Mısır’da dini kurumlar İslam’a hakaret olaylarının tekrarlanmaması için ‘yasal önlemler’ alınmasını istedi

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)
TT

Mısır’da dini kurumlar İslam’a hakaret olaylarının tekrarlanmaması için ‘yasal önlemler’ alınmasını istedi

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)

Mısır’da dini kurumlar, ‘Peygamber Efendimize ve İslam’ın sembollerine hakaretin tekrarlanmasını önlemek için yasal önlemler alınması’ çağrısında bulundu. Söz konusu kurumlar, Fransa’da Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’i hedef alan saldırgan karikatürlere atıfta bulunarak , ‘bu önlemlerin, ‘nefret söylemine’ karşı ‘barışçıl yollarla’ direnmek için alınması gerektiğini vurguladılar. Mısır Müftüsü Şevki Allam, dünyadaki tüm Müslüman topluluklara, Peygamber Efendimize nispet edilen karikatüre karşı duydukları öfkeyi, onun ahlakını, hoşgörülü öğretilerini ve aydınlık yüzünü dünyaya aktararak meşru bir şekilde ifade etmeye çağırdı. Allam dün yaptığı açıklamada, ‘Peygamber Efendimize karşı yapılan bu hakaretlerin bir daha tekrarlanmaması için her türlü yasal önlemin alınması gerektiğini’ söyledi. Bu gelişme, Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib başkanlığındaki Müslüman Hukema Konseyi’nin Peygamber Efendimize edilen hakaretlere karşı ‘yargı yoluyla ve yasal yollarla’ mücadele etme çağrısında bulunmasından bir gün sonra yaşandı. Müslüman Hukema Konseyi ayrıca, ‘nefreti, ayrımcılığı ve İslam karşıtlığını kışkırtmayı suç sayan bir uluslararası yasa çıkarılmasının yanı sıra bir arada yaşama ve insan kardeşliği için sağlıklı bir ortam yaratılması’ çağrısında bulundu.
Ezher Şehyi Dr. Tayyib konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Şuan Peygamber Efendimize hakaret edilerek başlatılan ve İslam'ı, siyasi savaşlar ve kaos ortamı yaratmaya alet etmek için yapılan sistematik bir karalama kampanyasına tanık oluyoruz.  Sembollerimizin ve kutsallarımızın, siyasete ve seçim yarışlarına malzeme edilmesini kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ezher Üniversitesi’nden daha önce yapılan bir açıklamada ise Fransa’da yayınlanan ‘Charlie Hebdo’ dergisinin başlattığı karikatür krizine işaret edilerek ‘Peygamber Efendimize hakaret eden karikatürlerin yeniden yayınlanmasının, dinler arası diyaloğun önünde bir engel olduğu ve nefret duygularını körüklediği’ belirtilmişti.
Bu arada İslami kurumlar, Fransız yetkililerin İslam’a karşı ‘saldırgan’ olarak nitelendirilen açıklamalarını yoğun bir şekilde eleştirirken Fransız mallarını boykot çağrıları yaptılar.
Bununla birlikte Mısır’daki el-Eşraf Derneği, ‘dini sembollere ve kutsallara hakareti suç sayan bir yasa çıkarılmasını talep etti. Dernek Başkanı Mahmud eş-Şerif, derneğin Peygamber Efendimizin güzel ahlakı ve güzel davranışlarını anlatmanın yanı sıra O’nun Müslüman olmayanlara dahi sergilediği güzel tutum konusunda farkındalık yaratmak için ‘Rahmet Peygamberi’ adlı dijital bir kampanya başlattığını söyledi.
Öte yandan Mısır Müftüsü Allam, “Yaşadığımız olaylara bakıldığında Peygamberimizin hayatının modern bir okumasını yapmamız ve doğru bir şekilde pratiğini hayatımızda uygulamamız, O’nun ahlakına bağlı kalmamız ve İslam'ın hoşgörülü hedeflerine ulaşmamız gerektiği, acil bir zorunluluk haline geldiği görülüyor. Din ile hiç bir ilgisi olmayan, dinin hoşgörülü ilkeleri ve değerleri hakkında hiçbir şey bilmeyen radikal ve terörist akımların ve grupların yayılması, günümüzde İslam ümmetinin rahmet Peygamberinin ahlakına ne kadar muhtaç olduğunu ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.
Müslüman Hukema Konseyi ise, ‘ifade özgürlüğünün, başkalarının haklarını koruyan ve din tüccarlığına izin vermeyen bir sosyal sorumluluk çerçevesi içinde olması gerektiğini’ vurgulayarak ‘ifade özgürlüğü ilkesinin, İslam Peygamberine ve İslam dininin kutsallarına hakaret etmek için kullanılmasına’ şiddetle karşı olduğunu ifade etti. Konsey, Batı’da yaşayan Müslümanlara, ‘dini ve kültürel sabitelerini ve değerlerini korurken inşa ve kalkınmaya olan katkılarını artırmak için yaşadıkları ülkelerindeki tüm sosyal bileşenlerle birlikte yaşama, barış ve vatandaşlık ilkelerine bağlı kalmaları ve bu toplumlara pozitif bir şekilde entegre olmalarının yanı sıra İslam’ı çarpıtan, onu terör ve aşırılıkla ilişkilendirme fikrini sağlamlaştıran, Müslümanlara karşı düşmanlığı teşvik eden provokatif davranışlardan kaçınmaları çağrısında bulundu.



