Restore edilen Mısır Kraliyet Arabaları Müzesi’nin açılışı yapıldı

Dünya çapında türünün dördüncü örneği, Ortadoğu bölgesinde ise ilk örneği sayılıyor

Mısır’da Muhammed Ali ailesinin hüküm sürdüğü dönemden kalma kraliyet arabalarından biri (Mısır Eski Eserler Bakanlığı’nın resmi web sitesi)
Mısır’da Muhammed Ali ailesinin hüküm sürdüğü dönemden kalma kraliyet arabalarından biri (Mısır Eski Eserler Bakanlığı’nın resmi web sitesi)
TT

Restore edilen Mısır Kraliyet Arabaları Müzesi’nin açılışı yapıldı

Mısır’da Muhammed Ali ailesinin hüküm sürdüğü dönemden kalma kraliyet arabalarından biri (Mısır Eski Eserler Bakanlığı’nın resmi web sitesi)
Mısır’da Muhammed Ali ailesinin hüküm sürdüğü dönemden kalma kraliyet arabalarından biri (Mısır Eski Eserler Bakanlığı’nın resmi web sitesi)

Mai İbrahim
19. yüzyılda Hıdiv İsmail Paşa döneminde kurulan ve Mısır’da Mehmet Ali Paşa ailesinin hüküm sürdüğü dönemden kalma farklı şekilleri ve çalışma tarzları olan muhteşem bir dizi arabanın sergilendiği Kahire’nin Bulak bölgesindeki Kraliyet Arabaları Müzesi yenilenmiş haliyle ziyaretçilere açıldı.
Müzenin daha iyi bir hale getirilmesi için yapılan çalışmaların içerisinde binanın restorasyonu, yapı olarak desteklenmesi, cephelerin onarılması, mimari dokunuşların tamamlanması ve özel sergi salonlarının hazırlanması ile birlikte en modern bilimsel ekipmanlarla hazırlanmış bir restorasyon atölyesi bulunuyordu. Aynı zamanda müzenin içerisine dönemin kraliyet arabaları hakkında çekilen belgesellerin gösterimi için de bir görsel sergi salonu yapıldı.

Sergi Salonları
Şarku'l Avsat'n Independent Arabia'dan aktardığı habere göre, müzede altı adet sergi salonu bulunuyor. Bunlar; Kavalalılar Hanedanlığı’na armağan edilen araçların ve arabaların sergileneceği “Antikahane” Salonu, Kavalalılar Hanedanlığı’nın yaşadığı dönemden bahseden belgesellerin gösterimi için içerisinde bir sinema perdesi bulunan “Kabul” Salonu, salon, antika bir ofis, piyanola, gramofon ve bir dizi yağlı boya tablosu ve av sırasında çekilmiş bir fotoğraf koleksiyonu da dahil olmak üzere Hıdiv İsmail ve Kavalalılar Hanedanı’na ait bir dizi nadir koleksiyonunun sergilendiği “VIP” Salonu, en nadir araba türlerinin sergilendiği “Kutlamalar” Salonu, kraliyet törenlerinde bu ailenin üyeleri tarafından kullanılan bir grup arabanın sergilendiği “Kraliyet Etkinlikleri” Salonu ve günümüzde hala çalışan bir çeşmenin yanı sıra, kraliyet arabalarında çalışan görevlilerin giydiği özel kıyafetlerin ve atlar için kullanılan aksesuarların sergilendiği “Atlar” Salonu.

Özel ihtiyaçları olan ziyaretçiler
Müze, özel ihtiyaçları olan insanları gözetmeye oldukça dikkat ediyor. Zira, görme engelli kişiler için Braille alfabesi kullanılarak tüm eserlere açıklayıcı kartlar iliştirildi. Giriş kısma müzenin salonlarını gösteren bir harita konuldu. Tüm salonlarda işaret dili kullanılarak oluşturulan gösterge panolarının yanı sıra tekerlekli sandalyelerin hareket etmesini kolaylaştırmak amacıyla kolay bir şekilde iniş-çıkış yapılması için düz koridorlar ve rampalar oluşturuldu.

Mısır Eski Eserler Bakanlığı bünyesindeki Müzeler Bölümü Başkanı Mümin Osman konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Mısır Kraliyet Arabaları Müzesi, müzeleri ilk sırada yer alan Rusya, İngiltere ve Avusturya müzelerinden sonra dünya çapında dördüncü sırada geliyor. Bu müzeler genel olarak köklü krallıkları olan, iyi bir miras bırakan ve müzelerde sergilenebilecek üst düzey lüks eşyaları olan ülkelerde bulunur. Mısır Kraliyet Arabaları Müzesi, Ortadoğu’da türünün tek örneği sayılıyor” ifadelerini kullandı.

Osman sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yer Bulak bölgesindeki şu an bulunduğu yerde Hıdiv İsmail döneminde Kraliyet Ahırlar Evi adı altında kurulmuştu. Araçların inşasından, bakımlarına, bunun üzerinde çalışan şoför ve işçilere, arabaları çeken atların bakımına ve gerekirse tedavisine kadar her şey burada görülürdü. Her açıdan kraliyet araçlarıyla ilgili her şey burada yer alıyordu. Daha sonra adı Sultanlık Binekleri olarak değiştirildi ve Sultan Fuad kral unvanını alınca adı Kraliyet Ahırları Bölümü olarak değiştirildi.”

En seçkin kraliyet arabaları
Müze Mısır tarihinin bir kısmına ve birçok tarihi olaya tanıklık eden farklı dönemlere ait bir dizi kraliyet arabasını bir araya getiriyor. Müzenin içerisinde yer alan arabaların kimisi Kavalalılar döneminden, kimisi de Mısır’ın krallığa geçiş yaptığı dönemden kalma. Bazılarının çeşitli etkinlikler için düzenlenen kraliyet törenlerinin resmi fotoğraflarında ve kraliyet düğünleri için yapılan özel konvoylarda görülen arabalar olduğu göze çarpıyor.

Osman, müzede bulunan en önemli arabalar için “Günümüzde Mısır'ın kraliyet döneminden kalma yaklaşık 79 tane araba bulunuyor. Sergi salonlarındaki araçlar türlerine göre ayrıldı ve müzede her türden araç bulunuyor bunlar; parlamentoya ya da gezilere gitmek için kullanılan arabalar, büyük resmi törenlerde ve düğünlerde kullanılan arabalar ve çeşitli işler için kullanılan diğer arabalar” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Osman “Müzede sadece kraliyet araçları bulunmuyor. Aynı zamanda daha önce sergilenen Kral Fuad ile Prenses Fevziye ve Prenses Faika’ya ait yağlı boya tablolarının yanı sıra atların resmedildiği yağlı boya tabloları da sergileniyor. Muhammed Ali Paşa’nın at üstündeyken resmedildiği oldukça nadir bir tablosu da ilk kez halka sergileniyor. Müzede içeriği her dönem değiştirilecek bir sergi salonu bulunuyor. Zira Mısır bu döneme kadar uzanan zengin bir mirasa sahip ve büyük sanatsal ve tarihi değeri olan bu mirası halka takdim etmek için çaba göstermeliyiz” dedi.

Alai Arabası
Müzenin en önemli ve nadir koleksiyonlarından biri de 1869 yılında Süveyş Kanalı’nın açılışı sırasında Fransa İmparatoriçesi Eugénie tarafından Hıdiv İsmail’e armağan edilen Alai adlı arabadır. Süslemeleri, işlemeleri ve altın parçaları ile öne çıkan oldukça kıymetli olan bu şaheser hakkında Müzeler Bölümü Başkanı “Müzedeki en güzel arabalardan biri olan bu araba, İmparatoriçe Eugénie tarafından Hidiv İsmail'e hediye edilmiştir ve sekiz at tarafından çekiliyordu. 1942 yılında Parlamentonun açılışı ve 1938 yılında Kral Faruk ile Kraliçe Feride'nin düğün konvoyu gibi bazı kraliyet etkinliklerinde restore edilerek tekrar kullanıldı. Nadir bir sanat eseri olan bu araba kraliyet döneminde Mısır tarihindeki birçok resmi olayın bir parçası olmuştur” ifadelerini kullandı.
 



