Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki çatışmalar uluslararası alanda endişeye neden oluyor

Etiyopya’nın kuzeyindeki Gondar şehrinin 6 Kasım’da çekilen görüntüsü. (AFP)
Etiyopya’nın kuzeyindeki Gondar şehrinin 6 Kasım’da çekilen görüntüsü. (AFP)
TT

Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki çatışmalar uluslararası alanda endişeye neden oluyor

Etiyopya’nın kuzeyindeki Gondar şehrinin 6 Kasım’da çekilen görüntüsü. (AFP)
Etiyopya’nın kuzeyindeki Gondar şehrinin 6 Kasım’da çekilen görüntüsü. (AFP)

Nobel Barış Ödülü sahibi Etiyopya Başbakan Abiy Ahmed Ali’nin kuzey Tigray bölgesi hükümetine askeri harekat talimatı vermesinden sonra Etiyopya’nın (muhtemelen uzun ve kanlı) bir iç savaşın ortasına gireceğine dair korkular arttı. Etiyopya Başbakanı, ‘hükümet savunma merkezine saldırmak, topçu ve askeri teçhizatı çalmaya çalışmak’ ile suçladığı kuzey bölgesi liderini ve ekibini ‘suç çetesi’ olarak niteleyerek askeri olarak hareket etmeye zorluyor.
Abiy Ahmed, güçlerinin çarşamba gününden bu yana Tigray bölgesinde yürüttüğü askeri operasyonların sınırlı hedefleri olduğunu belirtmesine rağmen harekatın yıkıcı bir savaşa dönüşeceği korkusu, uluslararası toplumu ve özellikle de başta Eritre olmak üzere komşu ülkeleri endişelendiriyor. Eritre, Tigrayanların Addis Abada yönetimini üstlendikleri dönemde Etiyopya ile yıllarda savaş halindeydi. Kuzey bölgesi, 250 bin kişilik bir orduya sahip.
Federal hükümet ve Tigray’ı kontrol eden güçlü grup Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) arasında uzun süredir devam eden anlaşmazlık, son aylarda şiddetli bir çatışmaya doğru ilerlemeye başladı. TPLF’nin Tigray merkezli Kuzey Askeri Komutanlığı’na saldırısı bardağı taşıran son damla oldu. TPLF saldırıyı yalanlarken Abiy Ahmed’i ‘ordunun konuşlanmasını haklı çıkarmak amacıyla hikaye uydurmakla’ suçladı. Tigrayanlar, Abiy Ahmed 2018 yılında iktidara gelen kadar ülkeyi 27 yıl boyunca demir yumrukla yönetti. Çatışma, Afrika’nın en kalabalık ikinci ülkesi olan Etiyopya’nın değişken bir demokratik geçişin ortasında artan ekonomik ve toplumsal zorluklarla karşı karşıya kaldığı bir dönemde patlak verdi.
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, 6 Kasım’da kuzey askeri operasyonunu savunmaya çalışırken, Tigray Bölgesi’ndeki bir siyasi partiyi de ‘suç çetesi’ olarak nitelendirdi. Abiy Ahmed, 6 Kasım’da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Etiyopya’nın kuzeyinde Federal Savunma Kuvvetleri tarafından yürütülen mevcut operasyonların hedefleri açık, sınırlı ve ulaşılabilirdir. Hukukun üstünlüğü, anayasal düzeni yeniden sağlamak ve Etiyopyalıların ülkenin neresinde olurlarsa olsunlar barış içinde yaşama haklarını korumaktır.”
Hükümetinin aylarca sabırla TPLF liderleriyle olan anlaşmazlığı barışçıl şekilde çözmeye çalıştığını, arabuluculuğa, uzlaşmaya ve diyaloga başvurduğunu söyleyen Etiyopya Başbakanı, “Ancak tüm girişimler, TPLF’nin kibri ve uzlaşmazlığı nedeniyle başarısız oldu” dedi.
Diğer yandan Etiyopya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Dina Müfti, ülkesindeki hükümetin uluslararası topluma, ‘kışkırtılarak mevcut duruma itildiğini’ belirttiğine dikkati çekti. Müfti açıklamasında “Onların genel tepkileri, Etiyopya’da barış ve istikrarın hüküm sürmesini ve bu sorunun hızla çözülmesini isteme yönündedir. Tavrımıza sempati duyduklarını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Etiyopya Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Burhan Gula da “Bu kusurlu, boş yere verilen bir savaştır” değerlendirmesinde bulundu.
