Anlaşmalara rağmen Libya yeniden tehlike çemberine giriyor

Gadames’teki Libya Askeri Komiteleri’nin anlaşma ve anlayışları, başarısızlıkla karşı karşıya (AFP)
Gadames’teki Libya Askeri Komiteleri’nin anlaşma ve anlayışları, başarısızlıkla karşı karşıya (AFP)
TT

Anlaşmalara rağmen Libya yeniden tehlike çemberine giriyor

Gadames’teki Libya Askeri Komiteleri’nin anlaşma ve anlayışları, başarısızlıkla karşı karşıya (AFP)
Gadames’teki Libya Askeri Komiteleri’nin anlaşma ve anlayışları, başarısızlıkla karşı karşıya (AFP)

Zayid Hediyye
Libya arenasını takip eden çok sayıda gözlemcinin beklediği gibi Libyalı tarafların birden fazla kanalda diyalog için ortaya koydukları anlaşmaları uygulama süreci, yürürlüğe girmeleriyle birlikte gerçek zorluklarla karşılaşmaya başladı. Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı ‘Burkan el-Gadab (Öfke Volkanı)’ askeri operasyonunun bel kemiğini oluşturan silahlı oluşumların bu anlayışları kabul etmemesi, Cenevre ve Gadames’teki Libya Askeri Komitelerinin anlaşma ve anlayışlarının karşısına engeller koydu. Libya’daki çoğu taraf, söz konusu anlaşmaları olumlu karşılamıştı ve siyasi yolda beklenen diğer uzlaşmaların temel dayanağı olabileceğine inanıyordu.

Askeri anlayışları bozma tehdidi
Geçen haftalarda ülkedeki krize kapsamlı bir çözüm bulma yolunda büyük ilerleme kaydeden Libya siyasi ve askeri diyaloglarının sonuçlarını, ekonomik ve askeri olmak üzere birçok yolda çeşitli şüpheler kuşatmaya başladı. Ülkede diğer bir taraftan da Tunus’ta iki gün içinde başlatılacak olan kapsamlı siyasi yola ilişkin yeni anlayışlar bekleniyor.

Söz konusu şüphe ve korkular, Mitiga Havalimanı’ndaki silahlı bir grubun Libya’nın doğusundan gelen bir uçaktaki yolcuları kaçırarak, Bingazi’deki mahkumlarla takas edilmesini talep etmesinin ardından canlandı. Şehirdeki siyasi yetkililer, söz konusu silahlıları, yıllar önce Ulusal Ordu’ya (LUO) karşı savaşan terör gruplarına mensup olmakla suçluyor.
Olay, Libya’nın doğusunda büyük bir öfke patlamasına yol açtı ve Trablus’u temsil eden tarafla müzakerelerin dondurulması istendi. Olay ayrıca, UMH’nin milisleri dağıtmak için son anlaşmalarda imzaladığı taahhütlerini yerine getirmesini zorlaştıracağı endişelerini de geri getirdi.

UMH’den itiraf ve kınanma
UMH, olayı doğrulayarak, sorumluları mümkün olan en kısa sürede cezalandırma taahhüdünde bulundu. UMH’ye bağlı İçişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, ismini vermediği bir grubun doğu bölgesindeki Benina Havalimanı üzerinden Mitiga Havalimanı’na gelen vatandaşları kaçırdığını aktararak, olayı sert ifadelerle kınadı.
Bakanlık, “Bir grup tarafından kişisel çıkarlarına hizmet etmek için yapılan bu tür eylemler ile UMH’nin bir ilgisi yok. Bu durum ülkenin kamu yararına hizmet etmiyor” dedi.
Bakanlık, ‘sorumsuz’ olarak nitelendirdiği eylemin vatandaşlar arasındaki bölünmeyi artırdığını ve Libya krizine çözüm bulmak ve ülkeyi güvenli bir yere çıkarmak için yürütülen mevcut müzakereleri baltaladığını belirtti. Açıklamada İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın Trablus Emniyet Müdürlüğü’ne ve Ceza Soruşturma Dairesi Başkanı’na olayı araştırması ve bu eylemi gerçekleştiren silahlı gruba karşı yasal tedbirler alması talimatını verdiği bildirildi.
Trablus Koruma Gücü de geçen cuma günü yaptığı açıklamada, Nevasi olarak bilinen sekizinci kuvvetin, Mitiga Havalimanı’nda Libyalı 2 vatandaşı kaçırdığını aktardı.

