Libyalı taraflar Cenevre’de kalıcı ateşkes anlaşması imzaladılar

BM yetkilisi Stephanie Williams, 23 Ekim’de Cenevre’de LUO heyeti başkanı Tümgeneral Amir Muhammed el-Amami (solda) ve UMH heyeti başkanı Tümgeneral Ahmed Ebu Şahme arasında arabuluculuk yaptı. (EPA)
BM yetkilisi Stephanie Williams, 23 Ekim’de Cenevre’de LUO heyeti başkanı Tümgeneral Amir Muhammed el-Amami (solda) ve UMH heyeti başkanı Tümgeneral Ahmed Ebu Şahme arasında arabuluculuk yaptı. (EPA)
TT

Libyalı taraflar Cenevre’de kalıcı ateşkes anlaşması imzaladılar

BM yetkilisi Stephanie Williams, 23 Ekim’de Cenevre’de LUO heyeti başkanı Tümgeneral Amir Muhammed el-Amami (solda) ve UMH heyeti başkanı Tümgeneral Ahmed Ebu Şahme arasında arabuluculuk yaptı. (EPA)
BM yetkilisi Stephanie Williams, 23 Ekim’de Cenevre’de LUO heyeti başkanı Tümgeneral Amir Muhammed el-Amami (solda) ve UMH heyeti başkanı Tümgeneral Ahmed Ebu Şahme arasında arabuluculuk yaptı. (EPA)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) ve Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri gelecek ay Tunus’un başkentinde yapılacak görüşmelerin önünü açan bir adımla, 23 Ekim’de, uluslararası, bölgesel ve yerel destek ile ülkenin dört bir yanında ‘kalıcı ateşkes’ hususunda uzlaşı sağladıklarını açıkladılar. 23 Ekim’de aynı saatlerde Trablus’taki (batıda) Mitiga Uluslararası Havalimanı’ndan Bingazi’deki (doğuda) Benine Uluslararası Havalimanı’na ilk ticari uçuş gerçekleşti.
İsviçre’nin Cenevre kentindeki 5+5 ortak askeri komitesinin görüşmelerine katılan LUO ve UMH heyetleri tarafından anlaşma imzalanması hususunda görüşmelerin başlamasıyla birlikte 23 Ekim sabahından bu yana Libya çevrelerine barış dili hakim.
Heyet, imza törenine ilişkin olarak sosyal medya üzerinden yaklaşık 10 dakikalık bir canlı yayın gerçekleştirdi. Ardından Libyalı taraflar, anlaşma metinlerini imzaladıktan sonra kararı ayakta alkışladı. Tören, Cenevre’deki Birleşmiş Milletler (BM) genel merkezinde gerçekleşti. Libya heyetleri ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Özel Temsilci Vekili Stephanie Williams imzalanan anlaşma ile poz verdiler.
BM misyonu, Libyalılara askeri komitenin ulaştığı ‘tarihi başarıyı’ müjdelerken Williams da düzenlediği basın toplantısında Libya’da çatışan tarafların ‘ateşkes anlaşması imzaladığını’ duyurdu. LUO ve UMH’yi temsil eden iki askeri heyetin başkanlarına hitaben, “Burada başardığınız ve cesaret gerektiren adımlarınızdan dolayı sizi tebrik etmek istiyorum” dedi.
Williams, söz konusu uzlaşıyı ‘Libya halkı için güzel bir gün’ olarak nitelendirirken, anlaşmanın hemen yürürlüğe gireceğine dikkat çekti. “İki eksendeki (Sirte ve Cufra) savaş cephelerinde toplanan tüm güçlerin üslerine geri dönmeleri hususunda uzlaşı sağlandı” diyerek tüm paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların ülkeyi terk edeceğini bildirdi.
Stephanie Williams sözlerine şöyle devam etti:
“Taraflar, cephedeki tüm askeri birliklerin ve silahlı grupların kamplarına dönmeleri ve ortak bir askeri kuvvet oluşturulması konusunda anlaştılar. Buna tüm paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların bugünden itibaren en fazla üç ay içinde tüm Libya topraklarından, karadan, havadan ve denizden ayrılması eşlik edecek. Ateşkes, BM tarafından belirlenmiş terörist gruplarla mücadeleyi kapsamıyor.”
