Sudan ile İsrail normalleşme konusunda prensipte anlaştı

Netanyahu ve Trump danışmanları Hartum'u ziyaret ederek saatlerce el-Burhan ve Hamduk ile görüştü

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan Pompeo’yu, geçen ay Hartum’da kabul etti (AFP)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan Pompeo’yu, geçen ay Hartum’da kabul etti (AFP)
TT

Sudan ile İsrail normalleşme konusunda prensipte anlaştı

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan Pompeo’yu, geçen ay Hartum’da kabul etti (AFP)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan Pompeo’yu, geçen ay Hartum’da kabul etti (AFP)

İsrail ile Arap dünyası arasında sonuncusu Abu Dabi’de yapılan anlaşma maratonunun ardından ABD aracılığıyla Sudan-İsrail arasında da prensipte anlaşma sağlandı.
Üst düzey askeri bir komutanın Şarku’l Avsat’a verdiği bilgiye göre Çarşamba günü Hartum’da, ABD ile İsrail’den gelen üst düzey temsilcilerle yapılan görüşmelerin ardından İsrail ile Sudan arasındaki düşmanlığa son verilmesi konusunda tam anlaşma sağlandı. Sudan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi konusunda ise prensipte anlaşıldı. Bu görüşmeler, daha önce yapılanların devamı niteliğinde aynı heyetlerle gerçekleşti.
Bağımsız bir kaynağın Şarku’l Avsat’a aktardığına göre, 21 Eylül'de Abu Dabi'de Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ile görüşen heyetin Hartum’a gelerek el-Burhan ve Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk'un huzurunda gizli müzakereler gerçekleştirdi. İsrailli kaynakların bildirdiğine göre heyet, Netanyahu'nun Özel Kalemi ve Arap Ülkeleriyle İlişkiler Temsilcisi Ronen Peretz ile ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Körfez ve Kuzey Afrika'nın kıdemli yöneticisi General Miguel Correa ve ABD'nin İsrail Büyükelçisi David Friedman'ın kıdemli danışmanlarından Aryeh Lightstone bulundu. Heyet, Sudan'ın başkenti Hartum'a yıldırım gibi gizli bir ziyaret gerçekleştirdi ve orada bir dizi üst düzey yetkiliyle görüştü.
Tel Aviv'deki kaynaklar, İsrail-Sudan ilişkilerinde "derin gelişmeler" olduğunu ortaya koydu. İki devlet arasında barış anlaşması imzalanması için hazırlıklar yapılıyor. Görüşmelerin son birkaç aydır hararetli ve aralıksız gerçekleşen birçok temasın doruk noktası olduğu ve önümüzdeki birkaç gün içinde anlaşmayı ilan etmek için koşulların olgunlaştığı vurgulandı. Kaynaklara göre, ABD Başkanı Donald Trump bu duyuruyu 3 Kasım’da yapılacak olan ABD seçimlerinden önce açıklayacak.
Tel Aviv kaynaklarına göre İsrail-Amerikan heyeti, Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı'ndan Hartum Havalimanı'na özel bir uçakla direkt olarak geldi ve yedi saat sonra İsrail'e döndü.
İsrail-ABD heyeti, terörizmi destekleyen ülkeler listesinden Sudan'ın çıkarılması, Sudan'a Washington mali yardımının tahsis edilmesi, Amerika Birleşik Devletleri'nde bloke edilen Sudan fonlarının açılması ve İsrail ile tam ilişkiler kurulmasını içeren geniş bir anlaşma üzerine görüşmeler gerçekleştirdi.
İsrailli yetkililer, bu görüşmeleri, önceki gün ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Sudan'ın 335 milyon doları özel bir hesaba aktarmasının ardından Sudan'ın terörist ülkeler listesinden çıkarılma sürecinin başladığını duyurduğunu açıkladı. Bu tazminat, 1998'de Nairobi ve Darüsselam'daki ABD büyükelçiliklerinin bombalanması ve 2000'de Aden limanında ABD Donanması'na bağlı USS Cole (DDG-67) muhribine düzenlenen saldırının kurban aileleri için verildi. Pompeo, İsrail ile normalleşmenin Sudan hükümetinin bağımsız kararı olduğunu, ancak ABD'nin Sudan'ın bunu bir an önce hayata geçireceğini umduğunu vurguladı.
