The Walking Dead'in A ve B kodları ek sahnelerde açıklandı

Rick Grimes'ın daha önce B kategorisinde olduğu görülmüştü (AMC)
Rick Grimes'ın daha önce B kategorisinde olduğu görülmüştü (AMC)
TT

The Walking Dead'in A ve B kodları ek sahnelerde açıklandı

Rick Grimes'ın daha önce B kategorisinde olduğu görülmüştü (AMC)
Rick Grimes'ın daha önce B kategorisinde olduğu görülmüştü (AMC)

The Walking Dead: World Beyond’un "The Wrong End of a Telescope" isimli 4. bölümü sona erdi ve bölümün ek sahnelerin evrenin şifreli ifadelerine açıklık getirdi. 
Yayımlanan son bölüm belirsiz bir zamanda geçiyor olsa da mekansal olarak Dr. Leo Bennett’in gittiği tesiste geçtiği anlaşılıyor. Kimliği belirsiz bir kadının masasındaki fotoğraf Dr. Bennet ve Portland topluluğundan biriyle aynı ekipte çalıştığını ima ediyor. 
Fakat o diğerlerinin aksine Civic Republic’ten geliyor ve bu nedenle sağ elinde üç halka dövmesi taşıyor. 
Sahne Civic Republic’in zombiler üzerine çalıştığını doğruluyor. Test deneği A.4.0.2 (Portland’dan Dr. Samuel Abbot) yeniden canlandırılıyor ve tepki vermediği psikolojik uyaranlarla dürtülüyor. 
Fakat ek sahnede ilginç olan nokta kameranın Leo Bennet’i de içeren dört bilim insanının fotoğrafına odaklanarak bitmesi. Bununla birlikte kadın bir başka deneğe sahip ve bu da bir sonraki zombinin de gruptan olduğuna işaret ediyor gibi görünüyor.
Ancak daha ilginç olanı ek sahnenin ana dizide uzun süredir kafa karıştıran bir soruya ilişkin ipucu vermesiydi: A ve B kodları ne anlama geliyor? 
Screen Rant'in haberine göre A özellikle kısa süre önce ölen denekleri işaret ediyor gibi görünüyor. B ise Civic Republic Military içinde çalışabilen kişilere işaret ediyor olabilir. 
Dr. Abbot için kullanılan "TS:A.4.0.2" kodu TS (test subject) denek ifadesini, "4" grupta olduğunu "0.2" de gruptaki sırasını ifade ediyor gibi görünüyor. 
World Beyond, zombi evreninin derinliklerini hayranların gözleri önüne sererken ana dizideki merak edilen sorulara da açıklık getiriyor.
 
Independent Türkçe, Screen Rant



E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
TT

E-yakıt devrimi kapıda: Uçaklar yakın gelecekte havayla çalışabilir

Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)
Havayla çalışan uçaklar gelecekte yakınınızdaki bir havalimanına gelebilir (Unsplash)

Uçakların sadece havadan yakıt alması bilimkurgu gibi gelse de çok da uzak olmayan bir gelecekte bu bilimsel bir gerçeğe dönüşebilir.

Nasıl mı? E-yakıt veya "elektrikten üretilen sıvı" yakıt diye adlandırılan üçüncü nesil sürdürülebilir havacılık yakıtı (sustainable aviation fuel / SAF) sayesinde.

Uzmanlar, bu teknolojinin aslında şaşırtıcı derecede basit olduğunu söylüyor. Havacılık endüstrisinin aşması gereken en büyük engel ise maliyet.

Avrupa Hava Emniyeti Ajansı'na göre e-yakıtların tonu 8 bin 720 dolar, biyolojik bazlı SAF'in tonu 2 bin 365 dolar ve geleneksel jet yakıtının tonu 830 dolar.

Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, e-yakıtın atmosferdeki veya endüstriyel emisyonlardan elde edilen karbondioksitin (CO2) doğrudan elektroliz yoluyla veya hidrojenle birleştirilerek karbonmonoksite (CO) dönüştürülmesiyle üretildiğini açıklıyor.

fghyju
Aether Fuels CEO'su Conor Madigan, havadan jet yakıtı üretmenin arkasındaki bilimin aslında epey basit olduğunu açıklıyor (Aether Fuels)

Daha sonra karbondioksit ve hidrojen birleştirilerek çeşitli hidrokarbon bileşikleri oluşturulabiliyor ve bunlar rafine edilerek jet yakıtına dönüştürülebiliyor.

Sustainable Aviation CEO'su Duncan McCourt, yakıldığında karbon saldığını belirtiyor. Bu, üretiminde yenilenebilir enerji santrali kullanılırsa tamamen net sıfır olduğu anlamına geliyor. Ayrıca biyolojik kaynaklı SAF'ten farklı olarak hammadde sınırlamaları ve arazi kullanımı sorunları da sözkonusu değil.

The Independent'a konuşan McCourt, "ticari seviyeye ölçeklendirmenin ve bunu makul bir maliyetle yapmanın" engel teşkil ettiğini söylüyor.

Madigan daha ayrıntılı bir şekilde, e-yakıt tesislerinin maliyetinin "yüksek olduğunu ve mevcut politikalar kapsamında gereken türde hidrojenin kıtlığının projeleri daha küçük ölçekli operasyonlarla sınırladığını" açıklıyor.

Bunun "maliyet verimliliğinin düşmesine ve kabul edilebilir sermaye getirisi elde etmek için çok yüksek fiyatlara yol açtığını" ifade ediyor.

Madigan şöyle devam ediyor:

CO2 artı H2 yakıtlarını teşvik eden politikaların olduğu sadece iki pazar var (Birleşik Krallık ve AB) ve bunlar sadece atık hidrojen veya yeşil hidrojenin kullanımına izin veriyor. Birçok şirket sermaye harcamalarını azaltmanın yollarını arıyor ancak çoğu yaklaşım bu süreçte verimlilikten ödün veriyor.

Madigan, atmosferden CO2 yakalamanın "çok fazla enerji gerektirdiğini ve dolayısıyla çok pahalı" olduğunu ancak bu sorunun yakıt fiyatına daha az etki ettiğini söylüyor.

Peki çözüm ne?

Bu kısmen politikacıların elinde.

McCourt "Hidrojen üretmek ve karbonu büyük ölçekte yakalamak için gereken enerjinin maliyeti, başlıca zorluklardan biri" diyor.

Bu sorunun üstesinden gelmek için kayda değer yatırımlar ve destekleyici hükümet politikalarına ihtiyaç var.

Peki havacılık endüstrisi "havadan yakıt"ı benimseyecek mi? Birkaç havayolu şirketi uçuşları için alternatif yakıtlar denediğinden, bu olası görünüyor.

Virgin Atlantic 2023'te Heathrow'dan New York'a yemeklik yağla çalışan bir Boeing 787 Dreamliner uçurdu ve United, Emirates ve British Airways gibi havayolu şirketleri de SAF kullandı.

Independent Türkçe