Iraklıların yüzde 10'u gecekondularda yaşıyor

Iraklıların yüzde 10'u gecekondularda yaşıyor
TT

Iraklıların yüzde 10'u gecekondularda yaşıyor

Iraklıların yüzde 10'u gecekondularda yaşıyor

Irak Planlama Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ülke genelinde gecekondu mahallelerinde yaşayan 4 milyon Irak vatandaşının bulunduğu kaydedildi. Bu sayı, yaklaşık 40 milyonluk toplam nüfusun yaklaşık yüzde 10'una eşit. özerk Kürdistan bölgesinin nüfusu yani Planlama Bakanlığı istatistiklerine dahil edilmeyen yaklaşık 5 milyon kişi hariç tutulursa, gecekondu bölgelerinde yaşayan (Arap) nüfusun yüzdesi yüzde 10'u aşacak. Irak'ta çok sayıda bulunan gecekondu bölgeleri arasında Bağdat, Basra ve Ninova valilikleri ön sıralarda yer alıyor.
Bağdat'taki Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Yerleşimleri Programı Direktörü Vail eş-Eşheb’in katıldığı, Irak'taki gayri resmi yerleşimlere ilişkin Yüksek Hukuki Yönlendirme Komitesi toplantısına başkanlık eden Irak Planlama Bakanı Halid Batal Necim, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Gecekondular çözüm bulunması gereken önemli ve riskli gündem konularından biri. Sakinleri için daha iyi bir yaşam yaratmaya katkıda bulunacak şekilde onlar için uygun çözümler bulunmalı. Irak'ın tüm vilayetlerinde bulunan ve 500 binden fazla konutun bulunduğu bu gecekondu mahallelerinde sayıları 4 bini aşan rastgele yerleşim yerlerinde 3,5 milyon vatandaş yaşıyor. Bakanlık, Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı ile işbirliği içinde, gecekondu bölgelerindeki konutların iyileştirilmesi ve yeniden yerleşimi ile ilgili bakanlığın sunduğu yasa çerçevesinde, gerçek durumlarını ortaya çıkarmak ve çözüm yollarını belirlemek için kapsamlı bir gecekondu araştırması planı hazırladı.”
Bakan Necim açıklamasında, "Ülkedeki şartların elverdiği ölçüde uygun çözümler bulma ve bu konuda diğer ülkelerin deneyimlerinden yararlanma ihtiyacı ve sorunun çözümüne katkıda bulunan uygun konut komplekslerinin hayata geçirilmesini sağlamak için özel sektör şirketlerine imkan sunma gerekliliğine" dikkati çekti. 
BM İnsan Yerleşimleri Programı Direktörü Vail el-Eşheb ise yaptığı açıklamda, "Programın Irak'taki gecekondu mahallelerine yönelik finansman projeleri için Planlama Bakanlığı'na ve ilgili makamlara çözüm önerme veya bu çözümleri uygulama ve diğer BM kuruluşları ve donör ülkelerle koordinasyon sağlama açısından olası her türlü desteği sağlamaya hazır olduğunu” vurguladı.
Gecekondu sorunu ve bu yerleşimlerin Irak'ta  yoğun olarak yayılımı, 2003'te Irak’ın 5. Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesi ile ortaya çıkan hükümet kurumlarının çökmesi ve kaosla bağlantılı. Bu durum, milyonlarca yoksul ailenin şehirlerin dış mahallelerine yerleşmesine ve bazılarının tenekelerden yapılmış mütevazı evler inşa etmesine neden oldu. Tahminler, 2003 yılında, ülkenin yaklaşık 2 buçuk milyon konuta ihtiyaç duyduğunu, ancak o tarihten bu yana birbirini izleyen Irak hükümetlerinin bu sayıdaki gerekli konut ihtiyacını karşılayacak inşa sürecini başlatamadığını gösterdi. 
Irak Planlama Bakanlığı Sözcüsü Abduzzehra el-Hindavi, başkent Bağdat, Basra ve Ninova'nın gayri resmi yerleşim alanlarının en çok olduğu valilikler arasında olduğunu açıkladı.
Hindavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Bağdat binden fazla gecekondu alanı ile listenin başında yer alırken, Basra ve Ninova yaklaşık 700 alanla ilk sıralarda yer alıyor.  Ardından Kerkük valiliği az bir farkla sırayı takip ediyor. Necef ve Kerbela vilayetleri ise, her vilayette 99 gecekondu alanların olduğu en az iller arasında yer alıyor.”
Hindavi, "Gayri resmi alanların güvenlik ve sosyal koşullar açısından çok tehlikeli bir durum arz ettiğini ve altyapı ve kalkınma politikaları üzerinde büyük bir baskı oluşturduğuna" dikkati çekti.
Devlet’in ve Planlama Bakanlığı’nın gecekondulaşma sorununu çözmek için benimsediği mekanizmalar hakkında bilgi veren Hindavi şunları kaydetti:
“2015'ten beri sorunu çözmek için bir plan hazırladık. Çalışmalarımızı kanunlar çerçevesinde yürütebilmek için bir parlamento yasasına çok ihtiyacımız var. 2017'de Parlamento gecekondu yasasını tartıştı. Ancak siyasi çıkarlar ve çekişmeler yasanın şimdiye kadar onaylanmasını engelledi. Bazı siyasi bloklar bu dosyada görünürlüğünü arttırarak, sorunlarına çözüm bulmadan gecekondu sakinlerini kendilerine çekmeye çalışıyorlar.”
Hindavi açıklamasında, "Bugün, gayri resmi alanlarda yeni ve kapsamlı bir araştırma yapmaktan ve Temsilciler Meclisi’nde yasayı yürürlüğe geçirmek için yoğun çabalar göstererek hazırladığımız yeni bir planımız var" dedi.
Bununla birlikte, ülkenin mevcut mali krizi ve Irak hükümetinin, özellikle kamu sektöründeki çalışanların maaşlarıyla ilgili mali yükümlülüklerini zamanında yerine getirememesi nedeniyle, ülkenin genel olarak gecekondu ve barınma sorununa hızlı bir çözüme tanık olması olası görünmüyor.



