Mısır Senatosu 300 üyesi ile 7 yıl sonra ile yeniden açıldı

Mısır Senatosu (AFP)
Mısır Senatosu (AFP)
TT

Mısır Senatosu 300 üyesi ile 7 yıl sonra ile yeniden açıldı

Mısır Senatosu (AFP)
Mısır Senatosu (AFP)

Ahmed Abdulhakim
Mısır Senatosu, ülkenin siyaset sahnesinden yaklaşık 7 yıl uzak kaldıktan sonra yapılan son seçimlerin ardından Pazar günü yeniden çalışmalarına başladı. Senato, 100’ü parti listelerinden, 100’ü bağımsız adaylardan ve 100’ü Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin atamasıyla toplam 300 üyeye sahip. 
Yeni Senato, üyelerinin canlı yayında yaş sıralamasına göre yemin etmeleriyle göreve başladı. Senato’nun açılış oturumuna, henüz Senato başkanı seçilmediği için Anayasa uyarınca Senato’nun en yaşlı üyesi olan General Celal Heridi başkanlık etti.

Senato başkanı
Yapılan oylama sonucu Senato başkanlığına tahmin edildiği üzere Vatanın Geleceği Partisi Genel Başkanı, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Abdulvahhab Abdurrazık seçilirken başkanın birinci yardımcılığına Vefd Partisi Genel Başkanı Baha Ebu Şukka, ikinci yardımcılığına da milletvekili Fibi Fevzi getirildi.
Senato üyelerinin, anayasal yeminlerini etmelerinin ardından Senato Başkanı’nı seçmek için yapılan oylamaya geçildi. Senato başkanlığı oylamasına tek aday olarak giren Abdurrazık başkan olarak seçildi. Oylama öncesinde Abdurrazık, biyografisinin bir özetini Senatoya sundu. Abdurrazık, toplam 299 oyun 287'sini alırken, 12 oy geçersiz sayıldı.
Abdurrazık Senato Başkanı seçildikten sonra yaptığı konuşmada, görevin ‘hiç kolay olmadığını, büyük bir özveri ve kararlılık gerektirdiğini’ söyledi. Senato üyelerine hitap eden Abdurrazık, “İşlerinizi Allah’ın rızasını kazanmak ve vatanın çıkarlarını korumak için yaptığınız da haklı olarak takdir toplayacaksınız” dedi. Senato üyelerinin kendisine oy vermelerinden ötürü teşekkür eden Abdurrazık, bu görevin kamu, idare ve yargı alanlarında aldığı görevler ve son olarak partisiyle parlamentoda yaptığı çalışmalarıyla edindiği uzun kariyerinin doruk noktası olduğunu belirtti. Senato üyelerinin ‘büyük sorumlulukları olduğunu ve halkın onlardan çok şey beklediğini’ vurgulayan Abdurrazık,  bununla birlikte Mısır'ın yıllardır neredeyse vatanı kaybetme noktasına geldiği komplolarla karşı karşıya olduğunun da altını çizdi.

Abdulvahhab Abdurrazık kimdir?
Ağustos 1948'de Yukarı Mısır'ın Minye bölgesinde doğan Abdulvahhab Abdurrazık, 1969'da Kahire Üniversitesi'nden Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kariyerine Merkezi Denetim Teşkilatı'nın bir çalışanı olarak başladı. 1970'lerin başlarında Başsavcı görevine getirildi. 1980’li ve 1990’lı yıllarda çeşitli adli görevlerde bulunan Abdurrazık, 1987’de Danıştay'a müsteşar olarak atanırken 1994 yılında Anayasa Yüksek Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptı. Ardından Yukarı Mısır listesinden girdiği seçimlerde Senato üyeliğini kazandı.
Genel başkanı olduğu Vatanın Geleceği Partisi'nin internet sitesinde yer alan bilgilere göre 2001 yılında Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcılığına atandı. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur’un Temmuz 2013'te, daha sonra Mısır’da ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırılan Müslüman Kardeşler mensubu merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yönetiminin devrilmesinin ardından ülkenin geçici cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesiyle Abdurrazık da Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na getirildi.
Abdurrazık, Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Müslüman Kardeşler’in iktidarı döneminde Halk Meclisi ve Şura Meclisi’nin feshedilmesi ve Mart 2015 seçimlerinin geçersiz sayılması nedeniyle Temsilciler Meclisi’nin askıya alınması kararlarının verildiği önemli davalarda görev yaptı.

