Belçika’da iki dünya savaşını atlatan kestane ağacı, yılın ağacı seçildi

Ana gövdesi 9.2 metre çapındaki ihtişamlı ağaç, şehirde iki savaştan da sağ çıkan ağaçlardan biri (VRT)
Ana gövdesi 9.2 metre çapındaki ihtişamlı ağaç, şehirde iki savaştan da sağ çıkan ağaçlardan biri (VRT)
TT

Belçika’da iki dünya savaşını atlatan kestane ağacı, yılın ağacı seçildi

Ana gövdesi 9.2 metre çapındaki ihtişamlı ağaç, şehirde iki savaştan da sağ çıkan ağaçlardan biri (VRT)
Ana gövdesi 9.2 metre çapındaki ihtişamlı ağaç, şehirde iki savaştan da sağ çıkan ağaçlardan biri (VRT)

Ypres şehrindeki ağaç 160 yıl önce ortaçağdan kalma tahkimat bölgesinden parka dönüştürülen alanda büyüyor.
I. Dünya Savaşı’ndaki çetin çatışmalar sırasında büyük zarar gören ağaç kısa bir kütüğe dönüşmüştü.
Fakat güçlü ve derin kökleri sayesinde savaşta harabeye dönmüş şehirle birlikte yeniden toparlanıp büyüyerek 4 gövde çıkardı.
İhtişamını geri kazanarak şehrin geleneklerinden her akşam saat 20:00’de çalınan askeri yat borusu seremonisinin yapıldığı Menin Kapısı’nın yanında yeşerdi.
Ancak II. Dünya Savaşı’nda birkez daha tehdit altında kaldı.

Belçika’nın Nazi işgali sırasında yerel halk yakacak bulmak için birçok ağacı kesmek zorunda kalmıştı.
Yerel konseyin peyzaj direktörü Lieven Stubbe, ağacın bu dönemdeki imtihanını şöyle anlattı:
Üşüdükleri için yakacak bulmak zorunda kalan Ypres halkı o dönemde birçok ağaç kesti. Fakat bu kestane ağacına dokunulmadı. Çünkü yamaçta bulunduğu için dallarının etraftaki evlerin üzerine düşme tehlikesi vardı.
Bu mücadeleden de sağ çıkan ve yılın ağacı ödülünü kazanan ağaç için yetkililere ödül kapsamında ağacın bakımında harcanması için 2 bin 500 avro (yaklaşık 24 bin lira) verildi..
Belediye meclis üyesi Valentijn Despeghel ise ağacın sembolik anlamına dair şunları söyledi:
Bu kestane ağacı anıt olduğu gibi sembolik bir gücü de var. Dört gövde Ypres’in hayatta kalma azmini temsil ediyor. Şansı yaver giderse 100 yıl daha yaşayabilecek hayati bir anıt.
Kestane ağacı seneye düzenlenecek Avrupa’da yılın ağacı yarışmasında da 15 rakibe karşı yarışacak.

Independent Türkçe, The Guardian



Tayland'da uyarıcı madde kullanımına dair 4 bin yıllık kanıt bulundu

Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
TT

Tayland'da uyarıcı madde kullanımına dair 4 bin yıllık kanıt bulundu

Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)
Betel cevizi, enerji ve rahatlama hissi vermesiyle biliniyor (Piyawit Moonkham)

Bilim insanları uyarıcı bir madde olan betel cevizinin kullanımına dair en eski kanıtı buldu. Tayland'daki 4 bin yıllık insan kalıntılarında keşfedilen maddenin, ritüel amaçlar taşıdığı düşünülüyor.

Palmiye ailesinden olan betel cevizi ağacı, Güneydoğu Asya ve Pasifik Adaları'nda yetişiyor. Yaprakları ve kireçtaşı macunuyla çiğnenerek tüketilen ceviz, dişte koyu, kırmızımsı kahverengi veya siyah lekeler bırakıyor. 

Kişiye uyanıklık, enerji, öfori ve rahatlama hissi veren bu psikoaktif madde, Tayland'ın kentlerinde artık kullanılmasa da kırsal bölgelerinde hâlâ yaygın. Kafein, alkol ve nikotinden sonra dünya genelinde en çok kullanılan 4. psikoaktif madde olduğu tahmin ediliyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi Tunç Çağı Taylandı'ndan kalma 4 bin yıllık diş örneklerini inceleyerek betel cevizinin tüketimine dair en eski kanıtları ortaya çıkardı. 

Bölgedeki arkeolojik kazı alanlarında betel cevizi kabukları, bazı iskeletlerde bu bitkiyi çiğnemenin göstergesi olabilecek kahverengi veya siyah lekeli dişler bulunmuştu. 

Ancak hakemli dergi Frontiers in Environmental Archaeology'de yayımlanan yeni çalışmada, maddenin her zaman dişlerde leke bırakmadığı tespit edildi. 

Bilim insanları kazı alanı Nong Ratchawat'taki 6 kişiye ait kalıntılardan toplam 36 diş örneği alarak bunları sıvı kromatografi-kütle spektrometrisi adlı bir yöntemle inceledi. 

Dişlerin hiçbirinde bitkinin kullanımını işaret eden koyu renkler yoktu ancak bir kadından alınan üç örnekte, betel cevizindeki ana psikoaktif bileşenler olan arekolin ve arekaidin saptandı.

Araştırmacılar diş taşında bu bileşiklerin bulunmasının, uzun süreli kullanım anlamına geldiğini belirtiyor. 

Bilim insanları maddeyi hâlâ kullanan kişilerle yaptıkları görüşmelere dayanarak betel cevizi çiğnemenin birtakım geleneksel inançla bağlantılı olabileceğini düşünüyor. 

Makalenin yazarlarından Piyawit Moonkham "İnsanlar betel cevizini özellikle hasat mevsiminde, tanrılardan pirinç ekimi ve çeltik tarlaları için yardım istemek amacıyla ruhlara adak olarak kullanıyordu" diyerek ekliyor:

Geleneksel bitki kullanımının kültürel bağlamını daha geniş bir şekilde anlamak istiyoruz. Psikoaktif, tıbbi ve törensel bitkiler genellikle uyuşturucu gibi görülse de binlerce yıllık kültürel bilgi, manevi uygulama ve topluluk kimliğini temsil ediyor.

Ağız sağlığına verdiği zarardan dolayı Tayland'da 1940'lardan itibaren yoğun bir şekilde engellenmeye çalışan betel cevizi, kırsal bölgelerde hâlâ popüler olsa da şehirlerde ve genç nesiller arasında yaygın değil. 

Chiang Mai Üniversitesi'nden Moonkham bu nedenle bitkiyle ilgili çalışmaların çoğunlukla olumsuz etkilerine odaklandığını söylüyor. Ancak yeni çalışmanın, betel cevizinin kültürel önemine ışık tutabileceğini umuyor.

Moonkham maddenin etkileri hakkında da şu ifadeleri kullanıyor:

Ben de denedim ve tüm vücudu rahatlatırken bazı duyuları harekete geçiriyor... Sanırım kahve veya tütün içtiğimizde verdiğimiz tepkiyle aynı.

Independent Türkçe, IFLScience, Scimex, CNN, Frontiers in Environmental Archaeology