Williams, alt komitelerin çalışmalarını da somutlaştırarak söz konusu anlaşmada yer alan yükümlülüklerin uygulanması çağrısı yaptı. “Libya halkına izolasyonuna yol açtığı pek çok zorluğu hafifletmek ve onlara daha iyi bir gelecek salamak üzere mümkün olduğunca hızlı şekilde çalışmaya devam etmek önemlidir” dedi.
Stephanie Williams, iyimserlik dozunu artırırken, ayrıca Ras Lanuf ve Sidre petrol tesislerinin yakın gelecekte üretime devam etmeye hazır olacağına dair iyi göstergeler olduğunu söyledi.
Söz konusu anlaşma, misyon tarafından desteklenen Siyasi Diyalog Forumu’nu 9 Kasım’a hazırlamak amacıyla gelecek hafta Tunus’ta yapılacak hazırlık toplantıları öncesinde BM’deki beş günlük görüşmelerin ardından geldi.
LUO Genel Komutanlığı heyeti başkanı Tümgeneral Muhammed el-Amimi anlaşmaya bağlı olacağı sözü verdi. 23 Ekim’de düzenlenen basın toplantısında konuşan Amimi şunları söyledi:
“Başardıklarımızdan memnunuz ve bu görüşmelerle tüm Libyalıların arzuladıkları şeyi, barış ruhunu yayarak başardık. Üzerinde uzlaşı sağlanan koşulların uygulanmasına da destek olacağız.”
UMH heyeti başkanı Tümgeneral Ahmed Ebu Şahme, anlaşmanın ‘Libya’daki kanı durduracak temel çözüm olduğunu’ kaydetti. Ebu Şahme, Libyalı siyasetçileri ‘siyasi ve askeri istikrar sağlanana kadar birlik olmaya’ çağırıdı. Anlaşmanın ülkeyi istikrara kavuşturacağına dikkat çekti.
“Yeterince acı çektik ve kan döktük. Şu anda Libya halkı değişimin gerçekleşmesini bekliyor. Tüm Libya topraklarında, özellikle de güneydeki acılar sona erecek” diyen Ahmed Ebu Şahme, “Libya ordusu subayları, askeri kurumu yeniden inşa etmek için çaba gösterecek ve ülkede güvenlik ve istikrarı bozmak isteyenlerle mücadele edilecek” ifadelerini kullandı.
UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac da anlaşmaya ilişkin olarak 23 Ekim’de, 17 Şubat Devrimi’nin yıl dönümünde yaptığı açıklamada “Umarım kalıcı ateşkes anlaşmasının imzalanması, kanın durmasına, vatandaşların acılarının dinmesine, ekonomik ve siyasi müzakerelerin başarıya ulaşmasına vesile olur” değerlendirmesinde bulundu.
Arap, uluslararası ve yerel taraflar da anlaşmaya övgüde bulundu. Suudi Arabistan, Libya Ortak Askeri Komiteleri tarafından ateşkes anlaşmasının imzalanmasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi. Dışişleri Bakanlığı, SPA’ya yaptığı açıklamada ülkenin siyasi ve ekonomik süreçlerdeki anlayışları başarıya ulaşmasının önünü açmak için anlaşmaya varma arzusunu dile getirdi. Bakanlık, “Böylece Libya ve kardeş halkı için güvenlik, barış, egemenlik ve istikrar sağlayan yeni bir dönemin başlangıcına katkı sağlanabilir” ifadelerini kullandı.
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği de Libya anlaşmasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi. Anlaşmanın Libya halkı için siyasi ve ekonomik istikrarla yeni bir dönemin başlamasına katkı sağlayacağı yönündeki umudunu dile getirdi.
Diğer yandan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt da Libya anlaşmasını memnuniyetler karşıladığını belirtti. Anlaşmayı ‘ülkenin her yerinde güvenlik ve istikrarı kanıtlayacak büyük bir ulusal başarı’ olarak nitelendirdi. Arap Birliği Genel Sekreteri, 23 Ekim’de yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
“Libyalı kardeşler, Libya krizini diğer tüm yollarla çözmek için özellikle BM misyonunun katıldığı ve sponsorluğunu yaptığı Libya Siyasi Diyalog Forumu’na hazırlık olarak bundan yararlanmalıdır.” 