Mısır Senatosu’na dair satır başları
Yeni Senato, geçtiğimiz ay, 62 milyon 940 bin 165 nüfusa sahip ülkede toplam 8 milyon 959 bin 35 kayıtlı seçmenden yüzde 14,23'ünün katıldığı seçimlerin ardından seçildi.
Senato, 1980-2012 yıllarında faaliyet gösteren ve 2014 yılında tamamen kaldırılan Şura Meclisi ile benzerlik gösterirken 2019’daki Anayasa değişikliğiyle Senato’nun yeniden kurulması kararlaştırıldı.
Ocak 2011 devrimi sırasında görevden alınan merhum Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek döneminde Şura Meclisinin üyelerinin çoğunluğunu, iktidardaki Ulusal Demokrat Parti'nin ileri gelenleri ve milletvekilleri oluşturuyordu.
Görev süresi beş yıl olan Senato'nun resmi yetkileri oldukça az. Resmi Gazete'de yayımlanan habere göre bu görevler, ‘demokrasinin temellerinin sağlamlaştırılmanın yanı sıra toplumsal barışın, toplumun temellerinin ve yüksek değerlerinin desteklenmesinden sorumlu gördüklerini incelemek ve önermek’ olarak sıralanıyor. Yine Resmi Gazete’nin haberine göre Senato’nun görüşünün alındığı konular arasında, ‘anayasanın bir veya birden fazla maddesinin değiştirilmesi, uzlaşma ve ittifak antlaşmaları ve egemenlik haklarıyla ilgili tüm antlaşmalar’ yer alıyor. Buna karşın Temsilciler Meclisi’nin daha büyük yetkileri bulunuyor.
Mısır Anayasası’nın 2020 tarihli ve 141 sayılı Senato’nun Kuruluşu Kanunu’nun 7. Maddesi’ne göre Senato’nun görevleri demokrasinin temellerini pekiştirmek, toplumsal barışı, toplumun temellerini ve yüksek değerlerini, haklarını, özgürlüklerini ve kamu görevlerini desteklemek, demokratik sistemi güçlendirmek ve alanlarını genişletmek için gerekli gördüğü noktaları incelemek ve önerilerde bulunmak.
Aynı kanunun 8. Maddesi’nde ise, Anayasa’nın bir veya birkaç maddesinin değiştirilmesine ilişkin teklifler üzerine Senato'nun görüşünün alınacağı belirtiliyor. Söz konusu tekliflerle ilgili detaylarda ise bunların Cumhurbaşkanı veya Temsilciler Meclisi tarafından kendisine havale edilen sosyal ve ekonomik kalkınma ile barış ve ittifak antlaşmaları ve egemenlik haklarıyla ilgili tüm anlaşmalar için genel bir taslak planları, anayasayı tamamlayan kanun taslakları ve kanun tasarıların yanı sıra devletin genel politikası ya da dış politikası ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı tarafından Senato’ya havale edilen konular oldukları kaydediliyor.
Mısırlı milletvekilleri ve siyasetçilere göre Mısır'da, Senato’nun yeniden kurulmasına ilişkin iki farklı görüş mevcut. Kimi Senato’nun uzmanlık ve yetkilerine duyulan ihtiyaçtan ve Temsilciler Meclisi’nin yükünü hafifleyeceğinden ötürü yeniden kurulması gerektiğini belirtirken kimi de Senato’nun şuan hiçbir öneminin bulunmadığını, hatta 2014'te feshedilmesine neden olan siyasi yolsuzluk konusunda her şeyin aynı kaldığını söylüyor.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.