Pedersen: Araplar, Suriye'de siyasi çözümün çerçevesini genişletme konusunda istekliler

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Elçisi Geir Pedersen’i kabul etti. (Şarku’l Avsat)
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Elçisi Geir Pedersen’i kabul etti. (Şarku’l Avsat)
TT

Pedersen: Araplar, Suriye'de siyasi çözümün çerçevesini genişletme konusunda istekliler

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Elçisi Geir Pedersen’i kabul etti. (Şarku’l Avsat)
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Elçisi Geir Pedersen’i kabul etti. (Şarku’l Avsat)

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Suriye Anayasa Komisyonu’nun güven tesis etmek için bir çözüm yolu sunmasına rağmen söz konusu çözülmemiş sorunların Komisyon’un sınırlarını aşacağını bildirdi. “Suriye meselesindeki siyasi çözümlerin kapsamını genişletme ihtiyacına” dikkat çeken Gayt, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri’nin işaret ettiği, “Suriye kriziyle ilgili tüm siyasi çözüm yollarını ilerletmeye çalışmanın önemi ve silahlı terör örgütlerine karşı verilen kararlı ve etkili yanıtla eş zamanlı olarak gelecek siyasi hamlelere duyulan ihtiyacın altını çizdiğini”  teyit etti.
Arap Birliği ve Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın bu konudaki vurguları, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in Kahire ziyareti sırasında geldi. Ziyaretin amacı, Suriye krizinin barışçıl yollarla çözümünü ilerletmenin yollarının tartışılmasıydı. Mısırlı uzmanlar, Pedersen’in Kahire ziyaretinin “uluslararası toplumun Mısır’ın Suriye krizine ilişkin vizyonuna yönelik farkındalığı çerçevesinde geldiği” görüşündeler.
Ebu Gayt, Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Pedersen ile yaptığı görüşmede, “Arap Birliği’nin 10 yıldır devam eden savaşta, özellikle mülteciler ve yerlerinden edilmiş vatandaşlarıyla halen acı çeken Suriye halkına ağır bir yük yükleyen Suriye krizinin içinde bulunduğu mevcut çıkmazın çözüme kavuşturulmasına verdiği öneme” dikkat çekti.
Arap Birliği Genel Sekreterliği’nden bir kaynak önceki gün yaptığı açıklamada, “Ebu Gayt’ın Pedersen’e hükümette ve muhalefetteki Suriyelilerin mevcut durumun devam etmesinin kendileri için oluşturduğu tehlikenin farkına varmasının önemli olduğunu ilettiğini” söyledi. Açıklamada “gerek Suriye toprakları içinde, gerekse yurt dışındaki Suriyelileri mültecilerin çektikleri acının sona erdirilmesine ve normale dönülmesine izin veren bir uzlaşmaya ihtiyaç olduğuna” vurgu yapıldı. Söz konusu kaynağa göre “Ebu Gayt, Suriye krizindeki aktörlerin mevcut pozisyonları hakkındaki açıklamayı ve şu aşamadaki ilerleme olasılıklarını ve mevcut okumaları BM Elçisi’nden dinledi. Ebu Gayt,’ın Pedersen’e, özellikle krizin askeri karakterinin zayıfladığı ve siyasi çözüm ihtimallerinin göreceli olarak daha büyük bir öneme sahip olduğu şu aşamada, tarafları istenen çözüme ulaşmaya itmek için yaratıcı yollar aramaya devam etmenin önemini” aktardığını belirtti.
