Koronavirüs salgınında Avrupa ülkeleri çareyi karantinada buldu

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)
TT

Koronavirüs salgınında Avrupa ülkeleri çareyi karantinada buldu

Fotoğraf (İHA)
Fotoğraf (İHA)

Dünya genelinde hızla yayılmaya devam ederek insanlar için tehdit oluşturan koronavirüsün yayılma haritası çıkarılarak ülke ve bölgelere göre analizi yapılıyor. En çok vaka sayısının ABD ve Avrupa ülkelerinde görüldüğü salgında, önlemleri arttıran Avrupa ülkeleri, çareyi karantina kararında buldu.
Dünya genelinde hızla yayılmaya devam eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında, her geçen gün vaka ve can kaybı sayıları artıyor. Şimdiye kadar dünyada 48 milyon 487 bin 470 vakanın tespit edildiği koronavirüs nedeniyle 1 milyon 231 bin 825 kişi de hayatını kaybetti. İnsanlar için yaşamsal tehdit oluşturmaya devam eden koronavirüs dünyanın bazı bölgelerinde etkisini çok daha ağır sürdürüyor. Koronavirüsün yayılımıyla ilgili verileri, ülkelere, bölge ve eyaletlere göre sıralayarak raporlayan uzmanlar, koronavirüsün detaylı bir haritasını çıkardı. 64 ülkede koronavirüs vak'aları hala artmaya devam ederken 46 ülke enfeksiyon zirvesine yaklaşmaya devam ediyor. Her ülkede salgının boyutuna göre enfeksiyonların nerede arttığını veya düştüğünü çizelgelerle belirten uzmanlar, ülkelerin rapor ettiği yeni verilerin 7 günlük ortalamalarını hesaplayarak ülkelerin anlık koronavirüs analizini paylaşıyor ve virüsün yüksek olduğu bölgeleri belirtiyor.
Veriler büyük ölçüde resmi ülke, eyalet, ilçe ve bölge hükumeti ve halk sağlığı departmanı web sitelerinden alınırken, basın konferanslarından ve bültenlerinden, hükumet yetkilileri tarafından doğrulanmış sosyal medya gönderilerinden bilgiler de toplanıyor. Raporda her ülke için toplam enfeksiyon oranları ve ölüm rakamlarına dair veriler yer alıyor. Son 7 günlük verilerin ortalamalarını hesaplayan sisteme göre, her gün en fazla yeni enfeksiyon bildiren ülkelerin başında ABD, Hindistan, Fransa, İtalya ve İngiltere geliyor. Koronavirüs nedeniyle en fazla hayatını kaybeden sayısının ise sırasıyla ABD, Hindistan, Meksika, Brezilya ve İran'da olduğu belirtiliyor.

ABD'de her 100 bin kişiden 186'sında Kovid-19 tespit ediliyor
ABD, koronavirüs pandemisinin yayılmaya başlamasından bu yana en yüksek vaka ve ölüm sayısının tespit edildiği ülke olurken, ülkedeki toplam vaka sayısı 9 milyon 802 bin 234'e yükseldi. Hayatını kaybedenlerin sayısı ise toplamda 239 bin 842’ye ulaştı. ABD'de şu anda her gün ortalama 87 bin 500 yeni enfeksiyon rapor ediliyor. Dünya çapında rapor edilen her 17 enfeksiyondan birinin ABD'de tespit edilirken, ABD'de yaşayan her 100 bin kişiden 186'sında Kovid-19 tespit ediliyor. ABD'de Son 24 saat içinde toplam 102 bin 591 yeni vaka tespit edilirken koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saat içinde 949 olarak kaydedildi.
Koronavirüsün yayılmasını engellemek amacıyla çeşitli önlemler alınan ABD'de, pandeminin yayılmaya başlamasından Temmuz ortasına kadar bazı istisnalar dışında evden çıkmanın yasak olduğu tedbirler uygulandı. Eyaletlere göre sokağa çıkma yasağının uygulandığı ABD'de pandeminin zirve yaptığı dönemde ülke sınırlarını kapatarak uluslararası uçuşları engelledi. Şu anda korona virüste enfeksiyonun zirvesinde olan ABD'de virüsün en fazla görüldüğü eyaletlere Texas, California, Florida ve New York olurken bu bölgelerde enfeksiyonun hala yükselme eğiliminde olduğu belirtiliyor.

