Hariri, uzmanlar hükümeti kurmayı planlıyor

Saad Hariri, 23 Ekim’de Milletvekili Cibran Basil başkanlığındaki Güçlü Lübnan bloğu ile görüşmeler gerçekleştirdi. (El-Vataniyye)
Saad Hariri, 23 Ekim’de Milletvekili Cibran Basil başkanlığındaki Güçlü Lübnan bloğu ile görüşmeler gerçekleştirdi. (El-Vataniyye)
TT

Hariri, uzmanlar hükümeti kurmayı planlıyor

Saad Hariri, 23 Ekim’de Milletvekili Cibran Basil başkanlığındaki Güçlü Lübnan bloğu ile görüşmeler gerçekleştirdi. (El-Vataniyye)
Saad Hariri, 23 Ekim’de Milletvekili Cibran Basil başkanlığındaki Güçlü Lübnan bloğu ile görüşmeler gerçekleştirdi. (El-Vataniyye)

Lübnan’da hükümeti kurmakla görevlendirilen Başbakan Saad Hariri bir uzmanlar hükümeti kurmak için çalışacağını duyurdu. Hariri, herkese anlaşmazlıkları bir kenara bırakma çağrısı yaptığı açıklamasında Fransız girişimi uyarınca belirtilen reformları uygulama taahhüdünde bulundu.
Hariri, 23 Ekim’de parlamento bloklarıyla gerçekleştirdiği istişarelerin sonunda şunları söyledi:
“Uzun zaman önce gerçekleştirmemiz gereken reformları içeren Fransız reform belgesine göre çalışacak bir uzmanlar hükümeti kuracağız. Ülkede bir çöküş yaşanıyor. Bu fırsatla, anlaşmazlıkları bir kenara bırakıp gerek vatandaş ile devlet arasında gerekse devlet ile uluslararası toplum arasında güveni yeniden kazanana kadar pozitif şekilde faaliyet yürütmek zorundayız.”
Hükümeti kurmakla görevli yetkili, “Tek yol, bu reformlar ve IMF programı üzerinde çalışan bir hükümetin oluşumunu hızlandırmaktır. O zaman ülkedeki çöküşü durdurup Beyrut’u yeniden inşa edebiliriz” diyerek Fransız girişiminde belirtilen reformlara dikkat çekti. Hedefleri belirlemeleri ve onları gerçekleştirmek için çalışmaları gerektiğini kaydetti.
Kaynaklar, Hariri’nin parlamento bloklarıyla yaptığı toplantıları ‘olumlu’ olarak nitelendirirken görüşmelerin en önemlisinin Özgür Yurtsever Parti lideri Cibran Basil ile gerçekleştiğine dikkat çektiler. Zira bir süredir iki lider arasında karşılıklı eleştirilere ve suçlamalara tanık olunan bir siyasi rekabet yaşanıyordu.
Hariri’nin daha önce partizan olmayan uzmanlardan kurmaya çalışacağı hükümetin oluşumunu hızlandırma çağrısı açısından blokların siyasi tavırları, aday olduğu gün ilan ettiğindenfarklı değildi. Toplantıya katılan milletvekilleri, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda parlamentonun güvenini kazanma konusunda söz sahibi olan parlamento bloklarına dikkat çektiler. Hükümetin uzmanlardan oluşmasına dair bir fikir birliği olduğunu aktardılar.
Kaynaklar, Hariri’nin hükümeti kısa sürede kurma konusunda iyimser göründüğünü belirterek kendisinin herkesle tartışmaya hazır olduğunu ve Fransız girişimine dayalı olarak Lübnan’ı kurtarmak amacıyla net görevleri olan bir hükümet kurmak için çalışacağını vurguladı.
Hariri istişarelere Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, eski başbakanlar Necib Mikati, Temmam Selam ve Meclis Başkan Yardımcısı Elie el-Ferezli ile başladı. Daha sonra bağımsız bloklar ve milletvekilleri ile görüştü.
Milletvekili Enver Halil, (Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin başkanlık ettiği) Kalkınma ve Kurtuluş bloğu adına yaptığı açıklamada bir uzmanlar hükümeti kurulmasını talep etti. Halil, hükümeti kurmakla görevli yetkili ile yaptığı görüşmenin ardından “Bir uzmanlar hükümeti kurma ve reformları başlatma gerekliliğine odaklandık” dedi. Elektrik meselesinin de reformlar arasında büyük bir öneme sahip olması gerektiğini vurguladı.
Hariri ve Basil arasındaki görüşmenin atmosferine hakim kaynaklar, bu durumun iki partinin iş birliği yapma istekliğinin bir teyidi olduğunu ifade ettiler. Kaynaklar, Özgür Yurtsever Başkanı’nın Hariri ile görüşmesini anayasal görev hanesine koyduğunu ve teknokrat bir hükümet talep ettiğini belirttiler. Kaynaklara göre Basil duruma dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Konuşmamız sorumluluk çerçevesinde gerçekleşti. Oldukça açık sözlüydü. Bu kişisel bir sorunun mevcut olmadığını doğruluyor. Son derece olumluyuz. Fransız girişimi uyarınca reform programını uygulayabilecek bir hükümet kurma konusunda ise endişeliyiz. Tüm bileşenler için standartlar dışında herhangi bir talep veya koşul ileri sürmedik. Tek tip olmayan önlemlerin ve standartların benimsenmesine gelince; bu engellere yol açar.”
Basil ayrıca hükümetin teknkratot-siyasi olmasını, yani siyasi desteğe sahip olmasını ve en önemlisi bakanların yetkinlik ve deneyiminin bulunmasını’ talep etti.
Milletvekili Teymur Canbolad başkanlığındaki İlerici Sosyalist Parti bloğu, hükümetin bir an önce kurulması, kimsenin oluşuma engel olmaması ve Fransız girişimine uygun bir uzmanlar hükümeti oluşturulması çağrısında bulundu.
İstişarelerde Hariri ismini vermeyen (Hizbullah’a yakın Sünni milletvekillerini içeren) Danışma Bloğu da siyasi ve halk desteğine sahip bir hükümet kurulması çağrısı yaptı.
Yine Hariri’nin ismini vermeyen Lübnan Kuvvetleri de siyasi olmayan uzmanlardan oluşan bir hükümet kurmanın gerekliliğine dikkat çekti. Parti adına konuşan Milletvekili George Advan, “Hiçbir şey istemiyoruz. Taleplerimiz, koşullarımız yok. Lübnan halkının endişeleri, sorunları ve çözülmesi gereken meselelerle ilgili Hariri’den istediğimiz hiçbir şey bulunmuyor” dedi.