Libyalı kaynaklar da olayda suçlama parmağını Nevasi milislerine uzatırken, Mitiga Havalimanı’nda alıkoyulan iki kişinin serbest bırakılması karşılığında milislerin, Bingazi’deki yetkililere yıllar önce şehirde meydana gelen çatışmalarda gözaltına alınmış (kendilerine bağlı) unsurların serbest bırakılması talebinde bulunduğuna dikkati çekti.
Koruma Gücü, olayın Mitiga Havalimanı ve çevresinin güvenliğini sağlamakla ilgisi olmadığını söylerken, bu söylentileri yayan herkese karşı tüm hukuki ve güvenlik önlemlerinin alınacağını kaydetti. Güç ayrıca, ilgili makamlara da olayla ilgili acil bir soruşturma açılması ve artık sorumluların Libya halkı önünde açıkça ifşa edilmesi çağrısında bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Libyalı araştırmacı ve akademisyen Muhammed el-Anizi, Gadames ve Cenevre’deki diyalog komiteleri arasında yapılan anlaşmanın uygulanmasını engelleme girişimleri bağlamında, kimliği belirsiz bir silahlı grubun bu adımı attığını dile getirdi. Anizi, “Herkes, anlaşmaların diyalog komiteleri arasında olduğunu ve sadece askeri açıdan değil, tüm açılardan olduğunu biliyor. Trablus’taki çok sayıda silahlı bu durumdan hoşnut değil. Çünkü bu durum, varlıklarına karşı bir tehdit oluşturuyor ve kendilerini birçok maddi ve manevi ayrıcalıktan mahrum bırakıyor” ifadelerini kullandı. Muhammed el-Anizi, “Şubat devriminden sonra ortaya çıkan yasadışı askeri organların birçoğu yıllardır kaosla besleniyor. Bu durum da onlara, başkentteki siyasi kararlara ve birkaç yılda liderlerini milyoner yapan ekonomik kasanın anahtarlarına hakim olma fırsatı veriyor. Bundan kolay şekilde vazgeçmeleri zor.
Bu grubun kimliğinin ifşa edilememesi, yerel tehditlerden çok uluslararası cezalandırma korkusundan kaynaklanmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

Gadames anlayışlarının reddi
Yeni doğmakta olan Libya askeri anlaşmasını tehdit eden ve özellikle batı bölgesinde yaygınlaşan tırmanış, Başkanlık Konseyi’ne bağlı Sirte ve Cufra operasyonu odasındaki ‘destek güçlerinin’ 5+5 ortak askeri komite toplantıları hususunda bir açıklama yayınlaması sonrasında yeniden belirmeye başladı. Açıklamada, ‘Sirte ve Misrata’yı birbirlerine bağlayan kara yolunun açılmasını kabul etmeyecekleri, yabancı paralı askerler olarak tanımladıkları kişilerin kontrolü altındaki hiçbir bölge ile temas yapılmayacağı’ ifade edildi. Aynı şekilde 5+5 toplantısı da ‘herkese uygun tek bir çözüm empoze etme girişimi’ olarak nitelendirilirken, “Bu durum, birbirini takip eden hükümetler tarafından marjinalize edilen, savaşta kullanılan, barış, diyaloglar ve egemen konumların paylaşılmasında uzak tutulan gençlerin geçmiş yıllardaki fedakarlıklarıyla uyumlu değil” denildi.
Operasyon odası, diyalog komitelerinin imzaladığı anlaşmalarda alınan herhangi bir kararı uygulamadan önce başta ‘Wagner gurubun ülkeden çıkışı, Hafter’in bir sonraki aşamadan uzaklaşması, yaralılara yurtiçi ve yurtdışında gerekli tedaviyi sağlama sözü’ olmak üzere çeşitli şartlar ortaya koydu.