Will Smith gişe canavarı seriye dönüyor mu?

Tommy Lee Jones ve Will Smith başrollerdeki işbirliğini üç film boyunca sürdürmüştü (Columbia)
Tommy Lee Jones ve Will Smith başrollerdeki işbirliğini üç film boyunca sürdürmüştü (Columbia)
TT

Will Smith gişe canavarı seriye dönüyor mu?

Tommy Lee Jones ve Will Smith başrollerdeki işbirliğini üç film boyunca sürdürmüştü (Columbia)
Tommy Lee Jones ve Will Smith başrollerdeki işbirliğini üç film boyunca sürdürmüştü (Columbia)

Sony, Siyah Giyen Adamlar (Men in Black) serisini dikkat çeken yeni bir yapımla devam ettirmek istiyor. 

Senaryo için yine Will Smith'in oynadığı Bad Boys serisinin üçüncü ve dördüncü filmlerini kaleme alan Chris Bremner görevlendirildi. 

Yönetmen ya da oyunculara dair henüz herhangi bir açıklama yok.

Deadline, Will Smith'in Ajan J. rolünü bir kere daha canlandırmak istediğini ve senaryoyu ilk alanlardan birinin de o olacağını duyurdu. 

Kültür ve sanat haberleri sitesinin kaynakları, Ajan K. rolündeki Tommy Lee Jones'un senaryoyu okumadan seriye katılıp katılmayacağına dair bir şey söylemeyeceğini aktardı. 

Deadline, Will Smith'in Martin Lawrence'la birlikte oynadığı Bad Boys serisinin 2020'deki Bad Boys: Her Zaman Çılgın (Bad Boys for Life) ve 2024'teki Bad Boys: Ya Hep Ya Hiç'le (Bad Boys: Ride or Die) gösterdiği başarının Sony'yi Siyah Giyen Adamlar için cesaretlendirdiğini bildiriyor.

Lowell Cunningham'ın Marvel için yazdığı çizgi romanlardan uyarlanan Siyah Giyen Adamlar'ın ilk filmi, 1997'de Barry Sonnenfeld tarafından çekilmişti.

Küresel gişe hasılatında 580 milyon doları aşarak büyük bir başarı gösteren yapım, başrolleri paylaşan Will Smith ve Tommy Lee Jones'in 2002 ve 2012'deki devam filmlerinde oynamalarını da sağlamıştı. 

2019'da çekilen Siyah Giyen Adamlar: Global Tehdit'teyse (Men in Black: International) ne bu iki yıldız ne de Sonnenfeld var. 

Yönetmen koltuğuna F. Gary Gray'in geçtiği proje, Tessa Thompson, Chris Hemsworth ve Liam Neeson gibi ünlü oyuncuları barındıran kadrosuna rağmen beklentileri karşılayamamıştı.

Ancak 4 filmle dünya çapında 1,9 milyarlık gişe hasılatına sahip seri, yapımcıları iştahlandırmayı sürdürüyor. 

