Libya, ‘ateşkesi’ desteklemek için BMGK kararını bekliyor

Türk subaylar, Libya’nın batı kampındaki UMH unsurlarını eğitiyor (UMH güçleri)
Türk subaylar, Libya’nın batı kampındaki UMH unsurlarını eğitiyor (UMH güçleri)
TT

Libya, ‘ateşkesi’ desteklemek için BMGK kararını bekliyor

Türk subaylar, Libya’nın batı kampındaki UMH unsurlarını eğitiyor (UMH güçleri)
Türk subaylar, Libya’nın batı kampındaki UMH unsurlarını eğitiyor (UMH güçleri)

Libya’da Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) ile Fayiz es-Serrac liderliğindeki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri arasında kalıcı bir ateşkesin uygulanması prosedürlerinin başladığı bir zamanda, bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de (BMGK) bir kararı çıkarmasını bekliyor. Diğer yandan, Türkiye ise Serrac hükümeti ile askeri ilişkilerini yeniden teyit ediyor. Gözlemciler, bunu eğitim programları dahil olmak üzere askeri işbirliğinin sona ermesini öngören Cenevre Anlaşması'na yönelik en son meydan okuma olarak görüyor.
UMH ve ona bağlı güçler tarafından başlatılan Öfke Volkanı Operasyonu yeniden başladı. Türk Savunma Bakanlığı, Türk subaylarının iki taraf arasındaki karşılıklı askeri ve güvenlik işbirliği anlaşması çerçevesinde UMH güçlerini Libya topraklarında eğitmeye devam edeceğini doğrulayan fotoğraflar yayınladı.
Fotoğraflarda, Türk askerlerinin batı bölgesindeki kamplarından birinde UMH unsurlarını eğittiği görülüyor. Bununla birlikte, Hava trafiği kontrolünde uzman siteler, iki askeri kargo uçağının Türkiye'den Misrata şehrindeki Hava Harp Okulu'na ve Vatiyye’deki Ukbe bin Nafi Hava Üssü’ne geldiğini bildirdi.
UMH’ye bağlı Sirte-Cufra Operasyon Odası Sözcüsü Tuğgeneral el-Hadi Dera, dün yaptığı basın açıklamasında, LUO’ya bağlı 9. Tugay unsurlarının Sirte’deki Ouagadougou konferans salonlarını tahrip ederek buralardan çıktığını bildirdi. Aynı zamanda şehirdeki bir grup Rus Wagner paralı askerin varlığına da işaret etti.
Anayasa taslağı oluşturma yönündeki kurucu heyet, ülkedeki bölünmüşlük durumunu anayasal yola saygı göstererek sona erdirme girişimini memnuniyetle karşıladığı Tunus diyaloğuna katılım talebinde bulundu. Heyet tarafından dün yapılan açıklamada, mevcut anayasa taslağının komisyon tarafından onaylanmasının ardından halkın kabul veya reddetme hakkına sahip olacağı belirtildi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres’in Sözcüsü Stephane Dujarric ise ateşkesi destekleyen bir karar çıkarılmasının Libya'da barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunacağını öne sürdü. Dün New York'ta düzenlenen bir basın toplantısında konuşan Dujarric, “BMGK’nın tek ağızdan çıkan hızlı sesi, hem Libyalı taraflara, hem de barış ve istikrarı sağlama çabalarına her zaman katkı sağlayacaktır” ifadelerinde bulundu.
Libya Ortak Askeri (5+5) 10’lar Komitesi, Gadames şehrindeki son toplantısı sona erdiği sırada BM Güvenlik Konseyi'ne, ülkede kalıcı bir ateşkesin uygulamasıyla ilgili Cenevre Anlaşması'nda varılanları uygulamak için hızlıca bağlayıcı bir karar çıkarılması çağrısında bulunmuştu.
Anadolu Ajansı’nın Fas Dışişleri Bakanlığından bir yetkiliden aktardığına göre, Libya Devlet Yüksek Konseyi ile Temsilciler Meclisi heyetleri arasındaki müzakerelerin üçüncü turunun Buznika şehrinde yapılması kararlaştırıldı.
Kayıp Şahısları İzleme Genel Komitesi Sözcüsü, Tarhuna şehrindeki bağlantı bölgesinde üç yeni mezar keşfedildiğini duyurdu. Böylece burada bulunan mezar sayısı beşe yükseldi. Diğer mezarlıklardaki çalışmalar devam ederken, ilk yerden dört ceset kalıntısının çıkarıldığını belirtti.