Aynı şekilde Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Hafız da 23 Ekim’de yaptığı açıklamayla anlaşmayı memnuniyetle karşıladıklarını duyurdu. “Bugün elde edilen başarı, geçen eylül sonunda Mısır’ın Hurgada şehrinin ev sahipliği yaptığı ilk doğrudan toplantının devamı olarak geldi” diyen Sözcü, Libya ordusunun ön saflarda sükuneti sürdürmeye ve gerilimi önlemeye yönelik uzlaşısını takdir etti.
AFP’nin haberine göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 23 Ekim’de iki tarafın Libya anlaşmazlığına dair imzaladığı ‘kalıcı’ ateşkesin ‘güvenilirliğini’ ve devamlılığını’ sorguladı.
UMH’ye destek veren Erdoğan, “Ateşkes anlaşması, en üst düzeyde bir ateşkes değil. Bunun kalıcılığı ne kadar olur, zaman gösterecek” diyerek anlaşmanın güvenilirlikten yoksun olduğuna inandığını kaydetti.
Erdoğan, Libya’da ilan edilen anlaşmayı, Azerbaycan ve Ermenistan arasında son haftalarda Dağlık Karabağ’da ilan edilen ancak daha sonra ihlal edilen benzer anlaşmalarla karşılaştırdı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Peter Stano da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Siyasi diyalogun yeniden başlaması için kalıcı bir ateşkes anlaşması şarttır” diyerek söz konusu anlaşmanın uygulanmasının son derece önemli olduğunu vurguladı. Libya’daki Fransız Büyükelçiliği de Libya’da kalıcı ateşkesin imzalanmasını memnuniyetle karşıladı. Facebook üzerinden 23 Ekim’de açıklama yapan Büyükelçilik, “Tüm Libyalı vatandaşlar için bu tarihi anlaşmanın taraflarını tebrik ediyoruz. Libyalılar arasındaki doğrudan görüşmelerin başarısı, Libya egemenliğinin dış müdahale karşısında üstünlüğünü doğruluyor” dedi.
Libyalı Milletvekili Salih Kalma anlaşmayı, ‘doğru yönde atılmış bir adım’ olarak nitelendirirken Libyalı siyasi analist Abdulazim el-Bişti de ülkedeki krizi çözmek için taraflar arasında ‘uzlaşıya, daha iyi, ciddi ve sağlam anlayışlara ulaşma yoluna’ girildiğini kaydetti. Bişti, “Umudumuz, seçilmiş bir devlet başkanının otoritesi altındai, hayalini kurduğumuz demokratik sivil devletin temellerinin inşa edilmesidir” ifadelerini kullandı. Analist, ‘parlamento seçimleri ve anayasa referandumu da dahil olmak üzere atılan bu adımların, onları takip eden ve tüm tarafları sonuçlarını kabul etmeye mecbur eden BM gözetiminde yapılması gerektiğine’ dikkat çekti.
Libya’nın doğusundaki yetkililer, gelecek günlerde Sirte Limanı’ndan petrol ihracatına devam etmeye hazırlanıyor. Bu çerçevede 23 Ekim sabahı Trablus’taki Mitiga Uluslararası Havalimanı’dan ülkenin doğusundaki Bingazi’de bulunan Benine Uluslararası Havalimanı’na yaklaşık 2,5 yıldan bu yana bir ticari uçuş gerçekleşti. Ekim ayı ortalarında da aynı rotada bir sefer düzenlenmişti.
Serrac, geçen perşembe günü İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ile Libya krizinin siyasi çözümüne ilişkin olarak Roma’da bir araya geldi. İtalya hükümeti, Berlin sürecinde Libya krizini çözmek için öngörülen yol haritasına desteğini dile getirdi.
UMH Savunma Bakanı Salah Nimruş, Türkiye’nin Libya’da doğrudan veya dolaylı olarak askeri destek sağladığı yönündeki iddiaları yalanladı. Ayrıca bu konuda herhangi bir anlaşma imzalanmadığına dikkat çekti.
23 Ekim’de DPA’ya konuşan Nimruş şunları söyledi:
“Ancak yardım talebimize yanıt veren tek ülke olduğu için Türkiye’nin ticari yatırımlar açısından öncelikli olacağı kesindir. Diğer ülkeler, dünya tarafından tanınan meşru bir hükümet tarafından sunulmasına rağmen bu talebi dikkate almadılar.”



