Suudi Arabistan’dan El-Ula Antik Kenti’nde büyük kültür hizmeti

Turistleri Nebatilerin yaşamlarına tanıklık edebilecekleri eşsiz bir deneyim bekliyor. (SPA)
Turistleri Nebatilerin yaşamlarına tanıklık edebilecekleri eşsiz bir deneyim bekliyor. (SPA)
TT

Suudi Arabistan’dan El-Ula Antik Kenti’nde büyük kültür hizmeti

Turistleri Nebatilerin yaşamlarına tanıklık edebilecekleri eşsiz bir deneyim bekliyor. (SPA)
Turistleri Nebatilerin yaşamlarına tanıklık edebilecekleri eşsiz bir deneyim bekliyor. (SPA)

Suudi Arabistan el-Ula Valiliği Kraliyet Komisyonu (RCU) cuma günü, bölgedeki miras alanlarının ziyaretçilere açılmasıyla birlikte turistlere geniş kapsamlı bir kültürel hizmet verileceğini açıkladı.
Söz konusu sit alanları El- Hicr, Ikma Dağı ve Dadan Bölgesini kapsıyor. El-Ula şehri, 7 bin yıldan eskiye dayanan tarihiyle insanlığın geçmişi açısından gizli bir hazine olarak nitelendiriliyor. Arkeoloji ekipleri, el-Ula hakkında bilinmeyen dönemleri keşfetmek için kapsamlı kazı çalışmaları yürütüyor.

Turistler El-Hicr’e yapacakları ziyaret sırasında eşsiz bir deneyim yaşayarak Nebati yaşam tarzını keşfetme şansına sahip olacak. Ziyaret Lihyan bin Koza mezarı, Cebel-i İslip, el-Divan, el-Ahmar ve el-Bir gibi önemli arkeolojik alanlar ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.
Bin yıl boyunca Dadan ve Lihyan imparatorluklarına başkentlik eden ve en gelişmiş şehir ünvanına sahip olan Dadan Antik Kenti, ziyaretçilere bir gün boyunca arkeolojik keşif yapma deneyimi sağlayacak.
Ziyaretçiler önümüzdeki kasım ayı boyunca Gramil Kayaları’nın nefes kesen manzarasında, yıldızları izleyerek bir gece geçirebilecek, tur kapsamında kamp yapabilecekler. Kendilerine yıldız ve yıldız gruplarının el-Ula’daki tarihi ve kültürü hakkında bilgi veren bir gök bilimci eşlik edecek. Hurma bahçeleri ve turunçgil ağaçları arasındaki bisiklet yoluna bu yılın sonlarında bir de binicilik parkuru eklenecek.
Ziyaretçiler önümüzdeki aralık ayında el-Ula’nın kumları, kayaları ve tepeleri arasında manzaranın keyfini çıkararak, ATV turları yapabilecekler. Ayrıca Macera Adası’na ATV’ler için bir aile yolu ile zipline inşa edilmesi planlanıyor.

Şehrin her yerinde eş zamanlı “Herkes için Arkeoloji” atölyesi düzenlenerek çocuklara kazı yapma ve eserlerin kalıntılarını bulma fırsatı verilecek. Ayrıca ışık şovları ve akşam pazarları gibi gece etkinlikleri de düzenlenecek.
İlk olarak el-Ula Antik Kenti halka açılacak. Sit alanının restorasyonu tamamlandığında Tantura, Güneş Saati ve Musa bin Nusayr Kalesi de tur programına eklenecek. Turda, daha önce ziyaretçi akımına uğrayan eski çarşıyı da gezme fırsatı sunuluyor. Çarşıda antik kentin kültürünü yansıtan birçok yiyecek, eşya ve el emeği ürünlerinin satışa sunulacağı dükkanlar da açılacak.

El-Ula’daki çiftlikleri de gezebilecek olan turistler ayrıca çiftlik turları, meyve toplama, hayvan besleme ve tohum ekme gibi çeşitli aktivitelerin sürdüğü bölgedeki yaşama da yakından tanıklık edebilecekler. Zira tarım, kentin ekonomisinin ve günlük hayatının ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor. Öyle ki bölgede 2 milyondan fazla hurma ve 29 farklı türde turunçgil ağacı bulunuyor.
Kültürel faaliyetler vilayette geniş bir alana sahip olduğundan eski el-Ula şehrindeki Kız Hazırlık Okulu, Geleneksel Sanatlar ve El Sanatları  Merkezi haline getirilecek. Prens Charles himayesindeki “Geleneksel Sanat Okulu” için “Turquoise Mountain’dan gelen uzmanlar eşliğinde seramik, dokuma, kumaş ve mücevher yapımında çalışmak üzere yaklaşık 50 zanaatkar bulunacak.