Türk düğümü devam ediyor
Aynı şekilde Türkiye, son zamanlarda Libya askeri komite toplantılarında öngörülen, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından onaylanan ve ihlal edilmemesi uyarısı yapılan uluslararası kararlar hususunda birkaç hafta içinde ikinci kez karşı bir adım attı.
Öyle ki Türkiye Savunma Bakanlığı, geçen yıl Kasım ayında iki taraf arasında imzalanan mutabakat zaptıyla ilgili olarak, Trablus ile askeri iş birliği anlaşması kapsamında Libya kuvvetlerinin eğitimine devam edileceğini duyurdu.
Bakanlık, resmi internet sayfaları aracılığıyla da Libyalı unsurlara yönelik batı bölgesinde bir kampta yürüttüğü eğitim fotoğraflarını yayınladı.
Bu çerçevede Libyalı kaynaklar, Türkiye’nin Libya’ya yönelik müdahalesine karşı çıkarak, Türkiye Savunma Bakanlığı tarafından, yabancı kuvvetlerin üç ay içerisinde Libya'dan ayrılacağını içeren Libya askeri anlaşmasının imzalanmasından hemen sonra ikinci kez bu fotoğrafları yayınlanmasının, kasıtlı bir eylem olduğuna dikkati çekti.
Libyalı gazeteci Fatih el-Haşmi, “Türkiye, herkese Libya’da kaldığı mesajını veriyor. Hiçbir anlaşma ve uluslararası gözdağı mesajları, onları engellemeyecek” dedi.
“Türkiye Savunma Bakanlığı’nın UMH’ye bağlı kuvvetlere yönelik verdiği eğitimin fotoğrafları, Libya- Libya anlaşmasının imzalanmasının hemen ertesi günü yayınlandı” diyen Haşmi, Türkiye’nin Libya krizini yakın zamanda sona erdiren kapsamlı bir anlaşmaya varma yolunda önemli bir düğüm olduğunu yineledi.



Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
TT

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmaya hazır olduğunu belirtirken Hamas yalanladı

ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Cumartesi günü Tel Aviv'de esir aileleriyle yaptığı görüşmede, yönetiminin savaşı genişletmeyi değil, kesin olarak sona erdirmeyi planladığını vurgulayarak "Yönümüzü değiştiriyoruz. Ya hep ya hiç" dedi.

Perşembe gününden bu yana İsrail'de bulunan, Başbakan Binyamin Netanyahu ve diğer yetkililerle görüşen, Cuma günü Gazze Şeridi'ni ziyaret eden ve Cumartesi günü de kaçırılanların aileleriyle bir araya gelen Witkoff şunları söyledi: “İsrail halkının çoğunluğu kaçırılanların evlerine dönmesini istiyor ve Gazze'deki halkın çoğunluğu da bunu istiyor çünkü Gazze Şeridi'ni restore etmek ve yeniden inşa etmek istiyorlar.”

Witkoff esir aileleriyle yaklaşık üç saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Hamas'ın esir Ivitar David'i fiziksel olarak kötü durumda ve bir deri bir kemik kalmış bir halde gösteren videoların yayınlanmasından bir gün sonra Rom Breslawski'yi de benzer bir durumda gösteren videolar yayınlanmış, bu videolar İsrail'de fırtınalar koparmış, geniş tepkilere yol açmış, büyük tartışmalara neden olmuş ve esir aileleri sert bir açıklamayla İsrail hükümetinden Gazze Şeridi'ndeki çılgınlığa son vermesini talep etmişti.

sfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli bir esirin eşi Cumartesi günü Tel Aviv'de düzenlenen bir oturma eylemi sırasında dikenli tellerin arkasında oturuyor. (Reuters)

Witkoff Tel Aviv'deki Esir Meydanı'nda öfkeli ailelere seslendi: "Onların (Hamas'ın) müzakerelere oturmamak için hiçbir nedeni olmayacak. Kıtlıktan bahsediyorlar ama ortada kıtlık falan yok. Plan savaşı genişletmek değil, sona erdirmek. Müzakerelerin gidişatının şu şekilde değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz: (ya hep ya hiç) olarak değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz."

Witkoff Hamas'ın silahsızlanmayı kabul ettiğini ve buna açık olduğunu iddia ederek bunun savaşı sona erdirmeye yardımcı olacağını öne sürdü.

Witkoff “Plan hepsini tek bir anlaşmayla geri getirmek, kısmi anlaşma yok" şeklinde konuştu.