Avrupa'da vak'a ve ölümler yükseliyor
Bölgelere göre en yüksek koronavirüs vaka ve ölüm sayılarının hesaplandığı verilere göre Avrupa'nın dünya genelindeki en yüksek sayılara sahip olduğu belirtiliyor. Avrupa'yı takiben Asya ve Orta Doğu bölgesi ikinci en yüksek ölüm ve vak'a bölgesi olarak kaydediliyor. Vaka sıralamasında en yüksek üçüncü bölge Kuzey Amerika, ölümlerdeki en yüksek üçüncü bölge Güney Amerika olarak belirtiliyor. Afrika ve Okyanusya bölgelerinde vaka ve ölüm oranı diğer bölgelere nadiren daha az görülüyor.
Avrupa'da şu ana kadar toplam Kovid-19 vaka sayısı 10 milyon 980 bin 998 olarak kaydedilirken toplamda 279 bin 63 ölüm olduğu bildirildi. Avrupa'da pek çok ülkenin koronavirüs enfeksiyonunda zirvede veya zirveye çok yakın olduğu belirtiliyor. Avrupa'da Rusya'dan sonra en yüksek toplam vaka sayısına ulaşan ülke Fransa olurken, en yüksek toplam ölüm sayısı ise İngiltere'de kaydedildi.

Fransa'da toplam vaka sayısı bir milyon 500'ün üzerinde
Avrupa'daki en yüksek vak'a sayısına ulaşan Fransa'da Kovid-19 enfeksiyonun zirveye ulaştığı ve son 7 gün içinde her 100 bin kişinin 453'ünde enfeksiyon görüldüğü tespit edildi. Fransa'da kaydedilen ortalama günlük vak'a sayısının 43 bin 438 olduğu belirtilirken ülkede toplam vaka sayısı ise 1 milyon 502 bin 763'e ulaştı. Fransa'da pandemi başladığından beri toplam 38 bin 674 koronavirüs bağlantılı ölüm bildirildi.
Pandeminin başından Haziran ayına kadar çalışma alanlarını ve okulları kapatan Fransa'da, koronavirüsün yayılmasını engellemek amacıyla yeniden sokağa çıkma yasağı kararı alındı. Fransa, Avrupa'da en yüksek vaka sayısına sahip ülke olurken dünya sıralamasında ise beşinci. Koronavirüs nedeniyle kaydedilen ölüm sayılarında ise Avrupa'da İngiltere ve İtalya'dan sonra üçüncü konumda Fransa yer alıyor. Fransa'da hükumetin bildirdiği en son günlük verilere göre günde 52 bin 518 yeni koronavirüs vakası olduğu ve koronavirüs kaynaklı 418 ölüm gerçekleştiği belirtiliyor.

İngiltere zirveye yaklaşıyor
İngiltere, Avrupa'da koronavirüsün en fazla görüldüğü ülkelerin başında gelirken, İngiltere'de son 7 günde her 100 bin kişinin 203'ünde Kovid-19 tespit edildiği belirtiliyor. Avrupa'daki en yüksek ölüm sayısının kaydedildiği İngiltere'de günde ortalama 19 bin 538 yeni enfeksiyon bildiriliyor. İngiltere'deki en yüksek günlük vak'a sayısı ise 21 Ekim'de 26 bin 684 olarak kaydedildi.
Koronavirüse karşı alınan önlemler doğrultusunda 23 Mart'tan 15 Haziran'a kadar sokağa çıkma yasağının uygulandığı İngiltere'de 5 Kasım tarihinden itibaren 4 haftalık ikinci bir ulusal sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Pandemi başladığından beri ülkede 1 milyon 99 bin 59 vaka ve 47 bin 742 koronavirüs bağlantılı ölüm bildirildi. İngiltere'de son 24 saatte 25 bin 177 yeni koronavirüs vakası tespit edilirken son 24 saatte hayatını kaybedenlerin sayısı 492 olarak belirtildi.

Almanya
Kovid-19 enfeksiyonun artış gösterdiği Almanya'da pandeminin başlamasından bu yana toplam 593 bin 580 vak'a görülürken 10 bin 999 korona virüs bağlantılı ölüm meydana geldi. Enfeksiyondan zirvenin yüzde 94'ünde olan Almanya'da son 7 günde 100 bin kişi başına 131 enfeksiyon bildirildi. Son 24 saat içinde 16 bin 449 yeni vakanın tespit edildiği Almanya'da günlük ölüm sayısının 116 olduğu belirtildi. Koronavirüs önlemlerini yeniden ağırlaştıran Almanya'da 2 Kasım'dan itibaren bir aylık ulusal kısıtlamalar uygulanmaya başladı. Ülkedeki restoran, bar, spor salonu ve eğlence merkezlerinin kapalı tutulacağı kısıtlamalarda mağazalar, okullar ve diğer iş yerleri açık kalıyor.