Bölgenin eşsiz tarihini, doğasını ve mimarisini yansıtan zanaatkarlar yerel ürünleri kullanarak geleneksel sanatın en güzel koleksiyonlarını gözler önüne serecekler.
El-Ula’daki sanat atölyeleri ziyaretçilere takı tasarımı, seramik, nakış ve eğirme gibi eski el sanatlarını canlandırmak amacıyla eğitim fırsatları sağlayacaklar.



New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
TT

New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)

Suudi Arabistan'ın himayesinde ve Fransa'nın katılımıyla Birleşmiş Milletler’in (BM) New York’taki genel merkezinde düzenlenen konferans, ‘iki devletli çözüm’ yönünde bir siyasi hareket başlattı. Paris'in Filistin’i tanıma kararını açıklamasının ardından, başka ülkeler de art arda Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladılar.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un izinden giderek yaz tatilinde olan kabinesini Gazze'deki durumu ele almak üzere bu hafta acil toplantıya çağıracağı açıklandı. Starmer, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki durumu iyileştirmek ve barışı sağlamak için adımlar atmaması halinde, İngiltere’nin Eylül ayında Filistin Devleti'ni tanıyacağını açıkladı. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de New York'taki konferansta aynı açıklamayı tekrarladı.

Başbakan Starmer, çç baskıların artmasıyla İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurmaması, insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaşması için sınır kapılarını açmaması ve Filistin-İsrail çatışmasına son vermek için ciddi barış görüşmelerine başlamaması halinde bu adımı atacağını açıkladı.

ddefrv
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere acil kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bakanların tutumları göz önüne alındığında İsrail'in bu şartlara uyum sağlaması imkansız görünüyor. Bu da 1917 yılında ilan edilen Balfour Deklarasyonu’ndan bu yana İsrail'in kurulmasında tarihi bir sorumluluk taşıyan Londra'nın bu adımı atacağı anlamına geliyor.

Bu adımın özel bir önemi var, çünkü İngiltere, Fransa'dan sonra G7 üyeleri içinde Filistin devletini tanıyan ikinci ülke ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesi arasında dördüncü ülke olacak. Ayrıca, Batı'nın bu hamlesini ‘toplu bir hareket’ haline getirmesi açısından da özel bir öneme sahip. Ki Paris de bunu bekliyor.

Aralarında Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, Norveç, İspanya, Portekiz, İrlanda, Slovenya, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, İzlanda, San Marino ve Andorra’nın bulunduğu 15 batılı ülke tarafından yayınlanan ve Filistin devletinin tanınmasını talep eden ‘New York Konferansı Çağrısı’, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot'un ifadesiyle ‘deprem’ etkisi yarattı. Zira Batılı ülkeler ilk kez ‘toplu olarak’ böyle bir adım attılar.

Söz konusu ülkelerden biri olan Malta, Filistin’i tanıyacağını resmi olarak açıklarken Kanada ve Finlandiya, bu yönde hazırlıklarını sürdürüyor. Fransız kaynaklar, Portekiz'in de Filitin’i tanıma kararını açıklamaya hazır olduğunu belirttiler.

‘Çağrı’nın bir paragrafında şöyle deniyor:

“Bizler Filistin Devleti'ni tanımaya hazır olduğumuzu veya olumlu baktığımızı kabul ettik, ifade ettik veya ifade ediyoruz. Bu, iki devletli çözüme doğru atılmış temel bir adımdır. Henüz bunu yapmamış olan tüm ülkeleri bu çağrıya katılmaya davet ediyoruz.”

Ayrıca şu ifadeler de yer alıyor:

“Gazze’de yeniden yapılanma, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin yönetiminden çıkarılmasını sağlayacak bir yapı oluşturmak için çalışmaya kararlıyız.”

Diplomatik bulaşma

Söz konusu paragrafın ifadeleri, harekete geçme ve başkalarını da harekete geçmeye teşvik etme yönündeki toplu bir arzuyu yansıtmaktadır. Bugüne kadar 149 ülke Filistin’i tanıdı.

