Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Fas’a teşekkür etti

Fas Dışişleri Bakanı, Çarşamba akşamı Rabat’ta Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri’yi ağırladı (MAP News)
Fas Dışişleri Bakanı, Çarşamba akşamı Rabat’ta Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri’yi ağırladı (MAP News)
TT

Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Fas’a teşekkür etti

Fas Dışişleri Bakanı, Çarşamba akşamı Rabat’ta Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri’yi ağırladı (MAP News)
Fas Dışişleri Bakanı, Çarşamba akşamı Rabat’ta Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri’yi ağırladı (MAP News)

Trablus merkezli Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Fas’ın Bouznika kentinde gerçekleşen Libyalı taraflar arasında gerçekleşen müzakere ve diyaloğun Libya krizini sürüncemeden çıkardığını belirtti.
Fas Parlamentosu Danışma Meclisi Başkanı Hekim bin Şimaş ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından basın açıklamasında bulunan Mişri, “Bouznika'daki ilk buluşma, Libya’daki tüm durgun suları harekete geçirdi; tüm dünyayı Cenevre, Kahire ve Tunus gibi farklı ülkelerde düzenlenen diyalog çabaları hakkında da konuşmaya itti” ifadelerine başvurdu. Şimaş’ın daveti üzerine Rabat’a yaptığı ziyaretin Bouznika toplantısında varılan sonuçları teyit etme ve sahada hayata geçirme amacıyla gerçekleştirildiğini söyleyen Mişri, “çözüm bulmak için hükümetin ve Parlamento veya Danışma Meclisi gibi konseylerin çabalarıyla Libyalıları destekleyen Fas Krallığı'na” teşekkürlerini sundu.
Aynı zamanda “Tüm desteği Fas’tan alıyoruz. Kurumsal bölünmeye ve durgunluğa bir son vermek için biz Libyalılara sağladıkları her şey için onlara teşekkür ediyoruz” açıklamalarında bulundu.
Dün akşam Mişri ile bir araya gelen Fas Dışişleri ve Uluslararası İş birliği Bakanı Nasır Burita, toplantı ardından düzenlenen basın açıklamasında “Libya krizini çözme yolunda Suheyrat’ta imzalanan siyasi anlaşmanın yerini hiçbir şey tutamaz. Bu anlaşma, bir referanstır; herhangi bir çözüm arayışında göz ardı edilemeyecek bir zemin oluşturmaktadır. Geliştirilme ve gerçeğe uyarlanma olasılığına sahip bu anlaşmanın yerini hiçbir şey tutamaz. Bu anlaşma aynı zamanda kurumlara ve Libya diyaloğunun tüm bileşenlerine meşruiyet sağlar” ifadelerini kullandı. Anlaşmanın Güvenlik Konseyi kararları bağlamındaki gelişmelerde her zaman referans olarak görülmesi gerektiğine de değindi.
Mişri ile görüşmelerinin Fas'ın Libya krizini çözme çabalarına verdiği desteğin sonuçlarının görüldüğünü söyleyen Burita, Fas’ın herhangi bir dış müdahaleden uzakta Libyalı taraflar arasındaki diyalog yoluyla ulaşılacak bir çözüm arayışında olumlu yöndeki tarafsızlığını sürdürmeye istekli olduğunu vurguladı.
Burita, Kral 6. Muhammed'in Libya'nın ulusal birliğini ve egemenliğini garanti eden ve dış müdahaleden kaçınmasını sağlayan barışçıl bir çözüme ulaşma yönünde Libyalı kardeşlerin sarf ettiği çabalara olan desteğini de yineledi. Aynı zamanda Libya krizi çözümünde herhangi bir başarıya varma yolunda gerekli taraflar olmaları dolayısıyla Fas'ın Libya Yüksek Konseyi ve Temsilciler Meclisi’nin yürüttüğü role verdiği desteği vurguladı.
Bununla birlikte, Libya çıkarlarına öncelik verdikleri, Suheyrat Anlaşması’nın 15. maddesine dair tartışmalarda hüküm süren ve önemli bir fikir birliğine varılmasını sağlayan sorumluluk ve anlaşma ruhunu benimsedikleri için Bouzakia'daki Libya diyaloğu oturumlarına katılan iki heyeti tebrik etti.
Diğer yandan, Suheyrat Anlaşması’nın ülkedeki krizi çözmek için başvurulabilecek tek belge olmaya devam ettiğini vurgulayan Mişri, anlaşmanın Libya'daki anayasa bildirgesinin bir parçasını teşkil ettiğini söyledi. Aynı zamanda son Güvenlik Konseyi kararının bu anlaşmayı bir referans olarak gördüğünü de ekledi.
Suheyrat Anlaşması’nda yer alan 15. maddeyi hayata geçirme çalışmalarının sürdüğünü bildiren Mişri, maddede belirtilen egemen pozisyonlarla ilgili her şey üzerine Temsilciler Meclisi ile hemen hemen anlaşmaya varıldığını da söyledi. Bunun devlet kurumlarındaki bölünmeyi sona erdireceğini ifade eden Mişri, Libya'ya ekonomik ve mali denge sağlanacağını, bu şekilde nihai çözümlere ulaşılacağı umudunu da dile getirdi. Son olarak ise “Libya, geçiş dönemi sonuna varmada Faslı kardeşlerimizin de yardımıyla emin adımlarla ilerliyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Dışişleri Bakanları’nın 16. kez düzenlenen 5+5 Batı Akdeniz Diyaloğu toplantısında konuşan Fas Dışişleri Bakanı Burita, bölgedeki diyaloğun yarı bölgesel düzeyi de kapsaması gerektiğini öne sürdü. Zirâ Avrupa-Akdeniz zincirinin, tek bir ağızdan konuşabilme yeteneği bir yana, gerek Avrupa-Akdeniz ortaklığı düzeyinde, gerek uluslararası forumlarda farklı çıkarların üstesinden gelmede, kuzey bakışlarını güneye, güney bakışlarını ise kuzeye çevirmede zorluklarla karşılaştığını belirtti. Aynı zamanda “bazılarının diğerlerine, diğerlerinin ise bazılarına sözcü olması” çağrısında bulundu.
Avrupa Birliği'nin (AB) komşuluk politikasını gözden geçirdiği bu dönemde Burita ise 5+5 grubunun teklif gücünü elinde tutması gerektiğine değindi. “Avrupa komşuluk politikasının ilk sıradan ilgili ülkeler tarafından sahiplenilmesini sağlamada bu gruptan daha iyisi var mı?” ifadelerini kullanan Burita, AB’nin yeni bir göçmenlik anlaşması düşündüğü bir dönemde, 5+5 grubunun bu düşüncenin ön saflarında olması gerektiğine işaret etti.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.