Samih Şükri de Pedersen ile yaptığı görüşmede, Suriye kriziyle ilgili tüm siyasi çözüm yollarını harekete geçirmenin önemini vurguladı. Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre “Mısır’ın Suriye’de meydana gelen her türlü zorunlu demografik değişikliği reddettiği, özellikle de, Suriye’deki aşırılık yanlısı savaşçıların bölgedeki diğer çatışma alanlarına nakledilmesi konusunda yaşananlar ışığında silahlı terör örgütlerine karşı kararlı ve etkili bir şekilde karşı koyacak siyasi hamlelere duyulan ihtiyaca vurgu yaptığı” kaydedildi.
Mısır’ın ayrıca “bölgesel çatışma alanlarını alevlendirecek şekilde bu terörist grupların destekçilerinin dar hedeflerine ve siyasi gündemlerine hizmet ederek Suriye’de meydana gelen zorunlu demografik değişikliği reddettiği” bildirildi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre Bakan Şükri, ülkesinin Suriye krizi konusundaki tutumunun değişmez sabitelerini dile getirerek Mısır’ın son dönemde ilgili taraflarla gösterdiği çabalarına ve devam eden temaslarına dikkat çekti. Ayrıca Mısır’ın bu konudaki tutumunun Suriye’nin birliğini, siyasi kararlarının bağımsızlığını koruyacak şekilde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına uygun olarak Suriye krizinin siyasi çözümüne odaklanan bir pozisyona dayandığını vurguladı.
Kahire Amerikan Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi Profesörü Dr. Noha Bekr, BM Özel Temsilcisi’nin Kahire ziyaretiyle ilgili yaptığı değerlendirmede “Pedersen’in Kahire ziyareti, uluslararası toplumun Mısır’ın Suriye kriziyle ilgili vizyonu konusundaki farkındalığı çerçevesinde geliyor” ifadelerine yer verdi. Prof. Dr. Bekr, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Mısır’ın bir süredir Suriye’deki siyasi çözüm arayışında safları birleştirdiğine ve Suriye meselesine bakış açısının başından beri doğru olduğuna” vurgu yaptı.
BM Özel Temsilcisi, Bakan Şükri ile yaptığı görüşmede, Mısır’ın Suriye’ye karşı izlediği dengeli siyasetteki rolünü takdir ettiğini ve bu konuda Kahire ile sürekli olarak koordinasyon içerisinde olma arzusu taşıdığını dile getirdi.
Mısır’da yayın yapan el-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Türkiye işlerinden sorumlu araştırmacı Dr. Kerem Said ise, “Pedersen’in Mısır ziyaretinin, Kahire’nin bölgedeki krizlerin çözümüne yoğun katılımı bağlamında uluslararası taraflarla özellikle de Rusya ile arasındaki yakınlaşması ve Kahire’nin büyük güçler nezdindeki konumunu kullanılması bağlamında geldiğini” belirtti. Said, “Söz konusu yakınlaşmanın, Kahire ile Moskova arasında Karadeniz’de yapılan ortak askeri tatbikatta ortaya çıktığını” söyledi. “Kahire’nin Pedersen ziyareti sırasında, Suriye’deki mevcut durumun devam etme tehlikesine vurgu yaptığına” dikkat çekti. Said sözlerine şöyle devam etti:
“Kahire’nin bu görüşmelerde vurguladığı önemli bir konu var. O da aşırılık yanlısı gruplarla mücadele etme ve bazı bölgesel güçler tarafından paralı askerlerin çalıştırılması ile bölgesel çatışmaları beslemek üzere onların çatışma bölgelerine gönderilmesinin kapılarının kapatılmasına olan ihtiyaçtır.  Mısır’ın bu yöndeki çabaları ciddi. Kahire,  terörizmle her türlü şekilde mücadele etmek için uluslararası ve Avrupa güçleriyle koordinasyon sağlamaya çalışıyor.”



Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
TT

Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail güçleri tarafından bir Filistin vatandaşı öldürüldü.

Filistin Enformasyon Merkezi, yerel kaynaklara dayanarak, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Nazla'da 18 yaşında bir gencin İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi.

Merkez ayrıca, İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'un doğusuna ve Refah'ın doğusuna hava saldırıları düzenlediğini ve bombalama sonucu patlamalar duyulduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki binalarda yıkım operasyonları gerçekleştirdiğini de ifade etti.

Kaynaklar, "İsrail savaş uçaklarının bu sabah Refah'ın doğusuna, Han Yunus'a ve Gazze şehrine daha fazla hava saldırısı düzenlediğini" bildirdi.

Merkeze göre, "İsrail güçleri, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda yaklaşık 390 şehit ve 1000 yaralı var."

Diğer yandan Başkan Trump'ın Gazze'deki iki yıllık çatışmayı sona erdirme planının bir sonraki aşamasına geçmek için görüşmeler devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimini öngörüyor. Bu gücün oluşumu ve yetki alanı konusundaki müzakereler zorlu geçti.


Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu ve Şeba Çiftlikleri sınır bölgesi üzerindeki anlaşmazlığın çözümünün daha sonraki bir aşamaya ertelenebileceğini duyurdu.

Bir basın heyetiyle yaptığı görüşme sırasında yöneltilen bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “Fransa bize Suriye ile olan sınırın haritalarını verdi ve onlar karar verdiklerinde sınırı belirlemeye hazırız. Lübnan komitesi hazır. Deniz sınırının belirlenmesi için bir komite ve kara sınırının belirlenmesi için başka bir komite kurabiliriz.” Sözlerine şöyle devam etti: “Suriye ile ilişkiler yavaş ama iyileşiyor ve en iyisini umuyoruz.”

İsrail ile müzakereler konusunda ise Avn şunları söyledi: “Topraklarımızı işgal eden, her gün bizi hedef alan ve oğullarımızı esir tutan bir güç var. Bunu müzakereden başka nasıl çözebiliriz?” “Herhangi bir ordu savaşa girdiğinde ve çıkmaza girdiğinde, müzakere seçeneği değerlendirilir” ifadelerini kullandı.

Lübnan heyetine Mekanizma Komitesi başkanlığına Büyükelçi Simon Karam'ı seçtiğini açıkladı; bunun nedeninin "kendisinin daha önce Amerika Birleşik Devletleri'nde büyükelçilik yapmış ve Madrid'deki önceki müzakerelere katılmış olması" olduğunu belirtti.

Amerikan elçisi Tom Barrack'ın son açıklamalarına ilişkin olarak Avn, "bu açıklamalar tüm Lübnanlılar tarafından reddedilmektedir" dedi.

Bazı milletvekillerinin Kıbrıs ile deniz sınırlarının belirlenme yönteminden duydukları memnuniyetsizliğe ilişkin olarak, “2011 yılında Cumhurbaşkanı (Necib) Mikati hükümeti sınır belirleme kurallarını koydu ve biz de bu kuralları onayladık. Bu anlaşmanın Meclise gitmesinin gerekli olup olmadığı konusunda Yasama ve Konular Kurulu'na danıştık ve cevap hayır oldu” şeklinde açıklama yaptı.

Bir soruya cevaben, “Kutsal Baba'nın (Papa'nın) altı ay önceki seçiminden bu yana ilk ziyareti ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ziyareti, (Mekanizma) Komitesine bir sivilin atanmasıyla eş zamanlı olarak geldi ve bunların hepsi olumlu işaretlerdir” dedi.

Hannibal Kaddafi'nin serbest bırakılmasının ardından Libya ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi hakkındaki bir soruya cevaben Cumhurbaşkanı Avn, “İmam Musa el-Sadr'ın kaybolması meselesi çözülmelidir. Bu meşru bir meseledir ve Lübnan halkı onun ve iki arkadaşının akıbetini bilme hakkına sahiptir” ifadesini kullandı.

ABD'nin Lübnan ordusuna yaptığı yardımla ilgili olarak, "birkaç yardım programı var" diyen Avn, "Önemli olan, ilk defa resmi bir kararda Lübnan ordusuna yardım etmenin gerekliliğinden bahsedilmesi ve bunun bizim için olumlu ve temel bir gelişme olmasıdır" şeklinde konuştu.

Bir soruya cevaben, Hizbullah milletvekillerinden oluşan bir grubun, cumhurbaşkanı seçilmeden önce partiye silahsızlanmadan bahsetmeyen bir savunma stratejisi konusunda söz verdiğine dair iddialarını ve medyada bu sözle ilgili olarak imzaladığı bir belgenin varlığına dair çıkan haberleri yalanlayarak, "Eğer varsa, şimdi yayınlasınlar" dedi.


Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.