Esad'ın gizli ceset taşıma operasyonu: Çöle toplu mezar kazıldı

Dumeyir çölündeki mezarlıkta onbinlerce kişinin cesedinin gömüldüğü düşünülüyor (Reuters)
Dumeyir çölündeki mezarlıkta onbinlerce kişinin cesedinin gömüldüğü düşünülüyor (Reuters)
TT

Esad'ın gizli ceset taşıma operasyonu: Çöle toplu mezar kazıldı

Dumeyir çölündeki mezarlıkta onbinlerce kişinin cesedinin gömüldüğü düşünülüyor (Reuters)
Dumeyir çölündeki mezarlıkta onbinlerce kişinin cesedinin gömüldüğü düşünülüyor (Reuters)

Suriye'de Beşar Esad yönetiminin toplu mezarların yerini değiştirdiği ortaya çıktı.

Reuters'ın araştırmasına göre Esad'ın ordusu, Kutayfe'deki toplu mezarlardan cesetleri alıp, Dumeyir kasabası dışındaki çölde devasa bir toplu mezara gizlice taşımış.

Haberde, 2019-2021'de onbinlerce kişinin cesedinin taşındığı yazılıyor. Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklar, operasyonun amacının Esad rejiminin suçlarını örtbas etmek ve imajını düzeltmek olduğunu söylüyor.

İncelemelerde, Kuteyfe'de uzunluğu 15 ile 160 metre arasında değişen 16 mezar çukuru bulundu. Dumeyir'de ise uzunluğu yaklaşık 20 metreden 125 metreye kadar değişen en az 34 hendek vardı.

Dumeyir çölündeki toplu mezarın, Suriye iç savaşında oluşturulan en büyük mezarlıklardan biri olduğu belirtiliyor.

Esad hükümetinin 2012 civarında iç savaşın başlarında Kutayfe'de açtığı mezarları kullanmaya başladığı aktarılıyor. Tanıkların ifadelerine göre toplu mezarda hapishanelerde ve askeri hastanelerde ölen askerlerin ve mahkumların cesetleri bulunuyordu.

Operasyonda yer alan kişiler, Şubat 2019'dan Nisan 2021'e kadar neredeyse her hafta 4 gece boyunca, toprak ve insan kalıntılarıyla dolu 6 ila 8 kamyonun Kutayfe'den Dumeyir çölündeki bölgeye gittiğini söylüyor.

Esad'ın eski Cumhuriyet Muhafızları'ndan bir subay, mezarları taşıma fikrinin 2018'in sonlarına doğru çıktığını belirtiyor. Subay, bu dönemde Esad'ın yıllardır süren yaptırımlara karşı uluslararası alanda yeniden tanınmayı amaçladığına dikkat çekiyor.

Cesetlerin taşınmasında rol alan şoförler ve askerler "Kimse emirlere karşı çıkamıyordu. Çıkan da mezarı boylayabilirdi" diyor.

Suriyeli hak örgütlerine göre en az 160 bin kişi iç savaş sırasında kayboldu. Bu kişilerin çoğunun toplu mezarlarda olduğu düşünülüyor.

Suriye Acil Durum ve Afet Yönetimi Bakanı Raid Salih, ağustosta yaptığı açıklamada, "Binlerce anne oğlunun, kadınlar eşlerinin, çocuklar babalarının mezarını bulmadan bu yara kanamaya devam edecek" demişti.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın yönetiminde oluşturulan Kayıp Kişiler Komisyonu, kayıp kişilerin bulunması için bir DNA bankası ve dijital veri platformu hazırlanacağını duyurmuştu.

Şara liderliğindeki isyancıların aralıkta Şam'ın kontrolünü ele geçirmesinin ardından Esad ve ailesi Rusya'ya kaçmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel


Filistinli mahkumlar, İsrail hapishanelerini anlattı: Hayatımın en kötü yıllarıydı

İsrail ordusu, Gazze'de en az 67 bin kişiyi katlettikten sonra 2 bine yakın mahkumu anlaşma kapsamında serbest bıraktı (AFP)
İsrail ordusu, Gazze'de en az 67 bin kişiyi katlettikten sonra 2 bine yakın mahkumu anlaşma kapsamında serbest bıraktı (AFP)
TT

Filistinli mahkumlar, İsrail hapishanelerini anlattı: Hayatımın en kötü yıllarıydı

İsrail ordusu, Gazze'de en az 67 bin kişiyi katlettikten sonra 2 bine yakın mahkumu anlaşma kapsamında serbest bıraktı (AFP)
İsrail ordusu, Gazze'de en az 67 bin kişiyi katlettikten sonra 2 bine yakın mahkumu anlaşma kapsamında serbest bıraktı (AFP)

Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında serbest bırakılan Filistinli mahkumlar, yaşadıklarını anlattı.

