Hafter, Cenevre Anlaşması konusunda sessizliğini korurken UMH paralı askerlerin ülkeden çıkarılması çağrısında bulundu

BAE, ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşılarken Cezayir, anlaşmayı diyalogun başarıya ulaşmasına yönelik bir umut ışığı olarak gördü

Cenevre’de ateşkes anlaşmasıyla sonuçlanan görüşmelere katılan iki heyetin grup fotoğrafı  (EPA)
Cenevre’de ateşkes anlaşmasıyla sonuçlanan görüşmelere katılan iki heyetin grup fotoğrafı  (EPA)
TT

Hafter, Cenevre Anlaşması konusunda sessizliğini korurken UMH paralı askerlerin ülkeden çıkarılması çağrısında bulundu

Cenevre’de ateşkes anlaşmasıyla sonuçlanan görüşmelere katılan iki heyetin grup fotoğrafı  (EPA)
Cenevre’de ateşkes anlaşmasıyla sonuçlanan görüşmelere katılan iki heyetin grup fotoğrafı  (EPA)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Mareşal Halife Hafter, Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) himayesinde Cenevre'de yapılan 5+5 Ortak Askeri Komite toplantılarının Libya'da ‘kalıcı’ ateşkes anlaşmasına varılmasıyla sonuçlanması karşısında sessizliğini korurken Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) bağlı güçler, yurt içinden ve yurtdışından yapılan müdahaleler devam ederken kalıcı bir ateşkes anlaşmasının uygulanabilirliğini sorguladılar.
Öte yandan kimliğinin açıklanmasını istemeyen Libyalı kaynaklar, anlaşmayı imzalayan tarafların anlaşmayı sahada uygulamaya koymak için hazırlıklara başladıklarını söylediler. Kaynaklar, anlaşmanın sahada uygulanması sürecinin muhtemelen anlaşmanın uygulanması için görevlendirilecek alt komitelerin oluşturulmasından sonra başlayacağına dikkati çektiler.
Bu arada UMH’den anlaşmaya ilişkin çelişkili açıklamalar yapıldı. Libya'nın BM Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Tamim Baiou, UMH ve LUO heyetlerini bir akşam yemeğinde bir araya toplarken UMH'ye bağlı güçler tarafından yürütülen Burkan al-Gadab (Öfke Volkanı) Operasyonu çerçevesinde hareket eden birliklerin sözcüsü Muhammed Kanunu, ‘Libya’nın Kurtuluşu’nun dokuzuncu yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, ‘cellat ile kurbanın eşit olduğu herhangi bir barış yolunun başarısını, başkente (Trablus) ve Libya’nın batısındaki diğer şehirlere yönelik saldırıda yer alanların ve onlara emir verenlerin hesap verdirilebilirliklerini sorguladı.
Kanunu açıklamasında ayrıca, “Hafter’e bağlı güçlerin Wagner'e (Rus güvenlik şirketi) mensup 5 binden fazla paralı askerin yanı sıra Suriye, Sudan ve Çad'dan getirdikleri paralı askerleri Libya’dan çıkaracaklarına ihtimal vermiyoruz. Wagner’e mensup paralı askerler, kamplar, surlar inşa etmeye ve hendekler kazmaya devam ederken onlardan bunu talep edebileceklerine inanmıyoruz” ifadelerini kullandı. UNSMIL’i, Sirte ve Cufra’ya Suriye’den getirilen paralı askerlerin ve Rus özel güvenlik şirketi Wagner’in binlerce üyesinin kimliklerinin belirlenmesi için gözlemciler göndermeye çağıran Kanunu, ‘Sirte ve Cufra’nın yabancı paralı askerlerin toplanma noktası haline geldiğini ve buraların ülkenin güvenliği ve toplumsal barış için en tehlikeli yerlere dönüştüklerini’ vurguladı.
Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi’nden dün akşam yapılan açıklamada, LUO’ya işaret edilerek ‘isyancı güçler’ olarak tanımlanan tarafların, anlaşmayı tek taraflı olarak ihlal etmelerine ve anlaşmada yer alan taahhütlere uymamalarına karşı uyarıda bulundu. Buna karşın LUO, onbinlerce üyesi olmasına rağmen aralarında paralı askerlerin olduğu iddialarını yalanlıyor. LUO Sözcüsü Tümgeneral Ahmed el-Mismari, daha önce yaptığı açıklamalarda bu iddiaları birkaç kez yalanlamıştı.
