Avrupa’da koronavirüsün “üçüncü sıçrayış” korkusu

İtalya’da en hızlı vaka oranları kaydediliyor

Avrupa’da Kovid-19 salgınının tekrar merkez üssü olmak üzere olan İtalya’nın Padova kentinde bulunan bir pazarda maske takan vatandaşlar (EPA)
Avrupa’da Kovid-19 salgınının tekrar merkez üssü olmak üzere olan İtalya’nın Padova kentinde bulunan bir pazarda maske takan vatandaşlar (EPA)
TT

Avrupa’da koronavirüsün “üçüncü sıçrayış” korkusu

Avrupa’da Kovid-19 salgınının tekrar merkez üssü olmak üzere olan İtalya’nın Padova kentinde bulunan bir pazarda maske takan vatandaşlar (EPA)
Avrupa’da Kovid-19 salgınının tekrar merkez üssü olmak üzere olan İtalya’nın Padova kentinde bulunan bir pazarda maske takan vatandaşlar (EPA)

Avrupa ülkelerinin çoğu yeni tip koronavirüs (Kovid-19) günlük vaka sayılarında rekor kırmaya başladığından beri Dünya Sağlık Örgütü’ndeki (WHO) uzmanlar ilk kez geçen yılın sonlarına doğru Güneydoğu Asya’da çıkarak Avrupa’ya ve daha sonra da ABD’ye yayılan Kovid-19 salgınının “ikinci dalgasından” söz etmeyi bırakıp “üçüncü sıçrayışından” söz etmeye başladılar. Şu anda Avrupa kıtasının bir kez daha dünya çapında salgının merkez üssü olmasına ramak kaldı.
Son veriler Avrupa’daki yeni vaka sayısının sadece geçtiğimiz hafta yüzde 34 oranında arttığına ancak buna karşılık aynı süre içerisinde ABD kıtasında bu oranın yüzde altıyı bile geçmediğine işaret ediyor. WHO Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Batı Yarımküre’de kışın yaklaşmasıyla birlikte virüsün yayılmasının hızlanma ihtimalinin yüksek olduğuna” dair uyarıda bulundu. Ülkelere mümkün olan en kısa sürede gerekli tüm önlemleri alma ve sağlık sistemlerini güçlendirmek için tüm imkanları kullanma çağrısında bulundu. WHO uzmanları önümüzdeki haftalarda sağlık sistemleri üzerindeki baskının artmasını bekliyor.
Uzmanlar “üçüncü sıçrayış” hakkındaki konuşmalarını şu verilere dayandırıyor: En yüksek Kovid-19 vaka sayılarının kaydedildiği ilk 10 ülkenin içerisinde şu an ABD kıtasından altı ülke bulunuyor. Bunlar; ABD, Brezilya, Arjantin, Kolombiya, Peru ve Meksika. Avrupa ülkelerinden ise İspanya, Rusya ve Fransa olmak üzere üç ülke bulunuyor. Ancak son yedi gün içerisinde en fazla yeni vakanın kaydedildiği 10 ülke içerisinde Fransa, Rusya, İtalya, Çek Cumhuriyeti ve Hollanda olmak üzere beş Avrupa ülkesi bulunuyor. Polonya ise 12’nci sırada bulunuyor. Buna ilaveten şu an ABD kıtasındaki toplam vaka sayısı 18 milyonu aştı ve bunun yedi milyonu ABD’de, 5 milyonu ise Brezilya’da kaydedildi. Avrupa kıtasında ise toplam vaka sayısı 8 milyonu aştı ve bunun 1,2 milyonu yalnızca Rusya’da bulunuyor. Ancak geçen haftaki sayılar Avrupa’daki yeni vaka sayısının 700 bini aştığını gösteriyor ve bu aynı dönem içerisinde 800 bine ulaşan ABD kıtasındaki vaka sayısı ile neredeyse eşdeğer.
Avrupa’da salgının bu şekilde hızlanması WHO’da büyük bir endişe uyandırıyor. WHO Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Günlük vaya sayıları ve ölü sayılarında hızlı bir yükseliş ile karşı karşıyayız ve hala mevsimsel virüslerin yayılması ile genelde sağlık kurumları üzerindeki baskının kayda değer bir biçimde artış gösterdiği kış mevsiminin başlamasına da iki ay var” dedi.
WHO, Kovid-19’un Avrupa’da ölüme sebep olan hastalıklar arasında beşinci sıraya yükseldiği bilgisini paylaştı. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) Sözcüsü salgının Avrupa’daki durumuna ilişkin bu son yayılma hızıyla ilgili henüz yeterli bilimsel kanıt olmadığını ve yayılma hızının nedenlerden birinin soğuk hava olabileceğine dair baskın bir inanç olduğunu belirtti.
ECDC dün düzenli olarak yaptığı son açıklamada “Virüsün bulaşma oranının en çok arttığı yerlerin korunma gereksinimlerini sağlamayan evler ve kapalı alanlar olduğu görülüyor. Mesafeyi korur, testleri yoğunlaştırır, vakaları karantinaya altına alıp izlersek ve karantina önlemleri alır, ellerimizi yıkayıp maske takarsak önümüzdeki haftalarda bulaşma silsilesini kırmayı başaracağız” dedi.