Hamas, anlaşma kapsamında dün 20 İsrailli esiri serbest bırakmış, Tel Aviv de bunun karşılığında 1968 Filistinli mahkumu salıvermişti. Guardian'ın aktardığına göre Filistinlilerden 88'i Batı Şeria'ya geri kalanlarsa Gazze'ye gönderildi. Mahkumlardan 1718'i, Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de alıkonan Filistinlilerden oluşuyor. 

İsrailli sivil toplum kuruluşu HaMoked'in istatistiklerine göre, anlaşmadan önce 11 bin 56 Filistinli, İsrail hapishanelerinde tutuluyordu. Bunların en az 3 bin 500'ü "idari tutuklu" olarak hapis yatıyordu. Tel Aviv yönetimi, tartışmalı "idari tutuklama" yöntemiyle hukuki işlem başlatmadan Filistinlileri aylarca cezaevinde tutuyor. 

Ayrıca İsrail ordusunun veritabanına göre, Gazze'de gözaltına alınanların sadece dörtte biri savaşçı olarak sınıflandırılmıştı.

Haberde, Batı Şeria'ya dönen erkek mahkumların çoğunun müebbet hapis cezasına çarptırıldığına dikkat çekiliyor. 

Batı Şeria'yı yöneten Fetih hareketinden Saber Masalma da serbest bırakılanlar arasındaydı. 2002'de tutuklanıp cinayete teşebbüs ve bombalı saldırı hazırlığı gerekçesiyle müebbet hapis cezası alan Masalma'nın bir akrabası, "24 yıldır hapis yatıyor" diyor. 

Haberde, bazı Filistinli mahkumların aşırı kilo kaybettiği, yüzlerinde yara izleri olduğu ve yürümekte zorlandıkları aktarılıyor. 

Guardian'ın görüştüğü mahkumlardan biri, cezaevindeki koşulların "inanılmaz derecede zor" olduğunu belirterek, hapishanede geçirdiği son iki senenin "hayatının en kötü iki yılı" olduğunu söylüyor. 

İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem'e göre Filistinliler, İsrail hapishanelerinde tıbbi tedaviye ulaşamıyor, yeterli gıda alamıyor ve fiziksel istismara maruz kalıyor. Tel Aviv yönetimiyse hapishanelerde uluslararası hukuk kurallarına uyulduğunu savunuyor. 

Hamas'ın açıklamasında rehinelerden 154'ünün Mısır'a sınır dışı edildiği belirtildi. Times of Israel'in aktardığına göre bu kişiler arasında İslami Cihad örgütünden İyad Ebu el-Rub da yer alıyor. Militan, 2003-2005'te Şadmot Mekhola, Tel Aviv ve Hadera'da düzenlenen, 13 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırılardan sorumlu tutuluyor. 

Sınır dışı edilenler arasında, 2009'da İsrailli bir taksi şoförünün öldürüldüğü saldırıyı planlamaktan suçlu bulunan Fetih üyesi Muhammed Zakarne ve 2017'de İsrail'de bıçaklı saldırı düzenleyen Muhammed Ebu el Rub da var. 

Müslüman sosyalist Mamdani, ABD-İsrail işbirliğini eleştirdi

Diğer yandan Demokratların ön seçimlerinde partisinin New York belediye başkan adaylığını kazanan Hint asıllı Müslüman Zohran Mamdani, rehinelerin karşılıklı salıverilmesinden memnuniyet duyduğunu belirtirken, ABD'nin İsrail'e desteğini kınadı. 

Sosyalist siyasetçi, X'teki açıklamasında, İsrail'in Gazze'de soykırım işlediğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: 

Vergilerimizle bir soykırımın finanse edildiğini gördük. Bunun ahlaki ve insani bedeli kalıcı bir leke olacak; hesap verilebilirliğin, kolektif vicdanımızın ve yönetimimizin politikalarının gerçekten incelenmesini gerektirecek.