Diğer yandan Cenevre görüşmelerinde UMH heyetinin bir üyesi olan Ortak Kuvvet Birliği Komutanı Tuğgeneral el-Feturi Garibel, ağır silahların ve Wagner’e mensup paralı askerlerin geri çekilme sürecinin birkaç gün içinde başlayacağını belirtti. Cuma akşamı açıklamalarda bulunan Tuğgeneral Garibel, askeri güçlerin Sirte ve Cufra ile askeri varlığın bulunduğu tüm bölgelerden geri çekilme sürecinin başlamasını denetlemek için alt komiteler kurulacağını söyledi. Tuğgeneral Garibel, savaşçıların temas bölgelerinden tahliyesinin bırakacağı boşluğu doldurmak için öncelikle Ortak Kuvvet Birliği’nin polis görevi göreceğini belirtti.
UMH Savunma Bakanlığı ise, ateşkes anlaşmasını imzalayan tarafların bu konudaki samimiyetinin bir kanıtı olarak ‘paralı askerlerin’ tüm petrol tesislerinden ve askeri mevzilerden derhal geri çekilmesi çağrısında bulundu. Bakanlık Birleşmiş Milletler’in (BM) daha birçok kez olduğu gibi anlaşmadaki taahhütlerin ihlal edilmemesi için pratik garantiler verilmesi talebinde bulunmasının ardından, petrol sahalarındaki ve Cufra Askeri Üssü’ndeki bazı paralı askerlerin, ‘kontrolden çıkabileceği ve bunlarla dikkatli ve sıkı bir şekilde ilgilenilmesi gerektiği’ konusunda uyardı.
Buna karşın Mareşal Halife Hafter liderliğindeki LUO, Cenevre’de yapılan ateşkes anlaşması konusunda sessizliğini korudu. LUO Sözcüsü Tümgeneral Ahmed el-Mismari, Hafter'in bu konuda nasıl davranacağına dair herhangi bir açıklamada bulunmazken LUO’nun ‘başkent Trablus'u kurtarmak’ için başlattığı askeri operasyon nedeniyle özür dilemesine ilişkin kendisine atfedilen ifadelerin, ‘gerçeği yansıtmadığını’ söyledi. Ancak LUO'ya bağlı Ahlaki Rehberlik İdaresi Başkanı Tuğgeneral Halid el-Mahcub yaptığı açıklamada, Cenevre'de yapılan toplantılarda kalıcı bir ateşkes anlaşmasına varıldığına ve anlaşmanın şartlarının, kara, deniz ve hava olmak üzere tüm Libya sahasını kapsadığına işaret etti.
Bu arada Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) resmi ajansı WAM'ın haberine göre BAE, tüm Libya topraklarında kalıcı ateşkes ilan edilmesini ve askeri operasyonların durdurulmasını memnuniyetle karşıladı. BAE Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, Libya’daki çatışmanın BM gözetiminde sona ermesinin tek yolunun siyasi bir çözüm olduğu bir kez daha vurgulandı.
Açıklamada, BAE’nin bu anlaşmayı, Libya’da siyasi bir çözüme ulaşma ve kardeş Libya halkının Berlin Konferansı ve Kahire Bildirgesi'nin sonuçları doğrultusunda istikrar, barış ve refah özlemlerini karşılayan bir gelecek inşa edilmesi yolunda önemli bir adım olarak gördüğü belirtildi.
Diğer yandan Cezayir, Libya için varılan ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşılayarak, bunun ülkede diyalogun başarısı için ‘gerçek bir umut ışığı’ olması umudu dile getirildi. Cezayir Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ateşkes anlaşmasının ‘Libya ve halkının üstün çıkarlarını dikkate alan barışçıl bir siyasi çözüme varmak amacıyla kapsamlı bir ulusal diyalog sürecinin başarıya ulaşması için gerçek bir umut ışığı olduğu’ belirtildi.
Bakanlık açıklamasında, komşu ülkelerdeki istikrarsızlığın yarattığı risklerden korkan ve bölgesel diplomatik arenada etkisini pekiştirmeye çalışan Cezayir’in, tüm Libyalı tarafları anlaşmaya uymaya ve samimi bir şekilde uygulamaya çağırdığı kaydedildi.
Öte yandan UNSMIL, Libya Ulusal Petrol Kurumu’nun (NOC) dün, (doğudaki) Sidra ve Ras Lanuf petrol limanlarında yaklaşık on aydır devam eden mücbir sebep halinin kaldırıldığını duyurmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Bu gelişme, ABD’nin Trablus Büyükelçiliği’nden cuma akşamı yapılan açıklamada, ABD'nin tüm Libya topraklarında ilan edilen kalıcı ateşkesi, memnuniyetle karşıladığını duyurmasının ardından yaşandı.



