MEB'den 81 ile yüz yüze eğitim ve sınav uygulamaları ile ilgili genelge

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

MEB'den 81 ile yüz yüze eğitim ve sınav uygulamaları ile ilgili genelge

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullarda sınav uygulamalarının nasıl yapılacağına ilişkin ayrıntıları 81 ile gönderdiği yazı ile paylaştı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullarda sınav uygulamalarının nasıl yapılacağına ilişkin ayrıntıları 81 ile gönderdiği yazı ile paylaştı. Bakanlık paylaştığı genelgede şu ifadelere yer verdi:
"Bilindiği üzere 2020-2021 eğitim öğretim yılının birinci dönemi ilgi (b) Genelge'ye göre
31 Ağustos 2020 Pazartesi günü başlamış olup 22 Ocak 2021 Cuma günü sona erecektir. İlgi (a) Yönetmeliğin ‘Olağanüstü durumlarda eğitim, öğretim, yönetim ve işleyişe ilişkin alınması gereken tedbirler' başlıklı Ek 2'nci maddesinde yer alan hüküm doğrultusunda, yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitim faaliyetlerinde uyulması gereken usul ve esaslar ilgi (c), (ç), (d), (e) ve (f) yazılarla açıklanmıştır. Diğer taraftan ilgi (c) yazıda öğrencilerimizin müfredatın tamamından sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Buna göre yüz yüze ve uzaktan eğitim faaliyetlerinin devam ettiği 2020-2021 eğitim öğretim yılının birinci döneminde resmî ve özel ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokullarındaki derslerin ölçme ve değerlendirme işlemlerine yönelik olarak;
1.Yüz yüze eğitim faaliyetleri ile birlikte uzaktan eğitim faaliyetleri de ölçme ve değerlendirme kapsamına alınacaktır.
2. İl/ilçe millî eğitim müdürlüklerinin il/ilçe hıfzıssıhha kurullarıyla iş birliği içinde aldığı kararlar doğrultusunda haftada 5 (beş) gün yüz yüze eğitim öğretim yapılan okullarda ölçme ve değerlendirme uygulamaları ilgi (a) Yönetmelik hükümleri doğrultusunda salgından önce olduğu gibi yürütülecektir.
3. Haftada 2 (iki) gün yüz yüze ve diğer günlerde uzaktan eğitim alan ya da velisinin isteği üzerine sadece uzaktan eğitimle öğrenimine devam eden öğrenciler ile 2020-2021 eğitim öğretim yılı başlangıcından itibaren sadece uzaktan eğitime devam eden sınıflardaki öğrenciler için ölçme ve değerlendirme uygulamaları ilgi (a) Yönetmelik hükümleri doğrultusunda yürütülürken;
a. Sınavlar okul ortamında yapılacak, ancak kendisinde veya ailede birlikte kaldığı bireylerden herhangi birinde kronik rahatsızlığı bulunan ya da Kovid-19 salgınından dolayı hasta veya temaslı olan öğrenci okul içinde uygun bir zamanda ve izole bir ortamda sınava alınacaktır.
b. Herhangi bir nedenle sınavlara katılamayan ve okul yönetimince mazereti uygun görülen öğrenciler, ders öğretmeninin belirleyeceği bir zamanda ve öğrenciye önceden duyurularak sınava alınacaktır.
c. Okullarda yapılacak sınavlarda dersin öğretim programında yer alan ölçme ve değerlendirme esaslarına uyulacak ve sınavların tarihine okullardaki sınıf/alan zümre başkanları kurulunca karar verilecektir.
ç. Sınavı yapılacak her bir ders için sınav süresi bir ders saati olarak planlanacak ve sınav bu süreye uygun olarak hazırlanacaktır.