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Deadline


"Olağanüstü" mozaik, Truva Savaşı'nın kayıp hikayesini açığa çıkardı

Ketton mozaiğinin üçüncü paneli, Kral Priamos'un oğlu Hektor'un ağırlığını ölçmek için bir teraziyi doldurmasını tasvir ediyor (Leicester Üniversitesi Arkeoloji Hizmetleri)
Ketton mozaiğinin üçüncü paneli, Kral Priamos'un oğlu Hektor'un ağırlığını ölçmek için bir teraziyi doldurmasını tasvir ediyor (Leicester Üniversitesi Arkeoloji Hizmetleri)
TT

"Olağanüstü" mozaik, Truva Savaşı'nın kayıp hikayesini açığa çıkardı

Ketton mozaiğinin üçüncü paneli, Kral Priamos'un oğlu Hektor'un ağırlığını ölçmek için bir teraziyi doldurmasını tasvir ediyor (Leicester Üniversitesi Arkeoloji Hizmetleri)
Ketton mozaiğinin üçüncü paneli, Kral Priamos'un oğlu Hektor'un ağırlığını ölçmek için bir teraziyi doldurmasını tasvir ediyor (Leicester Üniversitesi Arkeoloji Hizmetleri)

Arkeologlar, Rutland'da keşfedilen "olağanüstü" bir Roma mozaiğinin arkasındaki gizli hikayeyi ortaya çıkardı.

"Birleşik Krallık'ta keşfedilen en önemli mozaiklerden biri" diye tanımlanan Ketton mozaiği, bir çiftçinin tarlasındaki kazı sırasında ilk kez 2020'de gün yüzüne çıkarılmıştı. Uzmanlar ilk başta eserin, Homeros'un ünlü destanı İlyada'daki meşhur sahneleri tasvir ettiğini düşünmüştü ancak yeni bir çalışma karolara farklı bir ışık tuttu.

Leicester Üniversitesi arkeologlarının yeni bir çalışmasına göre mozaikler gerçekten de ünlü Truva Savaşı hikayesini anlatsa da sahneler aslında öykünün "uzun zamandır kayıp" bir versiyonuna ait. Bu versiyon ilk kez Yunan oyun yazarı Aiskhylos tarafından popülerleştirilmişti.

Üç dramatik panel, Yunan kahraman Akhilleus'la Truva Prensi Hektor arasındaki düelloyu, Hektor'un cesedinin sürüklenişini ve nihayetinde Kral Priamos'un almak için ağırlığınca altın verdiği cesedin tartılmasını tasvir ediyor.

Uzmanlar, mitolojik öykünün bu versiyonu tarihte kaybolup gitse de Romalıların ona aşina olduğunu söylüyor.

Paneller, uzmanların MS 3. veya 4. yüzyıla dayandığını düşündüğü ana villa binasının kuzey ucundaki yemek odasının şatafatlı zeminini oluşturuyordu.

Leicester Üniversitesi Antik Tarih bölümünde öğretim üyesi olan Dr. Jane Masséglia başyazarı olduğu yeni çalışmanın, Britanya'daki Romalıların Akdeniz genelindeki tasarım tercihlerinden ilham aldığını da gösterdiğini söylüyor.

ferf
Ketton mozaiğinin ikinci paneli, Akhilleus'un Hektor'un cesedini arabasının arkasında sürüklerken, Hektor'un babası Priamos'un merhamet dilediğini gösteriyor (Leicester Üniversitesi Arkeoloji Hizmetleri/Boston Güzel Sanatlar Müzesi)

Dr. Masséglia "Ketton Mozaiği'nde hikayenin Aiskhylos versiyonunu anlatan sahneler bulunmasının yanı sıra üst panel aslında mozaiğin döşenmesinden 800 yıl önce, Aiskhylos döneminden kalma bir Yunan çömleğinde kullanılan tasarıma dayanıyor" diye açıklıyor.

Bir panelde standart desenlerin kullanıldığını gördüğümde mozaiğin diğer kısımlarının da Yunanistan, Türkiye ve Galya'dan kalma çok daha eski gümüş eşya, sikke ve çanak çömleklerde karşımıza çıkan tasarımlara dayandığını fark ettim. Roma-Britanyalı zanaatkarlar, antik dünyanın geri kalanından izole değillerdi; desen kataloglarını nesilden nesile aktaran geniş zanaat ağının parçasıydılar. Ketton'da, Roma dönemi Britanyası zanaatkarlığının yanı sıra Akdeniz'in tasarım mirasını da görüyoruz.