Suriye İçişleri Bakanlığı, DEAŞ hücresine yönelik güvenlik operasyonunda bir kişinin öldürüldüğünü ve 8 kişinin yakalandığını duyurdu

DEAŞ saldırısının ardından Palmira'da gerçekleştirilen güvenlik operasyonundan (Arşiv- İçişleri Bakanlığı)
DEAŞ saldırısının ardından Palmira'da gerçekleştirilen güvenlik operasyonundan (Arşiv- İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı, DEAŞ hücresine yönelik güvenlik operasyonunda bir kişinin öldürüldüğünü ve 8 kişinin yakalandığını duyurdu

DEAŞ saldırısının ardından Palmira'da gerçekleştirilen güvenlik operasyonundan (Arşiv- İçişleri Bakanlığı)
DEAŞ saldırısının ardından Palmira'da gerçekleştirilen güvenlik operasyonundan (Arşiv- İçişleri Bakanlığı)

Suriye yetkilileri dün, güçlerinin ülkenin kuzeyindeki güvenlik güçlerine yönelik pazar günkü ölümcül saldırıyla bağlantılı olara,k DEAŞ'la bağlantılı bir hücrenin liderini öldürdüğünü ve 8 kişinin de yakalandığını açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, operasyonun "DEAŞ terör örgütüne bağlı bir terör hücresini hedef aldığını" ve "hücrenin 8 üyesinin tamamının yakalanmasıyla sonuçlandığını, dokuzuncu üye olan hücre liderinin ise baskın sırasında etkisiz hale getirildiğini" belirtti.

Bakanlık, ilk operasyondan elde edilen bilgilere dayanarak ikinci bir güvenlik operasyonu daha düzenlendiğini bildirdi. Her iki operasyonda da patlayıcı kemerler, susturucular, M-D füzeleri ve makineli tüfekler ele geçirildi.

İçişleri Bakanlığı, hedef alınan grubun İdlib ve Halep vilayetlerinde güvenlik ve askeri devriyeleri hedef alan çeşitli terör saldırılarından sorumlu olduğunu belirtti.

Bu operasyon, Suriye İçişleri Bakanlığı'na göre, pazar günü İdlib kırsalında bir otoyol devriyesine düzenlenen ve 4 İç Güvenlik Kuvvetleri mensubunun öldüğü, birinin yaralandığı saldırının ardından geldi.

Resmi haber ajansı SANA, silahlı kişilerin, devriye ekibi vilayetin güney kesimindeki Maaret el-Numan yolunda görevini yerine getirirken ateş açtığını bildirdi.

Cihatçı grupları izleyen SITE İstihbarat Grubu'na göre, DEAŞ daha sonra saldırının sorumluluğunu üstlendi.