d. Gerekli görülmesi halinde, ilgi (d) ve (f) yazılarda ifade edildiği üzere, Cumartesi günleri de okullarda sınav yapılabilmesine imkân sağlanabilecektir.
e. Sınav tarihleri en az bir hafta önceden öğrencilere duyurulacak ve e-okul sistemine işlenecektir.
f. Yatılı bölge ortaokullarında kayıtlı olan ve eğitim öğretim sürecini uzaktan eğitim yoluyla takip eden öğrencilerin, sınav tarihlerinin olduğu günlerde pansiyon kapasitesi, ulaşım şartları ve hijyen koşulları dikkate alınarak pansiyonda konaklayabilmeleri sağlanacaktır.
g. Öğrencilerin yüz yüze eğitim, canlı ders ve/veya EBA TV takip ve ders etkinliklerine katılımlarına göre her bir dersin haftalık ders saati sayısı 2 ve daha az olanlara 2 (iki), haftalık ders saati sayısı 2'den fazla olanlara ise 3 (üç) defa ders etkinliklerine katılım puanı verilecektir.
ğ. Görsel sanatlar, müzik, beden eğitimi ve oyun, beden eğitimi ve spor, trafik güvenliği, insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi, teknoloji ve tasarım, bilişim teknolojileri ve yazılım,
Peygamberimizin hayatı, temel dini bilgiler ve seçmeli derslerde sınav yapılmayacaktır. Bu derslerin dönem puanı ders etkinliklerine katılım puanı ve varsa proje puanları ile oluşturulacaktır.
h. Proje ve ders etkinlikleri uygulamalarının dersin özelliğine göre yüz yüze veya canlı ders ve çevrim içi diğer ( e-posta vb.) ortamlarda sunulabilmesi sağlanacaktır.
ı. 2020-2021 eğitim öğretim yılı birinci döneminde bugüne kadar yapılmış olan bir sınav veya ölçme değerlendirme uygulamasının var olması durumunda bunlar geçerli olacak ve e-okul sistemine işlenecektir.
4.Ölçme ve değerlendirme uygulamalarının tamamında Kovid-19 salgınına yönelik tüm tedbirler eksiksiz ve zamanında alınacaktır.
Kovid-19 Salgın sürecinin ülkemizdeki seyri dikkate alınarak Bakanlığımızın planlamaları doğrultusunda, farklı tür ve kademelerdeki eğitim kurumlarımızda kademeli olarak yüz yüze eğitimin kapsamının genişletilmesi kararı alınmış ve buna göre 12 Ekim 2020 Pazartesi gününden itibaren ortaöğretim kurumlarının 9. sınıf öncesi hazırlık sınıfları ile 12. sınıflarında yüz yüze eğitime başlanmış, 02 Kasım 2020 Pazartesi gününden itibaren de 9. sınıflarda belirlenen kurallar dahilinde yüz yüze eğitime geçileceği kamuoyuna açıklanmıştır.
Yüz yüze ve/veya uzaktan eğitim sürecine ilişkin olarak; ilgi (c) “2020-2021 Eğitim ve Öğretim Yılı Çalışma Takvimi” konulu Genelge'de birinci dönemin 31 Ağustos 2020 Pazartesi günü başlayacağı ve 22 Ocak 2021 Cuma günü sona ereceği belirtilmiş, ilgi (ç) yazımızda da Kovid-19 Salgını nedeniyle 2020-2021 eğitim ve öğretim yılının yüz yüze ve uzaktan eğitim imkanlarının birlikte kullanılması ile sürdürüleceği, öğretim programlarının tamamının yüz yüze ve/veya uzaktan eğitim yolu ile tamamlanacağı, öğrencilerin öğretim programlarındaki konu ve kazanımların tamamından sorumlu olacağı, ölçme ve değerlendirme uygulamalarının ise okul ortamında gerçekleştirileceği ifade edilmiştir.
