Pentagon, Arap ülkelerine gelişmiş silah satışı konusunda İsrail ordusunu ikna etti

BAE, Bahreyn ve Sudan’dan sonra Mali, Çad ve Nijer de halkaya dahil oluyor

Berlin’de bir fuarda sergilenen F-35 savaş uçağı (Arşiv-Reuters)
Berlin’de bir fuarda sergilenen F-35 savaş uçağı (Arşiv-Reuters)
TT

Pentagon, Arap ülkelerine gelişmiş silah satışı konusunda İsrail ordusunu ikna etti

Berlin’de bir fuarda sergilenen F-35 savaş uçağı (Arşiv-Reuters)
Berlin’de bir fuarda sergilenen F-35 savaş uçağı (Arşiv-Reuters)

Tel Aviv’den üst düzey askeri bir kaynak dün yaptığı açıklamada, Pentagon’un İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ı ve onun aracılığıyla da komuta kademesindeki diğer komutanları, ABD’nin geliştirdiği yeni silahların Arap ülkelerine satışı konusunda itirazlarını bir kenara bırakmaya ikna ettiğini açıkladı. Kaynak ayrıca, ABD’lilerin bu tür silahların Arapların elinde olmasının, Arap ülkelerinin Çin veya Rusya gibi diğer ülkelerden benzer silahlar almasından daha iyi olduğu konusunda da ikna ettiğini ifade etti.
Kaynak, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yapamadığını, İsrail ordu komutanlarının ve ABD’lilerin yaptığını vurguladı. Netanyahu, daha önceden Pentagon’un bu tutumuna ikna olmuş ve bu yüzden de F-35 savaş uçağının Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) satılmasını kabul etmiş veya en azından bu satışa itirazda bulunmamıştı. Ancak Netanyahu bu tavrı yarı gizli bir biçimde göstermiş, güvenlik liderlerine anlatmaya cesaret edememiş, hatta alternatif başbakan ve Savunma Bakanı Benny Gantz’a dahi bunu bildirmemişti. Başta Gantz olmak üzere ordu komutanları bu anlaşmadan duydukları endişeyi açık şekilde dile getirdikten sonra iki ordunun liderleri arasında günlük olarak gerçekleştirilen biri dizi toplantıda konuyu masaya yatırmak için inisiyatif aldılar. Bu toplantılardan bazılarına, silah üreten şirketlerin temsilcileri de katıldı. Gantz geçen ay ABD’yi iki kez ziyaret etti ve geçtiğimiz Çarşamba günü ABD’li yetkililerle yaptığı görüşmede tam bir mutabakata vardı. Gantz, ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile ABD’nin Ortadoğu’da İsrail’e askeri üstünlük sağlama sözünü verdiği ortak bir deklarasyonu imzaladı.
Bu gelişmelerin sonrasında, sadece BAE değil, milyarlarca dolar değerindeki F-35’ler dahil olmak üzere, gelişmiş ABD silahlarını satın alacak başka Arap ülkelerinin de olduğu ortaya çıktı. ABD’liler İsrailli mevkidaşlarına, yapılan anlaşmaların İsrail’in güvenliğine herhangi bir zarar getirmeyeceğini açıkladı.
İsrail kaynaklarına göre ABD’nin konuya bakış açısı şöyle tanımlanıyor; “İsrail ile savaşmayı planlamayan dost Arap ülkelerine silah satıyoruz. Diyelim ki bu ülkeler İsrail’e yönelik politikalarını değiştirdiler ve İsrail’e karşı savaşmaya karar verdiler, onların elinde bulunan silahın ne olduğunu bilmemiz hem sizin hem de bizim için açımızdan daha iyi değil midir? Yine bu, hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimiz Çin, Rus ve hatta İran silahlarına sahip olacak ülkelerden daha iyi değil mi?”
Dün Tel Aviv’de üst düzey askeri bir yetkili tarafından yapılan yazılı açıklamada, “İsrail ile ilişki kurmaya karar veren Arap ülkelerinin düşmana karşı koyma ve onlarla mücadeleye odaklanmış seçkin ülkeler olduğunu ve bunların silaha ihtiyaç duydukları” belirtildi. Açıklamada ayrıca, “Bu ülkeler söz konusu silahları kesin bir biçimde satın alacaklar ve bu silah satışında ABD’nin satıcı olması çıkarlarımız açısından önemlidir. Bu satış, bir yandan silahı temin edecek ülkelerin askeri açıdan güçlü olmasını garanti ederken, söz konusu Arap ülkelerini Batı ile ittifak halindeki ülkelerin ayrılmaz bir parçası haline getirecek. Sonuç olarak bu durum, Ortadoğu bölgesinin savaş ve çatışmaya sürüklenmesini isteyen diğer kanadı zayıflatacaktır” ifadelerine yer verildi.
Kendisine yakın kaynakların ifadesine göre Gantz, ABD Savunma Bakanı Esper ile daha fazla sayıda F-35 satın almak, Boeing Company tarafından üretilen devasa boyutlardaki V-22 helikopterlerine ek olarak büyük kargo ve nakliye helikopterleri, savaş uçakları, havada yakıt ikmali yapan uçaklar ve geliştirilmiş çeşitli mühimmatların satın alınmasını finanse etmek için ABD’nin daha fazla yardım tahsis etmesi üzerinde bir anlaşmaya vardı.
ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman, İsrail ile ABD arasındaki ilişkiyi, ortak çıkarlar için savaşmak üzere bir sipere giren iki asker olarak ifade etmişti. Friedman, iki ülke arasındaki ilişkilerin karşılıklı destek ilişkisine dayalı olduğunu vurgulayarak, “ABD İsrail’i koruyor, İsrail ise ABD’nin çıkarlarını koruyor” açıklamasında bulundu. Ancak Başkan Donald Trump ve onun konuya farklı yaklaşımı sayesinde, “ülkelerinin gerçek çıkarlarını bilen, halklarının refahı için çalışan ve yeni bir Ortadoğu inşa eden bilge Arap liderlerle” birlikte çalışıyor. Öte yandan, 5 yada 10 Arap ülkesinin bu ittifaka katılmayı ve İsrail ile iyi ilişkiler kurma konusundaki eski çekinceleri bir kenara bırakmayı planladığı belirtildi.
Tel Aviv kaynakları, Friedman’ın Arap ve İslam ülkelerine de atıfta bulunarak, İsrail ile barış sürecine katılacak ülkeler arasında Çad, Nijer ve Mali olmak üzere üç Afrika ülkesinin bulunduğunu bildirdi.



Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
TT

Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, 1,6 milyar dolarlık dolandırıcılıkla binlerce yatırımcıyı aldatmaktan hüküm giyen özel sermaye yöneticisi David Gentile'ın hapis cezasını kısmen kaldırdı.

The New York Times'a göre, GPB Capital Holdings'in eski CEO'su ve kurucu ortağı, çarşamba günü hapisten çıktığında 7 yıllık cezasının iki haftasından azını çekmişti.

59 yaşındaki Gentile ve diğer sanık Jeffry Schneider, Ağustos 2024'te menkul kıymetler ve elektronik dolandırıcılık suçlarından hüküm giymiş ve bu yıl mayısta cezalarını almışlardı. Anlaşılan o ki, Trump 6 yıl hapis cezasına çarptırılan Schneider'ı affetmedi.

Trump'ın "af çarı" Alice Marie Johnson, Şükran Günü'nde sosyal medyada yaptığı paylaşımda Gentile'ın evine, çocuklarının yanına döndüğünü görmekten "çok memnun" olduğunu söyledi.

Savcılar, mahkeme dosyalarında Gentile ve Schneider'ın yatırımcı fonlarını kullanarak otomotiv ve perakende sektörlerindeki şirketlerin hisselerini satın aldığını belirtti. Bu varlıkların getirilerinden yatırımcılara düzenli yıllık ödemeler yapıldı.

Eski Başkan Joe Biden yönetiminin Adalet Bakanlığı, geçen yıl GPB'nin mevcut faaliyetlerinden elde ettiği fonları kullanmak yerine yatırımcılara ödeme yapmak için yatırımcı fonlarını kullanmasının bir saadet zinciri oluşturduğunu saptamıştı.

Ancak bir Beyaz Saray yetkilisi, savcıların işletmeyi yanlış bir şekilde saadet zinciri diye nitelendirdiğini savunarak, Reuters'a yaptığı açıklamada, iddianın "GPB'nin yatırımcılara ne olacağını açıkça söylemesi nedeniyle ciddi şekilde zayıflatıldığını" söyledi.

Adı açıklanmayan Beyaz Saray yetkilisi Reuters'a, "Duruşmada hükümet, düzmece olduğu iddia edilen beyanları Gentile'a bağlayamadı" dedi.

Kaynak, "Gentile ayrıca hükümetin sahte ifadeler aldığı ve bu ifadeleri düzeltmediği konusunda ciddi endişelerini dile getirdi" diye ekledi.

Cumartesi günü itibarıyla, Gentile'ın ceza indirimi metni henüz Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlanmamıştı. Ceza indiriminin herhangi bir mali cezayı etkileyip etkilemeyeceğiyse belirsizdi.

Haziranda savcılar, davadaki hakimden Gentile'ın 15,5 milyon dolardan fazla parasına el konmasını talep ederken, Schneider'ın 12 milyon dolardan fazla parasına el konmasını istemişti.

The New York Times'a göre eylülde savcılar hakime yazdıkları mektupta, mahkeme tarafından atanan bir kayyumun 700 milyon dolardan fazla paraya erişimi olduğunu ve bunun muhtemelen yatırımcılara dağıtılacağını belirtmişti.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır

Independent Türkçe


Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

TT

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun pazar günü sunduğu af talebini “devletin ve İsrail toplumunun çıkarlarını esas alarak” değerlendireceğini açıkladı. Tartışma hem siyaseti hem yargıyı hem de kamuoyunu ikiye bölerken, olası şartlı af senaryoları gündemin merkezine yerleşti. Herzog’un bu ilk açıklaması, ülkede siyasi, hukuki ve toplumsal kutuplaşmanın en yüksek seviyeye ulaştığı bir döneme denk geldi.

Af talebinin kamuoyunda büyük bir kaygı ve tartışma yarattığını belirten Herzog, “Şiddet dili beni etkilemez. Saygılı söylem tartışmayı teşvik eder. İsrail halkını görüşlerini Cumhurbaşkanlığı sitesinden iletmeye davet ediyorum” dedi.

Trump’tan gelen mesaj tartışmayı büyüttü

Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre Herzog’un açıklaması, bazı hükümet yetkililerinin yönelttiği örtülü tehditlere yanıt niteliği taşıdı. Çevre Bakanı Idit Silman, af talebinin reddedilmesi halinde ABD Başkanı Donald Trump’ın yargı sistemindeki üst düzey isimlere yaptırım uygulayabileceğini öne sürdü. Trump’ın iki hafta önce Herzog’a gönderdiği bir mektup ile Netanyahu için af istediği de doğrulandı.

Netanyahu, talebini “ulusal çıkar” ve “toplumsal bölünmenin sona ermesi” gerekçesiyle savundu ancak herhangi bir suç itirafında bulunmadı.

Birlik vaadi yeni bölünme yarattı

Netanyahu’nun af talebi, hükümet kanadında destek görse de muhalefet lideri Yair Lapid ve diğer isimler, ancak suçun kabulü ve siyasetten çekilme şartıyla af verilmesi gerektiğini savundu. İsrail basını, Herzog’un da şartlı bir af formülüne sıcak baktığını yazdı.

rtg
Geçtiğimiz Ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Başbakan Binyamin Netanyahu ABD Başkanı Donald Trump’ı karşıladı (AP)

