Afganistan’da düzenlenen bombalı saldırıda 4 polis öldü, 20 kişi yaralandı

Afgan ordusunun dün Herat'ta gerçekleştirdiği eğitim. (EPA)
Afgan ordusunun dün Herat'ta gerçekleştirdiği eğitim. (EPA)
TT

Afganistan’da düzenlenen bombalı saldırıda 4 polis öldü, 20 kişi yaralandı

Afgan ordusunun dün Herat'ta gerçekleştirdiği eğitim. (EPA)
Afgan ordusunun dün Herat'ta gerçekleştirdiği eğitim. (EPA)

Afganistan’ın Faryab Valisi Nakibullah Faik’in dün yaptığı açıklamaya göre önceki gün Faryab eyaletinde bomba yüklü bir aracın patlatılması sonucu en az 4 polis öldü, 8’i sivil 20 kişi de yaralandı. Afganistan’ın TOLOnews haber kanalının Faryab valisinden aktardığı haberde Almar bölgesindeki bir polis üssünün yakınlarında meydana gelen saldırıda patlayıcı ile dolu Humvee tipi bir araç patlatıldı. Eylemi Taliban’ın gerçekleştirdiği kaydedildi. Saldırının ardından dün sabaha kadar çatışmanın sürdüğü bilgisi verildi. Ancak Taliban dahil hiçbir grup saldırının sorumluluğunu üstlenmedi. 
Vali Faik açıklamasında "Yaralılar arasında ilçe polis şefi de var" dedi. Bunun yanı sıra bölgenin yakınlarında saldırı sonucu hasar gören onlarca ev ve dükkan bulunduğu bildirildi. 
Yetkililerden yapılan açıklamalar yaşamını yitirenlerin sayısının artabileceği yönünde.
Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA), ülkede 1 Ocak-30 Eylül arasındaki dönemde meydana gelen saldırılarda 2 bin 115 sivilin öldüğünü, 3 bin 822 kişinin de yaralandığını kaydetti.
Son yaşanan bir diğer saldırıda 33 yaşındaki Hatıra adlı bir vatandaş, Afganistan'ın Gazni ilinde bir polis karakolundan çıktıktan sonra motosikletli üç kişi tarafından bıçakla gözlerinden yaraladı. Genç kadın hastanede uyandığında görmüyordu. “Doktorlara neden hiçbir şey göremiyorum diye sordum” diyen genç kadın açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yaralardan dolayı bandajların hala gözlerimde olduğunu söylediler. Ancak o an, gözlerimin benden alındığını fark ettim.”
Genç kadın ve yerel yetkililer saldırıdan Taliban militanlarını suçlu tuttu. Söz konusu saldırı genç kadının sadece görme yeteneğini kaybetmesine neden olmadı. Aynı zamanda iş sahibi olma hayalini de elinden aldı. Hatıra, birkaç ay önce Gazni Polis Merkezi’nde, ceza bölümünde çalışmak üzere işe alınmıştı. Afgan kadın Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Keşke en azından bir yıl daha polis merkezinde hizmet edebilseydim. Her şey daha kolay olurdu. Ama çok kısa bir süre sonra gerçekleşti. Hayalimi sadece 3 ay gerçekleştirebildim.”
İnsan hakları aktivistleri, Hatıra'ya yapılan saldırının başta özellikle kamu görevlileri olmak üzere kadınların çalışmalarına sıklıkla şiddetle tepki verme eğilimini ortaya koyduğunu bildirdiler. Buna ek olarak, Hatıra’nın polis merkezinde çalışıyor olmasının Taliban’ın öfkelenmesine neden olmuş olabileceği belirtiliyor. Aktivistler söz konusu saldırıların ABD'nin ülkeden güçlerini geri çektiği bir dönemde, Taliban’ın artan etkisinden kaynaklandığına inanıyorlar.
Taliban şu an Katar'ın başkenti Doha'da, barış anlaşması imzalamak için Afgan hükümeti ile görüşüyor. Ancak görüşmeler yavaş ilerliyor. Ülke, yetkililere ve ülkenin önde gelen kadın figürlerine yönelik saldırılarda artışa tanık oluyor.
Taliban’dan son aylarda yapılan açıklamalarda İslam hukuku çerçevesinde kadın haklarına saygı gösterecekleri bildirilmişti. Ancak birçok eğitimli kadın bu açıklamalara yönelik şüphelerini dile getiriyor. Zira isyancı grup, kimliklere annelerin isimlerinin eklenmesine bile karşı.
Afganistan'da çalışmalar yürüten Uluslararası Af Örgütü’nden Semira Hamidi, konuyla ilgili açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Afgan kadınları için kamu görevinde bulunmak her zaman tehlikeliydi. Ülke çapında son zamanlarda şiddet olayları arttı. Ancak bunlara rağmen Afganistan’da 10 yıldan fazla bir süredir kadın hakları alanında önemli adımlar atıldı. Bu yüzden kadınlar Taliban ile herhangi bir barış anlaşmasına kurban verilmemeli.”



Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
TT

Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek protestolarının önde gelen isimlerinden tutuklu aktivist Mahmud Halil'in eşinin doğumuna katılmasına izin verilmedi. 

Filistinli protestocunun ABD'li eşi Noor Abdalla, pazartesi akşamı yaptığı paylaşımda çocuğunu tek başına doğurduğunu belirtti: 

Bugün erken saatlerde Mahmud yanımda olmadan oğlumuzu dünyaya getirdim. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkililerinden Mahmud'un doğuma katılmasına izin verilmesini istedik fakat oğlumuzu görmek için geçici olarak serbest bırakılmasını reddettiler. Bu, ICE'nin bana, Mahmud'a ve oğlumuza acı çektirmek için aldığı kasıtlı bir karardı.

Halil'in avukatları, aktivistin tutulduğu Louisiana eyaletinin New Orleans şehrindeki ICE direktörü Melissa Harper'a pazar günü e-posta gönderdi. CNN'in incelediği yazışmalara göre Halil'in, New York şehrindeki eşi Abdalla'nın yanına gidip doğuma katılabilmesi için iki haftalığına serbest bırakılması talep ediliyor. 

E-posta gönderildikten yarım saat sonra Harper'ın gönderdiği yanıtta iki cümleyle talebin reddedildiği bildiriliyor. 

New York'ta 8 Mart'ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. ABD Başkanı Donald Trump, Halil'in "Hamas destekçisi" olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı. 

Louisiana'da 8 Nisan'da gerçekleştirilen duruşmada Halil'in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde "tek bir belge bile ulaşmadığını" söylemişti. Hakim Jamee E. Comans, buna rağmen Halil'in sınır dışı edilebileceğine karar vermiş fakat daha sonra karar başka bir mahkeme tarafından iptal edilmişti. Halil'in avukatları öğrencinin serbest bırakılması için hukuki mücadelenin sürdüğünü söylüyor. 

Columbia'daki protestoları organize ettiği gerekçesiyle Filistin kökenli öğrenci Muhsin Mehdevi de gözaltına alınmıştı. Muhsin ve Halil'in ABD'de yasal oturum izni var.

Columbialı öğrenciler, pazartesi günü düzenledikleri eylemde kendilerini kampüsteki kapıya zincirleyerek Mehdevi ve Halil'in serbest bırakılmasını talep etti. Protestocular, "Adalet istiyoruz" ve "Siyasi suçlular serbest bırakılsın" pankartları açtı. New York Times'ın aktardığına göre eylemlerde gözaltına alınan protestocu sayısı henüz netleşmedi. 

Ayrıca Tufts Üniversitesi'nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Öztürk'le ilgili kararın 1 Mayıs'ta açıklanması bekleniyor. 

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024'te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times'ın verilerine göre temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, CNN, New York Times