Şempanzeler de insanlar gibi yaşlanınca huzuru tercih ediyor

Yaşlı maymunlar uzun yıllar bağ kurdukları arkadaşlarıyla takılmayı seçiyor (Reuters)
Yaşlı maymunlar uzun yıllar bağ kurdukları arkadaşlarıyla takılmayı seçiyor (Reuters)
TT

Şempanzeler de insanlar gibi yaşlanınca huzuru tercih ediyor

Yaşlı maymunlar uzun yıllar bağ kurdukları arkadaşlarıyla takılmayı seçiyor (Reuters)
Yaşlı maymunlar uzun yıllar bağ kurdukları arkadaşlarıyla takılmayı seçiyor (Reuters)

Bilim insanları tarafından yapılan yeni bir araştırma, şempanzelerin de tıpkı insanlarda olduğu gibi yaşlandıkça sosyal çevrelerini daralttığı ve giderek daha fazla huzur arayışında olduğunu ortaya çıkardı.
The Guardian’a göre bilim insanları, Uganda’daki Kibale Ulusal Parkı’nda yaşları 15 ila 58 arasında değişen 21 şempanzenin etkileşimini yirmi yıldan fazla bir süredir inceleyen gözlemlerden yararlandı.
Araştırmada, yaşlı şempanzelerin yeni ve geçici arkadaşlıklar yerine uzun yıllardır bağ kurdukları arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi seçtiği fark edildi.
Ayrıca, sosyal çevrelerinde gençlere kıyasla daha seçici olan yaşlı şempanzelerde, tıpkı insanlarda olduğu gibi arkadaş sayısının daha düşük olduğu görüldü.
Massachusetts’teki Tufts Üniversitesi’nde primatoloji uzmanı olan Zarin Machanda, “Gösterdiğimiz şey şempanzeler ve insanların aynı sosyal yaşlanma modelini paylaştığıdır. İnsanlar yaşlandıkça sosyal ağlarının daraldığını ancak sosyal bağlarının güçlendiğini biliyoruz. Aynı şeyi burada şempanzelerde de görüyoruz” dedi.
Machanda, yaşlı şempanzelerin aynı zamanda saldırganlık düzeylerinde azalma olduğunu, huzur ve sessizlik içinde yaşama eğilimleri görüldüğünü de belirtti.
Bu çalışmanın sonuçları bazı psikologların kafasını karıştırdı.
Psikolojideki ‘Sosyo-duygusal seçicilik’ teorisine göre zamanın tükendiğinin farkında olan yaşlı insanlar huzur ve sessizlik içinde yaşama eğiliminde oluyor.
Ancak bilim insanlarına göre, bu durum insanlardaki ‘ölümün yaklaştığı’ hissinden yoksun olan şempanzeler için geçerli olamaz. Bu da şempanzelerin davranışını tetikleyen başka bir şey olduğunu gösteriyor.



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news