İsrailli Bakan: Biden kazanırsa İran’la savaşabiliriz

Ruhani hükümet toplantısında “ülkesinin yaptırımların hedefi olmasını istemediğini” söyledi. (EPA)
Ruhani hükümet toplantısında “ülkesinin yaptırımların hedefi olmasını istemediğini” söyledi. (EPA)
TT

İsrailli Bakan: Biden kazanırsa İran’la savaşabiliriz

Ruhani hükümet toplantısında “ülkesinin yaptırımların hedefi olmasını istemediğini” söyledi. (EPA)
Ruhani hükümet toplantısında “ülkesinin yaptırımların hedefi olmasını istemediğini” söyledi. (EPA)

İsrail Yerleşim Birimleri Bakanı Tzachi Hanegbi, Amerikan seçimlerinde Başkan Donald Trump'ın kaybetmesi ve Demokrat aday Joe Biden'in zaferi hakkındaki endişelerini dile getirdi. İsrail Kanal 13 televizyonuna verdiği röportajda Bakan, Trump ile Biden arasında, bölgeye güçlü yansımaları olacak İran konusunda derin farklılıklar olduğunu söyledi.  Bakan, “Obama döneminde yaşananlar tekrar ederse İran’la doğrudan bir çatışma olasılığını göz ardı etmem” dedi.
Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yakın arkadaşı olan Hanegbi, Filistinlilerle çatışmada tutum farklılığından korkmadığını, ancak Biden'in İran'a yönelik mevcut ABD politikalarını değiştirerek onunla nükleer proje konusunda anlaşmaya geri dönme olasılığından endişe ettiğini dile getirdi. Zira Obama döneminde olan şey tekrar edebilir. O dönemde İran, bu anlaşmayı Batılıların tehlikeli nükleer projelerini zayıf iradelerinin bir ifadesi olarak yorumladı. Kibirle hareket ettiler ve bölgede silah ve terörü yaymaya çalıştılar. Bakan, “Bu mesele Biden döneminde tekrarlanırsa İran’la doğrudan bir çatışma olasılığını göz ardı etmem” dedi.

