Tunus yargısından Nahda’ya kara para aklama soruşturması

Raşid el-Gannuşi (AFP)
Raşid el-Gannuşi (AFP)
TT

Tunus yargısından Nahda’ya kara para aklama soruşturması

Raşid el-Gannuşi (AFP)
Raşid el-Gannuşi (AFP)

Tunus Adalet Bakanlığı'na bağlı bir yargı organı olan Ekonomi ve Mali Yargı Kurulu Başsavcısı, İlyas Fahfah hükümetinde Kamu Hizmeti ve Yolsuzlukla Mücadele’den Sorumlu Devlet Bakanı Muhammed Abbu’nun hükümetten ayrılmadan önce Nahda Hareketi’ne yönelttiği kara para aklama ve yolsuzluk suçlamalarına ilişkin sunduğu şikayeti dinledi. 
Tunus Asliye Ceza Mahkemesi Savcı Vekili Muhsin ed-Dali dün yaptığı açıklamada Başsavcılığın, Nahda Hareketi’ne karşı Ekonomi ve Mali Yargı Kurulu’ndaki savcılığa sunduğu şikayeti netleştirmek için eski Bakan Muhammed Abbu'yu dinlediğini ifade etti. Dali açıklamasında, konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını belirterek, Abbu tarafından sunulan talepte neyin bahsedildiğini açıklığa kavuşturmak için şikayetçi olarak kendisini dinlemek üzere çağrıldığını ifade etti.
Yolsuzluk dosyalarına karşı verdiği şiddetli mücadele ile tanınan Abbu, dava dosyasının kesin delillerle desteklendiğini ve Nahda'yı kara para aklamakla suçladığını doğrulayan güçlü kanıtlar olduğunu vurguladı. Abbu, 4 medya kuruluşunun “Nahda’nın kara para aklama operasyonlarına karıştığına ilişkin delilleri olduğunu” belirtti.
Abbu açıklamasında, bu medya kuruluşlarının mali kaynak yetersizliği ve reklam bağlantılarının giderlerini karşılayamamasına ilişkin şikayetlerine rağmen, Nahda Hareketi’nin fonları sayesinde faaliyetlerini sürdürdüklerini vurguladı. Ayrıca, Tunus’ta Sayıştay'ın önceki seçimlerde partilerin harcamalarına ilişkin raporunun, özellikle  Nahda Hareketi’nin araçları, karargahı ve çalışanlarının ücretleri de dahil olmak üzere sahip olduklarıyla ilgili iddiaları doğruladığını belirtti. Ancak Nahda Hareketi’nin liderleri bu suçlamaları reddetti.
Söz konusu suçlamalar, Nahda Hareketi’nin liderlerinden ve aynı zamanda eski Bakan olan İmad el-Hammami'nin "Hareketin bir yıldır felce uğradığını" açıklamasından 3 gün sonra geldi. Hammami açıklamasında, "Yürütme ofisi yok. Şura Meclisi, yönetim konseyi yok. Bloklar veya başka bir şey yok. Başkanı Raşid Gannuşi dışında hiçbir şeyi yok” ifadelerini kullandı.
Hammami, Tunus’un yerel radyosu Radyo Med’e yaptığı açıklamada, Hareketin Şura Meclisi'nin Gannuşi karar verene kadar toplanmadığını ve tüm önemli konularda başkan tarafından yetkilendirildiğini ve bir yıldır toplantı yapmaya zorla devam ettiğini vurguladı.
Hammami, "Harekette bugün bir kriz varsa, bundan sorumlu olanın Raşid el-Gannuşi olduğunu" belirterek sessizliğinin bu krizi beslediğini vurguladı. Hammami, "Raşid el-Gannuşi diğerlerini konuşmaya zorlamak yerine neden kendisi konuşmuyor?" sorusunu sordu. Aynı zamanda, Nahda Hareketi’nin bugün yaşadığı sıkıntının nedenini, "Tüm kararların Raşid el-Gannuşi tarafından alınmasından ve diğerlerinin söz hakkı olmamasından kaynaklandığını” belirtti.



HTŞ’nin başlattığı operasyonda sonra Halep-Şam yolu kesildi

Halep yakınlarında Suriye ordusu ile silahlı muhalif gruplar arasında çatışma çıktı (AFP)
Halep yakınlarında Suriye ordusu ile silahlı muhalif gruplar arasında çatışma çıktı (AFP)
TT

HTŞ’nin başlattığı operasyonda sonra Halep-Şam yolu kesildi

Halep yakınlarında Suriye ordusu ile silahlı muhalif gruplar arasında çatışma çıktı (AFP)
Halep yakınlarında Suriye ordusu ile silahlı muhalif gruplar arasında çatışma çıktı (AFP)

Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve diğer silahlı muhalif grupların Suriye'nin kuzeyinde başlattığı “Saldırganlığı Caydırma” operasyonu dün ikinci gününde devam ederek, yaklaşık 200 kişinin ölümüne ve Halep-Şam yolunun kapanmasına neden oldu. İsrail ile Lübnan Hizbullah'ı arasındaki ateşkesle aynı zamana denk gelen bu operasyonun zamanlaması ve Türkiye'nin bölgedeki patlamaya hazır ateşin ortasında tutumu sorgulanıyor.

Şarku’l Avsat’ın İran'ın Mehr haber ajansından aktardığına göre İran'ın Suriye'deki en üst düzey askeri danışmanlarından biri olan Kiyomers Purhaşimi, Suriye'nin Halep kentinde silahlı gruplar tarafından düzenlenen bir saldırıda öldürüldü.

İran bu gelişmeleri bölgedeki güvenlik ve istikrarı bozmaya yönelik bir “ABD-Siyonist komplosu” ile ilişkilendirirken, Rusya bu gelişmeleri Türkiye-Suriye normalleşmesinin öneminin bir göstergesi olarak gördü. Analistler ise Ankara'nın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı normalleşmeyi seçmeye zorlamak istediğini savundu.