Fransız kaynaklar, Cumhurbaşkanı Macron'un birkaç gün önce Filistin’i tanıma kararını açıklamasının, birincisi tereddüt eden Avrupa ülkelerine baskı yapmak, ikincisi 21 Eylül'e kadar onlara yeterli zaman tanımak olmak üzere iki amacı olduğunu söylediler. 21 Eylül, New York'ta BM Genel Kurulu toplantılarının başlayacağı tarih ve zirvede kararın kesinleşmesi bekleniyor.

dfgthyuı
BM Genel Sekreteri, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı ile tokalaşırken (AFP)

Yol haritasının son paragrafı, konferansın en önemli hedefini özetliyor:

“Bu tarihi bir fırsat. Savaşı sona erdirmek, Filistin devletini kurmak ve her iki halk için barış ve onuru sağlamak için kararlı ve toplu bir şekilde harekete geçme zamanı geldi.”

Baskılara ve uyarılara rağmen

Konferansa 125 ülke, Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği (AL) gibi birçok uluslararası ve bölgesel kuruluş ve en az 40 dışişleri bakanı katıldı. İsrail ve ABD'nin baskılarına rağmen konferansa geniş bir katılım vardı.

Tüm bu baskıların yanında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un BM Genel Kurulu’nda düzenlenen ‘Başkanlar ve Liderler Haftası’nda Eylül ayında Filistin devletini resmen tanımayacağını açıklamasının ardından, Macron'u hedef alan bir iç kampanya başlarken bu girişimin Ortadoğu'daki olayların gidişatına ‘hiçbir etkisi olmayacağı’ empoze ediliyor. Ayrıca, hiçbir Avrupa veya Batı ülkesinin ona katılmayacağı için ‘diplomatik olarak dışlanacağı’ uyarısı yapılıyor.

dert
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

‘Şüpheciler’, iki devletli çözümü destekleyen ‘diplomatik-siyasi dinamizmin’ yeniden canlanmasını imkansız gördüler. Onlara göre bu çözüm, sadece siyasi ve sahadaki değişiklikler nedeniyle değil, aynı zamanda İsrail'in Filistin devletinin kurulmasını kökten reddetmesi nedeniyle de ‘geçmişte kalmış’ bir seçenek haline gelmişti.

İsrail parlamentosu Knesset geçtiğimiz yıl Filistin devletinin kurulmasını reddeden bir kararı oyladı. Geçtiğimiz hafta da 71 oyla hükümeti Batı Şeria'yı ilhak etmeye çağıran bir kararı kabul etti. Kısacası, şüpheciler iki devletli çözümü ‘bir hayal’ olarak gördüler.

İsrail, Filistin devletinin tanınmasını kınamaya devam etti. Bunu ‘Hamas ve terörizme ödül’ olarak değerlendiren İsrail, bunun Gazze'deki ‘barışçıl çözüm çabalarını’ ve ‘savaşı sona erdirme çabalarını’ baltalayacağını iddia etti.

Ancak bunların hiçbiri gerçekleşmediği gibi bir de tam tersi oldu.

Riyad ve Paris, uzun süredir ortada olmayan ‘iki devletli çözümü’ yeniden canlandırma çabalarında başarılı oldular.

Sadece iki gün içinde, dünya ülkelerinin üçte ikisi, sekiz adet Arap ve uluslararası çift başkanlı çalışma grubunun haftalarca süren çabalarıyla hazırlanan ‘yol haritasına’ odaklandı. Bu gruplar, çatışmaya son verilmesi ve güvenlik, ekonomi ve insani açıdan entegre bir Ortadoğu'ya doğru ilerlenmesi konusunda genel, kapsamlı ve pratik öneriler hazırlamak için yoğun bir şekilde çalıştı.

Bu durum, konferansın sona ermesiyle birlikte salı günü yayınlanan 7 sayfalık sonuç bildirgesinde de öne çıktı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, belgenin siyasi, güvenlik, ekonomik, insani, hukuki ve stratejik anlatı eksenlerini kapsayan kapsamlı öneriler içerdiğini ve iki devletli çözümü uygulamak ve herkes için barış ve güvenliği sağlamak için entegre ve uygulanabilir bir çerçeve oluşturduğunu söyledi.

Bakan Prens Ferhan, BM 79. Genel Kurulu oturumu sona ermeden önce sonuç bildirgesinin desteklenmesi ve bunun New York'taki Suudi Arabistan ve Fransa misyonlarına bildirilmesi çağrısında bulundu.