İsrail’in Iraklı gruplara ait ayrıntılı veri tabanı Bağdat’ta şaşkınlık yarattı

Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
TT

İsrail’in Iraklı gruplara ait ayrıntılı veri tabanı Bağdat’ta şaşkınlık yarattı

Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Iraklı yetkililer son günlerde, İsrail tarafından hazırlanmış son derece ayrıntılı bir güvenlik veri tabanını teslim aldı. Batılı bir istihbarat servisi üzerinden iletilen dosya; silahlı Iraklı gruplara ilişkin liderlik yapıları, askerî organizasyonlar, mali ağlar ve bu yapılara bağlı devlet kurumları hakkında geniş bilgiler içeriyor.

Kaynaklar, verilerin hacmi ve doğruluk düzeyinin Iraklı yetkilileri şaşırttığını ve olası bir askerî harekâta yönelik ciddi bir uyarı niteliği taşıdığını aktardı.

Dosyanın teslimi, Irak’a yakın dost bir Arap ülkenin Bağdat’ı uyardığı süreçle eş zamanlı gerçekleşti. Söz konusu ülke, İsrail’in, ABD’nin “yeşil ışık” yaktığı bir askerî operasyon seçeneğini açıkça konuştuğunu iletti. Washington’ın, devlet dışı silahlı yapılara ilişkin sabrının azaldığı belirtiliyor. Bir Iraklı yetkili de, bu mesajların Bağdat’a ulaştığını doğruladı.

Bilgilere göre muhtemel saldırılar; eğitim kampları, füze ve İHA depoları ile bu gruplar ve Haşdi Şabi’ye bağlı finansal ve askerî etki sahibi kurum ve kişileri hedef alacaktı.

Bu gelişmeler, Irak’taki Şii ittifakı “Koordinasyon Çerçevesi” içinde silahın devlet tekelinde toplanması yönünde hızlanan tartışmaları tetikledi. İlk aşamada ağır silahların teslimi ve bazı stratejik üslerin tasfiyesi gibi seçenekler masaya geldi. Ancak uygulamanın kim tarafından yürütüleceği ve güvenlik garantilerinin nasıl sağlanacağı konularında görüş ayrılıkları sürüyor.

