Nice saldırısının faili Tunuslu İbrahim el-Uveysavi’nin abisi Şarku’l Avsat’a konuştu: Niyetini bilmiyorduk, eylemi yapmasına şok olduk

Nice eylemini yapan İbrahim el-Uveysavi  (Reuters)
Nice eylemini yapan İbrahim el-Uveysavi (Reuters)
TT

Nice saldırısının faili Tunuslu İbrahim el-Uveysavi’nin abisi Şarku’l Avsat’a konuştu: Niyetini bilmiyorduk, eylemi yapmasına şok olduk

Nice eylemini yapan İbrahim el-Uveysavi  (Reuters)
Nice eylemini yapan İbrahim el-Uveysavi (Reuters)

Fransa’da Nice saldırısının faili Tunuslu İbrahim el-Uveysavi’nin ailesi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, 21 yaşındaki oğullarının daha önce aşırılık yanlısı fikirlerinin olmadığını söyledi.  Aile, Fransa’daki Nice kentindeki katedrale saldıranın oğulları olduğu haberini duyduklarında şoke olduklarını ifade etti.
El-Uveysavi, 12 nüfuslu fakir bir ailenin çocuğu olarak Tunus’un 170 km. güneyinde Kayravan kentinde yaşıyordu. 20 yıl önce Safakes yakınlarındaki Tina kasabasına geldiklerinde, babası işsiz olduğu için aileyi geçindiren İbrahim’di.
Nice saldırısının faili İbrahim el-Uveysavi’nin kardeşi Yasin, Şarku’l Avsat’la yaptığı telefon görüşmesinde, erkek kardeşinin Tunus’un doğusunda bulunan Safakes kentinin Tina bölgesindeki diğer gençler gibi normal bir hayat sürdüğünü ve çok zor, fakirlik içinde bir hayat yaşamalarına rağmen herhangi bir ideolojik düşünce belirtisi göstermediğini söyledi.
Kendisinin ve diğer aile üyelerinin İbrahim’in Nice’deki terör eylemi gerçekleştirdiğine hala inanamadıkları ve şoku atlatamadıklarını belirten Yasin, ailenin İbrahim’in Avrupa’ya gittiğinden daha sonra haberinin olduğunu söyledi. Yasin, kardeşinin zeytin fabrikasında çalışmadan önce motosiklet tamiri gibi bazı işlerde çalıştığını belirtti.
Bir ay önce İbrahim’in yaklaşık bin 200 Tunus dinarı (435 $) para toparladıktan sonra Tunus'tan İtalya'ya kaçak olarak geçtiğini belirten Yasin,  ailesinin oğullarının niyetlerini bilmediğini vurguladı. Yasin’in anlattıklarına göre İbrahim Fransa'ya ulaştığında ailesini telefonla aradı ve kilise binası yakınlarında kalacak yer aradığını söyledi. Aile duydukları bu son sözlerden bir müddet sonra terör saldırısını oğullarını yaptığı haberini aldı.
Aile, gelişmemiş Hacub el-Uyun bölgesinden iktisadi olarak ülkenin ikinci başkenti sayılabilecek Safakes’e 2000 yılında, İbrahim bir yaşındayken geldi. Abisine göre İbrahim nispeten rahat bir durumdaydı. Yol kenarında işletilen bir benzincide çalışıyordu.
Yunus, İbrahim'in Tunus'un Safakes ile İtalya'nın Lampadouza adası kıyıları arasında kaçak gemilerle İtalya'ya göç ettiğini oradan da Fransa'ya geçtiğini bildirdi.
İbrahim’in ailesinin oğullarının el-Mehdi terör örgütüne üye olduğuna dair bazı şüpheleri vardı.  İbrahim, İtalya ve sonra da Fransa’dan ailesini arayarak on binlerce Tunuslunun yaptığı gibi mevsimlik işçi olarak tarlalarda çalıştığını söyledi.
Öte yandan, Tunus güvenlik servisleri, İbrahim’in Tunus’ta Kayravan şehrinin Bouhajla’nin bölgesinde ikamet ettiğini ve 10 çocuklu bir ailenin (7 kız ve 3 erkek) oğlu olduğunu açıkladı.
Bu aile, son 20 yıldır Safakes şehrinde yaşıyordu. Tunus İçişleri Bakanlığı tarafından sağlanan veriler, babasının özel bir şirkette bekçi olarak çalıştığını, annesinin ise ev hanımı olduğunu ortaya çıkardı. Nice saldırısında kimliği doğrulanır doğrulanmaz, uzman güvenlik birimleri ailenin evine gitti aile üyelerinin ifadelerini aldı. Tunuslu müfettişlerin edindiği bilgilere göre sanık, İtalya'dan Fransa'ya geçerek, 9 Ekim’de Nice şehrine taşındı.
Tunuslu bir adli yetkili, el-Uvaysi’nin 2016 yılında şiddet ve bıçak kullanması nedeniyle tutuklandığını açıkladı. Nice saldırganı hakkındaki ilk veriler, yasadışı göç için önce motosiklet tamirinde kısa süre çalıştığını ardından ise zeytin fabrikasında çalışmaya başladığını ortaya koydu. İbrahim, kaçak olarak İtalya’ya gidecek parayı ancak Eylül ayında toplayabildi ve aile üyelerine bu kaçak geçişini bildirmedi.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.