Cenevre’deki Libya görüşmelerinde tartışmalı 6 noktada uzlaşılırken taraflar ortak bütçe oluşturulmasını kararlaştırdılar

Anlaşmaya varılan noktalar arasında kara ve hava güzergahlarının açılmasının yanı sıra olası bir askeri gerilimden kaçınılması da yer aldı

BM Genel Sekreteri Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, dün BM Cenevre Ofisi’nde bir basın toplantısı düzenledi (AP)
BM Genel Sekreteri Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, dün BM Cenevre Ofisi’nde bir basın toplantısı düzenledi (AP)
TT

Cenevre’deki Libya görüşmelerinde tartışmalı 6 noktada uzlaşılırken taraflar ortak bütçe oluşturulmasını kararlaştırdılar

BM Genel Sekreteri Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, dün BM Cenevre Ofisi’nde bir basın toplantısı düzenledi (AP)
BM Genel Sekreteri Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, dün BM Cenevre Ofisi’nde bir basın toplantısı düzenledi (AP)

Cenevre'de iki gün süren doğrudan müzakerelerin ardından göreceli bir iyimserlik hakim olurken Libya Ulusal Ordusu’nu (LUO) ve Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) temsil eden askeri heyetlerin bir araya geldiği 5+5 Ortak Askeri Komite toplantılarının dördüncü turunda, başta Libya'nın tüm bölgelerini ve şehirlerini birbirine bağlayan kara ve hava güzergahlarının açılması olmak üzere tartışmalı olan çeşitli konularda anlaşmaya varıldı. Öte UMH Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Ahmed Muaytik, Libyalı çatışan tarafların yakında devlet için ortak bir bütçe oluşturmaya başlayacaklarını açıkladı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams, iyimser bir üslupla yaptığı açıklamada, Libyalı tarafları temsil eden heyetler arasında Cenevre'de yapılan 5+5 Ortak Askeri Komite toplantılarında, ‘vatanseverlik ve profesyonellik ruhunun ve Libya'nın birliğini ve egemenliğini koruma kararlılığının’ hakim olduğu bir atmosferde 6 önemli noktada anlaşmaya varıldığını söyledi.
Williams dün yaptığı ve BM misyonunun internet sitesinden yayınlanan açıklamada, “5+5 Ortak Askeri Komite, ortak güvenlik düzenlemelerinin yürürlüğe girmesiyle Şuveyrif'ten Sebha ve Merzuk’a, Ebu Kureyn’den Cufra ve sahil yoluna, batıda Misrata’dan doğuda Sirte’ye ve Ecdebiye’ye Libya'nın tüm bölgelerini ve şehirlerini birbirine bağlayan kara yollarının açılması konusunda anlaştı. Komite ayrıca bölgenin idari başkenti Sebha başta olmak üzere Libya genelinde hava yollarının açılması konusunda da anlaştı. Komite’deki iki heyet, Sivil Havacılık Otoritesi’nin varılan anlaşmaların başarıya ulaşması için gerekli tüm adımları mümkün olan en kısa sürede atması talimatı verdi.
Williams, Libya’da, özellikle ötekileştirilen ve temel hizmetlerden mahrum bırakılan ülkenin güneyinde kötüleşen ekonomik koşullar çerçevesinde Komite’nin aldığı kararların, ‘Libya halkının hayat şartları üzerinde olumlu, doğrudan ve somut bir etkiye sahip olacağını’ söyledi. Komite üyelerinin medya üzerinden şiddeti körükleyen ve nefret söylemini yayan provokatif yayınların yapılmasına bir an önce son verilmesi gerektiği konusunda hemfikir olduğunun altını çizen Williams, Komite üyelerinin ifade özgürlüğünün korunmasının önemini vurgulayarak yargı makamlarının, nefret söylemini yayan ve şiddeti körükleyen medya kanalları ve sosyal medya hesaplarına karşı caydırıcı tedbirler almaları gerektiğini belirttiklerini aktardı.