Gözlemciler, Etiyopya’daki iki güçlü ordu arasındaki herhangi bir savaşın uzun yıllar alabileceği ve kanlı olabileceği uyarısında bulunurken şiddetli bombardıman, kuvvetlerin hareketleri ve bölge üzerinde uçan savaş uçakları hakkında da bilgi verildi. Diplomatik kaynaklar Reuters’a yaptıkları açıklamada, iki Etiyopyalı savaşçının perşembe günü öğleden sonra (Tigray’ın başkenti) Mekelle semalarında uçuş gerçekleştirdiğini aktardılar. Etiyopya Ulusal Savunma Kuvvetleri de uçuşları bir gövde gösterisi olarak niteledi.
Sivil Havacılık Otoritesi yaptığı açıklamada, Etiyopya’nın perşembe günü Tigray üzerindeki hava sahasını kapattığını, uluslararası ve iç hat uçuş rotalarının ülkenin kuzeyindeki hava sahasından geçişini durdurduğunu bildirdi. Etiyopya Federal Polisi de 6 Kasım’da Tigray’daki bazı subayların TPLF güçleri tarafından saldırıya uğradığını belirtti.
Tigray Bölge Başkanı Gebre Mikael, Tigray’ın batısında çatışma meydana geldiğine dikkati çekerken, federal güçlerin komşu Amhara ve Afar bölgelerinin sınırlarında unsurlarını seferber ettiğini kaydetti.
Diplomatik bir kaynak da 6 Kasım’da Tigray ile Amhara’yı birbirine bağlayan ana yolda şiddetli çatışmalar yaşandığını ve topçu bombardımanı sonrasında her iki taraftan da kayıplar olduğunu öne sürdü. Bir yardım çalışanı AFP’ye perşembe günü 25 yaralı askerin Amhara Sağlık Merkezi’ne kaldırıldığını aktarırken askerlerin kiminle çatıştığına ise değinmedi. Aynı şekilde Tigray ile telefon ve internet bağlantıları kesildi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, çatışmanın derhal durdurulması çağrısı yaptı. Guterres, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada ‘tırmanışın derhal azaltılması ve çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi’ gerektiğine dikkat çekti. Genel Sekreter, “Etiyopya’nın Tigray bölgesindeki tavrından son derece endişeliyim. Etiyopya’nın istikrarı, tüm Afrika Boynuzu için önemlidir” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan Uluslararası Kriz Grubu çatışmanın derhal durmaması halinde yalnızca ülke için değil tüm Afrika Boynuzu açısından için yıkıcı etkilere yol açacağını kaydetti. Çatışmanın uzaması hususunda Abiy Ahmed’e yakın olan Isaias Afewerki’nin Cumhurbaşkanı olduğu Eritre gibi, diğer ülkeleri çatışmaya sürükleyeceğine dikkat çekti. Afewerki, Eritre ile savaşa girdiğinde Etiyopya’yı yöneten TPLF’nin düşmanı olarak görülüyordu. Gruba göre asker sayısının 250 bin olduğu tahmin edilen Tigray’ın askeri gücü göz önüne alındığında Afrika’nın en kalabalık ikinci ülkesinde olası bir savaş ‘son derece kanlı’ olabilir. Savaş ayrıca, etnik hatlar üzerinden eyaletlere bölünmüş çok ırklı bir ülkede daha fazla istikrarsızlığa da yol açabilir.
Etiyopya, son yıllarda çok sayıda etnik şiddet olayına tanık oldu. Kriz Grubu, “Daha geniş bir krize girmekten kaçınmak için acil olarak yerel, bölgesel ve uluslararası arabuluculuğa ihtiyaç var” açıklamasında bulundu. TPLF, dönemin hükümetine karşı gerçekleşen gösteriler sonrasında, Abiy Ahmed 2018 yılında iktidara gelmeden önce 30 yıl boyunca Etiyopya’daki siyasi hayata egemendi. Başbakan Abiy döneminde Tigrayanlar, yolsuzluğu hedefleyen yasal tedbirlerin bir parçası olarak, yasa dışı şekilde hedef alınmaktan şikayetçiydiler. Bu çerçevede Uluslararası Kriz Grubu, çatışmanın patlak vermesinin ‘ani ancak haftalarca süren gerginlikten sonra beklenen bir durum’ olduğunu bildirdi. Addis Abada’nın koronavirüs salgını nedeniyle ulusal seçimleri ertelemesi sonrasında Tigray’ın, geçen eylül ayında seçimleri tek taraflı olarak gerçekleştirmesi gerginliği daha da artırdı. Daha sonra her iki taraf da diğerinin hakimiyetini reddederken anlaşmazlık tırmandı. Nihayetinde Tigray Devlet Başkanı geçen pazartesi günü bölge halkına savaşa hazırlanmaları gerektiğini bildirdi. Durum, federal parlamentoyu, TPLF’yi ‘terör grubu’ olarak sınıflandırmaya itti. Addis Abada, Tigray’da 6 ay boyunca olağanüstü hal ilan etti.



İki farklı insansı türünün aynı yer ve zamanda yaşadığı keşfedildi

1,5 milyon yıl önce Kenya'daki bir göl kenarından geçen Paranthropus boisei'nin soyu bundan yaklaşık 400 bin yıl sonra tükendi (Kevin G. Hatala/Chatham Üniversitesi)
1,5 milyon yıl önce Kenya'daki bir göl kenarından geçen Paranthropus boisei'nin soyu bundan yaklaşık 400 bin yıl sonra tükendi (Kevin G. Hatala/Chatham Üniversitesi)
TT

İki farklı insansı türünün aynı yer ve zamanda yaşadığı keşfedildi

1,5 milyon yıl önce Kenya'daki bir göl kenarından geçen Paranthropus boisei'nin soyu bundan yaklaşık 400 bin yıl sonra tükendi (Kevin G. Hatala/Chatham Üniversitesi)
1,5 milyon yıl önce Kenya'daki bir göl kenarından geçen Paranthropus boisei'nin soyu bundan yaklaşık 400 bin yıl sonra tükendi (Kevin G. Hatala/Chatham Üniversitesi)

1,5 milyon yıllık ayak izleri, iki hominin türünün aynı zamanda ve aynı yerde yaşadığını ortaya koydu. 

6 ila 7 milyon yıl önce büyük maymunlardan ayrılan hominin grubunun hâlâ yaşayan tek üyesi Homo sapiens, yani modern insanlar.

Bilim insanları, bu grubun eski üyelerinin aynı ekosistemleri paylaştığını bilse de ellerinde ne kadar yakından etkileşime girdiklerini gösteren bir kanıt yoktu.

Kenya'daki Turkana Gölü kıyısında bir dizi ayak izinin keşfi, araştırmacılara aradıkları kanıtı verdi. 

2021'de keşfedilen ve 1,5 milyon yıl önceye tarihlenen izler, Homo erectus ve Paranthropus boisei'ye ait.

Homo erectus'un modern insanların doğrudan atası olduğu tahmin edilirken, Paranthropus boisei maymunlara daha çok benzeyen başka bir cinse ait. 

Bulgularını hakemli dergi Science'ta dün (28 Kasım) yayımlayan araştırmacılar, Paranthropus boisei'ye ait 12 iz saptadı. Ayak izlerinin aynı kişi tarafından bırakıldığı tahmin edilirken, Homo erectus'a ait üç iz farklı kişilerin gibi görünüyor. 