Avusturya
Son 7 günde 100 bin kişi başına 380 enfeksiyon bildiren Avusturya, koronavirüs enfeksiyonlarında arış gösteriyor. Avusturya'da her gün bildirilen ortalama yeni enfeksiyon sayısı günde 5 bin 226 olarak tespit edilirken, Avusturya'da şu ana kadar en yüksek günlük ortalama 6 bin 600 olarak kaydedildi. Ülkede pandemi başladığından bu yana toplamda 125 bin 99 vak'a görülürken koronavirüs nedeniyle tespit edilen ölüm sayısı ise bin bin 227 olarak kaydedildi. Avusturya'da son 24 saatte 6 bin 901 yeni vaka kaydedilirken son 24 saatte 35 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Belçika
Belçika'da koronavirüs enfeksiyonu zirvenin yüzde 91'ine ulaşırken, son 7 günde 100 bin kişi başına 989 enfeksiyon tespit edildi. Her gün bildirilen ortalama ölüm sayısının son 3 haftada 130 kişide arttığı kaydedilen Belçika'da her gün ortalama 16 bin 233 yeni vaka kaydediliyor. Belçika'da pandeminin başlamasından bu yana 468 bin 213 vaka ve 12 bin 331 ölüm kaydedildi. Son 24 saatte 5 bin 955 kişide koronavirüs vakasının tespit edildiği Belçika'da 268 yeni ölüm bildirildi. Belçika'da ülke genelinde kısıtlamalar uygulanıyor. Kuaför ve güzellik salonları gibi hizmetler sunan birincil ihtiyaç olmayan işletmelerin Aralık ayı ortasına kadar kapalı kalacağı belirtildi.

Çekya
Çekya koronavirüs pandemisinde zirveye doğru yaklaşırken ülkede son 7 günde 100 bin kişi başına 714 enfeksiyon bildirildi. Çek Cumhuriyeti'nde her gün ortalama 10 bin 892 yeni enfeksiyon bildirdiği ve pandeminin başlamasından bu yana en yüksek günlük ölüm sayısının 250 olduğu belirtildi. Verilere göre ülkede toplam koronavirüs vaka sayısı 378 bin 716 olup, ölüm sayısı ise 4 bin 133 olarak kaydedildi. Çekya son 24 saat içinde 7 bin 300 vaka, ve 176 yeni ölüm tespit edildi.

Polonya
Polonya'da koronavirüs pandemisinde son 7 günde 100 bin kişi başına 369 enfeksiyon bildirildi. Polonya'da günde ortalama 20 bin 69 vakanın tespit edilmesiyle Kovid-19 enfeksiyonları yükselmeye devam ediyor. Enfeksiyonun zirvesinde olan Polonya, pandeminin başlamasından bu yana toplam 439 bin 536 vaka ve 6 bin 472 ölüm kaydetti. Polonya'da. Son 24 saatte 24 bin 692 vaka ve 373 yeni ölüm kaydedildi.

İtalya
Kovid-19 nedeniyle Avrupa'da İngiltere'den sonra en yüksek ölüm sayına ulaşan İtalya'da vakalar gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Son 7 günde 100 bin kişi başına 332 vak'a kaydeden İtalya'da pandeminin başlamasından bu yana toplam 790 bin 377 vak'a kaydedilirken toplam ölüm sayısı ise 39 bin 764'e ulaştı. İtalyada son 24 saatte 30 bin 550 yeni vak'a tespit edilirken yeni ölüm sayısı ise 352 olarak belirtildi.

İspanya
İspanya'da son 24 saatte 25 bin 42 yeni koronavirüs vak'ası tespit edilirken toplam vaka sayısı 1 milyon 356 bin 798'e yükseldi. Son 24 saatte koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı bin 623 olarak tespit edilirken pandeminin yayılmaya başlamasından yana ölüm sayısı toplamda 38 bin 118'e ulaştı. İspanya'da son 7 günde 100 bin kişi başına 302 vaka tespit edildiği bildirildi.

Portekiz
Portekiz'de son 7 günde 100 bin kişi başına 277 enfeksiyon kaydedildiği belirtilirken son 24 saate 7 bin 497 yeni vakanın tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 156 bin 940'a ulaştı. 24 saat içinde 59 kişinin koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetmesi toplam ölüm sayısını 2 bin 694'e yükseltti.