Bu olay, Washington ve Şam'a göre, Suriye'nin merkezindeki Palmira'da ortak bir askeri konvoyun hedef alınmasından ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercüman) öldürülmesinden, ABD ve Suriye güçlerinin ise yaralanmasından birkaç gün sonra gerçekleşti.


Gazze dosyasında yeni temaslar: Hamas yeni bir müzakere turu istiyor

Filistinliler, Gazze şehrindeki Şati mülteci kampında İsrail bombardımanı sonucu kısmen yıkılan bir evin enkazı arasında kurbanları arıyor (Reuters)
Filistinliler, Gazze şehrindeki Şati mülteci kampında İsrail bombardımanı sonucu kısmen yıkılan bir evin enkazı arasında kurbanları arıyor (Reuters)
TT

Gazze dosyasında yeni temaslar: Hamas yeni bir müzakere turu istiyor

Filistinliler, Gazze şehrindeki Şati mülteci kampında İsrail bombardımanı sonucu kısmen yıkılan bir evin enkazı arasında kurbanları arıyor (Reuters)
Filistinliler, Gazze şehrindeki Şati mülteci kampında İsrail bombardımanı sonucu kısmen yıkılan bir evin enkazı arasında kurbanları arıyor (Reuters)

ABD’nin, İsrail’in Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği ve Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın önde gelen isimlerinden Raid Saad’ı hedef alan son operasyona ilişkin açıklamaları, Hamas’ı ikna etmedi. Hareket, Washington’un saldırıdan haberdar olup olmadığı ve bunun ateşkesi ihlal sayılıp sayılmayacağı konularında yapılan değerlendirmeleri yeterli bulmadı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas kaynakları, ABD açıklamalarındaki çelişkilerin saldırının sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını ifade etti. Hareketin üst düzey kadrolarının, ABD’nin Gazze’de ateşkese yönelik ihlalleri sürekli gerekçelendirerek İsrail’e siyasi alan açtığı değerlendirmesinde bulunduğu kaydedildi.

gfe
Gazze Şehri sahilindeki yerinden edilmiş insanlar kampında bir kadın ve çocuk çadırlarının önünde duruyor. (AP)

Buna rağmen Hamas’ın, önümüzdeki dönemde Mısır ya da Katar’da dolaylı bir müzakere turu düzenlenmesi için çaba gösterdiği belirtildi. Kaynaklar, Gazze’deki durum ve ikinci aşamaya geçiş sürecinin sorunsuz ilerlemesini temin etmeye yönelik olarak arabulucularla temasların sürdüğünü aktardı.

Kaynaklara göre, arabulucular ile Hamas liderliği arasındaki görüşmeler, kimi zaman doğrudan toplantılar, kimi zaman da telefon temasları yoluyla devam ediyor. Kahire, Doha ve İstanbul’da ikili ya da üçlü formatlarda toplantılar yapıldığı, bazı görüşmelerin tek bir arabulucu tarafıyla gerçekleştirildiği, tüm sürecin ise arabulucular arasında tam bir koordinasyonla yürütüldüğü kaydedildi.

Açıklamalarda, İsrail ve ABD’den temsilcilerin de katılımıyla dolaylı bir müzakere turu düzenlenmesine yönelik açık bir arayış bulunduğu vurgulandı. Bunun, Başkan Donald Trump yönetiminin İsrail üzerinde baskı kurmasına ve istikrarı hedefleyen planının ilerletilmesine katkı sağlayabileceği ifade edildi.

rgty
 Gazze Şehri sahilinde, Filistinliler son günlerde yağan şiddetli yağmurlar nedeniyle hasar gören çadırlarını onarmaya çalışıyor (AP)

Kaynaklar, temasların yalnızca “direnişin silahı” meselesine odaklanmadığını; yeniden imar, “ertesi gün” senaryosu kapsamında Gazze’nin yönetimi ve teknokratlar komitesinin görevleri, Refah Sınır Kapısı’nın açılması, kuşatmanın tamamen kaldırılması, Gazze’den çekilme, uluslararası güç dosyası gibi başlıkların da ele alındığını belirtti. Hamas liderliğinin Gazze dışına çıkarılması konusunun ise yapılan görüşmelerin gündeminde olmadığı ve olmayacağı vurgulandı.

Mevcut temasların müzakerelerde bir durgunluk anlamına gelmediğini kaydeden kaynaklar, Gazze’ye ilişkin temel dosyaların geleceğine dair pek çok fikrin taraflar arasında paylaşıldığını, Hamas ile Filistinli gruplar arasında da sürekli iç temasların sürdüğünü söyledi. Kahire’de yakın dönemde bir ulusal diyalog toplantısı düzenlenmesi için çabaların arttığı, ay sonu ya da gelecek ay başında daha geniş kapsamlı hareketlilik beklendiği ifade edildi.

“Hamas, ikinci aşamaya ilişkin ABD’den yeni bir adım mı bekliyor?” sorusuna yanıt veren kaynaklar, ABD temaslarının sürekli olduğunu ve Trump yönetimi tarafından arabulucular aracılığıyla, mevcut görüşmelerin başarısını garanti altına almaya yönelik mesajlar iletildiğini aktardı. Bu kapsamda, direnişin silahları, uluslararası güç ve Gazze’nin yönetimi gibi dosyaları kolaylaştırabilecek fikir ve önerilerin ele alındığı belirtildi.

Kaynaklar, Hamas’ın Filistinli gruplarla mutabakat içinde, “adil” olan ve Filistinlilere geleceklerine dair açık haklar tanıyan tüm önerilere açık olduğunu vurguladı. Bu çerçevede, herhangi bir tarafın “manda” ya da başka bir işgal biçimi dayatmasına izin verilmemesi, İsrail’in tek taraflı şekilde aktivist ve liderleri hedef almasının önüne geçilmesi, ateşkes kurallarının yeniden dayatılmaması ve çekilme sürecinin tamamlanmasının engellenmemesi gerektiği ifade edildi.

dd
Gazze Şehri sahilinde, son birkaç gündür yağan şiddetli yağmurlar nedeniyle hasar gören çadırlarının arasında Filistinliler duruyor (AP)

Öte yandan, eski BM Ortadoğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un, Trump’ın ilerleyen dönemde açıklaması beklenen “Barış Konseyi”nin yürütme kurulunun başına getirileceği iddialarına da değinen kaynaklar, Hamas liderliğine bu yönde doğrulanmış bir bilginin ulaşmadığını söyledi. Tony Blair’in görevden dışlanmasının ardından birçok ismin gündeme geldiğini belirten kaynaklar, Hamas’ın 2017-2019 yılları arasında kuşatma ve “Büyük Dönüş Yürüyüşleri” döneminde Mladenov ile Gazze içinde ve dışında temaslar yürüttüğünü, taleplerini iyi bildiğini kaydetti. Ulusal, Arap, İslami ve uluslararası mutabakat sağlanması ve Filistinlilerin haklarının gözetilmesi koşuluyla, Hamas’ın Mladenov ile çalışmasına itirazı olmadığı ifade edildi.

Hamas’ın, ABD yönetiminin silah konusundaki yaklaşımını değiştirebileceği beklentisine dayandığı, bu kapsamda silahların kullanılmasının dondurulması ya da zarar görmeden, üzerinde uzlaşılan bir tarafa devredilmesi gibi önerilerin gündeme geldiği belirtildi.

Bu beklentinin, ABD’nin ulusal güvenlik stratejisinde Ortadoğu’nun “uzun süreli askeri taahhüt” değil “ortaklık alanı” olarak tanımlanmasına dayandığı ifade edildi. Kaynaklar, Trump dönemindeki ABD’nin, etkili ortaklar olabildikleri takdirde rakiplerine de alan tanıyabileceği ve Washington’un kimin yönettiğinden ziyade işlevsel ortaklıkla ilgilendiği değerlendirmesini yaptı.