Ruhani: ABD seçim sonuçları Tahran'ı ilgilendirmez
İran, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin yaptığı resmi açıklamalarda ABD seçimlerinin sonucunun Tahran'ı ilgilendirmediğini iddia etse de, bir sonraki ABD başkanını uluslararası yasalara ve anlaşmalara saygı göstermeye çağırdı. Ruhani, kabine toplantısında yaptığı açıklamada, “Tahran için bir sonraki Amerikan seçimlerinde kimin kazanacağı önemli değil, önemli olan Amerikan siyasetidir” dedi. Biden, Tahran'ın geri dönmesi halinde 2015'te altı güçlü devlet ile imzalanan İran nükleer anlaşmasına yeniden katılma sözü verdi. Başkan Donald Trump ise, 2018'de anlaşmadan çekilmiş ve İran'a ekonomisini felce uğratan yaptırımları yeniden uygulamaya koymuştu. Buna karşılık İran, anlaşmanın şartlarına olan bağlılığını kademeli olarak azaltmıştı.
"Yaptırımların hedefi olmak değil, saygı duymak istiyoruz” açıklamasında bulunan Ruhami sözlerini şöyle sürdürdü: "ABD seçimlerini kimin kazandığı önemli değil. Bizim için politika ve ilkeler önemlidir." Trump, füze programı ile Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'deki vekillere verdiği destekle ilgili olarak Tahran ile yeni bir anlaşma yapmak istediğini söylemişti. İran ise, Washington anlaşmaya dönmedikçe herhangi bir müzakereyi reddediyor.
Başbakan Netanyahu'nun dün bakanlara ABD seçimleri hakkında yorum yapmayı bırakmaları talimatı verdiği bildirildi. Ancak Başbakana yakın tarihçi Michael Oren de Bakan Hanegbi gibi endişelerini dile getiren açıklamalar yaptı. Eski bir dışişleri bakan yardımcısı ve Washington büyükelçisi olan Oren, her iki adayın, İsrail için iyi olduğunu söylemesine rağmen Biden’le bazı sıkıntıların yaşanabileceğini ifade etti.  "Amerikan seçimleri İsrail Devleti üzerinde büyük yankı uyandırıyor ve aynı zamanda kader de olabilir" açıklamasında bulunan Oren “İyi tanıdığım eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, İsrail'i açıkça destekleyen ve ABD ile aramızdaki stratejik ittifaka bağlı olan biri. Onunla da çalışan Senatör Camilla Harris, İsrail'in destekçisi. O ve Biden, Amerikan yardımını azaltarak İsrail'e Amerikan baskısı uygulanmasına karşı çıkan tek Demokrat adaylardı” dedi.
ABD’deki muhtemel yönetim değişikliğine dair endişelerini dile getiren Oron şu ifadeleri kullandı: “Gelecekte Biden yönetimi, iki temel konuda fikir ayrılıkları nedeniyle İsrail için büyük bir zorluk oluşturabilir. Birincisi, yönetimin Trump'ın “yüzyılın anlaşması” planından vazgeçip Obama ve Clinton'ın planına döneceği siyasi yoldur; Yani 1967 sınırlarına dayanan iki devletli çözüm de Doğu Kudüs’ün Filistin'in başkenti olduğu çözüm. Bize göre en sorunlu olanı, Biden'in İran'la nükleer anlaşmaya ABD'ye yeniden katılma ve yaptırımları kaldırma niyetini beyan etmesi. Bu, İran rejimini ekonomik çöküşten kurtaracak ve Ortadoğu'nun büyük bölümünü işgal etmeye ve onları İsrail'e karşı karakol olarak kullanmaya geri dönmesine yardımcı olacak. Kastedilen gerçek bir stratejik tehdittir. Aksi takdirde Başkan Trump seçilir ve ikinci bir dönem alırsa, devletin kuruluşundan bu yana bir Amerikan başkanından edindiğimiz en İsrail yanlısı politika olarak kabul edilen siyasetine kesinlikle devam edecektir. Burada kastedilen, Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması ve İsrail'in Golan’daki egemenliğinin Amerika tarafından tanınması gibi iyi, sembolik girişimler değil, aynı zamanda Birleşmiş Milletler ve tüm uluslararası kurumlarda sağlam bir şekilde yanımızda durmaları gibi temel adımlardır. Trump'ın dört yıllık görev süresi boyunca - tarihte ilk kez - herhangi bir İsrail askeri veya siyasi operasyonuna yönelik Amerikan kınaması kaydedilmedi. Yine de Başkan Trump, İran ile müzakerelere girme niyetini gizlemedi. Tekrar seçilirse, İsrail de böyle bir olasılığa hazırlıklı olmalıdır. İsrail kimin kazanacağını değiştiremez ancak Amerika Birleşik Devletleri ile İran arasında herhangi bir yeni anlaşmadan beklentilerini ve çıkarlarını alenen sunmalıdır. Bunu 2015 yılında, Obama'nın kurnazca, hiçbir anlaşmanın İsrail için yeterince iyi olmadığını iddia etmesine izin veren anlaşmayı hazırlarken yapamadık.”



Papa'dan LGBT topluluğunu kucaklama iması

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Papa'dan LGBT topluluğunu kucaklama iması

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Vatikan'da önde gelen bir savunucuyla görüşen Papa XIV. Leo, Katolik Kilisesi'nin LGBTQ+ bireyleri kapsayıcılığı konusunda selefinin mirasını benimsemiş gibi görünüyor.