Hamas ise Witkoff'a silahsızlanmaya hazır olduğunu reddeden bir açıklamayla karşılık verdi: “Bazı medya kuruluşlarının ABD elçisi Steve Witkoff'tan alıntı yaparak hareketin silahsızlanmaya hazır olduğunu ifade ettiğine dair yayınlarına cevaben, direnişin ve silahlarının işgal var olduğu sürece ulusal ve yasal bir hak olduğunu ve uluslararası sözleşmeler ve normlar tarafından tanındığını bir kez daha teyit ediyoruz. Hamas, başta başkenti Kudüs olan bağımsız, tam egemen bir Filistin devleti kurulması olmak üzere ulusal haklarımız tam olarak iade edilene kadar direnişten ve silahlardan vazgeçmeyeceğiz."

dfgthy
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleri Tel Aviv'de protesto gösterisi düzenledi. (Reuters)

 Witkoff'un Gazze Şeridi'ne yaptığı ziyareti kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir oyun olarak nitelendiren Hamas, ABD yönetiminin Gazze Şeridi'ndeki açlık ve soykırım “suçunun”  ortağı olduğunu vurgulamıştı.

Witkoff'un açıklamaları ve Hamas'ın inkârı, kapsamlı bir anlaşmaya varılması olasılığı konusunda pek çok şüpheye yol açsa da “(Hamas) buna aldırmıyor, ancak Netanyahu'nun hareketin silahsızlandırılmasını şart koştuğu savaşı sona erdirmesi koşuluyla.”

Durumun karmaşıklığına rağmen ailelere Başkan Trump'ın esrleri geri getirmeye her şeyden çok kararlı olduğu konusunda güvence veren Witkoff, “Onun görevi hepsini geri getirmek. Hamas verdiği sözleri tutacak gibi görünmüyor. Onlarla yapılan müzakereler hayal kırıklığı yarattı ve şimdi ya her şeyi yapmamız ya da hiçbir şey yapmamamız gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

dfgthy
ABD elçisi Steve Witkoff Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esir aileleriyle görüşmek üzere Tel Aviv'de (AP)

Hamas'ın yayınladığı videoların ardından esir aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de gösteri düzenledi. İlk videoda yer alan esir Rom Breslavsky'nin kuzeni, "Ölüm yaşamdan daha kolay hale geldi. Ailem tamamen çöktü" dedi. İkinci videoda yer alan Ivitar'ın kız kardeşi “Kalbime milyonlarca yumruk yedim” dedi.

Esir Metan Tsengaukar'ın annesi şunları söyledi: "Eğer hepsini şimdi çıkarmazsak, uzun süre hayatta kalamazlar. Eğer önceki anlaşma siyaset yüzünden başarısız olmasaydı, kaçırılanların hepsi evlerinde olacaktı." Tutuklu Matan Angrist'in annesi oğlunun bir deri bir kemik kaldığını söyledi. Angrist, “Bize sürekli bunun Hamas propagandası olduğunu söylüyorlar” dedi. Kaçırılan Nimrod Cohen'in annesi ise şunları söyledi: “Bu Holokost 2025.”

Ailelerin akrabalarından biri Witkoff'a şunları söyledi: "En son üç ay önce görüştük ve işler düzelmedi, daha da kötüleşti. Çocuklarımız açlıktan ölüyor. Basit bir sorumuz var: Bunun ne zaman sona ermesi bekleniyor?" Witkoff cevap verdi: "Hayal kırıklığınızı anlıyorum. Keşke size bir haberim olsaydı. Ancak durum karmaşık. Ayrıntılarını açıklayamayacağım pek çok neden var."

fgthyu
Hamas tarafından alıkonulan İsrailli esirlerin aileleri Cumartesi günü Tel Aviv'de (AFP)

Yedioth Ahronoth'un bir katılımcıdan aktardığına göre Witkoff ile başka görüşmeler de yapıldı ancak bazı aileler Witkoff'un sözleri karşısında hayal kırıklığına uğradı. Witkoff'la yapılan toplantıda yeralan katılımcılardan bir şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu toplantıdan hiçbir şey beklemiyordum. Hamas'ın bir anlaşma istemeyen terörist bir örgüt olduğunu ilan eden sloganları tekrarlıyor. Aileler öfkelerini dile getirdi ve Witkoff çabalardan bahsetti. Ancak gerçekte yeni bir şey yok" dedi.