Orta Doğu ve Asya'da koronavirüs
Dünya çapında şu ana kadar bildirilen enfeksiyonların 13 milyon 989 bini ve ölümlerin 248 bininin Orta Doğu ve Asya'da kaydedilen veriler olduğu belirtildi. Verilere göre, bölgede en çok vaka ve ölüm sayısının görüldüğü ülke Hindistan olurken, Hindistan’ı İran, Ürdün ve Endonezya takip ediyor. Orta Doğu ve Asya'da virüsün zirveye ulaştığı ülkeler arasında İran, Azerbaycan, Gürcistan, Ürdün, Ermenistan, Lübnan ve Kıbrıs bulunuyor.
Hindistan Asya ve Orta Doğu'daki en yüksek vaka ve ölüm sayısına sahip ülke olurken dünya genelinde ABD'de sonra en yüksek vaka sayısına sahip ikinci ülke olmaya devam ediyor. Hindistan ayrıca günlük vaka ve ölüm sayılarındaki artışlarla da Asya ve Avrupa'da en yüksek rakamlara sahip olurken dünya genelinde ABD'de sonra geliyor. Hindistan'a son 24 saatte 50 bin 465 yeni koronavirüs vakası tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 8 milyon 364 bin 86’ya yükseldi. Son 24 saat içinde 704 yeni ölümün kaydedildiği Hindistan'a toplam ölüm sayısı 124 bin 354'e yükseldi.
Orta Doğu ve Asya'daki en yüksek ikinci vaka ve ölüm sayısına ulaşan İran'da son 24 saatte 8 bin 452 yeni vakanın kaydedilmesi ile pandeminin başlamasından bu yana toplam vaka sayısı 646 bin 164'e ulaştı. 419 yeni ölümün tespit edildiği İran' da toplam ölüm sayısı ise 36 bin 579 olarak belirtildi.

Aşı çalışmaları devam ediyor
Öte yandan, koronavirüsü kontrol altına almak ve yayılmasını engellemek amacıyla Oxford Üniversitesi aşı denemelerinin sonuçlarını bu yıl sunmayı planladığını duyurdu. Oxford Aşı Deneme Baş Araştırmacısı Andrew Pollard, aşının bu yıl içinde sonuçlanacağını söylerken ancak hayatın normale dönmesinin biraz zaman alacağı konusunda uyardı.



Netanyahu: İran’ın son tatbikatlarından haberdarız

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile düzenlenen basın toplantısından bir kare (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile düzenlenen basın toplantısından bir kare (EPA)
TT

Netanyahu: İran’ın son tatbikatlarından haberdarız

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile düzenlenen basın toplantısından bir kare (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile düzenlenen basın toplantısından bir kare (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazartesi günü Tel Aviv’in İran’ın son dönemde yürüttüğü “tatbikatlardan” haberdar olduğunu söyledi.

Netanyahu, Reuters’a göre yaptığı açıklamada, Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin bu ayın ilerleyen günlerinde gerçekleştireceği ziyaret sırasında ABD Başkanı Donald Trump ile görüşüleceğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’un internet sitesi Ynet’ten aktardığı hbaere göre Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile yaptığı ortak açıklamada Netanyahu, “Durumu yakından izliyor ve gerekli hazırlıkları yapıyoruz. İran’a şunu açıkça ifade etmek isterim ki İsrail’e yönelik herhangi bir eylem son derece sert bir karşılıkla karşılanacaktır” dedi.

Netanyahu, İran’daki tatbikatlara ilişkin daha fazla ayrıntı paylaşmadı. Netanyahu’nun bu sözleri, ABD ve İsrail’in, haziran ayında taraflar arasında yaşanan savaşın ardından İran’ın füze ve nükleer kapasitesini yeniden inşa etmeye döndüğüne dair uyarılarını artırdığı bir dönemde geldi.

İsrail’de, İran’ın son dönemdeki füze faaliyetlerinin sıradan tatbikatlardan ibaret olmayabileceği, savaş sırasında zarar gören balistik füze cephaneliğini yeniden inşa etmeye yönelik daha geniş kapsamlı bir çabanın parçası olabileceği yönündeki endişeler artıyor.

Axios, dün İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın düzenlediği saldırı ve ardından yaşanan çok cepheli savaş tecrübesi ışığında, risk toleransının geçmişe kıyasla azaldığını aktardı.

Her ne kadar istihbarat değerlendirmeleri yakın bir İran saldırısına işaret etmese de, karşılıklı yanlış hesaplamaların istenmeyen bir çatışmaya yol açabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

Batılı güvenlik değerlendirmelerine göre, söz konusu savaş sırasında İran’daki hassas tesisleri hedef alan saldırılar tehdidi tamamen ortadan kaldırmadı; aksine Tahran’ı, kapasitesini daha korunaklı yöntemlerle yeniden inşa etmeye sevk etti.

İran Genelkurmay Başkanı Emir Hatemi ise silahlı kuvvetlerin rakiplerinin hamlelerini “yakından” izlediğini ve her türlü düşmanca eyleme “kararlılıkla” karşılık verileceğini söyledi.

İran’da resmî medya organları, ülkenin çeşitli eyaletlerinde füze denemelerine başlandığına dair haberler konusunda farklı açıklamalar yaptı. ABD ve İsrail ile gerilimin tırmandığı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile anlaşmazlıkların sürdüğü bir dönemde, Devrim Muhafızları’na yakın Fars Haber Ajansı, sahadan gelen gözlemler ve vatandaş raporlarına dayanarak çeşitli noktalarda füze denemeleri yapıldığını bildirdi.

Buna karşılık, devlet televizyonunun resmî hesabı Telegram üzerinden yaptığı kısa açıklamada herhangi bir füze tatbikatının gerçekleştirilmediğini duyurdu.


ABD'de Demokrat temsilci, Epstein dosyaları için ifşacı çağrısı yaptı

FBI ve Adalet Bakanlığı ifşacılarını Denetleme Komitesi'ne başvurmaya çağıran Temsilci Robert Garcia, Jeffrey Epstein'le ilgili dosyaların içeriği hakkında bilgi sahibi olanların temsilcilerle konuşmasını istedi (Marvin Recinos/AFP)
FBI ve Adalet Bakanlığı ifşacılarını Denetleme Komitesi'ne başvurmaya çağıran Temsilci Robert Garcia, Jeffrey Epstein'le ilgili dosyaların içeriği hakkında bilgi sahibi olanların temsilcilerle konuşmasını istedi (Marvin Recinos/AFP)
TT

ABD'de Demokrat temsilci, Epstein dosyaları için ifşacı çağrısı yaptı

FBI ve Adalet Bakanlığı ifşacılarını Denetleme Komitesi'ne başvurmaya çağıran Temsilci Robert Garcia, Jeffrey Epstein'le ilgili dosyaların içeriği hakkında bilgi sahibi olanların temsilcilerle konuşmasını istedi (Marvin Recinos/AFP)
FBI ve Adalet Bakanlığı ifşacılarını Denetleme Komitesi'ne başvurmaya çağıran Temsilci Robert Garcia, Jeffrey Epstein'le ilgili dosyaların içeriği hakkında bilgi sahibi olanların temsilcilerle konuşmasını istedi (Marvin Recinos/AFP)

ABD'de Kaliforniya Temsilcisi Robert Garcia, Trump yönetiminin Epstein dosyalarını sansürlemesinden dolayı öfkeli olan FBI ve Adalet Bakanlığı çalışanlarını çıkıp konuşmaya çağırdı. Garcia, gerçeğin ortaya çıkmasını sağlamak için ifşacı koruma mekanizmalarının bulunduğunu belirtti.

Denetim Komitesi'nin en üst düzey Demokrat üyesi Garcia, hükümlü cinsel suçlu Jeffrey Epstein'le ilgili dosyaların aylarca yayımlanmaya hazır olduğunu söyleyip, daha sonra içeriği büyük ölçüde sansürleyen ve ve dosyaların tamamını yasal süresi içinde yayımlamayan Trump yönetimini yerden yere vurdu.

Garcia, Pazar günü MS NOW'da yaptığı açıklamada, "Tüm bu zaman boyunca, son birkaç aydır dosyaların yayımlanmaya hazır olduğunu iddia etmek... Ve sonra bunları kamuoyundan saklamak, Kongre'nin iradesini engellemek, denetim celbine cevap vermemek için çok büyük çaba sarf etmek... Anlamaları gereken şu ki; bu dosyaları bir araya getirmek için çalışan yüzlerce FBI ajanı ve başka Amerikalı düzgün vatansever var. Dosyalarda ne olduğunu biliyorlar" dedi.

