalisyonu’nun parlamentoya sunduğu ve yasama tarafından desteklenen 116 sayılı kararnameyi revize etme konusunda tartışmalar yaşanırken yaptığı açıklamada tasarının mecliste onaylanması halinde imzalamama sözü vermişti.
Tunuslu gazeteciler, onaylanması halinde medya lisanlarını iptal edecek tasarıyı protesto ettiler. Meclis önünde toplanan yaklaşık 300 gazeteci ve fotoğrafçı, "Özgür Basın", "116'nın Revizyonu Geçmez" ve "Kanal Yardımcısı Değil Halkın Vekili" pankartları açtılar. Protestoda medyanın siyasi hesaplardan uzak tutulması yönünde sloganlar atıldı.
Meclis dünkü gündeminde, İslami kanada bağlı sağcı Onur Koalisyonu’nun önerdiği, 2011 devriminden bu yana medya sektörünü geçici olarak düzenleyen 116 sayılı kararnameyi değiştiren bir yasa tasarısını görüştü.
Değişiklik, ruhsat karşılığında kanal ve radyo istasyonları başlatmak için önceki lisanslar da dahil olmak üzere tüm kısıtlamaların kaldırılmasına izin veriyor. Bu nedenle destekçileri, söz konusu tasarının basın özgürlüğünü artıracağını savunuyorlar. Bununla birlikte yasama girişimi, Gazeteciler Sendikası tarafından yapılan açıklamada yasa "görsel-işitsel alana daha fazla nüfuz etmek, adil rekabet kurallarını, şeffaflık ve demokrasi ilkelerini baltalamak ve yozlaşmış ve şüpheli paraya kapı açmak” hedefiyle endişe uyandırıyor.
Basın Sendikası üyelerinden Abdurrauf Bali, DPA’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Önümüzde iki yol var. Ya milletvekilleri değişiklik taslağını desteklemekten çekilir ve böylece parlamentodan geçmez ya da parlamento tarafından onaylandıktan sonra Cumhurbaşkanı tarafından reddedilir. Ancak her durumda değişiklik taslağından vazgeçilene kadar genel grev hazırlıkları da dahil olmak üzere mecliste protesto hareketlerine başlayacağız."
Sendika, kararnameyi değiştirmek yerine hükümetin daha önce sivil toplum kuruluşlarıyla görüştükten sonra Parlamento'ya sunduğu ve görsel-işitsel iletişim için anayasal bir kurumun kurulmasının önünü açan yeni bir tasarıyı tartışmak istiyor.
Ancak mevcut Hişam el- Meşişi hükümeti yeni tasarıyı bir gün önce Parlamento'dan geri çekti. Bu da Onur Koalisyonu tarafından önerilen değişikliğin önünü açmak anlamına geliyor.
Meclisteki birçok parti bu değişikliği onaylamayacaklarını açıkladı. Muhalefetteki Özgür Anayasa Partisi, tartışmalı yasa tasarısının uzaktan onaylanması durumunda protesto düzenleyeceklerini ima eden açıklamalarda bulundu.
Tasarının Meclis'ten geçmesi için 109 milletvekilinin onayı gerekiyor. Meclis'te 102 sandalyeye sahip üç parti olan Nahda Hareketi, Tunus'un Kalbi Partisi ve Onur Koalisyonu, tasarıyı desteklediğini, 70 sandalyeye sahip üç parti, Demokratik Blok, Özgür Anayasa Partisi ve Islah Partisi ise karşı çıkacaklarını duyurmuştu.



İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail'in çekilme planları nedeniyle Gazze'deki ateşkes görüşmeleri "başarısız" oldu

 İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar (AP)

Konuyla ilgili bilgi sahibi iki Filistinli kaynağa göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 40'ını askeri kontrolü altında tutan bir çekilme haritası sunma ısrarı nedeniyle Gazze'deki ateşkes müzakereleri ‘çıkmaza’ girmiş durumda.

AFP'ye konuşan kaynaklardan biri, “Doha'daki müzakereler, İsrail'in dün sunduğu ve Hamas'ın reddettiği Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasında askeri güç bulundurmayı içeren, İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması ve yeniden konumlandırılmasını öngören bir çekilme haritasında ısrar etmesi nedeniyle çıkmaza girmiş durumda ve karmaşık zorluklarla karşı karşıya” dedi.

İkinci kaynak ise “İsrail yok etme savaşını sürdürmek için oyalama ve anlaşmayı bozma politikasını sürdürüyor” ifadesini kullandı.

Gazze ateşkes müzakereleri, Hamas'ın İsrail'i engellemekle suçladığı ve ABD ile İsrail'in görüşmelerde bir ilerleme kaydedileceği ve birkaç gün içinde anlaşmaya varılacağı yönündeki iyimser söylemleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da yedinci gününe girdi.

Geçtiğimiz pazar gününden bu yana Doha'da devam eden müzakerelerin ortasında Netanyahu perşembe günü yayınladığı bir videoda Hamas'ın silahsızlandırılmasını, askeri kabiliyetlerinin olmamasını ve bölgeyi yönetmemesini şart koşarak bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde anlaşma ihtimalini dışladı ve savaşa geri dönme tehdidinde bulundu. Netanyahu, “Bu müzakereler yoluyla elde edilebilirse iyi olur, aksi takdirde kahraman ordumuzun gücüyle başka yollarla elde edeceğiz” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar perşembe günü Avusturya gazetesi Die Presse'ye verdiği röportajda, müzakerelerin geleceği için bir başka koşul öne sürerek Hamas liderlerinin sürgüne gönderilmesinin ‘savaşı sona erdirecek çözümün bir parçası olabileceğini’ belirtti.

Geçtiğimiz perşembe günü televizyonda yayınlanan bir röportajda Netanyahu birkaç gün içinde bir anlaşmaya varılacağı umudunu dile getirerek şunları söyledi: “50 esir halen Hamas tarafından tutuluyor ve bunlardan sadece 20'sinin hayatta olduğuna inanılıyor. Şu anda yaşayanların yarısının ve ölülerin yarısının çıkarılmasını öngören bir anlaşmamız var, yani 10 yaşayan insanımız ve yaklaşık 12 ölen rehinemiz kalacak, ancak onları da çıkaracağım. Umarım birkaç gün içinde bunu sonuçlandırabiliriz.”

Geçen hafta Netanyahu ile Beyaz Saray'da iki kez görüşen Trump, ateşkesin yakın olduğu söylemini yineleyerek bu haftayı olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü yaptığı açıklamada bir anlaşma için ‘büyük umutları’ olduğunu ifade etti.