Bakanlığımıza bağlı resmî ve özel örgün ortaöğretim kurumlarında eğitim, öğretim, yönetim ve işleyişe ilişkin usul ve esaslar ilgi (a) Yönetmelikle düzenlemiş olup resmî ve özel örgün ortaöğretim kurumlarında yapılması gereken ölçme ve değerlendirme uygulamaları, ilgi (a) Yönetmeliğin “Olağanüstü durumlarda eğitim, öğretim, yönetim ve işleyişe ilişkin alınması gereken tedbirler” başlıklı Ek 3 üncü maddesi gereğince aşağıda belirtilen açıklamalar çerçevesinde gerçekleştirilecektir.
Bu bağlamda, 2020-2021 eğitim ve öğretim yılı birinci döneminde resmî ve özel ortaöğretim kurumlarındaki derslerin ölçme ve değerlendirme iş ve işlemlerine yönelik olarak;
1- Ölçme ve değerlendirme uygulamaları ilgi (a) Yönetmelik hükümleri doğrultusunda gerçekleştirilecektir.
2- Bugüne kadar yapılmış ölçme ve değerlendirme uygulamaları geçerli olup bunların e-Okul sistemine işlenmesi sağlanacaktır.
3- Ölçme ve değerlendirme uygulama takvimi, eğitim kurumu zümre başkanları kurulunca belirlenecek ve eğitim kurumu yönetimince tüm öğrencilere süresi içinde duyurulacaktır.
4- Ölçme ve değerlendirmeler, ihtiyaç duyulması hâlinde cumartesi günleri de dâhil edilerek, her bir sınav için bir ders saati süre verilerek uygulanacak ve sınav soruları bu süreye uygun olarak hazırlanacaktır.
5- Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 19/02/2018 tarih ve 56 sayılı Ortaöğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgesinin Ortak Dersler bölümünde yer alan; beden eğitimi ve spor, görsel sanatlar ve müzik derslerinin sınavları uygulamalı yapılacaktır.
6- Ölçme ve değerlendirme uygulamalarında öğrencilerin oturma planı; fiziki mesafeyi koruyacak şekilde, maske kullanımı ve hijyen kuralları dikkate alınarak gerçekleştirilecektir.
7- Ölçme ve değerlendirme uygulamalarının tamamında Kovid-19 Salgını ile ilgili tedbirler, "Eğitim Kurumlarında Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu"na göre eksiksiz ve zamanında gerçekleştirilecektir.
8- Ölçme ve değerlendirme uygulamaları sürecinde barınma ihtiyacı olan öğrenciler, talep etmeleri hâlinde, durumlarına uygun paralı/parasız yatılı olarak ilgi (b) Yönetmelik hükümlerine göre okul pansiyonlarından yararlandırılacak olup sınavlar, pansiyonu bulunan eğitim kurumlarında pansiyonda yoğunluk oluşturmayacak şekilde planlanacaktır.
9- Kendisinde ya da birlikte kaldığı aile bireylerinden herhangi birisinde kronik hastalık bulunan öğrenciler ile kendisinin ya da birlikte kaldığı aile bireylerinden herhangi birisinin Kovid-19'a yakalanması veya temaslı olması nedeniyle karantina kapsamına alınan ve bu nedenle sınavlara süresi içerisinde katılamayan öğrenciler, eğitim kurumunda uygun bir zamanda ve izole bir ortamda gerekli tedbirler uygulanarak; bunların dışında mazereti nedeniyle sınavlara katılamayan öğrenciler ise ilgi (a) Yönetmelik hükümleri doğrultusunda sınava alınacaktır.
Yukarıda belirtilen 9. sınıfların yüz yüze eğitime başlaması ile ölçme ve değerlendirme uygulamalarına ilişkin il/ilçe millî eğitim müdürlükleri ile eğitim kurumu yönetimleri tarafından gerekli tüm önlemler alınacaktır.”



