Cezayir halk hareketinden taleplerinin yerine getirilmesi için girişim

Eylemciler, ‘oldu-bittiye getirilen Anayasa’yı ve medyaya uygulanan kısıtlamaları kınadılar

Gözaltına alınan gazeteci Halid Dararni’nin serbest bırakılması için yapılan haftalık gösterilerden bir kare (AFP)
Gözaltına alınan gazeteci Halid Dararni’nin serbest bırakılması için yapılan haftalık gösterilerden bir kare (AFP)
TT

Cezayir halk hareketinden taleplerinin yerine getirilmesi için girişim

Gözaltına alınan gazeteci Halid Dararni’nin serbest bırakılması için yapılan haftalık gösterilerden bir kare (AFP)
Gözaltına alınan gazeteci Halid Dararni’nin serbest bırakılması için yapılan haftalık gösterilerden bir kare (AFP)

Geçtiğimiz yıl eski Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'yı istifaya götüren halk hareketine (Hirak) katılan onlarca Cezayirli aktivist, Hirak’ın siyasi taleplerinin halen gündemde olduğunu hatırlatmak amacıyla, hareket içinde bir girişim başlattılar. Öte yandan geçtiğimiz yılın sonlarında yapılan seçimlerle iktidara gelen yetkililer, Hirak’ın talepleri arasında yer almayan anayasa referandumunun önümüzdeki ayın başlarında yapılması kararı aldılar.
Girişimin organizatörleri, geçtiğimiz Mart ayından bu yana yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle askıya alınan ve yetkililerin yeniden başlamasını engellemek için yoğun çaba sarf ettikleri halk protestolarının geleceğini tartışmak üzere yüzlerce göstericiyle bu akşam saat 21.00’da sosyal medya platformları ve internet siteleri üzerinden bir araya gelecekler.
Aktivistlere göre bu girişim, ‘rejim uygulamalarında kapsamlı ve radikal bir değişiklik’ gerçekleştirilemediği için Hirak’ın taleplerinin her zamankinden daha fazla masada olduğunun altını çizmeyi amaçlıyor. Halk hareketinin bazı sosyal medya platformları üzerinden başlatılması ve Buteflika'nın beşinci kez cumhurbaşkanlığına aday olmasına karşı protesto gösterileri düzenlenmesi çağrısı yapılması oldukça dikkat çekicidir.
Girişimin organizatörlerinden biri olan avukat ve siyasi aktivist Abdurrahman Salih, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Milyonlarca Cezayirli 22 Şubat 2019'da, yozlaşmış bir rejimi protesto etmek için sokaklara döküldü ve ağırlıklı olarak siyasi talepler içeren sloganlar attı. Bu talepleri, mevcut yönetimin Cezayirlilere dayattığı anayasa referandumuna karşı bir alternatif olarak yeniden formüle ettik” ifadelerini kullandı.
Cezayir yönetiminin, Hirak’ın taleplerini aşmaya çalıştığını, medyaya kısıtlamalar getirdiğini ve yüzlerce aktivisti tutukladığını, bununla birlikte Kovid-19 salgını bahanesiyle toplantıları ve gösterileri engellediğini söyleyen Salih, ancak hükümeti destekleyen partilerin anayasa kampanyasının bir parçası olarak düzenlediği mitinglere göz yumduğunu ifade etti. Salih ayrıca yargı makamlarının, siyasi bağlantıları olan aktivistlerin dosyalarını, sadece telefonla yapılan ihbarlarla değil, söylentilere bakarak da ele almalarını eleştirdi.
Öte yandan girişimle ilgili yayımlanan bir bildiriye göre binlerce aktivistin katılması beklenen tartışmalarda çeşitli taleplerin ele alınacağı belirtilirken bunlardan en önemlilerinin, ‘devletin bekasını garanti altına alan sorunsuz bir demokratik geçiş sürenin ardından demokratik, sosyal ve sivil bir sistem çerçevesinde halkın tam egemenliği, yurttaşların kurum kurma ve kamu işlerini özgürce yönetenleri seçme hakkı’ ile ‘Cezayirli kadın ve erkeklerin halkın iradesini karşılayan yeni bir siyasi sözleşme yapma hakkı’ olduğu vurgulandı. Bildiriye göre önemli talepler arasında ayrıca ‘bağımsız bir yargı tarafından güvence altına alınan hukukun üstünlüğü, güç dağılımı ve dengesi çerçevesinde insan haklarına, birey ve toplulukların özgürlüklere, tüm vatandaşlar arasında eşitliğe saygı duyulması ve bunun olmasının sağlanması’ yer alıyor.
Bildiride ayrıca basın özgürlüğüne dikkat çekilirken ‘kamu ve özel basın-yayın organlarına uygulanan baskı ve kısıtlamaların kaldırılması, bilgi alma ve yayınlama hakkının temin edilmesinin’ ve ‘Cezayirlilerin siyasi partiler, vakıflar ve dernekler kurma, bunlara özgürce katılma ve kamu işlerinin yönetim ve denetimine dahil olma haklarının sağlanmasının’ talep edildiği aktarıldı. Bildiride, fikir, ifade, gösteri düzenleme özgürlüklerine, çeşitliliğe ve çoğulculuğa saygı duyulması ve siyasi ve ekonomik yolsuzlukla mücadele edilmesi’ talebinin de olduğu kaydedildi.
Bununla birlikte bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Niyetler doğruysa ve ülkenin çıkarları geçerliyse, sorunsuz bir siyasi değişim şansı halen var. Her şeyden önce başta tutuklamalarla, yargıya getirilen kısıtlamalarla, yönetimle ile uyuşmayan görüşlere sahip basın organlarının kapatılmasıyla ve bir anayasa değişikliği taslağı önermek için uygun olmayan yasadışı yasama kurumlarının devamlılığı ile ilgili olanlar olmak üzere sorumsuzca davranışlardan vazgeçildi.”
Savcı, Cezayir'deki bir haber sitesinin müdürü hakkında bir yıllık hapis cezası talep etti
Öte yandan Cezayir Yüksek Mahkemesi Savcısı, Maliye Bakanlığı’na ait bir  ‘gizli belge’nin yayınlandığı gerekçesiyle bir yılı aşkın bir süredir erişim yasağı olan ‘TSA-Algerie’ adlı internet sitesinin müdürü hakkında bir yıllık hapis cezası talep etti. Haber Fransız Haber Ajansı’na konuşan sitenin müdürü Abdulhamid Gumaş tarafından doğrulandı. Gumaş, “Maliye Bakanlığı Büyük Şirketler Müdürlüğü, bizi 2016 yılında, yatırımcıların yararlandığı vergi muafiyetlerinin yüzde 30'unun yeniden yatırılması gerekliliğine ilişkin bir gizli belgeyi yayınlamakla suçluyor. Oysa söz konusu belge, herhangi bir gizlilik içermiyor. Esasen bu, binlerce şirketi ilgilendiren genel bir belgedir. Yayınlanma görevini yerine getirdik. Bu belgeler gizli olmadıkları için sosyal medyada sık sık yayınlanıyor” ifadelerini kullandı. Savcının Gumaş hakkındaki talebinin mahkeme tarafından onaylanıp onaylanmayacağı ise 3 Kasım’da yapılacak duruşmada belli olacak.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."