İsrail ile Katar normalleşme sürecinde

Katar, Gazze Şeridi’nden atılan roketlere ve İsrail’in hava saldırılarıyla yanıt vermesine rağmen Gazze Şeridi'nde Hamas ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasına arabuluculuk yapmıştı (DPA)
Katar, Gazze Şeridi’nden atılan roketlere ve İsrail’in hava saldırılarıyla yanıt vermesine rağmen Gazze Şeridi'nde Hamas ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasına arabuluculuk yapmıştı (DPA)
TT

İsrail ile Katar normalleşme sürecinde

Katar, Gazze Şeridi’nden atılan roketlere ve İsrail’in hava saldırılarıyla yanıt vermesine rağmen Gazze Şeridi'nde Hamas ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasına arabuluculuk yapmıştı (DPA)
Katar, Gazze Şeridi’nden atılan roketlere ve İsrail’in hava saldırılarıyla yanıt vermesine rağmen Gazze Şeridi'nde Hamas ile İsrail arasında ateşkes anlaşmasına arabuluculuk yapmıştı (DPA)

İsrailli yetkililer, İsrail ile ilişkilerini normalleştirme anlaşması imzalayacak bir sonraki ülkenin Katar olacağını öngörüyor.
İsrail televizyon kanalı Channel 13’e konuk olan İsrailli siyasi yetkililer, Katar’ın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Sudan’ın ardından İsrail ile anlaşma imzalayacak dördüncü ülke olacağı düşüncesinde. Katar’ın Sudan’ın hemen sonrasında adını İsrail ile ilişkileri normalleştirme listesine yazdıracağı olasılığına dikkati çeken kanal, bu olasılık gerçekleştiği taktirde gerçek ve önemli bir başarıya imza atılacağını vurguladı. Zirâ Hamas ve Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketlerini himaye eden Katar’ın bu güçlü ilişkileri, Gazze’de sükunet ve istikrara ulaşılmasını sağlayacak.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Sudan liderleriyle ikili görüşmelerde bulunan ABD Başkanı Donald Trump, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştiğini duyururken aynı zamanda “İsrail ile anlaşma imzalama yolunda daha çok ülkenin olduğunu” söylemişti.
İsrail’in söz konusu haberine göre, Katar'ın böyle bir anlaşmaya olan ilgisi, F35 uçakları satın alma yönünde anlaşmaya varmak istemesinde yatıyor. ABD ile BAE arasında da bu yönde bir anlaşma imzalanması bekleniyor; nitekim İsrail, söz konusu anlaşmaya yönelik resmi muhalefetini geri çekmişti.
Kanalın ifade ettiğine göre Katar da ABD’den bu tür uçaklar satın almak istiyor. ABD yönetiminden kaynakların ifade ettiğine göre, Katar iki hafta önce F35 uçağı için ABD’ye talepte bulunmuştu.
İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı ve alternatif başbakan Benny Gantz, Tel Aviv'in Abu Dabi ile ABD arasndaki herhangi bir anlaşmaya itiraz etmeyeceğini doğrulamıştı. Cuma günü Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, İsrail'in belirli ABD sistemlerinin BAE'ye satışına itiraz edilmeyeceği belirtilmişti.
İsrail'in nitelikli askeri gücünü garanti altına almak için ABD'li mevkidaşı Mark Esper ile bir anlaşma imzalayan Gantz, Netanyahu'ya ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’da gerçekleşen tartışmalar hakkında bilgi verdi. Aynı zamanda, ABD ile varılan anlayışların İsrail'e gelişmiş silah sistemleri sağlayacak uzun vadeli satın alma planlarının geliştirilmesini sağlayacağını, askeri yeteneklerini büyük ölçüde artıracağını, güvenliğini ve bölgesel askeri üstünlüğünü sağlamlaştıracağını, nitelikli askeri gücünü önümüzdeki on yıllarda koruyacağını vurguladı.
Yapılan ortak açıklamada, konunun Savunma Bakanlığındaki uzmanlar tarafından dikkatlice incelenmesinin ardından, ABD ile varılan anlaşmada da belirtildiği gibi BAE'ye belirli silah sistemleri tedarikine itiraz edilmemesi kararı verildiği belirtildi.
İsrail merkezli Maariv gazetesi de Tel Aviv'in Doha ile bir anlaşma arayışında olduğunu doğruladı. Gazetenin askeri analist ve muhabiri Alon Ben-David, İsrail'in Sudan ile ilişkilerini normalleştirmeye varmasının ardından Katar'a yönelik diplomatik bir atılım gerçekleştirmek istediğini bildirdi.
Ben-David, İsrail ile Katar normalleşme anlaşmasına vardığı taktirde, bunun Orta Doğu'da, bilhassa Gazze Şeridi ile ilişkilerde ciddi bir değişime yol açacağı düşüncesinde
İsrail güvenlik servislerinin düşüncelerini yakından bilen bir analist ise İsrail ile Katar arasında ilişkiler kurma çabalarının hazır hale geldiğini belirtti. Bununla birlikte, bu çabalara dair herhangi bir atılımın Gazze'de istikrarlı bir çözüme fırsat sağlayacağını söyledi.
İsrail, Katar’ın Hamas’ın kontrolü altındaki Gazze Şeridi'nde daha büyük bir rol almasını istiyor. Nitekim Katar, İsrail ile Hamas arasında yakın tarihte gerçekleştirilen bir ateşkes anlaşmasına sponsor olmuş, çok kısa bir süre önce Gazze Şeridi’ne fon sağlama kararı almıştı.
Maariv gazetesi ise Katar’ın Hamas’a yıllar önce de fon sağladığına, ancak son zamanlarda bu fonların açık ve net bir şekilde gönderildiğine işaret etti.
İsrail'in Katarlıları, fonları doğrudan Gazze'de dağıtmak yerine Gazze'nin kendi ayakları üzerinde durmasına yardımcı olacak projelerde kullanmaya ikna etmeye çabaladığını söyleyen Ben-David, Katar'ın da bu yönde hareket etmeye istekli olduğunu söyledi.
Katar ile İsrail arasındaki olası anlaşmanın politikalarında Katar’a da yardımcı olacağına işaret eden Ben-David, Doha'nın Tahran ile iyi ilişkiler sürdürdüğüne, aynı zamanda ABD güçlerine ait devasa bir üsse ev sahipliği yaptığına dikkati çekti. Katar’ın 1990'larda İsrail ile açık ticari ilişkilerde bulunduğuna, Arap dünyasında mikrofonu İsrailli konuşmacılara uzatan ilk kanallardan birinin yayınlarındaki İsrail karşıtı net tutuma rağmen Al Jazeera olduğuna da değindi.



BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
TT

BM uyardı: Gazze Şeridi beka tehdidiyle karşı karşıya

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan bir kare (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın bölgenin ekonomisini mahvettiğini ve Filistin topraklarının ‘bekasını’ tehdit ettiğini belirterek, uluslararası ‘acil’ müdahale çağrısında bulundu.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayınlanan yeni bir raporda, Gazze'nin yeniden inşasının maliyetinin 70 milyar doları aşacağı ve onlarca yıl sürebileceğini belirtildi. Raporda, savaş ve ablukanın ‘Filistin ekonomisinde eşi benzeri görülmemiş bir çöküşe’ neden olduğu uyarısında bulunuldu.

Askeri operasyonların hayatta kalmanın her temel unsurunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edilen raporda, “Gazze Şeridi, gıdadan barınmaya ve sağlık hizmetlerine kadar insan eliyle yaratılmış bir uçuruma itildi” denildi.

Sistematik bir şekilde devam eden yıkımın, Gazze'nin kendini yaşayabilir bir alan ve toplum olarak yeniden inşa etme yeteneğini zedelediği belirtilen raporda, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas ve diğer Filistinli silahlı grupların İsrail'in güneyine düzenlediği saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 221 kişi ölürken İsrail, Gazze Şeridi’ne  iki yıl süren yıkıcı bir savaş başlattı.

cdvfgthy
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönen yerinden edilmiş Filistinlilerin görüldüğü havadan çekilmiş bir fotoğraf (AFP)

BM’nin güvenilir kabul ettiği Gazze Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre İsrail, Hamas'ın saldırısına misilleme olarak Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 69 bin 756 Filistinliyi öldürdü.

Savaş, Gazze Şeridi'nde büyük yıkıma ve BM’nin bazı bölgelerde kıtlık ilan etmesine neden olan bir insani krize yol açtı.

UNCTAD raporuna göre Gazze Şeridi'ndeki yıkımın boyutu, ard arda ekonomik, insani, çevresel ve sosyal krizleri tetikleyerek, bölgenin gelişme düzeyindeki düşüşü tam bir yıkıma dönüştürdü.

Raporda, çift haneli büyüme ve önemli dış yardım desteğine rağmen, Gazze'nin 7 Ekim 2023 öncesi refah düzeyine geri dönmesinin onlarca yıl sürebileceği vurgulandı.

UNCTAD, koordineli uluslararası yardım, havale işlemlerinin yeniden başlatılması ve ticaret, hareket ve yatırım kısıtlamalarını hafifletmeye yönelik önlemleri bir araya getiren kapsamlı bir kurtarma planı çağrısında bulundu.

Gazze halkı ‘ciddi ve çok boyutlu bir yoksullukla’ karşı karşıya kalırken, UNCTAD, Gazze'deki her bireye yenilenebilir ve koşulsuz aylık nakit transferi sağlayan kapsamlı bir acil temel gelir programının başlatılmasını istedi.

Raporda, Gazze ekonomisinin 2023-2024 döneminde yüzde 87 oranında küçüldüğü ve kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 161 dolar gibi cüzi bir rakama gerilediği, bu rakamın da küresel olarak en düşük oranlardan biri olduğu belirtildi.

