Arap ülkeleri Viyana’daki terör saldırısını kınadı

Avusturya polisi Viyana’da terör saldırısının olduğu yerde (AFP)
Avusturya polisi Viyana’da terör saldırısının olduğu yerde (AFP)
TT

Arap ülkeleri Viyana’daki terör saldırısını kınadı

Avusturya polisi Viyana’da terör saldırısının olduğu yerde (AFP)
Avusturya polisi Viyana’da terör saldırısının olduğu yerde (AFP)

Birçok Arap ülkesi ve İslami örgüt, Avusturya’nın başkenti Viyana’da dün akşam meydana gelerek siviller arasında ölüm ve yaralanmalara yol açan terör saldırısını kınadı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Viyana’da meydana gelen terör saldırısının Riyad tarafından şiddetle kınandığını ifade etti.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, ülkenin güvenliğini sağlamanın yanı sıra radikalizm, terör ve her türlü şiddet eylemlerinden korumak için gerekli tüm önlemleri alma noktasında Suudi Arabistan’ın Avusturya ile dayanışma içerisinde olduğu vurgulandı.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı ise söz konusu saldırıyı kınayarak, her türlü şiddetle birlikte güvenlik ve istikrarı bozmayı amaçlayan, dini ve insani değerlerle bağdaşmayan terörü reddetti.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Seyfullah Fayiz de, Ürdün’ün bu terör eyleminin yanı sıra nefret söylemi ile her türlü şiddet ve terörü kınadığını dile getirdi.
Fayiz, güvenlik ve istikrarı baltalamayı amaçlayan terörizm karşısında Ürdün’ün Avusturya ile dayanışmasını da vurguladı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı, söz konusu terör saldırısını kınayarak, Mısır hükümeti ve halkının Avusturya hükümeti ile halkının yanında olduğunun altını çizdi.
Her türlü şiddet, radikalizm ve terörün reddedildiğini belirten Bakanlık, terörün tüm tezahürleriyle yüzleşmek için uluslararası çabaların yoğunlaştırılması gerektiğine dikkat çekti.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Viyana’nın merkezinde meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınayarak, Avusturya hükümeti ve halkına taziye dileklerinde bulundu.
İİT, sebebi ne olursa olsun radikalizm ve terörün tüm tezahürlerini reddettiklerini bir kez daha ifade etti.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Nayif el-Hacraf ise, çok sayıda masum sivilin ölmesi ve yaralanmasına neden olan terör saldırısını kınayarak, hayatını kaybedenlerin aileleri ve dost Avusturya halkına başsağlığı dileklerinde bulundu.
Dr. Hacraf, kaynağı ve gerekçesi ne olursa olsun terör ve radikalizmin tüm tezahürlerini reddettiklerini ve finans kaynaklarını kurutmaya çalıştıklarını bir kez daha vurguladı.
 



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.