Garcia, FBI veya Adalet Bakanlığı'nda Epstein dosyaları üzerinde çalışan ve çalışmalarının gizlendiğine inanan herkesi Denetleme Komitesi'ne başvurmaya çağırdı.

Eğer FBI’da veya Adalet Bakanlığı’nda çalışıyor ve bilgi vermek istiyorsanız, dosyaları bir araya getirmek için çok çalıştıysanız ve çalışmalarınızın kendi Adalet Bakanlığınız tarafından gizlendiğini görüyorsanız, Denetleme Komitesi'yle iletişime geçin.

Kaliforniya'nın Demokrat Temsilcisi sözlerine şöyle devam etti:

İfşacı koruma programlarımız var. Gerçeğin ortaya çıkmasını, hayatta kalanların korunmasını sağlamak istiyoruz. Yönetimimizin farklı kademelerinden bu dosyalarda ne olduğunu gören veya bilen kişilerden haber alıyoruz ve korunacağınızı bilmenizi istiyoruz. Bu bilgiyi istiyoruz ve Amerikan halkı gerçeği bilmeyi hak ediyor.

Cumartesi günü, Adalet Bakanlığı'nın Epstein'le ilgili belgeler için oluşturduğu kamuya açık internet sayfasından, Trump'ı gösteren bir fotoğraf da dahil en az 16 dosya, yayımlanmalarının üzerinden bir gün geçmeden kayboldu.

Cuma günü erişilebilir olan ve cumartesi günü artık erişilemeyen kayıp dosyalar arasında çıplak kadınları tasvir eden resimlerin fotoğrafları ve bir masanın üzerinde ve çekmecelerde bir dizi fotoğrafın yer aldığı bir görüntü de bulunuyordu.

Bu görüntüde, bir çekmecenin içinde, diğer fotoğrafların arasında ABD Başkanı Donald Trump'ın Epstein, Melania Trump ve Epstein'in uzun süreli ortağı Ghislaine Maxwell'le birlikte çekilmiş bir fotoğrafı yer alıyordu.

Görsel kaldırıldı.
Cumartesi günü internet sitesinden kaldırılan belgeler arasında Trump'ı gösteren bir fotoğraf da vardı (ABD Adalet Bakanlığı)

Beklenmedik bir şekilde kaybolan dosyalar, neyin kaldırıldığı ve bunun sonucunda neyin örtbas ediliyor olabileceği konusunda çevrimiçi spekülasyonları körükledi.

Kongre'nin Adalet Bakanlığı'na Epstein davasıyla ilgili tüm dosyaları cuma gününe kadar yayımlaması emrini vermesinin ardından Trump yönetimi, hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat kanattan sert tepki aldı; bakanlıksa materyallerin yalnızca küçük bir bölümünü kamuoyuna açıkladı.

Cuma günü yayımlanan dosyalar, 2019'da Manhattan'daki hapishane hücresinde cinsel istismardan yargılanmayı beklerken intihar eden gözden düşmüş finansçı Epstein hakkında az sayıda yeni bilgi sunuyordu.

Başkanın yer aldığı fotoğrafın hafta sonu Epstein dosyaları arşivinden kaldırılmasının ardından, örtbas etme iddiaları yeniden ortaya çıktı.

Independent Türkçe


Yeni bir saldırıyı ihtimal dışı bırakmayan İran zenginleştirme konusunda ısrarcı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, geçtiğimiz çarşamba günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile görüştü. (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, geçtiğimiz çarşamba günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile görüştü. (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

Yeni bir saldırıyı ihtimal dışı bırakmayan İran zenginleştirme konusunda ısrarcı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, geçtiğimiz çarşamba günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile görüştü. (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, geçtiğimiz çarşamba günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile görüştü. (İran Dışişleri Bakanlığı)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Tahran’ın yeni bir saldırıya uğrama ihtimalini ‘dışlamadığını’, ancak şimdi ‘eskisinden daha hazırlıklı’ olduğunu söyledi. Arakçi, bu hazırlığın savaşı önlemeyi amaçladığını, savaşı teşvik etmediğini vurgulayarak, geçtiğimiz haziran ayında düzenlenen saldırılarda zarar gören unsurların yeniden inşa edildiğini belirtti.

Arakçi, Russia Today (RT) kanalına verdiği kapsamlı röportajda, İran’ın savaş istemediğini ancak ‘onu önlemenin en iyi yolunun hazır olmak’ olduğunu ifade etti. Olası yeni bir saldırının ‘başarısız bir deneyimin tekrarı’ olacağını dile getirdi.

