Suriyeli bir mülteci, Beyrut'taki BM binası önünde intihar girişiminde bulundu

Lübnan'daki Suriyeli mülteciler ülkelerine dönmeye hazırlanıyorlar (Arşiv-Reuters)
Lübnan'daki Suriyeli mülteciler ülkelerine dönmeye hazırlanıyorlar (Arşiv-Reuters)
TT

Suriyeli bir mülteci, Beyrut'taki BM binası önünde intihar girişiminde bulundu

Lübnan'daki Suriyeli mülteciler ülkelerine dönmeye hazırlanıyorlar (Arşiv-Reuters)
Lübnan'daki Suriyeli mülteciler ülkelerine dönmeye hazırlanıyorlar (Arşiv-Reuters)

Suriyeli bir mülteci dün (Perşembe) Beyrut’taki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) binasının önünde kendini ateşe verdi. Mülteciye olay yerinde müdahale edildi ve tedavisi için hastaneye nakledildi.
UNHCR “Trajik bir olay meydana geldi, Beyrut’taki UNHCR kabul merkezi yakınında Suriyeli bir mülteci kendini ateşe verdi” şeklinde açıklama yaptı.
Komiserlik, mültecinin tedavi görmesi için hastaneye gönderilmeden önce, kurumun güvenlik görevlilerinin kendini ateşe veren mülteciyi kurtarmaya çalıştığını bildirdi.
Komiserlik mültecinin bu girişimine neden olan sebeplerle ilgili bir açıklama yapmadı. Ancak Fransız haber ajansı AFP, 58 yaşındaki mültecinin, ölümcül bir hastalığı olan çocuğunun tedavisini sağlayamadığı için intihar girişimde bulunduğunu aktardı.
Lübnan topraklarında, bir milyonu UNHCR’a kayıtlı olmak üzere toplam 1,5 milyon Suriyeli mülteci olduğunu tahmin ediyor.
Mülteciler, Lübnan’da bir yıldan fazla bir süreden bu yana giderek kötüleşen ekonomik krizin ardından yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının ortaya çıkması ve limandaki patlamanın meydana gelmesinin ardından daha da ağırlaşan koşullar altında yaşıyorlar.
Lübnan’da on binlerce kişinin ekonomik kriz sebebiyle işlerinden olması veya ekonomik çöküşün hızlanması ile gelir kaynaklarını kaybetmesi ve döviz kurundaki bozulma sebebiyle alım güçlerinin düşmesi ile nüfusunun yarısından fazlası şu anda yoksulluk sınırının altında yaşıyor.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.