Suriye'nin yeni yılı: Geniş ve yavaş bir atölye

Suriyeliler, ihtiyaçlarını karşılayan, tüm mezhepleri dikkate alan yeni bir anavatan hayal ediyor (AFP)
Suriyeliler, ihtiyaçlarını karşılayan, tüm mezhepleri dikkate alan yeni bir anavatan hayal ediyor (AFP)
TT

Suriye'nin yeni yılı: Geniş ve yavaş bir atölye

Suriyeliler, ihtiyaçlarını karşılayan, tüm mezhepleri dikkate alan yeni bir anavatan hayal ediyor (AFP)
Suriyeliler, ihtiyaçlarını karşılayan, tüm mezhepleri dikkate alan yeni bir anavatan hayal ediyor (AFP)

Refik Huri

Yeni yılda yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu zorlukların sınırı yok. Suriye, birlik, Baas yönetimi ve askeri darbeler öncesinde de zengin bir siyasi deneyimden yoksun değildi. Bu bağımsızlıktan önce var olan, 1940’lara kadar devam eden ve Hüsnü el-Zaim'in 1949'daki darbesi ile kesintiye uğrayan bir deneyim. Daha sonra 1954’te Çiçekli’nin otoriter yönetiminin devrilmesinden sonra deneyim tekrarlandı ve 1954 ile 1958 yılları arasında başarının zirvesine ulaştı. Sivil bir anayasa, sivil ve yerel toplum ile Suriye yelpazesinin tamamını temsil eden siyasi partiler arasındaki etkileşim çerçevesinde, geniş kamusal özgürlükler kapsamında burjuva sağ ile sol, parlamenter demokratik bir sistemde ortak oldular. Ancak toplumun doğasına ve çeşitliliğine uygun olan bu rejim, askeri darbecilerin elinde çeşitliliği baltalayan, özgürlükleri bastıran, partileri kapatan sert ve katı başkanlık rejimlerinin kurbanı oldu. Daha sonra askerler sivil kıyafet giydi ve en zorlu dönem olan 54 yıllık Esed ailesinin iktidarı başladı.

Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından yeni Suriye'nin karşılaşabileceği en kötü şey, farklı türde bir başkanlık sisteminin dayatılmasıdır. Zira iktidarı elde tutmak uzun, dolambaçlı ve zorlu bir yolun başlangıcıdır. Aşırı kontrol ve güç kullanımından daha tehlikeli olabilecek tek şeyse, kaos ve kontrolün kaybedilmesidir. Eğer Arap ve uluslararası güçler şu anda Ahmed el-Şara'yı genel liderlik için “hazırlamaya” çalışıyorsa, mutlak yetkili başkanlık sisteminin yol açtığı felaketlerden kaçınmak için deneyimlerden ders çıkarmalı ve parlamenter demokratik sistem deneyimini “rehabilite etmeye” geri dönmeliler.

Suriye'deki geçiş aşamasının Irak, Libya ve diğer yerlerde olduğu gibi kısa veya hızlı olması beklenmiyor. Kastedilen, rejimin devrilmesinden Mart 2025'teki İdlib hükümetine kadar olan ilk geçiş aşaması değil. Aksine Suriye’deki çeşitliliğin yönetime katılması ve anayasanın seçimler öncesinde tamamlanması için gereken geçiş aşamasını kastediyoruz. Daha önce seçimlerde acele etmek, iktidara el konulması, çeşitliliğin ve çoğulculuğun hassas bir şekilde yansıtılmaması ile sonuçlandı. Gerçek bir açılımı uzatmaksa, tek bir liderin liderliğindeki bir tarafın kontrol ettiği totaliter otoriter yönetime davetiye çıkarmaktır. Hoşgörü, azınlıkların korunması ve herkese ihtimam gösterilmesi konusunda güvenceler vererek başlamakta ise yanlış bir şey yoktur. Ancak bunlar sonuçta dini bir rejimden talep edilen hususlardır ve aslında gerekli olan, demokratik bir sistemde herkesin bir ulus-devlet tarafından korunan eşit bir vatandaş ve “vatandaşlığın” iktidarın direği olmasıdır.

Rejimin silahlı gruplar karşısında kolayca devrilmesi tesadüf olmadığı için işleri kolay görmenin hiçbir gerekçesi yok. Kolay bir devrilmenin ardından en zor iş, devrilme sonrasını yönetmektir. Suriye'nin yurt içindeki vatandaşlar ile yurt dışındaki dostlarının katılacağı geniş, uzun ve karmaşık atölyelere ihtiyacı var. Altyapı ve her şeyi yeniden inşa etme atölyesine ihtiyacı var. Rejimin yararına zarara uğratılan ülkeyi “yeniden inşa etme” atölyesine ihtiyacı var. Ekonomik ilerleme ve insani gelişme atölyesine ihtiyacı var. Üniversitelerde bile onlarca yıldır düşük olan eğitim seviyesinin ardından kaliteli eğitime geçiş atölyesine ihtiyacı var. Tek bir düşüncenin hakim olduğu, kültürel çeşitliliği engelleyen, edebi, sanatsal ve entelektüel yaratıcılığa “çölleşme”yi empoze eden kültürel üstyapıyı yeniden inşa etme atölyesine ihtiyacı var. Hapishanelerdeki insan mezbahalarından sonra Suriyelilerin kendilerine ve ülkeye olan güvenlerini ve ruhlarını yeniden tesis edecek bir atölyeye ihtiyaç var. Yurtdışındaki Suriyeli mültecilerin geri getirilmesi ve gelişmiş ülkelere göç eden Suriyeli yeteneklerin ve kadroların geri kazanılması, DEAŞ ve diğer tüm benzerlerinin geri dönüşünün engellenmesi için bir atölyeye ihtiyaç var.

Bu çeşitlilik içeren atölye, herhangi bir askeri idarenin ve sivil idarenin kapasitesinden daha büyüktür. Türkiye'nin gücünden ve Suriye çeşitliliğiyle çelişmeye ve çatışmaya eğilimli büyük emellerinden, Arap ve uluslararası yardım hazırlıklarından daha büyüktür. Bütün bunlara ve başkalarına ihtiyacı vardır. Her ne kadar yeniden inşa anahtarını elinde tutan taraf, Suriye'de gerçek bir siyasi hayat inşa etme ve herhangi bir tarafın iktidarı tekeline almasını engelleme yönündeki baskının anahtarını elinde tutsa da, bunun anahtarı tek bir tarafın elinde değil.

Büyük atölyeyi yolsuzluk ve kaostan korumanın zorlukları da çok büyük. Şu ana kadar görülen isyanlar ve “çete savaşları”, devlet değişirken, perişan bir ekonomik ve sosyal durum ile umutsuz bir siyasi durumda ordu, devlet aygıtları ve silahlı milisler dağıtılırken dikkate alınması gereken bir olgudur. Suriye rejiminin devrilmesiyle bölgede kaybeden güçler kaybettiklerini veya bir kısmını geri almak için her türlü girişimden geri durmayacaktır ve ortam DEAŞ gibi çeteler için de uygundur.

Suriye'de en güçlü olan, örgütlerden güç alan değil, tüm Suriyeli kesimleri yeniden imar ve yönetim atölyesinde toplayabilen bilgedir.

Bununla ilgili dersi, siyaset bilimi profesörü Sheri Berman “Avrupa'da Demokrasi ve Diktatörlük: Eski Rejimden Günümüze” kitabında şöyle sunuyor: “Liberal demokrasinin arkasında sadece büyük erkek ve kadınlar yoktur, o aynı zamanda derin ekonomik ve toplumsal dönüşümlerin de sonucudur. Başarılı olması için ulusal birliğe ve güçlü bir devlete ihtiyacı vardır.”

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.