Bilim insanları "Kitlesel yok oluş döneminde miyiz?" sorusunu yanıtladı

İnsan eliyle yeryüzünden silinen hayvanlardan biri olan dodonun soyu 1681'de tükenmişti (AP)
İnsan eliyle yeryüzünden silinen hayvanlardan biri olan dodonun soyu 1681'de tükenmişti (AP)
TT

Bilim insanları "Kitlesel yok oluş döneminde miyiz?" sorusunu yanıtladı

İnsan eliyle yeryüzünden silinen hayvanlardan biri olan dodonun soyu 1681'de tükenmişti (AP)
İnsan eliyle yeryüzünden silinen hayvanlardan biri olan dodonun soyu 1681'de tükenmişti (AP)

Bilim insanları, bazı çalışmaların aksine, halihazırda bir kitlesel yok oluş olayı yaşanmadığını öne sürdü. 

Dünya tarihinde bugüne kadar bilinen 5 kitlesel yok oluş olayı yaşanırken, bunlardan sonuncusu yaklaşık 66 milyon yıl önce Dinozorlar Çağı'nı sona erdirmişti. 

Kitlesel yok oluş, gezegendeki canlı türlerinin yaklaşık yüzde 75'inin 2 milyon yıl gibi kısa bir süre zarfında soyunun tükenmesini ifade ediyor. 2 milyon yıl uzun gibi görünse de Dünya'nın 4,5 milyar yıllık tarihinde aslında çok kısa bir zaman aralığına denk geliyor.

Bazı uzmanlar biyoçeşitlilikteki endişe verici düşüş nedeniyle halihazırda 6. kitlesel yok oluşun yaşandığını ve bunun öncekilerden farklı olarak insan eliyle gerçekleştiğini öne sürüyor.

Ancak bulguları hakemli dergi PLOS Biology'de yayımlanan yeni bir çalışmaya göre bu varsayım yanlış. Araştırmacılar biyoçeşitlilik azalsa da bunun, kitlesel yok oluş kategorisine girecek hızda yaşanmadığını belirledi.

Arizona Üniversitesi'nden John Wiens ve Harvard Üniversitesi'nden Kristen Saban, Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) değerlendirmeye aldığı 22 bin bitki ve hayvan cinsi hakkındaki son 500 yılın verilerini inceledi. 

Araştırmacılar, daha kapsamlı bir evrimsel tarihi yansıttığı için tür yerine cins düzeyinde değerlendirme yapmayı tercih etti. Cins, farklı ancak birbiriyle ilişkili türleri gruplandıran biyolojik sınıflandırmayı ifade ediyor. Çalışmaya yaklaşık 163 bin tür dahil edildi.

Bilim insanları 1500'den bu yana 90'ı hayvan ve 12'si bitki olmak üzere toplam 102 cinsin yok olduğunu saptadı.

Araştırmacılar bu rakamın, incelenen canlı gruplarının sadece yüzde 0,5'ine denk gelmesinden dolayı kitlesel yok oluştan söz edilemeyeceğini savunuyor.

Ayrıca soyu tükenen canlıların zaman ve mekan açısından eşit dağılmadığı da gözlemlendi. Örneğin bu olayların dörtte üçünden fazlası adalarda meydana gelmişti. 

Yok oluşların çoğunun memeliler (21 cins) ve kuşlar (37 cins) arasında yaşandığı da belirlendi.

Bunun yanı sıra şaşırtıcı bir şekilde, cins düzeyindeki yok olma oranlarının azalmaya başladığı ve en hızlı kayıpların 1870'ler, 1890'lar ve 1900'lerde yaşandığı tespit edildi.

Wiens bulgular hakkında şu ifadeleri kullanıyor: 

Bitki ve hayvan cinslerinin yok oluşunun çok nadir yaşandığını, bunların çoğunlukla sadece adalardaki cinsler olduğunu ve bu yok oluşların son 100 yılda hızla artmak yerine aslında yavaşladığını gördük.

2023'te yapılan başka bir çalışmada 5 bin 400 omurgalı hayvan cinsi incelenmiş ve canlıların soyunun "hızla tükendiği", halihazırda 6. kitlesel yok oluşun yaşandığı öne sürülmüştü. 