Witkoff'un açıklamaları ABD yönetiminin aşamalı değil kapsamlı bir anlaşmaya yöneldiği yönündeki haberleri doğrularken, İsrail hükümetinin bakanlarının Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme çağrılarıyla da çelişiyor.

Cuma günü, Hamas'ın askeri kanadı El Kassam Tugayları, Rom Breslawski'nin başka bir videosunu yayınladıktan bir gün sonra, Ivitar David'in bir deri bir kemik kaldığı bir klip yayınladı. Videoda David dar bir odada bir yatakta otururken görülüyordu ve kemikleri büyük ölçüde dışarı çıkmıştı.

El Kassam videoda elindeki mahkumların bizim yediğimizden yiyip içtiğimizden içtiklerini söyleyerek, devam eden videoda İsrail ablukası ışığında Gazze'den yetersiz beslenme belirtileri gösteren çocukların görüntüleriyle eşlik etti.

İsrailli muhalefet lideri Yair Lapid videoya tepki göstererek şunları söyledi: “Hükümetin her üyesi bugün yatmadan önce Evitar'ın videosunu izlemeli ve Evitar'ın tünelde hayatta kalmaya çalıştığını düşünerek uyumaya çalışmalıdır.”

Videolar, müzakerelerin tıkanmasının ardından Hamas'ın durgun suları hareketlendirme girişimi olarak nitelendirdi.

Amerikan ve İsrail basınına göre Tel Aviv ve Washington bir sonraki adıma karar vermeden önce biraz daha bekleyecek ve büyük olasılıkla arabuluculardan bir tür ilerleme duymayı bekleyecekler.

CNN'e konuşan bir kaynak, Netanyahu'nun Hamas'ın ateşkes anlaşmasını kabul etmemesi halinde ordunun Gazze Şeridi'nde ne gibi adımlar atacağına ilişkin kararı ertelediğini ve bu hafta herhangi bir karar alınmayacağını söyledi.

Bu gelişme, Gazze Şeridi'ndeki operasyonun gidişatı konusunda İsrail hükümeti içinde yaşanan anlaşmazlıkların ortasında gerçekleşti.

Hamas'ın anlaşmayı kabul etmemesi halinde masadaki fikirlerden birinin Gazze Şehri ve diğer nüfus merkezlerini kuşatmak, bir diğerinin ise şehri “işgal etmek” olduğunu belirten kaynak, farklı planları destekleyen bakanlar olduğunu da sözlerine ekledi.

dfvfd

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Gazze'yi kuşatma planını destekliyor ve işgal etmeyi reddediyor; bu tutum siyasi düzeyde anlaşmazlıklara ve çatışmalara yol açıyor.

i24NEWS'e göre Zamir siyasi düzeye şunları söyledi “Gazze'yi kuşatmaya hazırlanıyorum ama işgal etmeye değil.” Bu açıklama işgal ve ilhak çağrısı yapan siyasi düzeyle arasında anlaşmazlıklara yol açtı.

 Gazze'de açıklamalarda bulunan Zamir şu ifadeleri kullandı: "Önümüzdeki günlerde kaçırılanların serbest bırakılması için bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı öğreneceğimizi tahmin ediyorum. Aksi takdirde çatışmalar aralıksız devam edecek."

Güçlerin elde ettiği başarıların bize operasyonel esneklik sağladığını ifade eden Zamir grubun “yıpratma tuzaklarına” düşmeden Hamas'ı “giderek artan bir sıkıntıya” sokmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

İsrail Yayın Kurumu (IBC) Zamir ile siyasi liderlik arasındaki görüş ayrılıklarını doğruladı.

Nahum Berenai Yediot Aharonot'ta şunları yazdı: "Herkes süreçin nereye gideceğine dair bir karar bekliyor, bir anlaşma, kuşatma ya da işgal. Bu bir karar verileceği anlamına gelmiyor. Netanyahu genellikle diğer seçeneği, yani karar vermemeyi tercih ediyor. Bu durumda Zamir'in karar vermesi gerekecek. Bence o ne istediğini biliyor."