Öte yandan Batı Şeria'da durum o kadar vahim olmasa da raporda ‘şiddet, Yahudi yerleşim birimlerinin inşasındaki hız ve işçi hareketliliğine getirilen kısıtlamaların’ buranın ekonomisini vurduğu ve UNCTAD'ın verileri kaydetmeye başladığı 1972 yılından bu yana en kötü ekonomik gerilemeye yol açtığı ifade edildi.


Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nin güneyinde çadırlar sular altında kaldı: İnsani kriz derinleşiyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta zor şartlarda yaşıyorlar (AFP)

Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus kentinin Mevasi bölgesinde, bugün (Salı) sabah saatlerinde etkili olan yoğun yağışlar sonucu çok sayıda sığınmacı çadırı sular altında kaldı.

d
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş kişiler için kurulan geçici kampta, Filistinli çocuklar yağmurdan korunmaya çalışıyor (AFP)

Filistin Haber Ajansı WAFA bölgede çok sayıda çadırın yağmur suları nedeniyle zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Kurtarma ekipleri su baskınından etkilenen çadır alanlarına müdahalelerini çeşitli noktalarda sürdürüyor.

csdfrg
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici kampta, yağmur sonrası eşyalarını düzenleyen Filistinli bir aile (AFP)

Gazze Şeridi genelinde şiddetli sağanak yağış ve fırtınalarla birlikte sığınmacı kamplarında ek olumsuzluklara yol açmaktadır.

Öte yandan, 15 Kasım’da meydana gelen yağışlar sırasında da binlerce çadırın su baskını nedeniyle zarar görmüştü.

sd
Filistinliler, sular altında kalan sokaklardan, eşek arabalarıyla geçiyor (DPA)

 


Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
TT

Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğini güçlendirmenin yollarını görüştü.

Libya İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, başkent Trablus'ta düzenlenen ve çok sayıda güvenlik yetkilisinin katıldığı toplantıda ‘karşılıklı çıkar alanlarında ortak koordinasyonun yönlerinin’ ele alındığını belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantı sırasında ‘hedefli eğitim ve yeterlilik programları ile Libya İçişleri Bakanlığı personelinin yeteneklerinin geliştirilmesinin’ yanı sıra ‘düzensiz göçle mücadele, sınırların güvenliği ve Türkiye'nin uzmanlığından yararlanma ile ilgili konulara’ değinildiği belirtildi.

fvg
Dün başkent Trablus'ta Libya ve Türkiye heyetleri arasında yapılan toplantı (İçişleri Bakanlığı)

İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın Trablus ziyareti, General Halife Hafter'in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter’in geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin başkenti Ankara'da siyasi ve askeri düzeyde gerçekleştirdiği toplantıların ardından geldi.

Libya İçişleri Bakanı Trablusi, bakanlığının ‘ülkenin son yıllarda karşılaştığı zorluklara ve bunların güvenlik durumuna etkisine rağmen büyük çaba sarf ettiğini’ söyledi.

Gidişatı iyileştirmek için çalışmaların sürdüğünü ve bir dizi olumlu sonucun elde edildiğini vurgulayan Trablusi, bakanlığın, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika ülkeleriyle doğrudan iletişim kanalları aracılığıyla yasadışı göç konusuna ‘özel önem’ verdiğini kaydetti.

Trablusi, Libya İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik planının, sınırların güvenliğini sağlamaktan başlayarak, ardından çöl ve şehirlerin, son olarak da kıyıların güvenliğini sağlamayı içeren aşamalı bir yaklaşım benimsediğini, ayrıca göçmenler için gönüllü geri dönüş programını uyguladığını ve insan kaçakçılığına karışan organize suç çetelerini takip ettiğini de sözlerine ekledi.

Libya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Bakan Yerlikaya’nın Libya İçişleri Bakanlığı’nın çabalarını övdüğünü ve Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki deneyimini ve son yıllarda elde ettiği olumlu sonuçları paylaştığını aktardı. İçişleri Bakanlığı, bu toplantının, istikrarı artırmak ve güvenlik alanındaki kurumsal çalışmaların konsolidasyonunu desteklemek amacıyla dost ülkelerle etkili iş birliği olanakları oluşturma yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Saddam Hafter, birkaç gün önce Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir araya geldi.

LUO Genel Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ankara’daki görüşmelerde uluslararası sahnedeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu belirtilirken, “Savunma Bakanı Güler ile iki ülke arasındaki askeri iş birliğini güçlendirerek bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ve güvenlik ve istikrar çabalarını destekleyecek yollar tartışıldı” denildi.

Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile İngiltere'nin Libya’daki yeni Büyükelçisi Martin Reynolds arasında yapılan toplantıda düzensiz göç konusu başlıca gündem maddesi oldu.

İngiltere’nin Libya (Trablus) Büyükelçiliği tarafından sosyal medya platformu X üzerinden görüşmeye ilişkin yapılan kısa açıklamada, Büyükelçi Reynolds'un Libya'daki diplomatik görevinde ilk kez görüşmesini Dibeybe ile gerçekleştirdiği ve ‘yapıcı bir toplantı’ olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantıda düzensiz göç, güvenlik ve ekonomik büyüme alanlarında ortak önceliklerin ele alındığı belirtildi.