Öte yandan, ABD yönetimi güvenlik iş birliğini, silahlı grupların operasyonel kabiliyetlerinin kaldırılmasına dair bağlayıcı bir takvim şartına bağladı.

Bölgesel düzeyde ise NBC News’in haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’a İran’ın balistik füze programındaki genişleme risklerini aktaracak ve yeni saldırı seçeneklerini görüşecek.


Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
TT

Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)

Dışişleri Bakanı Hakan  Fidan, Milli Savunma Bakanı  Yaşar Güler ve MİT Başkanı İnrahim Kalın, çalışma ziyareti için Suriye'nin başkenti Şam'a gitti. Heyetin gündeminde, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra Şam yönetimi ile Kürtlerin öncülük ettiği YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye ordusuna entegrasyonu bulunuyor.

Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler’in gerçekleştireceği ziyarette, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile görüşüleceği bildirildi. Görüşmede, 8 Aralık 2024’te Beşşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından yürütülen ilişkilerin genel seyrinin değerlendirileceği belirtildi.

Açıklamada, tarafların ayrıca Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleriyle doğrudan bağlantılı olan ve 10 Mart’ta Şam ile SDG arasında imzalanan anlaşmanın uygulanmasındaki ilerlemeyi ele alacağı ifade edildi.

Dışişleri Bakanı Fidan geçen hafta SDG’ye yönelik açıklamasında, entegrasyon adımlarının yeniden ertelenmesinin “ülkenin ulusal birliğini tehdit edeceğini” söylemiş, anlaşmaya tarafların “sabırlarının tükendiği” mesajını vermişti.

Ankara’nın görüşmelerde ayrıca, İsrail saldırıları nedeniyle Suriye’nin güneyinde oluşan güvenlik risklerini ve Şam yönetiminin yakın zamanda DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona katılımını da gündeme taşıması bekleniyor.

ABD, 13 Aralık’ta Suriye’nin Palmira kentinde düzenlenen ve iki Amerikan askeri ile bir tercümanın hayatını kaybettiği saldırıdan DEAŞ’ı sorumlu tutuyor.

Türk Dışişleri, Ankara-Şam temaslarının amacının, Suriye’de oluşabilecek güvenlik boşluklarını değerlendirmeye çalışan DEAŞ’ın geri dönüşünü engellemek olduğunu vurguladı.

Türkiye, 2016–2019 yılları arasında Suriye’nin kuzeyinde SDG ve DEAŞ’e karşı üç askeri operasyon gerçekleştirmişti. Ankara, SDG’nin sınır hattındaki varlığını ulusal güvenlik tehdidi olarak tanımlıyor.

Şam yönetimi ile SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan anlaşma, SDG’ye bağlı askeri ve sivil kurumların yıl sonuna kadar ulusal yapıya entegre edilmesini öngörüyor. Ancak taraflar arasında yaşanan görüş ayrılıkları sürecin ilerlemesini yavaşlatmış durumda.

Suriye’nin kuzeydoğusunda geniş alanları kontrol eden SDG, yıllar içinde oluşturduğu yerel yönetim modeliyle bölgedeki ekonomik, askeri ve idari kurumları denetliyor. Bölge, ülkenin en büyük petrol ve gaz sahalarını da barındırıyor.


Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
TT

Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)

ABD’nin Miami kentinde yapılan Gazze anlaşması çerçevesindeki dörtlü arabuluculuk toplantısının sonuçları, haftalar sürebilecek istişarelere işaret ediyor. İsrail kaynaklarından sızan bilgiler, Gazze Şeridi’nin kontrol altındaki alanının yüzde 50’sinden fazlasını kapsayan ve Hamas’ın bulunmadığı bölgede silahsızlandırma olasılığına dair ipuçları veriyor.

Sızıntılar, sarı hat bölgesinde ikinci aşamadan bağımsız kısmi bir yeniden imar planının hazırlandığını öne sürüyor. Uzmanlar, bu hamleyi, arabulucular ve Hamas üzerinde baskı kurmak için bir araç olarak değerlendiriyor; amaç, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahlarını bırakmasını sağlamak.

Uzmanlar, tek taraflı girişimlerin, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını aksatabileceğini ve İsrail’in bölgeyi bölme ve tamamen çekilmeme hedeflerine hizmet edebileceğini belirtiyor. İlk aşaması 10 Ekim’de uygulamaya konulan barış planının maddeleri de bu olasılıklara işaret ediyor.