Leo, pazartesi günü Cizvit rahibi ve America Magazine editörü Rahip James Martin'le bir araya geldi. Bu görüşme, ABD'li Papa'nın nisanda ölen Papa Francis'in Kilise'yi LGBTQ+ toplumuna açma çalışmalarını sürdüreceğinin işareti olabilir.

Katolik Kilisesi'nin LGBTQ+ bireyleri daha fazla kapsamasının önde gelen savunucularından Martin, görevi nedeniyle muhafazakar Hristiyanlar tarafından defalarca eleştirilse de Francis tarafından desteklendi. Rahip, Leo'nun Francis'in politikasını desteklemeyi planladığını ve onu savunuculuğunu sürdürmeye teşvik ettiğini söyledi.

Martin, görüşme sonrası Associated Press'e, "Papa Leo'dan da Papa Francis'ten duyduğum mesajın aynısını duydum: LGBTQ bireyler de dahil tüm insanları kucaklama arzusu" diye konuştu.

Harikaydı. Çok teselli edici, cesaretlendirici ve açıkçası çok eğlenceliydi.

sdfrgt
Papa Leo, Katolik Kilisesi'nde LGBT'lerin dahil edilmesini savunan Cizvit Rahip James Martin'le yakın zamanda bir araya geldi (Vatican News)

Pazartesi günü X'te yaptığı başka bir paylaşımda Martin, "Leo'yu neşeli, rahat ve dingin bulduğunu" söyledi ve ikilinin iki fotoğrafını paylaştı.

"Onunla birlikte olmak çok keyifli!" diye ekledi.

Papalık sarayında yaklaşık yarım saat süren görüşme, Vatikan tarafından resmen duyuruldu ve Leo'nun görüşmenin kamuoyuna açıklanmasını istediğini gösteriyordu. Bu, LGBTQ+ Katoliklerin bir başka kucaklama işareti olarak Vatikan'da Kutsal Yıl hac ziyaretine katılmalarından sadece birkaç gün önce gerçekleşti.

Katolik Kilisesi, LGBTQ+ bireylerin saygı ve onuru hak ettiğini söylüyor. Eşcinsel çekimin kendi başına günah olmadığını söylerken, heteroseksüel evlilik dışındaki cinsel ilişkilerin günah olduğunu belirtiyor.

Francis, Katolik Kilisesi'ni LGBTQ+ Katolikler için daha misafirperver bir yer haline getirmek adına çalışarak ve rahiplerin eşcinsel çiftleri kutsamasına izin vererek seleflerinden farklılaşmıştı.

Francis ve Martin, 2013'ten 2025'e kadar süren 12 yıllık papalık dönemi boyunca birkaç kez bir araya geldi. Papa, Martin'i Vatikan'ın iletişim departmanına danışman olarak belirlemiş ve kilisenin geleceği üzerine düzenlenen büyük, çok yıllık toplantıya üye olarak atamıştı.

Francis gibi bir Cizvit olan Martin, 2017'de Katolik liderlerin eşcinsel topluluğuyla nasıl etkileşim kurması gerektiği üzerine bir kitap yazdı ve LGBTQ+ Katoliklere yönelik bir çevrimiçi haber sitesini yönetiyor.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır.

Independent Türkçe


ICE ve İsrailli casus yazılım firması arasında 2 milyon dolarlık anlaşma

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

ICE ve İsrailli casus yazılım firması arasında 2 milyon dolarlık anlaşma

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Trump yönetimi, ürünleri gazeteci ve aktivistlerin gözetlenmesini kolaylaştırmakla suçlanan, İsrail merkezli casus yazılım şirketi Paragon Solutions (US) Inc.'le Biden döneminde askıya alınan 2 milyon dolarlık sözleşmeyi yeniden yürürlüğe koymuş gibi görünüyor.

Cumartesi günü yayımlanan kamu alımları veritabanında, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza'yla (ICE) Eylül 2024'te yapılan anlaşmaya konan iş durdurma emrinin kaldırıldığı görüldü. Teknoloji gazetecisi Jack Poulson bu bilgiyi All-Source Intelligence adlı Substack sayfasında paylaştı.