Tel Aviv'den İbranice yayın yapan Walla haber sitesi, ABD, Sudan ve İsrail arasındaki prensip anlaşmasına ilişkin görüşmelerin sona erdiğini, ancak İsrail ile Sudan arasındaki ilişkilerin ne zaman, nerede ve nasıl açıklanacağına dair birkaç lojistik ayrıntı kaldığını belirtti.  
BAE Enstitüsü'nde araştırmacı olan Dr. Necat es-Said, dünyadaki Arapların yüzde 81'inin İsrail ile barış anlaşmalarını desteklediğini ve yüzde 45'inin bu barışın Ortadoğu'da kapsamlı barış ve istikrarın tesisine katkı sağlayacağına inandığını belirten bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarını açıkladı. Buna göre Araplar, İsrail ile yapılan barışın Filistin sorununun çözümüne katkıda bulunacağına inanıyor.
Bu açıklama İsrail, Arap ve Amerikan medyasının ve araştırmacı şirketlerin katıldığı "Israel Hayom gazetesinin düzenlediği uluslararası bir sempozyumda dile getirildi. Said anketin 3 bin 500 kişilik temsili bir örneklemin katılımıyla yapıldığını söyledi. Gazetenin genel yayın yönetmeni Boaz Bosmout, BAE ile yapılan barış anlaşmasının İsraillileri barış sürecine ikna ettiğini, çünkü anlaşmanın sadece liderlere değil, halklara da dayandığını söyledi.
İsrail İstihbarat Bakanı Eli Cohen “Kanal 13”e yaptığı açıklamada, Sudan ile normalleşme anlaşmasının "yakında" gerçekleşeceğini söyledi.  İsrail gazetesi Yediot Ahronot ise Hartum görüşmelerinde iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi konusunda bir ön anlaşmaya varıldığını açıkladı. Sudanlı bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “iki tarafın düşmanlığı bitirmek ve iki ülke arasındaki ilişkileri yavaş yavaş normalleştirmeye başlamak için” anlaşmaya vardıklarını doğruladı. Kaynak, tarafların normalleşme konusunda doğrudan müzakerelere girmesinden önce, günler içinde Sudan'ın teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarılacağı beklentisini dile getirdi. ABD-İsrail heyetinin Sudan'ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmek için "ön onay" aldığını beklediklerini belirtti.
İki taraf Şarku’l Avsat’ın  o dönem açıklamış olduğu gibi Abu Dabi’de Sudan’ın Arap-İsrail barış anlaşmalarında rol alması karşılığında  ülkenin terörizme destek veren ülkeler listesinden çıkarmak konusunda anlaşmaya varmışlardı. Buna göre, Sudan, teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarıldı, ancak iki taraf teknik detaylar üzerinde anlaşamadı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da basına yaptığı açıklamada, ABD'li terör kurbanları ve aileleri için Washington yönetiminin talep ettiği 335 milyon doları ödemesinin ardından Sudan'ı terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkarma işlemlerine başladıklarını ifade etmişti. Bunun nihai sonuca ulaşmasının İsrail ile normalleşme sürecine de bağlı olduğunu ifade eden Pompeo, Hartum yönetiminden normalleşme sürecinin hızlı şekilde gerçekleştirilmesini umduğunu söylemişti. Pompeo ülkesinin, enerji ve sağlık hizmetlerine yönelik büyük projelerde işbirliği yapmak için 15 Ekim'de Sudan hükümeti ile bir anlaşma imzaladığını da ifade etti.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.