İsrail Kanal 12 televizyonuna konuşan bir güvenlik kaynağı, ordunun sarı hat bölgesinde silahsızlandırma çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu belirtti. Kaynağa göre, söz konusu bölge Gazze Şeridi’nin doğusunda yer alıyor ve toplam alanın yaklaşık yüzde 52’sini kapsıyor.

Ekim ayında imzalanan Gazze anlaşmasından bu yana, sarı hat içinde faaliyet gösteren altı tugay, yer üstü ve yer altındaki altyapının onlarca kilometresini yok etti. Aynı kaynak, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahsızlandırmanın önemine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre İsrail ordusu cumartesi günü, Han Yunus’un güneyinde sarı hattın İsrail tarafında Hamas’a ait tünellerin patlatıldığını ve yıkıldığını gösteren görüntüler paylaştı.

Bu adımlar, Yedioth Ahronoth gazetesinin yaklaşık bir hafta önce aktardığı habere göre, Tel Aviv’in, ABD talebi üzerine Gazze Şeridi’nde enkaz kaldırma maliyetlerini karşılamayı ve geniş çaplı mühendislik çalışmalarını üstlenmeyi ilk etapta kabul etmesinin ardından geldi. Haberde, Refah bölgesinde yeniden imar için bir alanın boşaltılmasının planlandığı ifade edildi.

Buna karşılık Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati cumartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde yeniden imar çalışmalarının acilen başlatılması gerektiğini vurguladı. Abdulati, tek taraflı çözümleri veya Filistin topraklarının demografik ve coğrafi yapısını değiştirme girişimlerini reddettiklerini ve Filistin halkının topraklarından zorla çıkarılmasına izin verilmeyeceğini belirtti.

dcfr
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hattı temsil eden beton blok (AFP)

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail konularında uzman akademisyen Ahmed Fuad Enver, sarı hattın silahsızlandırılmasıyla ilgili açıklamaların İsrail tarafından yapılan belirsiz ve baskı amaçlı beyanlar olduğunu belirtti. Enver, bu adımların ikinci aşamayı etkilemeyi amaçladığını vurguladı.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise sızıntıları, arabulucular ve Hamas üzerinde ‘doğrudan baskı’ kurma girişimi olarak nitelendirdi. Nazzal, Hamas’ın silahsızlandırılmasının zaman alacağını ve uygulanmasının zorluklar içereceğini, ayrıca İsrail içinde sahte zafer algısı yaratmayı hedeflediğini ifade etti.

Söz konusu tartışmalar, Miami’de yapılan toplantının sonuçlarıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Mısır, Katar, Türkiye ve ABD’yi temsil eden arabulucuların açıklamasına göre, ABD’nin gönderdiği diplomat Steve Witkoff’un X hesabından aktardığı mesajda, ikinci aşama görüşmelerinde Gazze’de birleşik otorite altında sivil ve kamu düzeninin korunmasını sağlayacak bir yönetim organının güçlendirilmesine vurgu yapıldığı belirtildi. Arabulucular, geçiş sürecinde sivil ve güvenlik alanları ile yeniden inşayı yönetmek üzere Barış Konseyi’nin kurulması ve aktif hale getirilmesine destek verdiklerini açıkladı.

xscdfg
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü mensupları, 2023 yılında er-Rimal mahallesinde yıkılan bir binanın enkazı arasında ceset arıyor. (AFP)

Arabulucular, tüm taraflara yükümlülüklerini yerine getirme, itidal gösterme ve denetim mekanizmalarıyla iş birliği yapma çağrısında bulundu. Ayrıca ikinci aşamanın uygulanmasını ilerletmek amacıyla önümüzdeki haftalarda görüşmelerin devam edeceği açıklandı.

Ahmed Fuad Enver, ikinci aşama için geri sayımın başladığını belirterek, “İsrail’in bu aşamaya girmesi için zorunlu bir süreç olacak… Ocak ayında bunu görebiliriz” dedi.

Nizar Nazzal ise Miami toplantısının ikinci aşamanın ana hatlarını çizdiğini, Barış Konseyi, Gazze Yönetim Komitesi ve istikrar güçlerinin oluşturulmasının uygulamaya konduğunu söyledi. Nazzal, buna bağlı olarak İsrail’in, silahsızlandırma ve saldırıların devamı gibi engellere rağmen ABD baskısı altında ikinci aşamaya katılmak zorunda kalacağını ifade etti.