Anlaşma, ICE'ın sözleşme kapsamında ne elde edeceğini belirtmiyor. Bunun dışında, "lisans, donanım, garanti, bakım ve eğitim dahil tamamen yapılandırılmış özel bir çözüm" mutabakatı tanımlanıyor.

Sözleşmede Paragon adına verilen telefon arandığında açan kişi yorum yapmayı reddetti.

The Independent, cevap hakkı için ICE'la iletişime geçti.

WIRED'ın haberine göre ilk anlaşma, ABD için karşı istihbarat riskleri oluşturabilecek veya yabancı bir hükümet tarafından usulsüzce kullanılabilecek ticari casus yazılımların kullanımını sınırlayan Mart 2023 tarihli Biden yönetimi kararnamesine uyup uymadığının incelenmesi için ekimde askıya alınmıştı.

Eleştirmenler, Paragon'la çalışmanın potansiyel riskleri konusunda uyardı. Şirketin Graphite programı, hedefin cep telefonuna sessizce sızarak özellikle bulut yedekleme verilerine erişip içeriğini çıkarabiliyor.

Paragon ürünlerinin yabancı ülkelerde kullanımını araştıran Toronto Üniversitesi Citizen Lab'den kıdemli araştırmacı John Scott-Railton, The Guardian'a "İstilacı ve gizli bilgisayar korsanlığı gücü yozlaştırıcıdır" diye konuştu.

Bu yüzden demokrasilerde, Paragon'un Graphite'ı da dahil giderek artan sayıda casus yazılım skandalı yaşanıyor.

New York Times'ın 2022 tarihli haberine göre, ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi daha önce ABD dışındaki uyuşturucu kaçakçılarına karşı Graphite kullanmıştı.

fvgthy
Biden yönetimi, ABD'ye yönelik karşı istihbarat veya yabancı kuruluşlar tarafından kötüye kullanım riski taşıması durumunda ABD'nin ticari casus yazılım kullanımını sınırlamaya çalışmıştı (AP)

Paragon, İsrail'in siber casusluk birimi 8200'ün eski komutanı Ehud Schneorson tarafından kuruldu. İsrail gazetesi Haaretz'in haberine göre, Florida merkezli yatırım grubu AE Industrial Partners, 2024'ün sonlarında şirketi 500 milyon dolara satın aldı.

Paragon, kendisini yalnızca ABD ve diğer müttefik ülkelere satış yapan etik bir siber firma diye tanımlıyor.

WhatsApp, 2025 başlarında Paragon'la bağlantılı yaklaşık 90 kişiyi hedef alan bir bilgisayar korsanlığı kampanyasını engellediğini açıklamış, bir İtalyan gazeteciyle birkaç göçmen yanlısı aktivist, kurbanlar arasında kendilerinin de olduğunu söylemişti. Citizen Lab adlı düşünce kuruluşunun analizi, iki gazetecinin daha hedef alındığını gösteriyor.

Paragon, haziranda, İtalyan hükümetinin saldırıda ürünlerinin usulsüz kullanılıp kullanılmadığını araştırmada kendisine yardım etmeyi reddettiğini öne sürerek İtalya'daki sözleşmelerini feshettiğini açıklamıştı.

Paragon o dönemde yaptığı açıklamada, "Şirket, hem İtalyan hükümetine hem de parlamentoya, sisteminin gazeteciye karşı İtalyan yasaları ve sözleşme hükümlerini ihlal ederek kullanılıp kullanılmadığını belirleme olanağı sundu" demişti.

İtalyan yetkililer bu çözümü uygulamamayı tercih edince, Paragon İtalya'daki sözleşmelerini feshetti.

