Suudi Arabistan koronavirüs önlemlerini sıkılaştırıyor

BAE’de günlük vaka sayısı bin 500’ü geçerken Kuveyt’te 800 vaka kaydediliyor

Mescid-i Haram’da cuma namazı kılan insanlar (SPA)
Mescid-i Haram’da cuma namazı kılan insanlar (SPA)
TT

Suudi Arabistan koronavirüs önlemlerini sıkılaştırıyor

Mescid-i Haram’da cuma namazı kılan insanlar (SPA)
Mescid-i Haram’da cuma namazı kılan insanlar (SPA)

Suudi Arabistan’da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka eğrisi düşmeye devam ederken, toplam vaka sayısına oranla iyileşen vaka oranı yüzde 96’yı geçti. Ülkede koruyucu tedbirlerinin uyulması, sağlık önlemlerinin uygulanması ve bunların ihmal edilmemesine yönelik uyarılar devam etti. Her yıl milyonlarca kişinin ölümüne neden olduğu için, halka, mevsimsel gribe karşı aşı olmaları için çağrı yapıldı.
Suudi Arabistan'da Mart ayında koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında askıya alınmasının ardından dün Mescid-i Haram'da ilk cuma namazı kılındı. Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, dün sıkı sağlık önlemleri alınarak, sabah cuma namazı kılma izni olanların karşılanması için 11 kapının açıldığını belirtti.
Teknik ve Hizmet İşleri Müdürlüğü100’den fazla kapı bekçisi istihdam etti. Bekçiler ibadet eden kişilerin karşılanması, izinlerinin kontrol edilmesi ardından Mescid-i Haram’a girecekleri kapıların belirlenmesi ve kendilerine ayrılan yerlere yönlendirilmesi ile görevlendirildiler.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı, son 24 saat içerisinde 383 kişide daha yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakası tespit edildiğini belirterek toplam vaka sayısının 344 bin 157’ye yükseldiğini açıkladı. Bakanlık, vakaların 8 bin 315’inin hala tedavi görmekte olan aktif vakalar olduğunu, 796’sının ise yoğun bakımda tedavi gördüklerini belirtti. Ülkede 397 kişinin daha sağlığına kavuşması ile iyileşen hasta sayısı 330 bin 578 kişiye yükseldiği bilgisi paylaşıldı.
Yeni kaydedilen vakalar ülkenin 21 şehrinde kaydedildi. Sağlık Bakanlığı 383 yeni vakanın yüzde 43’ünün kadın, yüzde 57’sinin erkek olduğunu ayrıca vakaların yüzde 12’sinin çocuklardan, yüzde 84’ünün yetişkinlerden, yüzde 4’ünün ise yaşlılardan oluştuğunu açıkladı.

BAE: 578 yeni vaka tespit edildi
Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) bin 578 yeni vakanın tespit edilmesi ile toplam vaka sayısının 120 bin 710 kişiye yükseldi. İki kişinin daha virüs sebebiyle hayatını kaybetmesiyle can kaybının 475 kişiye ulaştığı açıklandı.
Bakanlık son 24 saate 120 bin 352 test yapıldığını açıkladı. Ülkede bin 704 kişinin daha sağlığına kavuşması ile toplam iyileşen hasta sayısı 115 bin 68 kişiye yükseldi.

Kuveyt: 812 yeni vaka kaydedildi
Kuveyt’te son 24 saate 10 kişinin daha virüs sebebiyle yaşamını yitirirken ve 812 yeni vaka kaydedildi. Böylece toplam ölüm sayısı 740’a yükselirken toplam vaka sayısı ise 120 bin 232 kişiye ulaştı.
Kuveyt Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Abdullah es-Sened dün yaptığı açıklamada, yoğun bakımda tedavi gören kişi sayısının 122 olduğu açıkladı. Bakanlık ayrıca son 24 saate gerçekleştirilen 7 bin 853 yeni test ile toplam test sayısının 865 bin 560’a yükseldiğini bildirdi.
Sağlık Bakanlığı 726 hastanın daha sağlığına kavuşması ile toplam iyileşen hasta sayısı 111 bin 440 kişiye yükseldi.

Bahreyn: 374 yeni vaka kaydedildi
Bahreyn’de iki kişinin daha virüs sebebiyle yaşamını yitirmesi ile toplam ölü sayısı 310 kişiye yükselirken, 374 yeni vaka kaydedildi.
Sağlık Bakanlığı dün gerçekleştirilen 10 bin 954 koronavirüs testi sonucu 374 yeni vaka tespit edildiğini, ayrıca 416 kişinin daha sağlığına kavuşması ile iyileşen hasta sayısının 57 bin 840 kişiye yükseldiğini kaydetti.

Katar: 249 yeni vaka tespit edildi
Katar’da son 24 saatte bir kişinin daha virüs sebebiyle yaşamını yitirmesi ile toplam ölü sayısı 229’a yükselirken, 249 yeni vaka daha tespit edildi. Ülke genelinde 271 kişinin daha sağlığına kavuşması ile toplam iyileşen hasta sayısı 127 bin 599 kişiye ulaştı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.