ECDC açıklamasında “Avrupa’da salgının bulaşma oranlarında son zamanlarda yaşanan artıştan çıkarılabilecek ders, bugüne kadar izlenen kısıtlayıcı önlemlerin, ya düzgün uygulanmadıkları ya da yetersiz oldukları için istenen sonuçları vermediğidir” dedi. ECDC bu önlemlere doğru bir şekilde uyulması ve kamuya açık ve özel yerlerde toplanmaların kontrol altında tutulmasının, bugünden şubat ayının başına kadar merkeze üye olan 53 ülkede 281 bin kişinin hayatını kurtarabileceğini kaydetti. İtalya’nın güneyinde bulunan Calabria Üniversitesi tarafından mart ila mayıs ayları arasında yapılan bir araştırma sosyal mesafeye dikkat edilmesinin ve maske takılmasının virüsün yayılma oranını yüzde 1000 oranında azaltacağını ortaya koymuştu.
Günlerdir Avrupa’da görülen epidemiyolojik dalgalanmanın en bariz kanıtı İtalya’nın içinde bulunduğu durumdur. Zira İtalya salgının ilk aşamasında Avrupa’nın merkez üssü olan ancak salgını kontrol altına almayı başararak dünyada örnek teşkil eden ve günler öncesine kadar Avrupa’da en düşük vakaların kaydedildiği bir konumunu üç haftadan kısa bir sürede kaybederek en hızlı yayılma oranlarının kaydedildiği Avrupa ülkeleri arasında ilk sıraya oturdu.
İtalya hükümeti geçtiğimiz pazartesi akşamı gerektiğinde bölgeler tarafından alınan kararları aşan herhangi bir önlem alma hakkını saklı tutarak kriz yönetimi yetkilerini bölgesel otoritelere devretme kararı aldı. Bunun ardından Kuzey Lombardiya Bölge Valisi gece 23.00 ila sabah 05.00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı uygulanacağını duyurdu. Valinin duyurusu ile birlikte Campania Bölge Valisi de benzer bir karar aldı. Zira bölgenin başkenti Napolide günlerdir yeni vaka sayılarında hızlı bir artış görülüyor.
Günlerdir salgının hızla yayıldığı Ligurya, Piyemonte ve Veneto bölgelerinde önümüzdeki günlerde buna benzer adımlar atılacağına dair bir duyuru yapılmıştı. İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella vatandaşlarına, yapılan pek çok fedakarlık sayesinde son aylarda elde edilen başarıları sürdürmek için üst düzey bir sorumluluk gösterme çağrısında bulundu. Diğer taraftan Sağlık Bakanı Roberto Speranza, vatandaşlara evlerinde kalmaları ve temel ihtiyaçlar dışında evlerinden çıkmamaları çağrısında bulundu.
İlk dalga sırasında dünyada çapında salgının merkez üssü haline gelen Lombardiya bölgesi, ölümlerin ve hastanede tedavi görmesi gereken vaka sayısının sürekli artması ile tekrar İtalya’nın en çok vaka görülen bölgesi haline geldi. Bölgenin başkenti Milano şehrinde son 24 saat içerisinde bin 123 yeni vaka kaydedildi.
Campania Valisi geçtiğimiz pazartesi günü vaka sayılarının hızla artmasından dolayı okulların kapatılacağını duyurmuştu. Valinin bu kararı ebeveynlerin protestolarına ve Eğitim Bakanı’nın eleştirilerine yol açtı. Ancak vali dün kararında değişiklik yaparak ilkokul sınıflarında eğitimin devam etmesine karar verdi. Ligurya bölgesindeki yetkililer, lise derslerinin online olarak yapılmasına ve fiziksel sporların yapıldığı ve aynı şekilde üflemeli çalgıların kullanıldığı müzik dersleri gibi “tehlikeli derslerin” kaldırılmasına karar verdi.
Piyemonte bölgesi, tüm bölgede insanların toplu halde bulunmasını kesin bir şekilde yasaklamaya ve Cenova kıyı kenti içinde bulunan 4 “kırmızı semtte” sokağa çıkma yasağı uygulanmasına karar verdi.
İçişleri Bakanlığı, insanların toplu halde bulunmasını ve profesyonel olmayan spor faaliyetlerini yapmasını engelleyip sokaklarda maske takmasını sağlamak için merkezi hükümet ve bölge yetkilileri tarafından açıklanan son tedbir paketinin uygulanması için silahlı kuvvetlerin görevlendirildiğini duyurdu.
İtalya Başbakanı, ülkeyi genel olarak karantinaya almaktan kaçınmak için gerekli önlemlerin alınması konusunda ısrarcı olsa da İtalyan uzmanlar, önümüzdeki birkaç hafta içinde genel bir karantinadan kaçınmak için bir mucize olması gerektiği konusunda neredeyse hemfikir. Giuseppe Conte, aşının bu yılın bitiminden önce hazır hale geleceğini duyurmuştu, ancak ünü epidemiyolog Andrea Crisanti bunun doğru olmadığını söyleyerek aşıların önümüzdeki baharın başlangıcından önce hazır olmayacağını öne sürdü.
Hükümetin önümüzdeki birkaç gün içerisinde yeni bir katı kısmi izolasyon önlemleri paketi açıklayacağına dair beklentilerin ışığında Sağlık Bakanı Danışmanı ve WHO Yönetim Kurulu üyesi Walter Ricciardi, “Milano, Napoli ve Roma’daki epidemiyolojik durum kontrolden çıktı ve buna yalnızca kesin tedbirler yardımcı olabilir” dedi.



İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
TT

İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)

Uzmanlara göre İran'da son 40 yılın en büyük toplumsal değişimlerinden biri yaşanıyor. 

New York Times'ın (NYT) haberinde, gençlerin başını çektiği dönüşüm kapsamında son dönemde binlerce kişinin katıldığı açık hava pop konserleri ve kadınların saçı açık şekilde erkeklerde dans ettiği eğlenceler düzenlendiği yazılıyor. 

Sokak müzisyenleri ve hip-hop dansçılarından sabah yoga grupları ve sanat festivallerine kadar özellikle Tahran'da çeşitli organizasyonların yapıldığına dikkat çekiliyor. 

Başkente ek olarak bazı etkinliklerin Şiraz, İsfahan, Yezd gibi çeşitli şehirlere de yayıldığı aktarılıyor. Hatta çöldeki bazı bölgelerde özel rave partileri düzenlendiği belirtiliyor.

İranlı sosyolog Fadime Hassani, gençlerin "ikili hayat yaşamak istemediğini" özel ve kamusal alan arasındaki ayrımların gittikçe bulanıklaştığını söylüyor: 

Son 40 yılda İran kültürünün büyük bir kısmı özel alanlarda, yani evlerde, partilerde ve kısıtlı ortamlarda varlığını sürdürdü. Ancak bugün aynı değerler, duygular ve yaşam tarzları kamusal alanda da yeniden üretiliyor.

Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, seçim kampanyasında daha fazla sosyal özgürlük vaadinde bulunmuştu. NYT'nin analizinde hükümetin gençlerin liderliğindeki dönüşümü "bastırmaktan çekindiği veya buna gücünün yetmediği" yorumu yapılıyor. 

22 yaşındaki Mahsa Emini'nin başörtüsü kurallarına uymadığı iddiasıyla gözaltına alınıp işkence sonucu öldürülmesiyle İran'da 2022'de patlak veren protesto dalgası da hatırlatılıyor. Kuraklık, ekonomik kriz ve haziranda 12 gün süren İsrail-İran savaşının etkilerinden toparlanmaya çalışan Tahran yönetiminin, benzer bir tepkiyle karşılaşma endişesiyle etkinliklere karşı sert önlemler almadığı yazılıyor. 

Diğer yandan muhafazakarların değişimden rahatsız olduğuna da dikkat çekiliyor. NYT'nin İran medyasından aktardığına göre İstihbarat Bakanlığı, sosyal kurallardaki gevşemeye ve kadınların başörtüsünden uzaklaşmasına dair ülkenin dini lideri Ali Hamaney'e rapor sundu. Hamaney'in de "gençlerin ve kadınların hizaya getirilmesi" talimatı verdiği öne sürülüyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Iran Wire


Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.