Trump yönetimi, göçmenlik operasyonlarında başka agresif istihbarat yöntemlerine de başvuruyor. Bunlar arasında sosyal medyada "Amerikan karşıtı" faaliyetlerin izlenmesi ve normalde erişime kapalı devlet konut verilerinin göçmenleri bulmak için taranması yer alıyor.

Independent Türkçe


Trump'ın sağlığı tartışma konusu: Amerikalılar ikiye bölündü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump'ın sağlığı tartışma konusu: Amerikalılar ikiye bölündü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Amerika, Donald Trump'ın sağlığı ve yaşının başkanlık görevini yerine getirme kabiliyetini etkileyip etkilemediği konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Trump'ın ikinci dönemindeki fiziksel sağlığı hakkındaki spekülasyonlar, şişmiş ayak bilekleri ve bazen makyajla kapatılan morarmış ellerinin fotoğrafları internette dolaşmaya başladığından beri arttı.

79 yaşındaki Trump'ın cumartesi günü Virginia'daki golf sahasında kısa süre görülmesi dışında İşçi Bayramı hafta sonunda kamuoyu karşısına çıkmamasıyla internetteki söylentiler doruğa ulaştı.

Salı günü yapılan YouGov anketinde Amerikalıların yüzde 38'i Trump'ın sağlığı ve yaşının başkanlık görevini yerine getirme kabiliyetini "ciddi şekilde kısıtladığını", yüzde 21'i ise "çok az etkisi" olduğunu söyledi.

Ayrıca Amerikalıların önemli kısmı, Trump'ın sağlığı ve yaşının başkanlık görevine uygunluğu üzerinde hiçbir etkisi bulunmadığını (yüzde 26) veya emin olmadığını (yüzde 15) belirtti.

Bir hafta aradan sonra ilk kez kamuoyu önüne çıkan Trump'a, öldüğü veya ciddi bir sağlık sorunu yaşadığı yönündeki söylentileri duyup duymadığı soruldu. Duymadığını söyleyen Başkan, söylentileri "yalan haber" diye niteledi ve "Bu İşçi Bayramı hafta sonu çok faaldim" dedi.

Trump ayrıca pazar akşama doğru Truth Social'a "HAYATIMDA HİÇ BU KADAR İYİ HİSSETMEMİŞTİM" diye yazdı.

The Independent, yorum için Beyaz Saray'la iletişime geçti.

Fiziksel sağlık ve zihinsel keskinlikle ilgili sorular, 2024 başkanlık kampanyası ve seçiminde önemli bir tartışma konusuydu.

En çok eleştirilen, şu anda 82 yaşında olan eski Başkan Joe Biden'dı. Biden, seçimden aylar önce tutarsız yanıtlar verdiği kötü bir tartışma performansının ardından yarıştan çekilmişti.

Mayısta Biden'a agresif türden prostat kanseri teşhisi kondu. Bu teşhis, Biden yönetiminin eski başkanın sağlığı konusunda her zaman şeffaf olup olmadığı sorularını gündeme getirdi.

Pazartesi günü Biden yönetiminin eski çalışanlarından Meghan Hays, Trump yönetimini başkanın boş İşçi Bayramı hafta sonu programı konusunda şeffaf olmamakla suçladı.

Hays, pazartesi günü The Hill'e, "Sanırım ağustosta 26 gün boyunca halka açık etkinliklere katıldı veya basına konuştu. Dolayısıyla 6 gün boyunca ortadan kaybolup Truth Social'da bir sürü kaotik paylaşım yapması ve insanların bunu takip edememesi çok endişe verici" diye konuştu.

Hays şöyle devam etti:

Ve bence insanların aklına şu soru geldi. Başkan, ağustosta sadece birkaç gün izin alabilir ki bu, başkanların yapması gereken normal bir şey. Ya da gerçekten bir sorun olabilir. Sorun şu ki bilmiyoruz ve onlar da bu konuda şeffaf davranmıyor.

Independent Türkçe