İsrail medyası: İsrail'in askerlerini çekme konusunda taviz vermesinin ardından Gazze görüşmelerinde ilerleme kaydedildi

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
TT

İsrail medyası: İsrail'in askerlerini çekme konusunda taviz vermesinin ardından Gazze görüşmelerinde ilerleme kaydedildi

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)
İsrail, Gazze Şeridi'nden çekilme planına ilişkin yeni haritalar sundu. (AFP)

Jerusalem Post gazetesi, İsrail'in ek tavizler içeren yeni çekilme haritaları sunmasının ardından Gazze Şeridi'ndeki ateşkes görüşmelerinde önemli bir ilerleme kaydedildiğini bildirdi.

Gazete, Mısırlı ve Katarlı arabuluculara sunulan yeni haritalara göre, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Refah arasındaki Morag Koridoru’nun kontrolünü fiilen bıraktığını belirtti.

Gazeteye konuşan bir kaynak, “Şu anda odak noktası Morag Koridoru değil, Refah bölgesindeki İsrail varlığıdır. Bu, mevcut tartışmalarda odak noktası olan konu” ifadelerini kullandı.

Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı dün erken saatlerde, Mısır ve Katar'ın arabuluculuk çabaları ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakerelerinde anlaşmazlık konusu olan maddeler üzerinde bir çözüme yaklaşıldığı konusunda iyimserlik olduğunu duyurdu.

İsrail, şu anda tartışılan 60 günlük ateşkes süresince Gazze Şeridi'ndeki varlığını önemli ölçüde azaltmayı kabul etti. Arap bir diplomat ve arabuluculuk çabalarına katılan bir kaynak, Times of Israel gazetesine verdikleri demeçte, bu tavır değişikliğinin önümüzdeki günlerde bir anlaşmaya varılmasına kapı açtığını ifade etti.

Kaynaklar, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un baskısı üzerine İsrail'in, ateşkes süresince Gazze Şeridi'nden kısmi çekilme konusunda en katı taleplerinden vazgeçmeyi kabul ettiğini belirtti. Kaynaklar, Witkoff'un baskısı sayesinde İsrail'in sunduğu yeni haritalarda, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus şehirlerini ayıran Morag Koridoru’nda kalmasının öngörülmediğini de bildirdi.

İsrail ayrıca, Gazze Şeridi sakinlerinin bir araya getirilip güvenlik taramasından geçirileceği ve bölgeden ayrılmalarının engelleneceği tartışmalı bir ‘insani yardım şehri’ kurmayı umduğu Refah'taki varlığını azaltmayı da kabul etti.

Arap diplomat, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilme konusundaki güncellenmiş önerisinin, İsrail'in ‘insani yardım şehri’ planını uygulama yeteneğini engelleyeceğini söylüyor.

Müzakerelere katılan kaynağa göre, arabulucular şu anda Doha'da Hamas müzakerecileriyle bir araya gelerek İsrail'in en son haritalarını inceliyorlar. Kaynak, bu haritaların Hamas'ın İsrail ordusunun 2 Mart'ta önceki ateşkesin çökmesinden önce işgal ettiği konumlara çekilmesi talebiyle büyük ölçüde uyumlu olduğunu belirtti.

Bu arada Hamas, İsrail'in kalıcı ateşkes taahhüdü talebinden vazgeçmeye hazır olduğunu; bunun karşılığında ABD Başkanı Donald Trump'ın, taraflar kalıcı ateşkes konusunda anlaşmaya varana kadar ateşkesin devam edeceğini kişisel olarak garanti etmesini istedi.

Hamas'ın kalıcı ateşkes talebinden vazgeçmesi ve İsrail'in geri çekilme kapsamından taviz vermesi ile arabulucular, Doha'da devam eden görüşmelerdeki en zorlu engellerin aşıldığına inanıyor. Bununla birlikte, Arap diplomat, tarafların insani yardım dağıtım mekanizmaları ve iki aylık ateşkes süresince serbest bırakılacak Filistinli mahkûmların sayısı ve kimlikleri konusunda anlaşmaya varmaları gerektiğini belirtiyor. Buna karşılık, on İsrailli esir canlı olarak serbest bırakılacak ve öldürülen on sekiz esirin cesetleri teslim edilecek.