Ancak Wiens bu çalışmanın balıklar, böcekler ve bitkileri hesaba katmaması nedeniyle net bir tablo çizemediğini savunuyor.

Öte yandan bu çalışmada, son 1 milyon yıl içinde hiç olmadığı kadar hızlı bir tür ve cins kaybı yaşandığı için bu sonuca varılmıştı. Makalenin yazarları Gerardo Ceballos ve Paul Ehrlich, CNN'e yaptıkları açıklamada şöyle diyor:

Diğer bir deyişle, önceki yüzyılda kaybolan binlerce türün normal şartlarda yok olması binlerce yıl sürerdi. Bu eğilim evrenseldir ve omurgalılar, omurgasızlar, bitkiler, mantarlar ve mikroplar dahil tüm organizmaları etkiliyor.

Yeni çalışmanın yazarları halihazırda bir yok oluş tehdidi olmasa da biyoçeşitlilikteki azalmanın ciddiyetini koruduğunun altını çiziyor.

Wiens "Gelecekteki yok oluşların, insanları tehdit ettiği için değil, insanların diğer türleri yok oluşa sürüklemesinin ahlaki açıdan yanlış olması nedeniyle durdurulması gerektiğini savunuyoruz" diye açıklıyor.

Manchester Üniversitesi'nden ve iki çalışmada da yer almayan Sadiah Qureshi ise "6. kitlesel yok oluşla ilgili iddialar harekete geçme çağrısı görevi görebilir ancak kayıplarla ilgili kıyametvari iddialar da insanlarda hiçbir şey yapamayacakları hissi yaratabilir" diyerek ekliyor: 

Hâlâ anlamlı bir fark yaratabileceğimizi unutmamalıyız; bu yüzden umudu korumak önemli.

Independent Türkçe, CNN, Phys.org, PLOS Biology, PNAS


Ünlü ressamın tablosundaki renk gizemi aydınlatıldı

Jackson Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde sergileniyor (AP)
Jackson Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde sergileniyor (AP)
TT

Ünlü ressamın tablosundaki renk gizemi aydınlatıldı

Jackson Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde sergileniyor (AP)
Jackson Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri New York'taki Modern Sanat Müzesi'nde sergileniyor (AP)

Bilim insanları Jackson Pollock'un bir tablosundaki mavi rengin kaynağını tespit etti.

Soyut dışavurumculuğun öncülerinden Amerikalı ressam Pollock'un Number 1A, 1948 adlı eseri, farklı renklerdeki boyaların tuvale sıçratılmasıyla sanatçının klasik tarzını yansıtıyor.

Daha önceki çalışmalarda ressamın temel paletinin parçası olan kırmızı ve sarı pigmentler belirlense de tablodaki canlı mavi renk tanımlanamamıştı.

Pollock'un tuvalde turkuaz boya kullandığı tahmin ediliyordu ancak hakemli dergi PNAS'te 15 Eylül Pazartesi günü yayımlanan çalışma, eserde aslında manganez mavisinin tercih edildiğini saptadı.

Araştırmacılar mavi boyadan örnekler alarak Raman spektroskopisi adlı bir yönteme başvurdu. Bu yöntemde lazerlerle ışık saçılıyor ve boya moleküllerinin titreşimi ölçülerek renk belirleniyor.

Yeni çalışma Pollock'un manganez mavisini kullandığına dair ilk kesin kanıtı sunuyor.

Stanford Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Edward Solomon, "Bazı çarpıcı renklerin nereden geldiğini moleküler düzeyde anlamak gerçekten ilginç" diyor.

Manganez mavisi bir zamanlar sadece sanatçılar arasında değil, çimento boyası olarak kullanıldığı inşaat sektöründe de yaygındı. Ancak çevreye zarar verdiği endişelerinden dolayı 1990'larda kullanımdan kaldırılmaya başlandı.

Bilim insanları ayrıca örnekleri inceleyerek bu kadar canlı bir renk tonunun nasıl ortaya çıktığını da anlamaya çalıştı.