2020'de aile çiftliğinde Ketton mozaiğini keşfeden Jim Irvine, yeni araştırmanın "Roma dünyasında yeni yeni takdir edilmeye başlanan bir kültürel entegrasyon düzeyini" ortaya koyduğunu söylüyor.

Bu büyüleyici ve önemli gelişme, Roma dönemi Britanyası'nın genellikle hayal ettiğimizden çok daha kozmopolit olabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe


Ünlü aktör yaşamını yitirdi: Ender görülecek bir ruhtu

2015'te Doğu Ortodoks Kilisesi'ne bağlılığını açıklayan aktör, bir yıl sonra da Rusya vatandaşı olmuştu (AP)
2015'te Doğu Ortodoks Kilisesi'ne bağlılığını açıklayan aktör, bir yıl sonra da Rusya vatandaşı olmuştu (AP)
TT

Ünlü aktör yaşamını yitirdi: Ender görülecek bir ruhtu

2015'te Doğu Ortodoks Kilisesi'ne bağlılığını açıklayan aktör, bir yıl sonra da Rusya vatandaşı olmuştu (AP)
2015'te Doğu Ortodoks Kilisesi'ne bağlılığını açıklayan aktör, bir yıl sonra da Rusya vatandaşı olmuştu (AP)

Japonya'da doğan, ABD ve Rusya pasaportlarına sahip Cary-Hiroyuki Tagawa perşembe günü hayatını kaybetti. 

Menajeri Margie Weiner, 1995'te vizyona giren Ölümcül Savaş'ta (Mortal Kombat) canlandırdığı Shang Tsung karakteriyle tanınan aktörün felç sonrasında yaşadığı sağlık sorunları yüzünden öldüğünü duyurdu.

75 yaşındaki oyuncu, Kaliforniya'nın Santa Barbara kentinde yaşamını yitirirken etrafında ailesinin olduğu da yazılı açıklamada bildirildi: 

Cary ender görülecek bir ruhtu: Cömert ve düşünceli biriydi ve zanaatına bağlılığı sonsuz düzeydeydi.

1987'de Bernardo Bertolucci'nin Oscarlı filmi Son İmparator'la (L'ultimo imperatore) dikkat çeken oyuncu sonrasında Pearl Harbor ve Tim Burton'ın çektiği Maymunlar Cehennemi (Planet of the Apes) gibi filmlerin yanı sıra 2015-2019'da ekrana gelen Yüksek Şatodaki Adam'da (The Man in the High Castle) rol almıştı. 

Japon bir anne ve ABD ordusunda görev yapan bir babanın oğlu olarak Tokyo'da doğan Tagawa'nın adı, Hollywood yıldızı Cary Grant'ten geliyor. 

Tagawa, bir tiyatro oyuncusu olan annesinin, Asyalılara düzgün roller verilmediği için aktörlük yapmasına karşı çıktığını bir röportajında anlatmıştı.

Cary-Hiroyuki Tagawa, 36 yaşından itibaren oyunculuk kariyerine ağırlık verene kadar kereviz yetiştirdiğini, limuzin şoförlüğü yaptığını ve fotomuhabiri olarak çalıştığını bildirmişti. 

Farklı dövüş sanatlarıyla ilgilenen aktör, rekabeti ya da kavgayı sevmediği için Ninjah Sportz adını verdiği bir sistem geliştirdiğini de söylemişti. Bu sistemle dövüş sanatlarını eğitim ve iyileşme aracı olarak kullanmaya çalıştığını savunuyordu. 

2008'de Honolulu'da yargılanan Tagawa, bacaklarında morluklar görülen bir kadına şiddet uyguladığını itiraf etmişti.

Independent Türkçe, CNN, Deadline