Arakçi’nin açıklamaları, geçen hafta Moskova’ya yaptığı ve artan bölgesel gerilim ile İran’ın nükleer programının geleceğine ilişkin tartışmaların sürdüğü bir dönemde gerçekleşen ziyaretin ardından geldi. Arakçi, Moskova’da siyasi ve diplomatik temaslarda bulundu.

Arakçi, nükleer dosya konusunda daha önce ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile temaslar yürüttüğünü, ancak Tahran’ın bu görüşmeleri aylar önce durdurma kararı aldığını söyledi. İran’ın ‘müzakere süreci devam ederken’ hedef alınmasının ‘acı bir deneyim’ olduğunu belirten Arakçi, ABD’nin 2015 anlaşmasından ‘mantıklı bir gerekçe olmadan’ çekildiğini hatırlattı.

Son savaşın ardından Witkoff ile görüş alışverişinin sürdüğünü aktaran Arakçi, ABD’nin müzakereleri yeniden başlatma ısrarının ‘yanlış bir yaklaşıma’ dayandığını savundu. Tahran’ın ‘adil ve dengeli bir anlaşmaya müzakere yoluyla hazır’ olduğunu, ancak ‘dayatmaları kabul etmeyeceğini’ vurguladı.

Herhangi bir diyaloğun yeniden başlamasının ‘karşılıklı çıkarlara dayalı bir müzakere çözümü’ ortaya konmasına bağlı olduğunu belirten Arakçi, ABD’nin önünde ‘iki net seçenek’ bulunduğunu söyledi: Diplomasiye dönmek ya da ‘başarısızlığı kanıtlanmış’ bir çizgide ısrar etmek.

İsrail, 13 Haziran’da İran içindeki stratejik tesislere geniş çaplı bir saldırı düzenlemiş, Devrim Muhafızları Ordusu’ndan (DMO) çok sayıda komutan ile nükleer programla bağlantılı yetkililer ve bilim insanlarının hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bu saldırı iki ülke arasında 12 gün süren bir savaşı tetiklemişti. ABD ise daha sonra üç İran nükleer tesisini bombalayarak çatışmalara dahil olmuştu.

Arakçi, ABD’nin Natanz ve Fordo’daki nükleer tesisleri hedef alan saldırılarının ‘ciddi hasara’ yol açtığını, ancak İran’ın teknolojik kapasitesini ve nükleer programını sürdürme iradesini ortadan kaldırmadığını söyledi. İran’ın nükleer programının ‘barışçıl’ olduğunu vurgulayan Arakçi, “Teknoloji bombalanamaz” dedi.

Arakçi, ABD Savunma Bakanlığı’nın İran nükleer programının bir ila iki yıl geciktiği yönündeki değerlendirmesini de sorguladı. İran’ın uranyum zenginleştirme dahil olmak üzere nükleer enerjinin barışçıl kullanımına ilişkin ‘meşru bir hakka’ sahip olduğunu belirten Arakçi, bu haktan ‘vazgeçmeyeceklerini’ ifade etti.

dc
Maxar uydusundan alınan bir görüntüde, ABD'nin İran'ın Kum kenti yakınlarındaki yer altı nükleer tesisine düzenlediği saldırıların ardından Fordo kompleksi görülüyor. (Arşiv – Reuters)

Arakçi, İran’ın 2015 anlaşmasında olduğu gibi nükleer programının barışçıl kalacağına dair ‘tam güvenceler’ vermeye hazır olduğunu, bunun karşılığında yaptırımların kaldırılması gerektiğini söyledi.

Daha geniş bölgesel bağlamda konuşan Arakçi, İsrail’in mevcut yaklaşımını 2026 yılında da sürdürmesini beklediğini ifade etti. ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin sağladığı ‘hesap sorulmama dokunulmazlığının’ dünyayı yeniden ‘güç mantığına’ sürüklediğini, bunun da uluslararası ve insancıl hukuku zayıflattığını bildirdi.

Bu çerçevede NBC News, ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan bir brifing alacağını aktardı. Brifingde, ABD saldırılarıyla hedef alınan uranyum zenginleştirme tesislerinin yeniden faaliyete geçirilmesine yönelik İsrail’in kaygılarının ve İran’ın balistik füze programını genişletme ihtimalinin ele alınacağı belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın NBC News’ten aktardığı haberde, İsrailli yetkililerin zenginleştirme faaliyetlerinin yeniden başlamasından endişe duyduğu ve bu gelişmelere karşı ABD yönetimine yeni seçenekler sunmaya hazır oldukları ifade edildi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (UAEA) ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Arakçi, İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na bağlı kalmayı sürdürdüğünü ve UAEA ile iş birliğine hazır olduğunu söyledi. Ancak Arakçi, UAEA’nın denetimi altındaki nükleer tesisleri hedef alan saldırıları kınamamasını eleştirerek, bunun ‘tehlikeli bir emsal’ ve uluslararası hukukun ihlali olduğunu savundu.

Saldırıların ardından İran, UAEA ile bazı iş birliği alanlarını askıya aldı ve müfettişlerin hasar gören tesislere erişimini kısıtladı. İran parlamentosunun geçtiğimiz temmuz ayında kabul ettiği bir yasa uyarınca, müfettişlerin ülkeye girişinin Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin onayına bağlandığı, bunun da Dini Lider Ali Hamaney’in tasdikini gerektirdiği bildirildi.

İran, geçtiğimiz eylül ayında Mısır’ın arabuluculuğuyla UAEA ile yeni bir iş birliği çerçevesine ulaşmış, ancak Tahran daha sonra Avrupa’nın Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını yeniden devreye sokma girişimi sonrası bu çerçevenin geçersiz olduğunu açıklamıştı.

Arakçi, Tahran’ın bombardımana maruz kalan tesislerdeki denetim mekanizmalarının gözden geçirilmesini talep ettiğini, ancak askeri saldırılar sonucu zarar görmüş nükleer tesislerin nasıl denetleneceğine dair bir emsal bulunmadığını söyledi. Bu konuda UAEA ile net bir çerçeve oluşturmak üzere istişarelerin sürdüğünü belirtti.

Aynı bağlamda İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü ve Başkan Yardımcısı Behruz Kemalvendi, ‘güvenlik açısından mevcut aşamada nükleer malzemelerin ve tesislerin ne ölçüde zarar gördüğüne dair düşmana bilgi vermenin uygun olmadığını’ söyledi.

Kemalvendi, cumartesi günü İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’na (ISNA) yaptığı açıklamada, “İran’a yönelik saldırı, UAEA müfettişlerinin ülkede bulunmasından sadece bir gün sonra gerçekleşti” dedi.

Kemalvendi, savaş öncesi iş birliği düzeyine dönüşün, İran’ın nükleer tesislerine yönelik askeri tehditlerin sona ermesine ve özellikle zenginleştirme konusunda olmak üzere İran’ın nükleer dosyadaki haklarına saygı gösterilmesine bağlı olduğunu vurguladı. ‘Sıfır zenginleştirme’ söylemini ise reddetti.

rgt
ABD saldırılarının ardından Natanz Nükleer Tesisi’nde oluşan kraterleri gösteren uydu görüntüsü (Arşiv – Reuters)

Ayrıca İran’ın nükleer dosyada ‘artık bilinmeyen hiçbir unsurun kalmadığı bir aşamaya ulaştığını’ söyleyen Kemalvendi, bir nükleer santral inşa etmenin ‘karmaşık ve teknik bir süreç’ olduğunu belirterek programın ‘barışçıl’ niteliğine işaret etti.

UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi ise geçen hafta yaptığı basın açıklamasında, ajansın İran’daki bazı denetim faaliyetlerini yeniden başlatabildiğini, ancak bunun hâlâ ‘son derece sınırlı’ olduğunu söyledi. Grossi, Natanz, İsfahan ve Fordo’daki ‘kritik’ ana tesislere erişimin sağlanamadığını kaydetti.

Grossi, bu tesislere tam erişimin yeniden sağlanmasının ‘şu anki en büyük zorluk’ olduğunu vurgulayarak, iş birliğinin önceki seviyesine dönmemiş olmasına rağmen İran’la temasların ‘sürdüğünü’ ifade etti.

Nükleer tesislerine yönelik saldırılardan önce İran, uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştiriyordu. Bu oran, askeri kullanım seviyesine yakın kabul ediliyor. UAEA, savaşın başlaması sırasında İran’ın yaklaşık 441 kilogram bu düzeyde zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu bildirmiş, ancak 13 Haziran’dan bu yana stokları doğrulamanın mümkün olmadığını açıklamıştı.

Batılı ülkeler, bu seviyede zenginleştirmenin sivil bir ihtiyaç olmadığını savunurken, UAEA İran’ın yüzde 60 oranında uranyum zenginleştiren, nükleer silaha sahip olmayan tek ülke olduğunu belirtiyor.