Araştırmaya göre bu pigment, ışığın elektronlarla etkileşimi sonucu yeşil ve mor ışığı emip yalnızca saf maviyi yansıttığı için bu kadar berrak görünüyor.

New York'taki Modern Sanat Müzesi'nden Abed Haddad, Pollock'un eserleri kaotik görünse de ressamın bu yorumu reddettiğini ve çalışmalarını sistemli bulduğunu söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Haddad şu ifadeleri kullanıyor:

Aslında bizim çalışma şeklimizle Jackson Pollock'un resim yapma şekli arasında birçok benzerlik görüyorum.

Independent Türkçe, AP, Artnet, PNAS


Komedi ustasından yeni gerilim: İki yıldız başrollerde

Hizmetçi Millie rolündeki Sydney Sweeney'ye (önde) Nina'yı canlandıran Oscar adayı Amanda Seyfried (arkada) eşlik ediyor (Lionsgate)
Hizmetçi Millie rolündeki Sydney Sweeney'ye (önde) Nina'yı canlandıran Oscar adayı Amanda Seyfried (arkada) eşlik ediyor (Lionsgate)
TT

Komedi ustasından yeni gerilim: İki yıldız başrollerde

Hizmetçi Millie rolündeki Sydney Sweeney'ye (önde) Nina'yı canlandıran Oscar adayı Amanda Seyfried (arkada) eşlik ediyor (Lionsgate)
Hizmetçi Millie rolündeki Sydney Sweeney'ye (önde) Nina'yı canlandıran Oscar adayı Amanda Seyfried (arkada) eşlik ediyor (Lionsgate)

Sydney Sweeney ve Amanda Seyfried, The Housemaid fragmanında aynı malikanede tehlikeli bir yakınlık kuruyor.

Paul Feig'in yönetmenliğini üstlendiği gerilim filmi The Housemaid, ABD'de 19 Aralık'ta gösterime girecek. Filmin Türkiye'deki vizyon tarihi ise 9 Ocak 2026.

Oyuncu kadrosunda Brandon Sklenar, Michele Morrone ve Elizabeth Perkins'in de yer aldığı film, 45 yaşındaki Amerikalı yazar Freida McFadden'ın aynı adlı romanından uyarlandı.

The Housemaid, zengin çift Nina ve Andrew'un yanında hizmetçilik yapmaya başlayan Millie'nin hikayesini anlatıyor. Millie, kısa süre sonra çiftin tehlikeli sırlar sakladığını öğreniyor. 

Millie'yi canlandıran Sweeney fragmanda, "Bu işe ihtiyacım var. Kaybedemem. Geri dönmek istemiyorum" sözleriyle dikkat çekiyor.

McFadden'ın 2022 tarihli aynı adlı çok satan romanından uyarlanan senaryoyu Rebecca Sonnenshine kaleme aldı. Küçük Bir Rica (A Simple Favor) ve Ajan (Spy) gibi filmlerle tanınan Feig de kamera arkasına geçti.

Feig ve oyuncular, nisanda CinemaCon sahnesinde filmi tanıtmış ve ilk görüntüleri paylaşmıştı. Feig, neden komedi ağırlıklı projelerden sonra bir gerilim filmi çekmeyi tercih ettiğini şöyle açıklamıştı: 

Gerilim, korku ve komedi bu filmde birbirine öyle güzel sarılıyor ki... Benim için bir hayalin gerçekleşmesi gibi.

Sweeney ise kaynak eserin büyük bir hayranı olduğunu dile getirmişti. "Ben tam bir kitap aşığıyım, okumayı çok seviyorum" diyen oyuncu, McFadden'ın Hizmetçi (The Housemaid) üçlemesini bir haftada bitirdiğini anlatmıştı. Euphoria yıldızı, projeye dair ise şunları eklemişti: 

Karakterler kusurlu ve darmaduman ama bu da onları gerçekçi kılıyor.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety