Ürdün ve Suudi Arabistan, Filistin ve İsrail sınırlarını açtı

Suudi Arabistan geçen haziran ayı başlarında iç hat uçuşlarının tekrar başlamasına izin verdi (Arşiv)
Suudi Arabistan geçen haziran ayı başlarında iç hat uçuşlarının tekrar başlamasına izin verdi (Arşiv)
TT

Ürdün ve Suudi Arabistan, Filistin ve İsrail sınırlarını açtı

Suudi Arabistan geçen haziran ayı başlarında iç hat uçuşlarının tekrar başlamasına izin verdi (Arşiv)
Suudi Arabistan geçen haziran ayı başlarında iç hat uçuşlarının tekrar başlamasına izin verdi (Arşiv)

Ürdün, Kovid-19 salgını sebebiyle yaklaşık 7 aydır kapalı olan Suudi Arabistan, İsrail ve işgal altındaki Batı Şeria ile olan kara sınır kapılarını yeniden açtı.
Ürdün devlet televizyonu, “üç kara sınır kapısının, aylarca süren kapanmanın ardından dün (Perşembe) çalışmalarına ve yeniden yolcu kabul etmeye başladığını duyurdu. Yapılan açıklamada, bu geçişlerin el-Mudavara Sınır Merkezi (Suudi Arabistan’a açılan kapı), Kral Hüseyin ve Şeyh Hüseyin Köprüleri’yle (Filistin ve İsrail topraklarına açılan kapı) sınırlı tutulduğu ve her bir kapıya özel yolcu sayısı ve geçiş prosedürleri uygulandığı bilgisine de yer verildi.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre, Suudi Arabistan’ın güneyindeki el-Mudavara Sınır Kapısı ve ülkenin kuzey batısındaki Şeyh Hüseyin Köprüsü üzerinden günlük olarak 100 yolcu kabul edilmesi, ülkenin batısında bulunan Kral Hüseyin Köprüsü’nün ise günlük 150 yolcu kabul etmesi kararlaştırıldı.
Bu geçiş noktaları üzerinden Ürdün Krallığı’na girenlerin “Visit Jordan” olarak adlandırılan özel bir elektronik platformda kayıt altına alınması gerekiyor. Ayrıca yolcuların Krallığa giriş yapabilmeleri ve “QR kod” onayı alabilmeleri amacıyla Krallığa gelmeden 5 gün önce koronavirüs testi (BCR) yaptırmış olmaları gerekiyor.
Ürdün’e gelen bir yolcu, Suudi Arabistan’a ulaştığında yeniden teste tabi tutulacak ve eğer sağlıklıysa bir hafta süreyle ev karantinasına tabi olacak. Şayet enfeksiyon taşıyorsa, ev karantinası süresi 10 olacak.
Ürdün Krallığı, Kovid-19 salgınını kontrol altına alabilmek için Mart ayı ortasında kara ve hava sınır kapılarını kapatmış, sadece mal ve eşya taşıyan kargoların geçişine izin vermişti. Ürdün, Eylül ayında havalimanlarını yeniden açtı. İlkbahar ve yaz aylarındaki enfeksiyon vakalarını azaltmayı başardıktan sonra Ürdün, Eylül ayının başından bu yana enfeksiyon vakaları bakımından rekor sayıda bir artışa tanık oldu.
Ürdün Krallığı’nda yeni tip koronavirüs nedeniyle dün 40  kişi hayatını kaybederken 3 bin 443 yeni vaka kaydedildi. böylece ülkede toplam vaka sayısı 65 bin 385’e yükselirken enfeksiyondan vefat edenlerin toplam sayısı da 740’a çıktı.



Fransız ve Alman dışişleri bakanları Şam'da

Bab Tuma Meydanı'nda asılı Suriye bayrağının önünde duran bir muhalif savaşçı (Reuters)
Bab Tuma Meydanı'nda asılı Suriye bayrağının önünde duran bir muhalif savaşçı (Reuters)
TT

Fransız ve Alman dışişleri bakanları Şam'da

Bab Tuma Meydanı'nda asılı Suriye bayrağının önünde duran bir muhalif savaşçı (Reuters)
Bab Tuma Meydanı'nda asılı Suriye bayrağının önünde duran bir muhalif savaşçı (Reuters)

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinden yaklaşık dört hafta sonra Şam büyük bir diplomatik açılıma sahne olurken, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve Alman mevkidaşı Annalena Baerbock bugün Suriye'ye gelerek bir Batı ülkesinden Şam'a bu düzeyde yapılan ilk ziyareti gerçekleştirdiler.

Ziyaretlerin amacı, Avrupa Birliği (AB) tarafından görevlendirilen yeni fiili yöneticilerle görüşmelerde bulunmak. Hem Barrot hem de Baerbock'un yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş-Şera ile görüşmesi planlanıyor.

Kıbrıs'tan Suriye'nin başkentine varışından önce yaptığı açıklamada Baerbock, Suriye'nin ‘kendi toprakları üzerinde tam kontrole sahip, işleyen bir devlet’ olmasına yardımcı olmaya çalıştıklarını vurguladı.

Baerbock, aralık ayı başında Esed'i deviren muhalif grupların koalisyonuna liderlik eden Heyetu Tahriru’ş-Şam'a (HTŞ) yönelik ‘kuşkulara’ rağmen, “Bu önemli noktada Suriye halkını destekleme fırsatını kaçırmamalıyız” dedi.

Baerbock, Suriye'deki yeni fiili yöneticilerin Almanya ve AB ile ilişkilerini yeniden başlatabilmeleri için gerekli koşulları sıraladı. “AB ile Suriye ve Almanya ile Suriye arasında yeni bir siyasi başlangıç mümkün” diyen Baerbock, Suriye'nin başkentine ‘net beklentilerle’ geldiğini ifade etti.

Baerbock ve Barrot, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas adına geçiş hükümeti temsilcileriyle görüşmelerde bulunmayı planlıyor.

Barrot yeni yılı Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu ile birlikte Lübnan'da Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’ndeki (UNIFIL) Fransız askerleriyle birlikte kutladı. Baerbock ve Barrot, Esed'in devrilmesinden bu yana Suriye'yi ziyaret eden ilk AB dışişleri bakanları oldu.

Baerbock şunları söyledi: “Yeni bir başlangıç ancak, yeni Suriye toplumunun tüm Suriyelilere (kadın-erkek, etnik ya da dini grup farkı gözetmeksizin) siyasi süreçte yer vermesi, onlara haklar tanıması ve koruma sağlamasıyla mümkün olabilir. Bu haklar korunmalı; seçimler yapılana ya da yargının veya eğitim sisteminin İslamileştirilmesi için adımlar atılana kadar çok uzun süreler boyunca baltalanmamalı.”

Eş-Şera geçtiğimiz günlerde yeni bir anayasa taslağının hazırlanmasının üç yılı, seçimlerin yapılmasının ise dört yılı bulabileceğini söyledi. 10 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşın ardından Suriye parçalanmış ve mezhepsel olarak bölünmüş durumda. Esed'in devrilmesinden sonra bile rakip silahlı güçler iktidar için savaşmaya devam ediyor.

Baerbock, “Son yıllarda Suriye halkına sağlanan insani yardıma ek olarak, Suriye'yi barışçıl bir iktidar geçişi, toplumda uzlaşma ve yeniden yapılanma yoluyla destekleme arzusundayız” dedi.

Yeni bir başlangıcın ancak geçmişin ele alınması, adaletin yerini bulması ve halkın bazı kesimlerine yönelik misillemelerden kaçınılması halinde mümkün olabileceğini ifade eden Baerbock, aşırıcılığın ve aşırı grupların Suriye'de yeri olmadığını vurguladı.

Baerbock sözlerini şöyle sürdürdü: “HTŞ’nin ideolojik olarak nereden geldiğini ve geçmişte neler yaptığını biliyoruz. Bununla birlikte, HTŞ’nin ılımlı olma ve diğer önemli aktörlere ulaşma isteği de görülmeli. Kürtlerin ağırlıkta olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile görüşmelerin başlaması bu yönde önemli bir sinyal.”

HTŞ, El Kaide'nin bir kolu olan Nusra Cephesi'nden doğdu. Her ne kadar hem El Kaide'yi hem de DEAŞ'ı reddetmiş olsa da HTŞ liderliğinin El Kaide ile temaslarını sürdürdüğüne dair haberler var.

Baerbock, “HTŞ'yi eylemleriyle değerlendirmeye devam edeceğiz. Tüm kuşkulara rağmen bu önemli kavşakta Suriye halkını destekleme fırsatını kaçırmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Almanya'nın Suriye'deki iç sürecin dışarıdan kesintiye uğramaması için de çalıştığını belirten Baerbock, Suriye'de kendi çıkarlarının peşinde koşmakla suçlanan Türkiye ve İsrail'e açık bir göndermede bulundu.

Baerbock ayrıca, ‘Rusya’nın Suriye'deki askeri üslerini terk etme zamanının geldiğini’ belirtti.

Rusya yıllardır Esed'in en önemli müttefiklerinden biriydi. Yaklaşık 14 yıl süren iç savaşın ardından Suriye harap oldu; kara mayınları ve diğer mühimmatlarla büyük ölçüde kirlendi.

Ülke şu anda insan gücü ve kalifiye işçi sıkıntısı çekiyor. Ekonomi küçüldü, para birimi 2020'den bu yana değerinin yüzde 90'ından fazlasını kaybetti ve kamu hizmetleri çöktü. Ülkede 16 milyondan fazla insan yardıma muhtaç durumda.

Baerbock'un Şam'daki görüşmelerinde, geçiş hükümetinin de desteklediği, Almanya'daki Suriyeli mültecilerin geri dönüşü konusunun ele alınması bekleniyor. Almanya İçişleri Bakanlığı'na göre şu anda Almanya'da yaklaşık 975 bin Suriyeli yaşıyor. Bunların çoğu iç savaştan kaçarak 2015 yılında Almanya’ya geldi.