İzmir'de hasar ödemeleri başladı

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

İzmir'de hasar ödemeleri başladı

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

DASK, İzmir depreminde evi hasar gören Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerine 1,2 milyon TL ödeme yaptı. Ödemeler öncelikle depremde yıkılan ve ağır hasar gören konutlara yapılmaya başlandı. DASK’ın 5 bin 900’ü İzmir’den olmak üzere depremden etkilenen toplam 10 ilden aldığı toplam hasar ihbarı sayısı bugün itibariyle 6 bin 500’e ulaştı.
İzmir merkezli depremin ardından hasar tespit çalışmalarına başlayan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), evi hasar gören Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerine hasar tazminatı ödemelerine başladı. Yapılan açıklamada; DASK, Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi bulunan ve depremde hasar gören konutlara 1,2 milyon TL ödedi. İlk etapta 100 hasar eksperiyle sahaya inen DASK; önümüzdeki günlerde bu sayıyı 200’e çıkaracak. Aynı zamanda hasar tespit çalışmalarının yerinde yönetimi için İzmir’de 'DASK İletişim Merkezi' kuruldu. Birikmiş deprem rezervi ve reasürans imkanları sayesinde 25 milyar TL olan hasar ödeme kapasitesi Kasım ayı itibarıyla 40 milyar TL’ye yükseltildi.
"İzmir’de DASK İletişim Merkezi kurduk"
2 Kasım Pazartesi günü itibariyle Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerine toplam 1,2 milyon TL ödeme yaptıklarını vurgulayan DASK Koordinatörü Erdal Turgut, "Depremden birkaç saat sonra İzmir’e ulaşıp Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İzmir İl Müdürlüğü’nde DASK İletişim Merkezi kurduk. DASK yöneticisi ve ekiplerinin bir bölümü çalışmaya buradan devam ediyor. Sahadaki çalışmaları yakından takip ediyor, sigortalılarımızla gerektiğinde birebir temas kurabiliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve AFAD başta olmak üzere tüm kamu kurumlarıyla koordineli bir çalışma ve işbirliği içindeyiz. ALO DASK 125 çağrı merkezi, dask.gov.tr internet sitesi ve e-devlet üzerinden hasar ihbarı almaya devam ediyoruz. Hedefimiz, sigortalılarımızın Zorunlu Deprem Sigortası edinerek elde ettikleri finansal güvencenin karşılığını vermek ve yanlarında olduğumuzu hissettirmek" ifadelerini kullandı.
Depremin olduğu günden bu yana sahada aralıksız çalıştıklarını belirten Turgut, "2 Kasım itibarıyla 5 bin 900’ü İzmir’den olmak üzere depremden etkilenen 10 ilden toplam 6 bin 500 hasar ihbarı aldık. Hedefimiz, ilk 72 saat için de sigortalılarımıza hasar tazminatı ödemesi yapmaya başlamaktı. DASK, evi depremde hasar gören vatandaşlarımızın düzenini yeniden kurmasında çok önemli bir rol oynuyor. Misyonumuz yaraları sarmak, normal hayata dönüşü sağlamak. Bunun bilinciyle ilk etapta 100 eksperimizle sahaya çıktık. Bu sayı önümüzdeki günlerde 200’e kadar yükselecek. Eksperlerimiz hasar ihbarı yapan sigortalılarımızın konutlarında inceleme yapıp, raporlarını bize mobil cihazlarından anında ulaştırıyorlar. Böylece hasar süreçlerini çok daha hızlı sonuçlandırıyoruz" diye konuştu.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe