Kraliçe Elizabeth ilk kez maskeyle görüntülendi

Kraliçe katıldığı anmada siyah kıyafetiyle uyumlu, beyaz kenarlı siyah bir maske taktı (Westminster Abbey)
Kraliçe katıldığı anmada siyah kıyafetiyle uyumlu, beyaz kenarlı siyah bir maske taktı (Westminster Abbey)
TT

Kraliçe Elizabeth ilk kez maskeyle görüntülendi

Kraliçe katıldığı anmada siyah kıyafetiyle uyumlu, beyaz kenarlı siyah bir maske taktı (Westminster Abbey)
Kraliçe katıldığı anmada siyah kıyafetiyle uyumlu, beyaz kenarlı siyah bir maske taktı (Westminster Abbey)

Kraliçe Elizabeth, koronavirüs pandemisinin başlamasından bu yana ilk kez kamusal alanda yüz maskesi takarken görüntülendi.
Kraliçe cumartesi günü "Meşhul Savaşçı" diye bilinen ve I. Dünya Savaşı'nda savaşan kimliği belirsiz bir askerin defnedilmesinin yüzüncü yılında Westminster Abbey'de fotoğraflandı. 
Kalıntılarının kime ait olduğu saptanamayan beden, ülkesine hizmet ederken ölen Britanyalı askeleri temsil ediyor. 
Askerin Fransa'dan alınan bedeni 7 Kasım 1920'de İngiltere'de toprağa verilmişti.
Defnedilişinin 100. yılı için mezarı ziyaret eden kraliçe, hükümetin yönergeleriyle uyumlu olarak, anmada yüz maskesi taktı.
Mezara bir çiçek buketi bırakırken fotoğraflanan devlet başkanı, kişisel danışmanı ve küratörü Angela Kelly'nin elinden çıktığı düşünülen siyah düğmeli ceketi ve şapkasıyla uyumlu siyah bir maske takıyordu.
Westminster Baş Rahibi Dr. David Hoyle ve kraliçenin şahsi askeri görevlisi Yarbay Nana Kofi Twumasi-Ankrah'ın da katıldığı anmada kısa bir vaaz da verildi.
Etkinlik, kraliçenin mart ayından beri kamusal alana ilk çıkışı oldu. 
Dr. Hoyle konuyla ilgili şu yorumu yaptı:
Majestelerini böyle mutlu ve sağlıklı görmek harikaydı.
Yüzüncü yıl ve kilisenin canlılığı üzerine konuştuk. Burası evlendiği yer ve bu tür toplanmaların bilincinde.
Dr. Hoyle sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu, kilisenin ulusal bir ibadet mekanı olarak görevini yaptığı bir an. Meşhul savaşçının hikayesi hepimizin yüreğine dokunuyor. Tüm kiliselerin kapılarını kapatması çok zor. Bize emredilen her şeye (ki bu da insanları bir araya getirmektir) aykırı.
Çoğu cemaat gibi biz de ayrı düştük ve bu zor bir durum. Mevcut kısıtlamaları göz önünde tuttuğumuzda, majestelerinin bunu yapması çok özel bir şey. Biliyorum, çünkü insanlardan duyuyorum, majestelerinin kilisede bulunduğu bu anlar bize azmimizin ve cesaretimizin tazelendiği hissiyatını yaratıyor. Bu bizi çok ayrıcalıklı hissettiriyor.
Ziyaret, kraliçenin ekim ayında Cambridge Dükü'yle birlikte Porton Down'daki Savunma Bilim ve Teknoloji Laboratuvarı'nı (DSTL) ziyareti sırasında maske takmaması nedeniyle eleştirilmesinin ardından gerçekleşti.
Birleşik Krallık'ta ibadet yerleri, süpermarketler ve toplu taşıma araçları gibi belirli kapalı alanlarda maske takmak zorunlu.

Independent Türkçe



İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
TT

İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrail'in Tahran'a karşı ‘tarihi bir zafer’ ilan ettiği 12 günlük savaşın ardından dün yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemenin tüm dünyanın ‘görevi’ olduğunu söyledi.

Saar X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail kendisine, bölgeye ve uluslararası topluma yönelik yakın bir tehdit karşısında son dakikada harekete geçti” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Saar sözlerini şöyle sürdürdü: “İran İsrail'in ortadan kaldırılması çağrısında bulunmaya ve bunu başarmak için harekete geçmeye devam ediyor. Dünyanın en aşırılık yanlısı rejiminin en tehlikeli silahı edinmesini tüm uygun araçlarla engellemek uluslararası toplumun görevidir.”

Saar'ın paylaşımı, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin, İsrail ile İran arasındaki savaş sırasında 22 Haziran'da ABD tarafından bombalanan İran nükleer tesislerini ziyaret etmekte ısrar eden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin ‘kötü niyetini’ kınayan açıklamalarına yanıt niteliğindeydi.

İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından İran Meclisi, Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA ile iş birliğini askıya alan bir yasa tasarısını kabul etti.

Ülkesi, yıllardır UAEA'nın İran'ın nükleer programını denetlemesini etkisiz olmakla eleştiren Saar, “İran rejimi aynı kalmaya devam ediyor. Uluslararası toplumu kandırmayı sürdürüyor ve nükleer programının etkin bir şekilde denetlenmesini engellemek için aktif bir şekilde çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre Ortadoğu'daki tek nükleer güç olan İsrail, yıllardır İran'ı atom bombası peşinde koşmakla suçluyor, Tahran ise bunu sürekli olarak reddediyor.

Güvenliğine yönelik ‘yakın’ bir tehdit olduğunu ileri süren İsrail, nükleer ve balistik füze programlarını imha etmek amacıyla 12 Haziran'da İran'a saldırdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Washington'un İran'a dayattığı ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından salı akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, “Tarihi bir zafer elde ettik” dedi.

Netanyahu, “İran asla nükleer silaha sahip olamayacak… İran'ın nükleer programını engelledik. Eğer İran'da herhangi biri bunu yeniden inşa etmeye çalışırsa, her türlü girişimi engellemek için aynı kararlılıkla, aynı yoğunlukla hareket edeceğiz” şeklinde konuştu.