 İki heyet ayrıca, ​Libya Hukema Konseyi’nin esir takasına çözüm bulma çabalarını desteklemenin yanı sıra askeri gerilimden kaçınarak savaş cephelerinde hakim olan itidalli havayı desteklemeye ve güçlendirmeye devam etme konusunda da anlaştı.
Bununla birlikte Williams açıklamasında, Komite’nin, çalışmaların koordine edilmesi ve sürecin kolaylaştırılması için doğu ve batı bölgelerinden koordinatörler atadığını aktardı.
Komite ayrıca petrol üretimi ve ihracatının yeniden başlatılmasına da değindi. Bununla birlikte Komite, batı ve doğu bölgelerindeki Petrol Tesisleri Muhafızları’nın komutanlarına, ‘Ulusal Petrol Şirketi (NOC) tarafından petrol akışının artması ve sürekliliğinin sağlanması için Petrol Tesisleri Muhafızları’nı yeniden yapılandırmaya yönelik tavsiyelerde bulunmak üzere oluşturulan bir heyet ile’ doğrudan çalışmakla görevlendirilmesinin kararlaştırdılar.
Bu anlaşmalara Ortak Askeri Komite toplantılarının dördüncü turunun ilk iki gününde ulaşıldığının altını çizen Williams, bu durumun Libyalı tarafların askeri yetkililerinin geçtiğimiz ay Mısır'ın Hurgada kentinde bir araya geldiği toplantılarda yapılan tavsiyeler sonucu ortaya çıktığına işaret etti. Komite’nin Libya'nın orta bölgesiyle ilgili düzenlemeleri de tartışacağını söyleyen Williams, böylece ateşkes anlaşmasının önünün açılacağını belirterek, iki tarafı, ‘çözülmemiş tüm sorunları çözmeye ve kalıcı bir ateşkes anlaşmasına varmaya’ çağırdı.
Öte yandan Libyalı siyasetçiler, Cenevre’deki Ortak Askeri Komite toplantılarından çıkan sonuçlardan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Dün Şarku’l Avsat’a konuşan Libyalı siyasetçiler, toplantıların ‘olumlu’ olarak niteledikleri sonuçların, ‘yabancı güçlerin’ Libya’nın iç işlerine müdahalesini sona erdireceğini ve ‘ülkeyi kaostan çıkarma çabalarını baltalayan daha fazla silah ve paralı asker transferini’ durduracağını umuyorlar.
Bununla birlikte UMH Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Ahmed Muaytik, çatışan tarafların, bir anlaşmaya varma çabalarının bir parçası olarak, devlet için ortak bir bütçe geliştirmek üzere yakında çalışmalara başlayacaklarını açıkladı.
Dün Reuters’a konuşan Muaytik, Libyalı çatışan tarafların ‘harcama kanallarını bir araya getirip tek olması için’ bütçeyi birleştirmek istediklerini, UMH'nin 2021 yılı için 45 ile 48 milyar dinar (38-40 milyar dolar) arasında olması beklenen ve ülke genelinde sağlık, eğitim ve diğer kamu hizmetlerini kapsayan bir bütçe hazırladığını kaydetti. Muaytik ayrıca ülkenin doğusundaki Tobruk merkezli hükümetin, 5 ile 8 milyar dinar arasında bir bütçe sunacağını, bunun ardından ‘hassas teknik çalışmaların başlayacağını’ ve bu iki bütçenin ortak bir bütçe haline getirilmesini umduğunu belirtti.
Bir başka gelişmede ise Halid Şakşak başkanlığındaki Libya Sayıştay Başkanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, Libya’nın Roma ve Vatikan büyükelçiliklerindeki yetkililer hakkındaki ‘yolsuzluk dosyalarının’ Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edildiği belirtildi. Açıklamada, Sayıştay Başkanlığı bünyesindeki Mali İhlaller Ofisi tarafından, iki büyükelçilikte görevli yetkililerin ‘zimmete para geçirme ve kamu fonlarına el koyma suçlarının’ işlendiğinin ortaya çıkarıldığı belirtildi. Bununla birlikte açıklamaya göre söz konusu yetkililerin, büyükelçiliğe ait büyük miktarlardaki paraları kendi hesaplarına aktardıkları belirlendi.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.