Mamdani'nin üyesi olduğu, ABD'nin en büyük sosyalist örgütü Amerika Demokratik Sosyalistleri'nin (DSA)açıklamasında da Tel Aviv yönetiminin geçmişte ateşkesleri ihlal ettiği hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi: 

Geçmişteki ateşkesler sadece katliamı yavaşlattı ve İsrail hiçbir cezai yaptırım olmadan askeri harekatına devam etti. İsrail'in Arap topraklarındaki kolonileştirme ve işgalinin sona ermesini talep ediyoruz.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel


Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
TT

Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)

Mısır medyası bugün, ‘200 yardım tırının Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne girdiğini’ bildirdi.

Kahire el-İhbariyye televizyonu, ‘insani yardım konvoyundaki yüzlerce tırın, kuşatma altındaki bölgeye yardımların girişi için belirlenen Kerem Şalom ve el-Avce sınır kapılarından Gazze Şeridi'ne girmeyi beklediğini ve İsrail işgal makamları tarafından inceleme ve denetime tabi tutulduğunu, bu makamların tırların girişine izin verebileceğini veya engelleyebileceğini’ belirtti.

Kanal, bugün yakıt ve gaz yüklü tırlar da dahil olmak üzere daha fazla tırın Gazze Şeridi'ne girmesini bekliyor.

Refah Sınır Kapısı’nın ne zaman açılacağı konusunda belirsizlik

İsrail medyası bugün, Mısır'dan Gazze Şeridi'ne yardım ulaştırılması için Refah Sınır Kapısı’nın açılma tarihi konusunda farklı haberler yayınladı. İsrail Yayın Kurumu, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’nın bugün yeniden açılmasına izin vereceğini duyurdu. Kurum, internet sitesinde şu açıklamayı yaptı: “Birleşmiş Milletler (BM), akredite uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve bağışçı ülkeler tarafından insani yardım taşıyan 600 tır bugün Gazze Şeridi'ne gönderilecek.”

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a bağlı Ynet internet sitesi, bir güvenlik yetkilisinin, Refah Sınır Kapısı’nın bugün ve büyük olasılıkla yarın da açılmayacağını, açılış tarihinin ‘bilinmediğini’ söylediğini aktardı. Adı belirtilmeyen yetkili, sınır kapısının bugün açılmasının lojistik olarak imkânsız olduğunu, ‘önceden sahaya gidip doğrulama yapılması ve bir ekip gönderilmesi gerektiği için bunun zaman alacağını’ belirtti.

Gazze Çocukları (Reuters)Gazze Çocukları (Arşiv-Reuters)

Güvenlik yetkilisi, anlaşma uyarınca insani yardım malzemesi yüklü 600 tırın Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan girdiğini söyledi. Bu arada Ynet internet sitesi, güvenlik kaynaklarına dayanarak, Hamas'ın dün teslim ettiği dört cesetten birinin İsrailli rehinelere ait olmadığını bildirdi.

BM ve yardım kuruluşları, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine saldırmasının ardından iki yıl süren savaş sonrası Gazze Şeridi'nin ciddi bir insani krizle karşı karşıya olduğu bir dönemde sınır kapısının yeniden açılması çağrısında bulundu. Ağustos sonunda BM Gazze'de kıtlık ilan etti.

BM, ‘siyasi liderlik’ tarafından alınan Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, Hamas'ın dün geç saatlerde, cuma günü yürürlüğe giren Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması kapsamında dört rehinenin cenazesini teslim etmesinin ardından geldiğini açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğunda imzalanan anlaşmaya göre, Hamas ateşkesin yürürlüğe girmesinden itibaren 72 saat içinde hayatta olan ve ölü tüm rehineleri teslim edecekti. Yaşayan 20 rehinenin tamamı zamanında serbest bırakılırken, dün akşam itibarıyla İsrail, öldürülen 28 rehinenin cesetlerinden sadece sekizini teslim aldı.

Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (AFP)Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (Arşiv-AFP)

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın Gazze Şeridi'nden askerlerin cenazelerini iade etmemesi halinde Gazze'ye yardım malzemesi girişinin kesileceği tehdidinde bulundu. İsrail Yayın Kurumu, yardımların geçmesi için Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, İsrail'in Hamas'ın bugün diğer dört rehinenin cesetlerini iade etme niyetini bildirmesinin ardından alındığını bildirdi. Ancak Hamas bu kararı henüz doğrulamadı.