Yeni çalışma: Down sendromlu kişilerin Kovid-19’dan ölme riski 10 kat fazla

Down sendromlu hastalar, hastanelerde korona kapma riskinin dört kat artmasıyla karşı karşıya (Reuters)
Down sendromlu hastalar, hastanelerde korona kapma riskinin dört kat artmasıyla karşı karşıya (Reuters)
TT

Yeni çalışma: Down sendromlu kişilerin Kovid-19’dan ölme riski 10 kat fazla

Down sendromlu hastalar, hastanelerde korona kapma riskinin dört kat artmasıyla karşı karşıya (Reuters)
Down sendromlu hastalar, hastanelerde korona kapma riskinin dört kat artmasıyla karşı karşıya (Reuters)

Bir araştırma ekibinin perşembe günü yayımladığı rapora göre, Down sendromlu kişilerin Kovid-19'dan ölme riski, 10 kat daha fazla.
Annals of Internal Medicine isimli akademik dergide yayımlanan çalışmada, Down sendromlu kişilerin koronavirüs nedeniyle hastaneye yatma ihtimalinin de 4 kat yüksek olduğu ifade edildi.
Araştırmacılar, Birleşik Krallık hükümetinin desteklediği bir risk değerlendirme projesinin parçası olan 8 milyondan fazla yetişkinin verilerini analiz etti.
Çalışmanın zaman aralığı, 24 Ocak 2020 (Birleşik Krallık’ta Sars-CoV-2’nin görüldüğü ilk tarih) ve 30 Haziran 2020 olarak belirlendi.
İncelenen 8,26 milyon kişiden 4 bin 53'ü Down sendromluydu. Bu kişilerden 68’i hayatını kaybetmişti ve ölümlerin yaklaşık yüzde 40’ı Kovid-19’dan, yüzde 25’i zatürreden ve yüzde 35’i başka nedenlerden kaynaklanıyordu.
Verileri incelenen ve Down sendromlu olmayan kişilerden de 41 bin 685'i hayatını kaybetmişti. Bu ölümlerden yaklaşık yüzde 20’si koronavirüsten, yaklaşık yüzde 14’ü zatürreden ve yüzde 65’i diğer nedenlerden kaynaklanıyordu.
Veriler yaş ve cinsiyet dağılımına göre ayarlandıktan sonra ise Down sendromlu yetişkinlerde koronavirüsten ölüm riski oranı, sendromlu olmayanlara kıyasla 24,94 olarak belirlendi.
Yaş, cinsiyet, etnik köken, vücut kitle endeksi, demans, doğuştan gelen kalp hastalıkları ve altta yatan diğer koşullar da hesaba katılınca ölüm tehlikesi oranı 10,39; hastaneye yatış tehlikesi oranı da 4,94 olarak hesaplandı.
Araştırmacılar konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi:
"Şu anda stratejik olarak korunmayan Down sendromlu kişilerde Kovid-19 ile bağlantılı hastaneye yatış riskinin 4 kat, ölüm riskinin de 10 kat arttığını tahmin ediyoruz."
Down sendromu; ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ya da Birleşik Krallık Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı herhangi bir kılavuzda Kovid-19’la ilişkili risk faktörü olarak tanımlanmıyor.
Ancak araştırmacılar, “bunun bağışıklık sistemindeki fonksiyon bozuklukları, doğuştan gelen kalp rahatsızlıkları, pulmoner patolojiyle ilişkili olduğunu ve risk faktörü olarak tanımlanmasa da, görülme sıklığı göz önüne alındığında, şiddetli seyreden Kovid-19’la bağlantılı olabileceğini” belirtiyor.
ABD merkezli Ulusal Down Sendromu Derneği’nin başkanı Kandi Pickard, Kovid-19'un Down sendromlular üzerindeki etkisine odaklandığı için araştırmacılara müteşekkir olduklarını söyledi.
"Pandeminin başından beri topluluğumuz için endişeleniyoruz" diyen Pickard, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu son çalışma endişelerimizi haklı çıkarıyor."



"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
TT

"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)

Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ın yaklaşık 100 kilometre doğusundaki Kisiljevo, turistlerin köye gelmesi için sıradışı bir yol seçti. 

300 yıl önce gömülmüş bir kişinin mezarı, turistik cazibe unsuru oldu. Zira köylülerin iddiasına göre bu mezar, kayıtlı ilk vampire ait. 

"Vampirlerin babası" diye de bilinen Petar Blagojevic'in cesedi, gece uyanıp köylüleri öldürdüğü iddiasıyla 1725 yazında mezardan çıkarılmış. 

Ailesi 11 kuşaktır köyde yaşayan eski muhtar Mirko Bogicevic, "Ceset hiç bozulmamıştı. Ona kazık sapladıklarında kulakları ve ağzından taze kan akmıştı" diyor. 

Petar Blagojevic'in hikayesi üzerine uzmanlaşan Bogicevic sözlerine şöyle devam ediyor:

Muhtemelen vampir olma şansına ya da şanssızlığına sahip sıradan bir adamdı. Kisiljevolu olduğunu ve 1700'deki kayıtlarda adının geçtiğini biliyoruz.

Mezardan çıkarıldıktan sonra yakılan cesedin külleri yakındaki bir dereye atılsa da köylüler, Blagojevic'in hikayesinin turistleri çekmesini bekliyor. 

Görsel kaldırıldı.
Viyana merkezli Wienerisches Diarium gazetesinin 21 Temmuz 1725'e ait sayısında Blagojevic'in hikayesi anlatılıyor (AFP)

Diğer yandan Trinity College Dublin'in Avrupa Çalışmaları Merkezi Direktörü Clemens Ruthner, Avusturyalı doktorlar ve askerlere dayandırılan haberin bir yanlış anlaşılma ürünü olduğunu savunuyor:

Bulgarca'daki eski kelimelerden "upior", "kötü kişi" anlamına geliyor. Bence köylüler bu kelimeyi gevelerken doktorlar yanlış anlayıp "vampir" yazdı. Cesedin ağzından kan geldiğini duyunca da kan içtiğini sandılar ama bu yanlış, köylüler böyle dememişti.

Ruthner, şarbon hastalığının bölgedeki gizemli ölümleri açıklayabileceğini söyleyip ekliyor:

Cadılık gibi vampirlik de insanların anlamadığı şeyleri, özellikle salgın gibi toplumsal olayları açıklamak için yaygın olarak kullanılmış.

Independent Türkçe, France24, AFP