Hamas kaynakları, hareketin Filistin davasına hizmet edecek şekilde herkesle çalışmaya açık olduğunu ve şu aşamada bölgedeki ilişkilerini genişletmeye odaklandığını sözlerine ekledi.


Sel, soğuk ve abluka: Gazze’de insani felaket derinleşiyor

Şiddetli yağışlar nedeniyle meydana gelen sel sularının içinde kalmış bir arabayı iten yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Şiddetli yağışlar nedeniyle meydana gelen sel sularının içinde kalmış bir arabayı iten yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
TT

Sel, soğuk ve abluka: Gazze’de insani felaket derinleşiyor

Şiddetli yağışlar nedeniyle meydana gelen sel sularının içinde kalmış bir arabayı iten yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)
Şiddetli yağışlar nedeniyle meydana gelen sel sularının içinde kalmış bir arabayı iten yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi bugün yerinden edilmiş halkın acılarını daha da artıran yeni bir felaket yaşadı. Şiddetli yağışlar, bölgedeki en büyük hastaneyi ve binlerce Filistinlinin kaldığı çadırları sular altında bırakırken, dün akşam saatlerinden bu yana etkili olan fırtına nedeniyle yüzlerce çadır da yerinden sökülerek savruldu.

6ju
Şiddetli yağmurların ardından Gazze şehrinde sel suları içinde yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AFP)

Sel felaketi, Gazze’nin yalnızca birkaç gün önce, 14 Filistinlinin hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 53 bin çadırın zarar görüp sular altında kalmasına yol açan Byron adlı kutup kökenli alçak basınç sisteminin etkisinden çıkmasının ardından yaşandı. Gelişmeler, zaten ağır olan insani krizi daha da derinleştirirken, milyonlarca sivili yeni risklerle karşı karşıya bırakıyor.

En büyük hastane sular altında kaldı ve sağlık hizmetleri aksadı

Medya organlarının aktardığına göre, yağmur suları Gazze kentindeki Şifa Tıp Kompleksi’nin bazı bölümlerine, özellikle de acil servis bölümüne sızdı. Bu durum, devam eden saldırılar ve sağlık koşullarındaki ciddi bozulma ortamında yaralı ve hastaların kurtarılması açısından hayati öneme sahip olan bu birimde faaliyetlerin neredeyse tamamen durmasına yol açtı.

cdfgrth
Gazze şehrindeki şiddetli yağmurların ardından sel sularının içinden geçmeye çalışan bir araç (AFP)

Şihab Haber Ajansı’na konuşan görgü tanıkları, suların hastanenin koridorlarına ve muayene odalarına dolduğunu, tıbbi personelin ise elektrik kesintileri ve felaketle başa çıkmak için gerekli imkânlardaki ciddi yetersizlikler nedeniyle hastaları daha güvenli alanlara taşımaya çalıştığını aktardı.

sa
Gazze şehrinde bir aracın kasasında seyahat eden Filistinli bir aile (AP)

Şifa Tıp Kompleksi, Gazze Şeridi’nin en büyük hastanesi konumunda bulunuyor. İsrail’in yürüttüğü imha savaşı sırasında ağır yıkıma uğrayan hastanenin bazı binaları, Sağlık Bakanlığı tarafından son iki ayda onarılmaya çalışıldı. Ancak hasarın büyüklüğü ve imkân yetersizliği, özellikle işgalin tıbbi malzeme ve ilaç girişini engellemesi nedeniyle, hastanenin normal şekilde yeniden faaliyete geçmesini zorlaştırıyor.

defrgt
Gazze şehrindeki bir çadır kampının önünde yağan yağmur altında koşturan çocuklar (AP)

Yerinden edilmiş insanların çadırlarındaki trajedi tekrarlanıyor

Yerinden edilmiş kişilerin durumu iyi değil. Şiddetli yağışlar, Gazze’nin farklı bölgelerinde yüzlerce çadırın sular altında kalmasına, bazılarının ise savrulmasına yol açtı. Özellikle alçak kesimler, geniş su ve çamur birikintilerine dönüşerek yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı.

dfe
Gazze şehrinde su basmış bir çadırda bulunan yerinden edilmiş bir Filistinli kadın (Reuters)

Gazze’de yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının sular altında kalmasıyla yaşanan trajedi yeniden tekrarlandı. Yağmur suları, kentin farklı noktalarında çadırları ve sokakları kapladı.