Kanal 12, Herzog’un “evet ama şartlı” seçeneğini değerlendirdiğini; Netanyahu’dan ya suçlamaları kabul etmesini, ya da siyasi faaliyetlerinde kısıtlama getirilmesini talep edebileceğini aktardı. KAN televizyonu ise Herzog’un, “itiraf anlaşması” seçeneğini yeniden gündeme getirmeyi planladığını bildirdi.

dcfvg
Aralık 2024'te Tel Aviv Adliyesi'nin dışında, Netanyahu'yu temsil eden bir maske takan, hapishane kıyafetleri giyen ve elleri kelepçeli bir muhalif (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Kanal 13’ten aktardığı haberlere göre olası şartlar arasında erken seçim çağrısı yapılması, siyasetten geçici çekilme veya tartışmalı yargı reformlarının durdurulması da bulunuyor. Ancak Cumhurbaşkanlığı ve Netanyahu cephesi bu iddiaları reddetti.

Hukuki tartışma büyüyor

Netanyahu’nun dört ayrı dosyada rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılandığı süreçte af talebi, ülkenin hukuk çevrelerinde geniş bir tartışma başlattı.
Baro yetkilisi Guy Şinar, bunun “devam eden bir cezai süreci af yetkisiyle sonlandırma girişimi” olduğunu savundu.

erg
Netanyahu, Yargı Atamaları Komitesi'ni seçmek için Knesset'te yapılan oylamada oyunu kullanıyor - Haziran 2023 (Reuters)

Öte yandan Netanyahu’nun eski avukatlarından Mika Feitman, “Af, suçunu kabul eden kişiye verilir. Kanun bunu söylüyor” diyerek suç itirafı olmadan af verilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Feitman, 1984’teki “300 Numaralı Otobüs” olayında bile affın ancak suç itirafından sonra verildiğini hatırlattı.

Uzmanlar arasında, cumhurbaşkanının af yetkisinin yargı denetimine tabi olup olmayacağı konusunda da derin görüş ayrılıkları bulunuyor.

Sokağa da yansıyan kutuplaşma

Cumhurbaşkanlığı konutu önünde toplanan göstericiler, Herzog’a af talebini reddetmesi çağrısında bulundu. i24News için yapılan ankette halkın yüzde 54’ü affı desteklerken, yüzde 45’i karşı çıktı.

Affın suç itirafı şartına bağlanmasını destekleyenler yüzde 48, karşı çıkanlar yüzde 49 oldu. Netanyahu’nun siyaseti bırakması şartı gündeme geldiğinde ise kamuoyu yine ortadan ikiye bölündü.

Mavi-Beyaz lideri Benny Gantz, “Bu sürecin iyi bir şekilde sonuçlanmasını diliyorum; iç savaşla değil” diyerek tansiyonun yüksekliğine dikkat çekti.


Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
TT

Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)

ABD merkezli CNN televizyonu, Başkan Donald Trump’ın bugün akşam saatlerinde Beyaz Saray’da Venezuela konusunda izlenecek yol haritasını değerlendirmek üzere bir toplantı düzenleyeceğini duyurdu. Toplantı, Washington yönetiminin Karakas üzerindeki baskıyı artırdığı bir dönemde gerçekleşiyor.

Habere göre toplantıya, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Kane, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles ve Başkan Yardımcısı Özel Kalem Müdürü Stephen Miller gibi yönetimin kilit isimleri katılacak.

ABD son haftalarda, uyuşturucu kaçakçılığı yapan gemilere yönelik operasyonlar düzenleyerek ve Karayipler’deki askeri varlığını güçlendirerek Venezuela üzerindeki baskısını tırmandırdı.

Trump, cumartesi günü Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, Venezuela’nın üzerindeki ve çevresindeki hava sahasının “tamamen kapalı” kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan New York Times gazetesi, Trump’ın geçen hafta Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile telefon görüşmesi yaptığını ve tarafların olası bir buluşmayı değerlendirdiğini aktardı. Gazete, Trump’ın Maduro’ya ABD’de bir görüşme teklif ettiğini ancak şu anda böyle bir plan bulunmadığını kaydetti.