ABD ve Rusya’dan Suriye’nin kuzeydoğusuna askeri takviye

Reuters arşiv
Reuters arşiv
TT

ABD ve Rusya’dan Suriye’nin kuzeydoğusuna askeri takviye

Reuters arşiv
Reuters arşiv

ABD liderliğindeki DEAŞ karşıtı Uluslararası Koalisyon güçleri, Fırat’ın doğusundaki Haseke ve Deyrizor’un doğu kırsalındaki askeri noktalarına ve üç gün boyunca takviyede bulundu. Rus askeri ve lojistik teçhizatlar da Suriye’nin en kuzeydoğusunda yer alan Kamışlı kentindeki havalimanına ulaştı. ABD’li bir yetkili Kamışlı’ya düzenlediği ziyarette bölgedeki silahlı grupların hamlelerinin ‘soykırım’ seviyesine ulaştığını öne sürdü.
Uluslararası Koalisyon’a ait üçüncü konvoy dün Suriye’ye giriş yaptı. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarından yola çıkan konvoy Simelka Sınır Kapısı’nı kullanarak Haseke’de Koalisyon’a ait askeri noktalara doğru hareket etti. Konvoy, askeri ve lojistik malzeme yüklü 60 araç ve tırdan oluşuyor. İki gün önce 50 tır ve çarşamba günü de 100 tırdan oluşan benzer iki konvoy daha bölgedeki Uluslararası Koalisyon noktalarına ulaşmıştı.
Diğeryandan bölge sakinleri ve görgü tanıklarının aktardığına göre, silah, mühimmat ve lojistik malzeme yüklü 26 tırdan oluşan Rus konvoyu Kamışlı Havalimanı’ndaki Rus üssüne ulaştı. Rakka kırsalındaki Tabka kasabasında bulunan Rus üslerinden hareket eden konvoy uluslararası (M4) otobanını kullandı. Ancak varış noktasına ulaşmadan önce Haseke’nin kuzey ve batı kırsalında devriye gezdi. Rus ve ABD uçakları konvoyun hareketi sırasında bölgenin üzerinde uçuşlar gerçekleştirdi.
Suriye Demokratik Meclisi (SDM) ülkenin orta kesiminde yer alan Hama kırsalındaki güçlerini geri çekerken Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik adımlarına dikkat çekti. SDM Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Hikmet Habib, “SDM, Türkiye’nin İdlib’deki bazı noktalardan çekilmesini olumlu bir adım olarak görüyor. Suriye’nin kuzey ve doğu bölgelerinde Moskova ve Ankara arasında bir anlaşma yapılmış olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
Türk ordusu çarşambayı perşembeye bağlayan gece Kürt grupların konuşlandığı Tel Rıfat kasabası ve civar bölgelere yönelik uygulamalar gerçekleştirdi.
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF) Başkan Yardımcısı Nadine Menza bölgeye gerçekleştirdiği üç günlük ziyaretin ardından Kamışlı’da basına yaptığı açıklamada, ABD yönetimine detaylı bir rapor sunduğunu bildirdi. “Grupların, cinayet, kaçırma, gasp ve zorla din değiştirmeyle ilgili işledikleri ihlalleri gözler önüne serdik” ifadesini kullandı. Bölgedeki dini mekanların tahrip edilmesi, dönüştürülmesi ve demografik değişiklik için yapılan çalışmaları belgelediklerini dile getiren Menza “Suriye’nin diğer bölgelerinden getirilen mülteciler, bölge sakinlerinin terk ettiği evlere yerleştiriliyorlar” dedi. Bu tür uygulamaların ‘soykırım’ seviyesine ulaştığını öne sürdü. Durumu endişeyle takip ettiklerini belirten Menza, “Suriye’de dini azınlıkların yaşadığı bölgede her gün kadınlar kaçırılıyor, Yezidi türbeleri tahrip ediliyor, suç ve vahşet uygulamalarına imza atılıyor” dedi.
Menza, konuşmasının sonunda şunları söyledi:
“Amacımız, dini azınlıklara karşı yapılan bu zulümleri uluslararası topluma göstermektir. Bütün hükümetler, bu ihlalleri konuşmalı ve Suriye’den çekilinmesi için baskı yapmalıdır.”



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.