Yüz binlerce yerinden edilmiş kişi, soğuktan ve sel sularından koruma sağlamayan yıpranmış çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Kışlık malzemeler ve ısınma imkânlarının neredeyse tamamen yokluğu, insani krizi daha da ağırlaştırıyor.

sdefr
Gazze şehrinde sular altında kalmış bir sokakta yürüyen yerinden edilmiş bir Filistinli (Reuters)

Gazze kentindeki Şeyh Rıdvan Mahallesi’nde, Ebu’l Kumsan ailesine ait bir ev, daha önceki bombardımanlarda zarar gören temellerinin şiddetli yağışlarla su altında kalması sonucu çöktü. Kentin güneybatısındaki Tel el-Heva Mahallesi’nde ise alçak basınç sistemine eşlik eden şiddetli rüzgârlar nedeniyle bir duvarın bir çadırın üzerine yıkılması sonucu çok sayıda yerinden edilmiş kişi yaralandı.

sxadfr
Gazze şehrinde yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir çadır kampından (AFP)

Hamas ve uluslararası toplumdan uyarılar

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, yeni bir alçak basınç sisteminin gelmesiyle insani felaketin daha da kötüleştiğini belirterek, yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının hava koşullarından koruma sağlamadığını vurguladı.

sdfrgt
Gazze şehrindeki bir hırdavatçı dükkanında yağmurdan korunurken yemek ısıtan Filistinliler (AP)

Kasım, barınmaya uygun malzemelerin Gazze’ye sokulması yönündeki önceki uyarıların uluslararası toplumdan hiçbir karşılık bulmadığını ve İsrail’in uyguladığı ablukayı kırmakta aciz kalındığını söyledi. Ayrıca, savaşın durdurulmasına ilişkin anlaşmanın arabulucuları ve garantör ülkelerinin yanı sıra Arap Birliği ile İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT), Gazze halkını kaçınılmaz bir felaketten kurtarmak için acilen harekete geçme çağrısında bulundu.

xcdf
Gazze şehrindeki bir sokakta yürüyen Filistinliler (AP)

Sağlık Bakanlığı yetkilileri, şiddetli yağışların bir bebeğin dondurucu soğuk nedeniyle hayatını kaybetmesine yol açtığını, ayrıca yerinden edilmiş ailelerin barındığı yüzlerce çadırın sular altında kaldığını bildirdi.

Gazze Şeridi'ndeki hükümet medya ofisi, 12 kişinin öldüğünü veya kaybolduğunu, en az 13 binanın çöktüğünü ve 27 bin çadırın sular altında kaldığını bildirdi.

asd
Gazze şehrinde savaşta hasar görmüş binalarla dolu bir sokakta yürüyen Filistinliler (AP)

Yerinden edilmiş insanlar ve yeni çadırlara duyulan ihtiyaç

Birleşmiş Milletler (BM) ve Filistinli yetkililer, Gazze’de yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş kişi için en az 300 bin yeni çadıra ihtiyaç bulunduğunu bildirdi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise 4 binden fazla kişinin yüksek risk taşıyan kıyı bölgelerinde yaşadığını, bunlardan bininin denizden gelen şiddetli dalgalardan doğrudan etkilendiğini açıkladı.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), inşaat ve barınma malzemelerinin girişinin engellenmesi nedeniyle yüz binlerce yerinden edilmiş kişinin boğulma riskiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu. Örgüt ayrıca, özellikle molozlarla dolu alçak bölgelerde, kanalizasyon ve atık yönetiminin yokluğu nedeniyle hastalıkların yayılma tehlikesine dikkat çekti. Bu alanlarda yaklaşık 795 bin kişinin sel riski altında yaşadığı belirtildi.