Caca, Lübnan'ın ‘ABD belgesini’ dikkate almasını eleştiriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
TT

Caca, Lübnan'ın ‘ABD belgesini’ dikkate almasını eleştiriyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca (Lübnan Kuvvetleri Partisi)

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Semir Caca, Lübnanlı yetkililer arasında ABD aracılığıyla yapılan görüşmelerin gidişatını ve Troyka'nın ‘Lübnan kurumlarını kısa yoldan ele almasını’ eleştirerek, hükümeti bir araya gelip ulusal bir yanıt hazırlamaya çağırdı.

Caca'nın bu tutumu, ABD elçisi Tom Barrack'ın daha önce yetkililere sunduğu ve Lübnan devletinin silahları resmî kurumlarla sınırlama ve idari, mali ve siyasi reformları hayata geçirme taahhütlerini içeren belgeye Lübnan'ın vereceği yanıtı almaya gelmesinden saatler önce geldi.

Caca yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yaklaşık iki haftadır ABD'nin Lübnan'daki durumu ileriye taşıyacak, bir yandan Lübnan'ı İsrail işgalinden ve İsrail saldırganlığından, diğer yandan da Lübnan topraklarındaki tüm yasadışı silahlardan kurtaracak önerilerini duyuyoruz. Bu vesileyle şunu bilmek istiyoruz: Birincisi, Esed rejiminin Troyka'yı Lübnan'ın tüm kurumlarına kestirme bir yol olarak görme sapkınlığına, Lübnan'ı mahveden saçmalığa geri mi döndük?"

İkinci olarak da şunu sordu: “Şu anda kim müzakere ediyor? Lübnan devleti Hizbullah'ın ne diyeceğini mi bekliyor? Yoksa tam tersi mi olmalıydı?”

Caca, bu fırsatı kaçırmak için çalışanların, tüm Lübnanlılar ve tarih önünde büyük bir sorumluluk taşıyacağı konusunda uyardı.

Caca, “Lübnan hükümeti gecikmeksizin toplanmalı ve ABD'nin önerisine, İsrail'in Lübnan'dan çekilmesini ve saldırganlığını durdurmasını, Lübnanlıların çıkarlarını ve çocuklarının geleceğini gözetecek gerçek bir devletin kurulmasını retorikle değil pratikle sağlayacak ulusal bir Lübnan yanıtı hazırlamalıdır” dedi.

Caca sözlerini şöyle tamamladı: “Yaklaşan uluslararası müzakerelerde İran'ın konumunu güçlendirmek için Lübnan'ın ve Lübnanlıların kaderinin bu kadar manipüle edilmesi yeter.”