Araştırmacılar iki türün de iki ayak üzerinde yürüdüğünü ancak yürüme biçimlerinin farklı olduğunu belirledi. 

Makalenin yazarlarından Dr. Neil T. Roach "Homo erectus'a atfettiğimiz izlerde, bizimkilere çok benzeyen ayak izleri görüyoruz" diyerek ekliyor: 

Sert ayakları varmış ve bir şeylere basarken önce topuklarını kullanıyor, sonra da ayak parmaklarını itiyorlar gibi görünüyor.

Paranthropus boisei ise muhtemelen daha çok insan ve şempanze arasında bir ayağa sahipti. Seri halinde bıraktığı izleri analiz eden ekip, nispeten hızlı yürüdüğünü de saptadı. 

Nasıl etkileşime geçtiler?

Bölgede bulunan kemik fosilleri de iki türün aynı ortamda yaşadığını gösteriyor. Ancak fosiller çok daha geniş bir zaman aralığını kapsarken iki ayak izi arasında birkaç saat veya birkaç gün olduğu tespit edildi. Bu da insanların bu eski akrabalarının belki de beraber yaşadığına işaret ediyor.

Dr. Roach "Geçerken birbirlerine el sallamamış olabilirler ancak bunlar, kesinlikle aynı yerden geçen ve kolayca etkileşime girebilecek iki tür" diyor.

ABD'deki Chatham Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Kevin Hatala da iki tür için "İlk kez birbirleriyle yan yana yaşadıklarını biliyoruz" diyor:

Bu kadar yakın yaşarken muhtemelen birbirlerinin varlığından haberdardılar. Bu da rekabet ve bir arada yaşamayla ilgili bazı ilginç soruları akla getiriyor.

Bilim insanları Paranthropus boisei'nin otçul, Homo erectus'un da hepçil beslendiğini tahmin ediyor. Bu nedenle iki hominin türü arasında bir rekabet yaşanma ihtimali düşük görünüyor. 

Bu dönemde bölgenin sıcak ve yağmurlu bir iklime sahip olduğu ve geniş kaynaklar sunduğunu söyleyen araştırmacılar, iki türün, domuzlar ve kılıç dişli kaplanlarla beraber yaşadığını ekliyor.

Ayrıca bölgede bulunan ayak izleri, devasa kuşların da burada yaşadığını gösteriyor.
 

hyju
Bilim insanları Homo erectus'a ait diğer ayak izlerinin, aynı dönemde başka hayvanlar tarafından silinmiş olabileceğini düşünüyor (Chatham Üniversitesi)

İklimdeki değişimlerle Homo erectus ve Paranthropus boisei'nin rekabete girmiş olabileceğini de düşünüyorlar. Hatala iki tür arasındaki etkileşimlerin "Homo erectus'un evrimi üzerinde etki yaratmasının kesinlikle mümkün" olduğunu ifade ediyor.

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi İnsan Kökenleri Programı'ndan paleoantropolog Dr. Briana Pobiner, yer almadığı çalışmada aynı bölgede yürüyen bir değil, iki türe ait ayak izleri bulmanın "akıl almaz" olduğunu söylüyor:

Belki aynı yiyecek için rekabet ettiler; belki de sadece çimenlik bir alanın karşısından birbirlerine ihtiyatla baktılar ya da birbirlerini tamamen görmezden geldiler. 

Dr. Pobiner'a göre iki tür birbiriyle çiftleşmiş bile olabilir. 

Bulgular, iki tür arasında rekabet yoksa Homo erectus'un gelişimini neyin tetiklediği sorusunu da gündeme getiriyor. Dr. Roach "Eğer rekabet bunu açıklamıyorsa, cinsimizin nasıl ortaya çıktığını yeniden düşünmemiz gerekebilir" diyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Washington Post, CNN, Science