Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, sınır kontrollerini denetlemek için bulunduğu Fransa-İspanya sınırındaki Pyrenees-Orientales bölgesinde yaptığı açıklamada, terör tehdidiyle yüzleşmek, kaçakçılık ve yasadışı göçle mücadele etmek için sınırlardaki güvenlik güçleri sayısının 2 bin 400’den 4 bin 800’e çıkarıldığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Macron aynı zamanda Schengen bölgelerindeki sınır kontrollerinin ‘derinlemesine’ yeniden formüle edilmesinden yana olduklarını söyleyerek, Aralık ayında düzenlenecek Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nde bu öneri sunacaklarını belirtti.
Macron, Schengen kurallarının yeniden formüle edilmesinin, AB ülkeleri arasındaki dayanışmayı güçlendireceğini, Avrupa’nın dış sınırlarının kontrolünü iyileştireceğini, şu anda mülteciler ve göçmenlerin Avrupa’ya ilk giriş yaptığı ülkelere empoze edilen yüklerin hafifletileceğini düşünüyor.
Macron ve hükümet, güvenlik servislerinin Fransız topraklarında meydana gelen terör eylemlerini engelleyememesi nedeniyle sağ muhalefetin sert eleştirilerine maruz kalıyor.
Cumhurbaşkanı Macron, ülkede ‘İslamcı ayrılıkçılık’ ile mücadele etmek üzere hazırladıkları yeni yasa tasarısının ana hatlarını açıklarken, söz konusu yasa tasarısı 9 Aralık’ta Bakanlar Kurulu’na sunulacak.
Hükümet ayrıca, radikal yaklaşımları nedeniyle kamu güvenliğine tehdit olarak görülen yabancıların sınır dışı edilmesini hızlandırmaya çalışıyor.
Ankara-Paris hattında krizin yeni adı ‘Bozkurtlar Hareketi’
Türkiye ve Fransa arasında son dönemde yaşanan kriz, Paris’in Bozkurtlar Hareketi’nin ülkede iddia edilen faaliyetlerini yasaklama kararı almasıyla daha da alevlendi.
İki ülke arasındaki jeopolitik farklılıklar ilişkileri yeterince gererken, Fransa’nın bu son adımı gerilimi daha da artırdı.
Türkiye ve Fransa arasında daha önce yaşanan fikir ayrılıkları arasında Suriyeli Kürtler başta olmak üzere Suriye konusu, Türkiye’nin Libya’daki müdahalesi, Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz faaliyetleri, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile yaşadığı çatışma, Karabağ’daki savaşta Türkiye’nin rolü yer aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Hz. Muhammed’e yönelik hakaret içeren karikatürlere destek veren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a karşı ‘ayrımcılık, ırkçılık ve İslam karşıtı’ bir politika izlediği yönündeki açıklamaları ve Fransız ürünlerine yaptığı boykot çağrısı krizi tırmandırdı.
Paris, tüm bu tartışmalı konularda Ankara’ya karşı çıktı ve Avrupalı ortaklarından destek isteyerek, hatta Ankara’ya ticari ve ekonomik yaptırımlar uygulamaya zorladı. Ayrıca NATO’yu Türkiye’nin müdahaleleri ve örgüt kurallarına uymaması konusunda ‘gözlerini açmaya’ çağırdı.
Daha da kötüsü, taraflar arasındaki siyasi farklılıklar kişisel bir çekişmeye dönüştü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir” diyen Macron’a “Önce sen beyin ölümünü kontrol ettir” diyerek yanıt verdiği gibi, karikatür krizinin ardından “Macron’un zihinsel noktada tedaviye ihtiyacı var” dedi.
Fransa, Erdoğan’ı destekleyen Türk sağına bağlı Bozkurtlar Hareketi’ni yasaklama gerekçesi olarak, hareket üyelerinin Kürt ve Ermenilere yönelik şiddet eylemlerine başvurduğunu öne sürdü.
Dışişleri Bakanlığı ise karara tepki göstererek, “Söz konusu ülkenin münferit birtakım kişilere ve bu kişilerin eylemlerinden hareketle böyle bir hareket ve oluşum varmış gibi hayal mahsulü kararlara tevessül etmesi içinde bulunduğu çelişkili psikolojinin son tezahürü olmuştur” şeklinde bir açıklama yaptı.
Bakanlığın açıklamasında ayrıca şöyle denildi;
“Yıllardır ülkesinin her köşesinde açık faaliyet gösteren terör örgütü PKK ve FETÖ uzantısı derneklere müsamaha eden, Fransa’daki Türk çıkarları ve toplumuna yönelen şiddeti, gösteri ve ifade özgürlüğü gerekçesiyle cezasız bırakan Fransız hükümetinin, bugün alelacele bu adımı atması ibretliktir. Fransız hükümeti böylelikle, ülkesindeki fanatik Ermeni diasporasının son aylarda dozu giderek artan ve vatandaşlarımız ile diplomatik temsilciliklerimizi hedef alan kışkırtma, tehdit ve saldırılarını görmezden gelmeye devam ettiğini bir kez daha göstermiştir.”
Dışişleri Bakanlığı, Fransa’daki Türk toplumunun örgütlenme, ifade ve gösteri özgürlüğünün evrensel insan hakları ve düzenlemeleri bağlamında korunması gerektiğine vurgu yaparak, Paris’in aldığı bu karara karşı en sert şekilde mukabele edileceğini vurguladı.
Bakanlığın söz konusu açıklaması, Fransa Dışişleri Bakanı Jean Le Drian, Erdoğan’ın Macron’a yönelik ifadelerini eleştirerek, “Şiddet ve hatta nefret söylemleri var, bunlar kabul edilemez” ifadelerinin ardından geldi.
Le Drian, Europe 1 radyosuna verdiği demeçte, “Burada hedef olan sadece Fransa değil, tüm Avrupa'nın dayanışması söz konusu. Türkiye’nin bu mantıktan vazgeçmesini istiyoruz” demişti.
Fransız Bakan, Türkiye için olası yaptırımların masada olduğunu da ima etmişti.